
Âbidlerin Rehberi Peygamber Efendimiz'in (sallallahu aleyhi ve sellem) namaza gostermiş olduğu alÂka, O'nun izini takip edenlerin gonullerinde de "ibadetlerin ozu"ne karşı derin bir iştiyak uyarmıştır.
"Namaz benim gercek goz aydınlığımdır" diyen, başkalarının bir kısım şeylere arzu duymasının cok otesinde bir istekle namaza karşı arzu duyduğunu her haliyle ortaya koyan, mubarek ayakları şişecek kadar kıyamda duran, bazen bir rek'atta birkac cuz'u birden okumadan rukûya varmayan, haşyetle dolu yureğinden el değirmeninin ya da kaynayan tencerenin sesi gibi hıckırıklı ağlama sesi duyulan ve secde ederken Hak karşısındaki saygısından dolayı kıvrım kıvrım kıvranan Resûl-i Ekrem'in (aleyhi ekmelu't-tehÂyÂ) namaz ibÂdeti uzerinde hassÂsiyetle durması AshÂb-ı kirÂmın da birer namaz Âşığı haline gelmelerine vesile olmuştur. Oyle ki, Fudayl bin İyÂz'ın ifadeleriyle soyleyecek olursak, Sahabe efendilerimiz, benizleri atmış, yuzleri sararmış bir şekilde sabahı karşılarlardı. Cunku gecenin coğunu namazda gecirirlerdi. Bazen dakikalarca kıyamda kalırlar, bazen de uzun muddet secdeye kapanırlardı. CenÂb-ı Hakk'a iclerini dokerken, ruzgÂrlı bir gunde sallanan ağaclar gibi sallanır; gozlerinden, elbiselerini ve yeri ıslatacak kadar yaş dokerlerdi. Namazın lezzeti onlara bedenî yorgunluklarını unuttururdu ve o vuslat dakikaları hic bitmesin isterlerdi. Sabah olunca, yuzlerine yağ surerler, gozlerine surme cekerler ve halkın icine sanki geceyi hep uykuyla gecirmiş ve iyice dinlenmiş gibi cıkarlardı.
Namazı hakkıyla kılmak icin ne yapmalıyız?
1. Allah Rasûlu (aleyhi ekmelu't-tehÂyÂ) bize bir hedef gosterirken, Cennet'te yuz mertebe bulunduğunu ve Firdevs'in, makam bakımından en yuksek derece olduğunu belirttikten sonra, "Allah TeÂlÂ'dan Cennet'i istediğiniz zaman, Firdevs'i isteyiniz." buyurarak, himmetimizi Âli tutmamız gerektiğine işaret etmiştir. Dolayısıyla, namazın hakikatini idrak etme hususunda da yuce himmetli olmalı; CenÂb-ı Hak'tan selef-i salihînin ibadet aşk u iştiyakını, onlardaki kulluk temkinini dilenmeli ve namazı şuurluca ikÂme edebilmek icin inÂyet-i ilahiyeyi talep etmeliyiz. Belki herbirimiz şoyle demeliyiz: "Allah'ım, Resûl-i Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz namazı hangi enginlikte ikÂme ediyor idiyse, bana da o idraki lutfeyle; namazın manasını benim ruhuma da duyur. Rabb'im, ben de Peygamber Efendimiz'in eda ettiği gibi namaz kılmak ve onu benliğimin butun zerrelerinde duymak istiyorum.. namaz esnasında Sen'den başka butun mulahazalara karşı kapanmayı ve tamamen namazlaşmayı arzu ediyorum.. Ne olur Allah'ım, bu lutfunu bana da nasip eyle!.."
Evet, peygamberÂne bir ibadet ufkuna mazhar olmayı istemek peygamberlik istemek demek değildir. Bu talep, her hususta takip edilmesi gereken İnsanlığın İftihar Tablosu'nu ibadet hayatı itibarıyla da ornek almak ve namazda daha bir derinleşmek talebidir. Sizin bu turlu bir duanız kat'iyen boşa gitmez. Bu duada istekli ve ısrarlı olursanız, Allah sizi mahrum etmez; inşaallah o sayede maiyyete ulaşırsınız. Siz bu kadarcık bir istek izhar edince Sultan-ı Ezelî de kendi ululuğu, azameti ve rahmetinin enginliği olcusunde ZÂt'ına yaraşır bir mukabelede bulunur. Bu acıdan, meÂliye muştak olmak ve ulvi hedeflere goz dikmek himmeti Âlî tutmanın ifadesidir; namazı ikÂme hususunda da insan hep daha yukseklere tÂlib olmalıdır.
