[IMG]http://img460.**************/img460/6639/logosonoy7.gif[/IMG]
KUR'AN-I KERİM'E GORE İNSANIN YARATILIŞI NASILDIR?
[IMG]http://img163.**************/img163/9981/kuran6nw9.jpg[/IMG]
Kur'an-ı Kerim, insanın muhtelif yaratılış devrelerinden bahseder. Bunu ana hatlarıyla ikiye ayırmak mumkundur. Birisi; ilk insan Hz. Adem (as)'ın, ikincisi de diğer insanların yaratılmasıdır. Bu farklı yaratılışlara bazen ayrı ayrı ayetlerde, bazen de aynı ayette dikkat cekilir. Nitekim Mu'minun suresinde;
"Andolsun biz insanı camurdan (suzulmuş) bir hulasadan yarattık. Sonra onu (Hz. Adem'in nesli olan) insanı sarp ve metin bir karargahta (rahimde) bir nutfe (zigot) yaptık. Sonra o nutfeyi alaka (yapışan şey) haline getirdik, derken o alakayı mudga (bir ciğnem et) yaptık, o bir ciğnem eti kemik(lere) cevirdik (ve) o kemiklere de et (kaslar) giydirdik. Sonra onu başka yaratılışla inşa ettik (can verdik, konuşma verdik)..." (Mu'minun, 12-14).
Gorulduğu gibi, insanın ilk yaratılıştan itibaren gecirdiği devreler safha safha nazara verilmektedir. Bunlardan kendi yaratılış devrelerimizi anlamak, ilk yaratılışa da ışık tutacaktır.
Yukarıdaki Ayet-i Kerimede gecen yaratılışla ilgili hususlara, bir hadis-i şerifte de işaret edilir:
"Her birinizin yaratılışı ana rahminde nutfe olarak 40 gun derlenip toparlanır. Sonra aynen oyle (40 gun daha) alaka (yapışan şey) olur. Sonra yine oyle (bir 40 gun daha) mudga (et parcası) halinde kalır. Ondan sonra melek gonderilir. Ona ruh ufler..." (Mehmet Sofuoğlu, Sahih-i Muslim ve Tercemesi, VIII, 114).
Bu hadiste, zigot, morula ve blastula safhaları, derlenip toparlanma devresi (nutfe) olarak ifade edilmiştir. Bugun embriyoloji ilminin tespiti de yukarıda bahsedilen gelişim devrelerine paralellik gosterir. Yumurtalık kanalında dollenen yumurta, ana rahmine doğru inmeye başlar. Daha inerken bile bolunmektedir. Ana rahmine gelen yumurta, plasenta (eten=eş) oluşunca mukoza ve kasları icine iyice yapışarak gomulur. Bir başka ifade ile tohum gibi ekilir. Bu safha, ayet ve hadislerde "alaka" (*) (yapışan şey) kelimesiyle ifade edilir.
Buradaki embriyo, cıplak gozle gorulmeye başladığı zaman, kucuk bir et kutlesi (mudga) halindedir. Bulunduğu yerde gelişir ve kademe kademe bir insan şeklini almaya başlar.
Bugun ilim, insanın yaratılışı hakkında Kur'an-ı Kerim ve hadis-i şeriflerin ortaya koyduğu hukumlerin ancak bir kısmını tesbit edebilmiştir. Mesela; his ve duygular, bu maddi gelişimin hangi safhasında vucutta yerini almaktadır? İlim buna henuz bir cevap bulamamıştır. Peygamberimiz (sav) ise, 120 gun sonra ruhun geldiğini bildirmekle, insan vucudunu susleyen duyguların goreve başladığı zamana işaret etmiştir.
Zigot teşekkulunden itibaren 120 gun kadar cenin sadece buyume kanununa tabidir. Yani, bu devre icinde hucreler bolunur ve farklılaşır. Aynı buyume kanunu, bitki ve hayvan embriyolarında da cereyan eder. Bir başka ifade ile cenin, 120 gun sonra insan mertebesine yukselir. Nitekim bu duruma ayette; "... sonra onu bambaşka bir yaratık (insan) yaptık..." (Mu'minun, 14) beyanı ile dikkat cekilir.
