Muridin murşid ile konuşacağı zaman, evvel usûlu vechile izin istemesi ve huzurunda hoşa gitmeyecek şeylerden sakınması, sesini gayetle yavaş ve hafif olarak cıkartması, yuksek sesle kat'iyyen konuşmaması gerekir. Hatt kole ve uşakların efendilerinin huzurunda konuştukları gibi konuşa... Tekellumde edebe riayetle,

(L terfaû esvÂtekum) [Sesinizi yukseltmeyin!] (Hucurat: 2) emr-i celîline riayet eyleye... Murşidin sozunu kalb ve lisanıyla tasdik edip, gerek lafzan ve gerek kalben, "Neden? Nicin? Hayır oyle değil, boyledir." gibi sozlerle mukabele etmeye... Zîr erbÂb-ı tahkîk, murşidine bu gibi mukabelede bulunan muridlerin ebediyyen felÂh bulamayacağını bildirmişlerdir.

Ehlullahta bazı umûr vardır ki, hassaten kudret-i Hak'tan neş'et eder ve bazı umur da hikmete mebnîdir. Onun icin, murşidin işlediği işten ve sebeb-i hikmetinden sual etmek edebe muhaliftir.

Murşid ile konuşmak mutlaka caiz değildir, meğer ki bir muşkulunu halle veyahut halini arza mecburiyyet-i kat'iyye ola. Ruyasını ve keşfini soyleyip cevabını beklemeye ve istemeye... Mugayyebattan, yÂni gaibden sormaya... İzhara ya me'zundur veya değildir, veya başka bir maslahata mebnî karışmamak lÂzımdır.

Murid olan kimsenin murşidine inanması ve ondan sadır olan ef'alin hepsini tasdik eylemesi vacibdir. Ve dahi keramet efdaliyete sebep değildir. Efdaliyet ancak kuvvet-i yakîn ve irfandadır. Kerametin suduru ekseriya zÂhidlerden ve muhiblerdendir. Arifler ise keramete itibar etmeyip, hayz-ı ricalden addederler.

Cuneyd-i BağdÂdî Hazretleri buyurur ki:

"--Su uzerinde yuruyen kimseler vardır, amma onlardan cok yuksek ve efdal olan bahtiyarlar, susuzluktan ahirete gocmuşlerdir."

Bunların hepsi MebsûtÂt'ta mufassal yazılıdır.

Ve murid yapacağı her işte murşidinden izin isteye... Bunda bereket vardır. Cenaze, yıkayana nasıl teslim olursa, oylece murşidine teslim olup kendi ihtiyarını ve isteğini terk eyleye ve murşidinden hicbir hal va malını saklamaya.

Bir yere gideceği zaman izin isteye ve gittiği yerden donunce, murşidinin evinin onunde durup yine onun izniyle evine done.

Eğer murşidi onun evine uğramışsa, tÂzimde kusur etmeyip tekrar tekrar gelmesini rica ede... Onu teşyîde, yÂni uğurlamada, o "Don!" deyinceye kadar arkası sıra gidip, gozden kayboluncaya kadar orada durmalı, sonra evine donmeli! Vel-hàsıl murşidine, sultanlara lÂyık bir tÂzim ile tÂzim eyleye.

Bu edebi bilenlerden sorup oğrenmeli!..

__________________