Futbol, ilk başlarda sadece spor yapmak maksadıyla yerine getirilen bir kavram olmakla birlikte, zaman icerisinde sadece bu amacla sınırlı kalmayıp, başka amacların da işin icine dahil olarak, tum dunyada adeta endustri hale gelmiş bir oluşumdur. Bu amacların "islami" ya da "toplum yararlı" olup olmadığını irdelemek, bir zaruret haline gelmiştir. Cunku futbol, tum dunya'da olduğu gibi musluman ulkelerde de yaygın ve populer olarak takip edilen bir kavramdır. Bu amaclar'dan ise mubahlık veya uygunluk yonunden değerlendirebileceğimiz bir-iki kavram vardır. Bunların en onemlisi, şuphesiz; kumar kavramıdır.

Malumdur ki bahis kavramı, dunya liglerinde faaliyet gosteren bir kavram olarak kendine yer edinmiştir. Dunya futbol liglerindeki federasyonlar, ulkelerindeki bahis oluşumu ile ortak hareket etmekte, yapılan anlaşmalar cercevesinde federasyon, bahis oluşumu'nun federasyonun sorumluluğundaki liglerde icraat yapmasına musaade eder.
Boylelikle bahis oluşumu, ligdeki takımların isimlerini kullanır, bu isimlerin macları uzerinden bahis amaclı program tertip eder, insanların bazıları da, bu programa ortak olur, bahis yatırır ve duzen, bu şekilde devam eder. Bahis oluşumu, buralardan yuksek miktarda kumar yolu ile paralar kazanır. İsim telif hakkı anlaşması dolayısıyla da federasyona gereken odemeyi yapar. Federasyon ise, bu paradan ligde mucadele eden takımlara paraları "iddaa gelirleri" altında odemesini yapar.

http://www.futbolekonomi.com/index.p...ola-katks.html

http://www.haberturk.com/2-lig-ve-3-...k-1741071-spor

Sistem oturmuş vaziyette. Orneğin Turkiye'de federasyon; Turkiye Futbol Federasyonu(TFF) dur. TFF, Spor Toto Teşkilatı ile "İddaa" oluşumu uzerinden entegre olmuş haldedir. Bu entegrasyon ile Turkiye'de futbol sistemi, mevcudiyetini devam ettirir. İddaa oluşumu, futbolcuların, kuluplerin ve liglerin mevcudiyetlerini devam ettirebilme noktasında onemli bir mali ortaktır, yardımcıdır.

Spor toto teşkilatı, her ne kadar devletin olsa da, bu durum, mevzuyu mubah haline getirmez. Cunku devletlerin de, her yaptıkları doğru değildir. Zaruret hasıl olmadıkca da, vatandaş olarak bu yanlış icraatlardan uzak durmak gerekir. Nasıl ki devletin bankası Ziraat Bankası, faizli kredi vermesine rağmen buradan uzak durduğumuz gibi.

Bu sektoru takip etmek, sektorun kumar entegrasyonunu da desteklemek, "kumar ile işlem yapılma-gelir eldesi" ozelliğine dolaylı olarak onay vermektir. Kumar oluşumu'nun varlığına katkıda bulunmaktır.

Efendimiz(AS), buyurmuştur;

Alıntı:
"Bir kimse İslÂm'da guzel bir cığır acar da kendisinden sonra onunla amel edilirse, o kimseye bu cığırla amel edenlerin ecri kadar sevab yazılır. Amel edenlerin ecirlerinden de bir şey eksilmez. Ve her kim İslÂm'da kotu bir cığır acar da kendinden sonra onunla amel olunursa, o kimsenin aley*hine -bu cığırla amel edenlerin gunahı kadar- gunah yazılır. Amel edenlerin gunahlarından da bir şey eksilmez."(Muslim, İlim, 15)
Bu hadis; dinimizdeki şu kaide'ye işaret eder: "Sebep olan; yapan gibidir." (Bkz: Essebu ke'l fail)

Futbol sektoru'nun icine giren başka bir amac ise; kapitalizmdir. Daha doğrusu kapitalizm altında faaliyet gosteren "sektor sahipleri'nin(başkan, antrenor, oyuncu) daha cok kar etmesi, bunun icin de toplumu arac olarak kullanması" fikridir.