Hz. Adem (as)'in topraktan yaratıldığını bildiren pek cok ayet vardır. "Allah sizi (Hz. Adem'i) bir topraktan, sonra bir meniden (Hz. Adem'in neslini) yarattı." (Fatır, 11). Şu Ayet-i Kerimelerde de insanın topraktan yaratıldığı belirtilir: 3/59; 18/37; 22/5; 35/11; 40/67; 30/20.
İlk insanın yaratılışında da gunumuzdeki yaratılış gibi ceşitli devreler yer alır. "O'dur ki her şeyin yaratılışını guzel yaptı ve insanı yaratmaya camurdan başladı." (Secde, 7).
Şu ayette de bu camurun mahiyetinden bahsedilir: "Andolsun biz insanı kuru bir camurdan, değişmiş cıvık balcıktan yarattık..." (Hicr, 26).
Bu Ayet-i Kerimelerden, yaratılışın; toprakla başladığını, daha sonra bunun camur halini aldığını anlamak mumkun. Bu camur da suzulerek camur ozu hasıl olmuştur. "Andolsun ki biz insanı camurdan suzulmuş bir hulasadan (ozden) yarattık." (Mu'minun, 12). Daha sonra balcık halini alan bu camur ozunun zamanla değiştiği ifade edilir. "(İblis: "Ben bir salsaldan (kurumuş camurdan) değişken bir balcıktan (Hamein mesnun) yarattığın insana secde edemem" dedi" (Hicr, 33).
Bazı mufessirler "insanı bir nutfeden yarattık" hukmunun, Hz. Adem (as) icin de gecerli olabileceğini ileri surerler. Onlara gore bu balcıktan nutfe hasıl edilmiştir. (Elmalılı, V, 3058).
Bu safhaya kadar olan gelişmeler, gunumuzdeki ceninin ilk dort aylık (120 gunluk) durumuna benzerlik gosterir. Midedeki besinlerden spermanın suzulerek cıkarıldığı gibi, camur da suzulerek camur ozu (sulale) hasıl edilmiştir. Bir muddet bu halde kalan camur ozu, balcık şeklini (Hamein mesnun) almış ve daha sonra katı hale (salsal) sokulmuştur. Bu devreden sonra kuruyan bu balcığa insan şekli verildiğini anlıyoruz. "... sizi yarattık, sonra size şekil verdik, sonra da meleklere: "Adem'e secde edin" dedik..." ('Araf, 11).
Nuh suresinde ise, gerek ilk insan ve gerekse insan neslinin merhale merhale yaratılışına da işaret edilir: "Halbuki O, sizi ceşitli merhaleler halinde yarattı." (Nuh, 14).
İlk insanın bu safhaya kadar bitki ve hayvanlarda gorulen buyume, gelişme ve farklılaşma kanunlarına tabi olduğu soylenebilir. Artık bundan sonra ceninde olduğu gibi, yeni bir yaratılış safhası başlayacaktır. Yani, ruh bedene gelecektir. Cunku, insanın terkip ve tesviyesi tamamlanmıştır.. "..sonra onu bambaşka bir yaratık (insan) yaptık..." (Mu'minun, 14). "Onun (şeklini) duzeltip ona ruhumdan uflediğim zaman kendisi icin derhal (bana) secdeye kapanın" (Sa'd, 72).
Şu Ayet-i Kerimede de yaratılışın butun safhalarına işaret edilir: "Ey insanlar, eğer oldukten sonra dirilmek hususunda herhangi bir şuphe icinde iseniz şu muhakkaktır ki biz sizi (aslınızı) topraktan, sonra (onun neslini) insan suyundan (spermadan) sonra alaka (yapışan şey)'dan daha sonra da hilkati belli belirsiz bir ciğnem etten yarattık (ve bunları) size (kudretimizin kemalini) apacık gosterelim diye (yaptık) sizi dileyeceğimiz muayyen bir vakte kadar rahimlerde tutuyoruz, sonra sizi bir cocuk olarak cıkarıyoruz." (Hacc, 5).
