Kur'an'a gore "dinler"in olmamasının anlamı, Kur'an'ın diğer dinleri(!) varsayıp, sonra onları reddetmesi değildir!

Kur'an-ı Kerim, tum Rasûl ve Nebileri ve onlara indirilenleri tasdik eder! Tum Rasûl ve Nebilerin bildirdiği şuphesiz haktır!

Ancak...

Kur'an-ı Kerim'de "DİN" kelimesiyle işaret edilen şey, yaşadığımız, tÂbi olduğumuz EVRENSEL SİSTEM'dir! (İnsan, sınırlı beş duyusuyla bu evrensel sistemin işleyişini ve duzenini tam anlamıyla kavrayamayacağı icin, korunabilmek icin, kendisine bildirilen sistemin hukumlerine İMAN etmek durumundadır.)

Evrensel sistem ve duzen olan DİN, son nebi Hazreti Muhammed (aleyhisselÂm)'ın acıklamalarıyla ikmal olmuş ve İSLÂM adıyla tanımlanmıştır. ALLAH indinde "DİN" tektir ve DİN'in "coğulu" (din"ler") asla sozkonusu değildir! Bununla birlikte, insanların algı ve kavrayış kapasitelerine gore tÂbi olduğumuz bu tek DİN'i değişik bicimlerde, değişik seviyelerde anlayışları, yorumlayışları sozkonusudur. Bunun sonucunda da yeryuzunde farklı "inanc bicimleri" sozkonusu olmuştur.

Kur'an'ın verdiği "duşunce ve değerlendirme sistemine uymayan" şekilde, eksik bilgili toplumların bugun "dinler"(!) diye coğul olarak nitelediği şey, aslında bu evrensel tek DİN'i, değişik duzeylerden ve değişik yonlerden anlayıştan doğan "inanc bicimleridir". "DİN" değil, "inanc bicimleridir" coğul olan! Bu inanc bicimlerinin birden cok olması, yaşadığımız sistem ve duzenin, yani DİN'in cokluğu anlamına gelmez! Dolayısıyla, insanların "dinleri" değil, "DİN"den ne anladıklarıdır, birden fazla olan!

Kur'an-ı Kerim'in verdiği bu bakışı ozumseyebilirsek eğer, o zaman "İslÂm" adıyla tanımlanan Allah sistem ve duzeni (DİN) yanısıra, yeryuzunde farklı "dinlerin" de olabileceği varsayımından vazgeceriz! Bunun bilinmediği inanc bicimlerinde eksik bilgiden dolayı varsayıldığı gibi değişik "dinlerin"(!) varlığını konu etmeyiz.

Yeryuzunde ceşitli "inanc bicimleri" elbette vardır ve o inanc bicimlerinin mensupları, kendi bakış acılarıyla gozlemledikleri birbirinden değişik inanc bicimlerini, farklı "dinler" varmış gibi yorumlayabilirler.


Ancak, Musluman, yani "İslÂm'ı kabul eden" kişi icin, Kur'an'ın bildirdiği tek bir evrensel sistem ve duzen, yani tek "DİN" vardır! "Din gunu" diye tercume edilen "yevmiddin", evrensel tek bir sistemin işlediğinin ayan oluşudur. İSLÂM, bu tek dine verilmiş addır! Yorum ve anlayış seviyeleri farklı olsa dahi, varoluşu itibariyle her birim varededine kul olarak bu sistem ve duzene tÂbidir, ki bu onların fıtri kulluklarıdır.

Buradaki incelik şudur:

"İnanc bicimleri" dediğimiz şey, kişilerin bireysel, kendi ic meseleleridir; kişisel olarak ortaya koyduklarıdır... Dolayısıyla, yeryuzundeki insan sayısınca ortaya konan değişik inanc bicimleri olabilir!

"DİN" ise yaşamda işleyen evrensel sistem ve duzenin kendisidir! Kişisel anlayış ve inanc bicimleriyle, ya da kişilerin ortaya koyduklarıyla sınırlanması mumkun değildir!


Tum Rasûl ve Nebiler, bu sistem ve duzeni, yani tek DİN'i okumuşlar, acıklamışlar ve bu yolda calışmışlardır! Kişilerin anlayış, kavrayış, inanc bicimlerinin ceşitliliğine bakıp, dinlerin(!) cokluğunu varsaymak, orijin anlamıyla evrensel sistem olan DİN'i anlamaktan ve Kur'an-ı Kerim'in verdiği bilinci kazanmaktan perdeler kişiyi...

Bunu boyle bildikten sonra...

Kur'an'ın verdiği bu bakışı, duşunme ve değerlendirme sistemini kabul eden kişinin, yeryuzundeki "değişik inanc bicimleri" karşısında, Allah Rasûlu Muhammed Mustafa (aleyhisselÂm)'ın kemaliyle acıkladığı DİN'i, yani İSLÂM'ı bilmesinin ve onu kabul etmesinin gereği olan duruşu takınabilmesi icin de cok cok onemli bir ihtiyacı vardır...

Her Musluman, oncelikle ve kesinlikle ALLAH'I BİLMEK ve TANIMAKLA mukelleftir... "Allah ismiyle neye işaret edildiğini" oğrenmek ve Allah Rasûlu'nden kendisine ulaşan bu bilgiyi cevresiyle paylaşarak değerlendirmek, inanan her fert icin yaşamın en oncelikli ve temel amacıdır.


04 Aralık 2006 Pazartesi

Ahmed BÂki

NOT : Yazının orjinalini BURADAN okuyabilirsiniz.
__________________