Ensarın muhaciri diye tanınan sahabî:
ABBAS BİN UBÂDE



Abbas bin UbÂde, Peygamber efendimizin davetini duyunca, Musluman olmak icin koşarak gelen Medineli ilk 12 kişiden biridir. Birinci Akabe biatında Musluman olan altı Medineli, ikinci sene yanlarına altı arkadaş daha alıp, oniki kişi olarak Mekkeye geldiler.
Şimdiden yapınız!

Peygamberimizle gece Akabede goruşmek uzere soz aldılar. Gece olunca buluştular ve aralarında anlaştılar. Hz. Abbas bin UbÂde, Peygamber efendimizle yapılan anlaşmayı pekiştirmek icin arkadaşlarına dedi ki:

- Ey Hazrecliler! Peygamber efendimizi nicin kabul ettiğinizi biliyor musunuz?

Onlarda: "Evet" cevabını verdiler. Bunun uzerine sozlerine soyle devam etti:

- Siz Onu, hem sulh, hem de savaş zamanları icin kabul edip, Ona tÂbi oluyorsunuz. Eğer, mallarınıza bir zarar gelince, akraba ve yakınlarınız helak olunca, Peygamberimizi yalnız ve yardımsız bırakacaksanız, bunu şimdiden yapınız!

Vallahi, eğer boyle birşey yaparsanız dunyada ve ahirette helak olursunuz. Eğer davet ettiği şeyde, mallarınızın gitmesine ve yakın akrabalarınızın oldurulmesine rağmen, Peygamberimize bağlı kalacaksanız, Onu tutunuz. Vallahi bu, dunyanız ve ahiretiniz icin hayırdır.

Bu sozler uzerine arkadaşları da dediler ki:

- Biz Peygamberimizi, mallarımız ziyan olsa da, yakınlarımız oldurulse de yine tutarız. Ondan hicbir zaman ayrılmayız. Olmek var, donmek yok.

Sonra Peygamber efendimize donerek sual ettiler:

- Ya Resulallah, biz bu ahdimizi, sozumuzu yerine getirirsek, bize ne vardır, diye sual ettiler.

Peygamberimiz ise; "Cennet" buyurdular.

Bundan sonra sıra ile Peygamberimize biat ettiler ve soz verdiler.

Peygamberimiz Medineli Muslumanlardan su hususlarda soz aldı:

Allahu teÂlÂya hicbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık etmemek, zina etmemek, cocukları oldurmemek, yalan soylememek, iftira etmemek, hayırlı işlere muhalefet etmemek.

Medinelilerin Peygamber efendimize biat ettiği sırada Akabe tepesinden şoyle bir ses duyuldu:

- Ey Minada konaklayanlar! Peygamber ile Musluman olan Medineliler, sizlerle savaşmak uzere anlaştılar!

Peygamberimiz, bu ses icin buyurdu ki:

- Bu Akabenin şeytanıdır.

Sonra seslenene de buyurdular ki:

- Ey Allahu teÂlÂnın duşmanı! İsimi bitirince, senin hakkından gelirim!

Bu şekilde emrolunmadık

Biat eden Medinelilere de buyurdu:

- Siz hemen konak yerlerinize donun!

Hz. Abbas bin UbÂde dedi ki:

- Ya Resulallah, yemin ederim ki, istediğin takdirde, yarın sabah, Minada bulunan kÂfirlerin uzerine kılıclarımızla eğilir, onların hepsini kılıctan geciririz.

Peygamber efendimiz memnun oldular, fakat, "Bize, henuz bu şekilde hareket etmemiz emrolunmadı. Şimdilik siz yerlerinize donunuz" buyurdu.

Hz. Abbas bin Ubade, Akabe'de biat ettikten sonra, Peygamberimizden ayrılmamış, Mekke'de kalmıştır. Peygamberimize hicret izni gelince, o da Medine'ye hicret etmiştir. Bu sebeple kendisine, “Ensarın muhaciri” denilmiştir.

Bize buyurun!

Peygamber efendimiz, Mekke'den Medine'ye hicret ettiğinde, herkes Resulullahı misafir etmek istiyordu. Medine halkı, Peygamberimize, gorulmemiş bir tezahuratta bulunuyor, herkes, "Bize buyurun ya Resulallah” diyerek evlerine davet ediyorlardı.

Resulullahın Kusva adındaki develeri, sağa sola baka baka ilerlerken, Abbas bin Ubade hazretleri ve Salim bin Avf oğulları, Kusva'nın onune gerilerek dediler ki:

- Ya Resulallah! Bizim yanımızda kal! Sayıca cokluk, mal ve silah bakımından, duşmanlarına karşı seni koruyup savunacak kuvvet ve kudret bizde var.

Peygamberimiz, gulumseyerek onlara buyurdular ki:

- Allahu teÂlÂ, onlari size hayırlı ve mubarek kılsın! Devenin yolunu acınız! Nereye cokeceği ona bildirilmiştir.

Peygamber efendimiz, Mekke'den gelen muhacirlerle, Medineli Muslumanları birbirlerine kardeş yaptılar. Hz. Abbas bin Ubade'yi de Hz. Osman bin Maz'un ile din kardeşi yaptılar.

Abbas bin Ubade hazretleri, Uhud gazasında, bir ara eshab-ı kiramın dağılmakta olduğunu gorunce, dağılan eshab-ı kirama şoyle seslendi:

- Ey kardeşlerim! Bu uğradığımız musibet, Peygamberimize karşı isyanımızın neticesidir. O, sabır ve sebat ederseniz, yardıma kavuşacağınızı size vaad etmişti. Dağılmayınız! Peygamberimizin etrafına geliniz! Eğer bizler, koruyucuların yanında yer almaz da, Resulullaha bir zarar gelmesıne sebep olursak, artık Rabbimizin katında bizim icin ileri surulecek bir mazeret bulunmaz!

Şahitlik edeceğim

Bu sozleri soyledikten sonra, iki arkadaşıyla ileri atıldılar. Buyuk bir gayretle "Allah Allah" nidalarıyla, onlerine gelenle dovuşmeye başladılar. Peygamber efendimizin uğrunda, Onu korumak icin sehit oluncaya kadar kahramanca carpıştılar. Muşriklerden Sufyan bin Umeyye, Hz. Abbas'i iki yerinden yaraladı. Akşam uzeri Hz. Abbas'ı, kanlar icinde eli, yuzu kesilmiş bir hÂlde şehit olmuş buldular.

Peygamberimiz Uhud'da şehit olan eshab-ı kiram icin buyurdular ki:

- Vallahi, eshabımla birlikte ben de şehit olup, Uhud dağının bağrında gecelemeyi ne kadar isterdim. Ben, bunların, Allahu teÂlÂnın yolunda hakiki şehit olduklarına kıyamet gununde şahitlik edeceğim.

Hz. Abbas bin Ubade, Medineli Hazrec kabilesine mensuptu. Babası; Ubade bin Nadle'dir. Doğum tarihi bilinmemektedir.

ALINTIDIR.
__________________