Bu Ayet-i Kerimenin son bolumundeki hukumler, yani yaratılışta tabi olduğumuz kanunlar, gunumuzde aynen cereyan ediyor. Bu bize, ayetin başında zikredilen topraktan yaratılmanın da vuku bulduğunu ifade etmez mi? Butun bunlarla Cenab-ı Hak, dilediğini dilediği şekilde yaratacağını gostermiştir.
İnsan vucudundaki elementlerin buyuk bir kısmı toprakta mevcuttur. Ozellikle balcık ve yapışkan camurda karbon (C—4) ve (N—3) molekulleri eksi değerlidir. Bunlar, topraktaki oksijen, fosfor ve hidrojenle kolaylıkla birleşerek insan vucudunun teşkilinde onemli gorev almış olabilir. Ama butun bunlar, bir kudret olmadan nasıl şekilden şekle girecektir?
Gunumuz insanı her şeyi, kendi akıl olculeriyle değerlendirmeye calışır. Eline bir avuc camur alır, bundan insanın nasıl yaratılabileceğini duşunur. Bir camura, bir de kendisine bakar. Arada hic benzerlik yok. Ona gore bundan, ya tuğla veya comlek yapılabilir. Cunku kendi gucu buna yetmektedir.
Aslında tek hucreden insan yaratılması, camurdan insan yaratılmasından daha kolay değildir. Gozle gorulemeyecek kadar kucuk bir hucreden, dokuz ayda şuur ve akıl sahibi bir insan suzuluyor. Zigotun bebek haline gelinceye kadar gecirdiği değişiklikleri adım adım takip etmek mumkun. Ama, hadisenin izahını nasıl yapacağız? Hangi kudret kalbi tanzim ediyor; baştan gozu, ağızdan dişi cıkarıyor? Hem de, Hz. Adem (as)'den beri butun insanlarda aynı kanunlar hukmunu icra ediyor. Şunu itiraf etmek durumundayız ki, insanın yaratılışı gercekten bir mucize. İster ilk insan, isterse gunumuz insanı olsun, bu hukum hepsi icin gecerli.
Meselenin anlaşılmasındaki gucluk, sanırım yanlış kıyastan ileri geliyor. Biz, kainattaki hadiselerin cereyan tarzını devamlı kendi guc, kuvvet ve ilmimizle mukayese ediyoruz. Tabii ki, sonucta işin icinden cıkamıyoruz. Halbuki bu hadiselere Cenab-ı Hakk'ın kuvvet, kudret ve ilmi noktasından bakmak gerek. O zaman, her şeyin gerek vucuda gelmesi, gerekse ortadan kalkması o kadar kolay olur ki, şupheye mahal kalmaz.
İlk insanın yaratılışını acıklamak hususunda evrimciler cıkmaz yoldadırlar. Bunu kendileri de itiraf ediyorlar. O halde, "Yapan bilir, bilen konuşur" kaidesince, yapanın beyanına kulak vermek gerekiyor. O, insanı topraktan yarattığını bildiriyor. "Muhakkak sizi topraktan yarattık..." (Hacc, 5). Hem de en guzel şekilde. "Biz insanı en guzel bicimde yarattık" (Tin, 4). On defa evrimcileri dinleyenlerin, hic olmazsa bir defa da Yaratan'ın fermanlarına nazar etmesi gerekmez mi?
(*) "Alaka" kelimesinin manalarından birisi "kan pıhtısı" diğeri de "yapışan" veya "asılıp tutunan şey"dir. "Yapışan şey" ceninin bu safhasına daha uygun duşmektedir.
Prof. Dr. Adem TATLI
KAYNAK: Sorularla İslamiyet
Yeni paylaşımlarda buluşmak dileğiyle...
[IMG]http://img322.**************/img322/7687/destek2ba9.gif[/IMG]
__________________
Kur'an-ı Kerim'e Gore İnsanın Yaratılışı Nasıldır?
Dini Bilgiler0 Mesaj
●23 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- Kur'an-ı Kerim'e Gore İnsanın Yaratılışı Nasıldır?