Cuma Hutbesi 15 Nisan 2005

Yuce Allah, insanı diğer varlıklardan ustun kılmış, farklı cinslerin bir araya gelerek, sevgi ve saygı temeline dayalı huzurlu aileler kurmalarını istemiştir. Zira aile, toplumun temeli ve cekirdeğidir. Aile, belirli bağlarla birbirine bağlı olan, karşılıklı hak ve odevlere sahip bireylerin oluşturduğu bir kurumdur. Eşler icin huzur, paylaşım ve iffet mekanı; cocuklar icin terbiye, sevgi ve şefkat ocağı olan ailenin son derece onemli olduğu inkar edilemeyecek bir gercektir.




Bu nedenledir ki ilk insan ve ilk peygamber hayata eşiyle ve ailesiyle başlamıştır. Aile hayatında dertler, kederler, problemler bir butunun parcaları olan aile bireyleri arasında paylaşım ve fedakarlıkla hafiflerken, sevincler bayrama donuşur. Anne-babanın şefkat kucağında yetiştireceği merhamet, doğruluk, durustluk gibi milli ve manevi değerlere saygılı yavrularla toplumun geleceği teminat altına alınır.

Saygıdeğer Muslumanlar!

Yuce Kitabımız Kur’an’da hemen her konuda bizler icin en guzel ornek olarak gosterilen Peygamberimiz Hz. Muhammed’in sadakat, fedakarlık, sevgi, hoşgoru ve mutluluk ornekleriyle dolu aile hayatı da ayrı bir onem arz etmektedir. Alemlere rahmet olarak gonderilen Hz. Peygamber sadakat sahibi bir eş, sevgi ve şefkati eksilmeyen bir baba, emin ve fedakar bir dost idi. Onun aile yuvasını, huzur, paylaşım, adalet, fedakarlık ve saygı tabloları suslerdi. Allah Resulunun baba olduğu aile ocağında, coşkun ırmaklar gibi gonulden fışkıran muhabbet, şefkat, merhamet ve değer verme, yokluğu hissedilmeyen temel unsurlardı. Onun yuvası, eşiyle, cocuğuyla insanî erdemlerin yaşandığı bir yuvadır. Bu duygu ve temeller uzerine kurulan aileden, eş olarak sadakatin asla esirgenmediği Hz. Hatice’ler, bilgi ve hikmet kaynağı olan Hz. Aişe’ler, sevgi, saygı ve merhametin evlada donuştuğu Hz. Fatıma’lar edep timsali Hz.Hasanlar, Hz.Huseyinler yetişmiştir. Hasılı butun bu guzellikler Kutlu elcinin yuvasında insanlık icin birer sembol haline gelmiştir.

Değerli Kardeşlerim!

Cağımızda toplumlar buyuk ailevî problemlerle karşı karşıyadır. Boşanan ciftlerin, yıkılan ailelerin, şefkat, saygı ve sevgi ortamından mahrum eş ve yavruların sayısı gun gectikce artmaktadır. Oyle ki, “anneciğim, babacığım, evladım” gibi sevgi ve şefkat yuklu sozcuklere hasret kalan insanlar hic de az değildir. Bu problemlerin aşılmasında Allah’ın en guzel ornek olarak takdim ettiği kutlu elcinin aile yapısını susleyen değerlerin hayata gecirilmesi kacınılmazdır. O yuce Resul bir eş olarak; “Mu’minlerin imanca en mukemmeli, ahlaken en guzel olanlarıdır ve hayırlı olanlarınız da ailesine karşı hayırlı olanlardır.”[1], “Bir kimse hanımına kin duymasın; zira onda hoşlanmadığı huyları varsa buna karşılık, memnun kalacağı huyları da vardır.”[2] diye ummetine sesleniyordu. Hz. Peygamber; “Kucuğumuze merhamet etmeyen ve buyuklerimize saygı gostermeyen bizden değildir.”[3] diyordu.

Kardeşlerim!

Muminler olarak eşimize, cocuğumuza Hz. Peygamberin sadakatini, sevgisini, merhametini, fedakarlığını gostermenin gayreti icinde olalım. Ailemizde ahlak, edep, hoşgoru, haklara saygı temel prensipler olmalıdır. Bu prensipleri hayata gecirmek, hem inancımızın hem de sağlıklı ve erdemli bir toplum olmanın gereğidir.

Hutbemi başlangıcta okuduğum Âyetin mealiyle bitirmek istiyorum: “İcinizden kendileriyle huzura kavuşacağınız eşler yaratıp, aranızda sevgi ve rahmet var etmesi, Allah’ın varlığının belgelerindendir. Bunlarda duşunen bir toplum icin dersler vardır.”[4]

[1] Tirmizî, RadÂ’, 11; İbn MÂce, NikÂh, 50; Musned, II, 472.

[2] Muslim, Rada’, 63; Musned, II, 329.

[3] Tirmizî, Birr, 15.

[4] Rum, 30/21
__________________