Allah sevgisi butun sevgilerin kaynağıdır. Sevgi yonelttiğimiz her şeyde sevgi hissini kalplere veren Yuce Rabbimiz’dir. Şefkat ve muhabbet hissettiğimiz ne varsa, ozunde, Yuce Allah’ın ustun yaratma sanatının, sonsuz ilminin, benzersiz guzelliğinin, sınırsız aklının ve kudretinin tecellileri bulunmaktadır. Ailemiz, arkadaşlarımız, sevdiğimiz insanlar, hoşumuza giden tum yiyecek ve icecekler, beğendiğimiz kıyafetler, hayatımızı kolaylaştıran tum arac ve gerecler, bakmaya doyamadığımız manzaralar, rengarenk cicekler, minik bir bebek, kucuk sevimli bir kuzu, parlayan yıldızlar, masmavi gokyuzu… Tum kainat Yuce Allah’ın kullarına olan sevgisi, merhameti ve rahmetinin ornekleriyle doludur. Aklını ve vicdanını kullanarak duşunen her insan butun bu guzellikleri ve nimetleri -sahip oldukları ozellikleriyle beraber yaratıp- insanların faydasına sunanın Yuce Allah olduğunu anlar. Boylelikle cevresinde gorduğu her detayda, Rabbimiz’in biz kullarına olan sonsuz sevgisinin orneklerini gorur. Tum bunlar ise iman edenlerin kalplerinde coşkulu bir sevgi duymalarına ve Rabbimiz’e gonulden bir aşkla bağlanmalarına vesile olmaktadır.

“Kendinden (bir nimet olarak) goklerde ve yerde olanların tumune sizin icin boyun eğdirdi. Şuphesiz bunda, duşunebilen bir kavim icin gercekten ayetler vardır.” (Casiye Suresi, 13) ayetinde bildirildiği gibi muminin aşkla Allah’a yonelmesi ve O’nun tecellilerini de bu aşkla sevmesinin temelinde ‘goklerde ve yerde olanların tumu’nun Allah’ın birer nimeti olduğunu unutmaması gelir. Muminin insan, kadın, cocuk, hayvan, cicek vb gibi tum yaratılmış varlıklara olan sevgisinin cok şiddetli olmasının nedeni budur. Bu nedenle baktığı herşeyde Allah’ı gorur. Allah rızası icin, sevdiğinden baktığı herşeye aşık olmaktan kendini alamaz. Bu aşk Allah aşkından kaynaklanan doğal bir ruh halidir ve tutkulu imanla, akılla, derinlikle, fedakarlıkla, yiğitlikle ve cok yuksek ahlakla kazanılır. Bu bilincle hareket eden bir kişi gorduğu her guzellik karşısında Rabbimiz Allah’ı tesbih eder.

İşte, Allah’ı herşeyden cok seven ve O’nun istediği guzel karakteri her yerde odun vermeden surduren insanlar, birbirlerini de icli bir sevgi ve saygıyla severler. Dunya hayatında Allah sevgisini nefsani sevgiye ustun tutan samimi muminler ahirette, Allah’ın izniyle, sonsuza kadar sevdikleriyle birlikte yaşayacakları cennet bahcelerinde olmayı umarlar:

“(O gun) Zalimleri kazandıkları dolayısıyla korkuyla titrerlerken gorursun; o (yaptıkları) da ustlerine cokmuştur. İman edip salih amellerde bulunanlar ise cennet bahcelerindedirler. Rableri Katında her diledikleri onlarındır. İşte buyuk fazl (nimet ve ustunluk) budur.” (Şura Suresi, 22)

Gercek ve samimi sevgi; Allah'ın yalnızca Muslumanlara verdiği, dunyadaki ve sonsuz ahiret hayatındaki en buyuk nimetlerden birisidir. Allah'ın rızasını amac edinmeyenler ve Kuran ahlakını yaşamayanlar icin, gercek sevgi onların hicbir zaman ulaşamayacakları buyuk bir nimet kaybıdır. İnsanların bircoğu sevginin taklidini yapıp, sevgiyi yaşıyormuş gibi gorunmeye calışabilirler. Ancak herşeyin yaratıcısı olan Yuce Rabbimiz Allah, Allah sevgisini yaşamayan ve iman etmeyenlere bu sevgiyi vermeyeceğini, ancak iman edenler icin bir sevgi kılacağını Kuran'da kesin bir gercek olarak şoyle bildirmektedir:

"İman edenler ve salih amellerde bulunanlar ise, Rahman (olan Allah), onlar icin bir sevgi kılacaktır." (Meryem Suresi, 96)
__________________