2. Namazın hakikatini idrak etme isteği kavlî ve kalbî bir duadır; bu duanın fiilî yanını ise, en başta bu mevzuda yazılmış eserleri okumak teşkil eder. Namazı şuurluca kılmak isteyen bir mu'min şayet onunla alakalı uc-beş kitap okumamış, buyuklerin bu konudaki mutalÂalarını oğrenme gayretinde bulunmamış ve meselenin nazarî yanını dahi ihmal etmişse, onun bu talebinde samimi olduğu soylenemez. Oyleyse, namaz yolcusu ikinci adım olarak, gonlune ibadet iştiyakı salacak, onu namazın nurlu iklimlerinde dolaştıracak ve mana Âleminin buyuklerinin namazla alakalı engin anlayışlarını, derin duyuşlarını aktararak icine haşyet dolduracak makaleleri ve kitapları okumalıdır. Bir mu'min, ZÂt-ı Uluhiyet hakikatıyla, iman esaslarıyla ve ibadetlerin mana buuduyla alakalı birkac eseri hic olmazsa birkac defa gozden gecirmeli değil midir? Evet, Kur'an talebeleri, Hazreti Gazalî, Hazreti MevlÂn ve Hazreti Bediuzzaman gibi Hak dostlarının namazla alakalı mutÂlaalarını ve gunumuzde kaleme alınmış namaza dair makaleleri mutlaka okumalı ve konuyla alakalı muzakerelerde bulunmalıdırlar.
3. Hem kavlî hem de fiilî duada ısrarlı olma, matlubu elde etme mevzuunda kararlı ve istikrarlı bir tavır ortaya koyma ve aktif sabırla, adım adım hedefe yurume de neticeye ulaşma yolunda cok onemli diğer bir şarttır. Namaz sevdası tÂlibin gonlune hemen duşmeyebilir; insan birkac gunde, birkac ayda, hatta birkac yılda namaz hakikatini duyamayabilir. Dolayısıyla, talepte ve neticeye goturecek sebepleri yerine getirme mevzuunda ısrarlı olmak pek muhimdir.
Şayet, namaz kahramanlığına adaysanız, sizi o ufka taşıyacak butun argumanları kullanmayı ihmal etmemelisiniz. Hangi ses, hangi soluk sizi şahlandırıyor ve kalbinizi coşturuyorsa, bir kere değil, belki yuz kere aynı vesileye başvurmalısınız. Belki bir kitabı onlarca kez okumalı, bir kaseti birkac kere dinlemeli, bir buyuğun sozlerine defalarca kulak vermeli ve oturup kalkıp hep gozunuzu diktiğiniz hedefi duşunmelisiniz. "Olmuyor!" diyerek, yoldan donmeyi asla aklınıza getirmemeli ve kat'iyen aceleci davranmamalısınız. Unutmamalısınız ki, bu yolda belki senelerce sular gibi cağlayacak, pek cok kayaya carpacak, ama her an biraz daha arınacak ve sonunda ummana ulaşacaksınız.
OZETLE:
1- Âbidlerin Rehberi Peygamber Efendimiz'in (sallallahu aleyhi ve sellem) namaza gostermiş olduğu alÂka, O'nun izini takip edenlerin gonullerinde de "ibadetlerin ozu"ne karşı derin bir iştiyak uyarmıştır.
2- Her birimiz namazın hakikatini idrak etme hususunda yuce himmetli olmalı; CenÂb-ı Hak'tan selef-i salihînin ibadet aşkını, kulluk temkinini dilenmeli ve namazı şuurluca ikÂme edebilmek icin inÂyet-i ilahiyeyi talep etmeliyiz.
3- Şayet, namaz kahramanlığına adaysanız, sizi o ufka taşıyacak butun argumanları kullanmayı ihmal etmemelisiniz. Hangi ses, hangi soluk sizi şahlandırıyor ve kalbinizi coşturuyorsa, bir kere değil, belki yuz kere aynı vesileye başvurmalısınız.
(Zaman)
__________________