Futbol sektoru icinde donen paralar, oyuncu alım-satımları(bonservis) icin odenen paralar, oyuncuların kazandığı paralar ve maaşları'nın ne derece astronomik olduğu; herkesin malumudur.

http://www.fanatik.com.tr/2018/01/10...r-oldu-1342129

https://www.gscimbom.com/forum/f17-m...sezonu-153185

Orneğin Sinan Gumuş isimli futbolcu, yıllık olarak 600 bin Euro, yani 2.8 Milyon TL kazanmaktadır. Aylık maaşı ise 233 bin TL'ye denk gelir. Veyahut Fernando Muslera, AYLIK 1.5 Milyon TL kazanır. Yılda 18 Milyon TL'ye tekabul eder.

Bir ulke'de para kaynakları, sonsuz değildir. Merkez Bankası, sınırsız olarak para basmaz. Basılan paraların uretim olarak karşılığı olması lazımdır. Yoksa enflasyon, alır başını gider. Ulke, ekonomik cokuşe doğru yol alır. Ulke icindeki para kaynaklarının ise, uretim odaklı yollarda harcanması ve yatırımı'nın olması icap eder. Bu yolla hem yatırımcı, hem de halk kazanır. Boylelikle hem milli gelir yukselir, aynı zamanda toplumun farklı ekonomik katmanları arasındaki kişilerin kazanclarındaki fark, azalmaya başlar.

Buna muhalif olarak hareket etmek, ulke'deki para kaynakları'nın tuketim odaklı yollara harcanması ise, ulke'nin gelişimi'nin onundeki onemli engellerden biridir. Bu usule alışkanlık gosteren toplum, uzun vadede GSYH'sini duşurur, milli gelirini azaltır. Ulke icindeki parayı ise, daha az sayıda kişi paylaşır. Onemli miktar, bu kişilerde olur. Az miktarı ise geri kalan coğunluk tarafından(halk) paylaşır. Toplumun farklı katmanları arasındaki kişilerin kazanclarındaki fark, ucurum derecesinde olur.

Şu an antrenor olan Şenol Guneş, bu durumu guzel bir surette izah etmiş: "Eskiden futbolu fakirler, oynar; Zenginler, seyrederdi. Şimdi zenginler, oynuyor; fakirler, seyrediyor."

http://www.fanatik.com.tr/2011/01/05...oynardi-207699

Boyle bir sektoru(futbol) takip etmek, buralarda falanca takımları desteklemek, bunların mevcudiyetleri'nin devamı niteliğine maddi/manevi desteği esirgememek, bu orantısız duzenin devam etmesini sağlamaktır. Zenginin daha cok kazandığı, fakirin ise daha fakir olduğu duzen...
Pasta misali... Ortada bir grup kişi'nin tuketeceği buyuk bir pasta vardır. Bu pasta'dan bir kac kişi'ye buyuk, kocaman dilimleri ayırmak, geri kalan kalabalık kitleye ise ince dilimler ayırmak... O yuzden "futbol'da astronomik ucretlerin donmesi, futbolu yonetenlerin, burdaki patronları ilgilendiren konudur. Onların parasıdır. Bizi ilgilendirmez" duşuncesi; doğru değildir.

"Ben, sadece yeşil sahada oynanan oyun ile ilgileniyorum. Başka bir niyetim yok" şeklinde duşunce sahibi olunsa da, işin arka planı, masum değildir. Mevzu hakkında detaylı duşunulduğunde aslında herkes, kendi capında bu sektorun yardımcısı olduğu kanısına varılır. Cunku fertler, bu sektoru takip etmese, o etmese, oburu etmese, falanca etmese, boylelikle bu refleks, toplum icinde yayılır. Sektoru TALEP eden olmayacağı icin bu sektorun ARZINI gercekleştirenler de, bu sektorun mevcudiyetini gercekleştiremeyeceklerdir. Mevzuyu geniş acıdan ele almak, sadece yeşil sahadaki koşuşturmadan ibaret olmadığı gormek gerekir.

Konu ile alakalı TGB'nin kaleme aldığı makale de, bu konu hakkında guzel bir değerlendirmedir. Ayrıca futbolun icine girip onu "endustriyel futbol" haline getiren amaclar olan "kumar" ve "kapitalizm" amaclarına ilaveten bir de "anarşizm-holiganizm" amacı vardır. Bu 3.amac, bu makalede izah edilmiştir, o yuzden izah etmiyorum;

https://tgb.gen.tr/serbest-kursu/kap...l-futbol-16991


Paylaş - Facebook

Tweetle
__________________