Farkındalık nereden cıktı?
Bir an durun.Ve ben ne yapıyorum deyin.Cevap veremeyeceksiniz.Cunku şimdiki zamanda sorulan soruların cevabı yoktur.Anda kalınca insan tepkisiz ve dingindir.İnsanoğlunun %98 i bir hastalık yaşamaktadır ve hicbiri bunu fark etmez.Bu hastalığın adı “duşunmek” tedavisi ise “Farkındalık” tır.
Kendinizi tanımlayın dersem size bana nasıl bir cevap verirsiniz?.. ozelliklerinde.. yı seven.. şeklinde başlarsınız.Hepsi yalan.Siz aslında tahmin ettiğiniz kişi değilsiniz.Bu anlattıklarınız ego.Ego nedir peki.Bunca sıklıkta duyduğunuz bir kelime.Ego,nefistir,şeytandır.Kısaca sizi yoneten ikinci bir varlıktır.Evet o bir varlıktır.O bir canlıdır.O canlı ruhsal boyutta yaşar.
En başa donelim.Dunyanın yaratılışına kadar başa. Allah (Varlık,tao,sınırsız guc,oz,bilinc..) melekleriyle birlikte insanoğlundan once yarattığı başka varlıklarıyla ilgilenmekteydi.Bir gun insanı yarattı.
İblis(Şeytan), lanetlenmeden once, meleklerin hocası mıydı?
Evet, meleklerin hocası ve reisi idi. İslam Âlimleri
Allah’ın emri ile, butun melekler, Ademe doğru secde etti. Meleklerin hocası olan İblis, emri dinlemedi, secde etmedi. İblis, meleklerle beraber idi. Ateşten yaratılan cinler taifesinden idi. Melekler ise, nurdan yaratıldı. İblis’in onceki adı Azazil idi. Cennetin bekcilerindendi. Dunya seması meleklerinin reisi idi. Dunya, semasının ve yerin sultanıydı. Meleklerden ilimde ustun idi. Gok ile yeryuzu arasını idare ediyordu, bunun icin kendini buyuk gordu. Bu hÂli onu Allah’a isyana surukledi. Allah da onu, rahmetinden uzaklaştırdı.
Bu cevap tum dinlerde aynıdır.incilde kuranda tevratta da aynen anlatılmaktadır.
Peki Şeytan neden secde etmedi?
Bir zamanlar Rabb'in meleklere: "Ben yeryuzunde bir halife yaratacağım" demişti. (Melekler): "A!.. Orada bozgunculuk yapacak ve kan dokecek birisini mi yaratacaksın? Oysa biz seni overek tesbih ediyor ve seni takdis ediyoruz" dediler. (Rabb'in): "Ben sizin bilmediklerinizi bilirim." Dedi.Bu meleklerin arasında şeytanda vardır.Kuranda Allah kendinden bahsederken biz diye bahseder.Cunku bir yonetim kurulu vardır bir gorev dağılımı vardır.Melekler sadece soyleneni yapabilen hatasız robotlar gibidirler.Duşunemezler.Yorum kabiliyetleri yok denecek kadar azdır.Fakat melekler dışındaki varlıklar duşunebilme kabiliyetine sahiptir.Cinlerden olan Şeytan da duşunebilmektedir.Tıpkı bizim gibi.Fakat onun zekası ve ustunlukleri sıradan bir insana gore cok fazladır.Ama şoyle bir gerceklik var.Kuranda da belirtildiği gibi “insanlar yaratılanların en ustunudur” bunun sebebi ise insanlara Yaratıcı kendi nefesinden uflemiş kendinden bir parca koymuştur.Yani Hallacı Mansur(bir evliyadır) “Ben Allah’ım “ dediğinde idam edilmeden once bu gerceği anladığını ve gozum acık gitmeyecek ben artık sırrı cozdum diyerek olmuştur.Peki bu sır nedir.Varlığın ta kendisidir.İcimizdeki ozumuzdur.Adem yaratıldığında duşunebilme ve secim yapabilme kabiliyetine sahipti.Duşundu ve artık tedavisi yalnızca “farkındalık” olan hastalığa yakalandı.
Bu hastalık nerden geliyor.Kim bu ego.Cevabı basit Şeytanın ta kendisi.Cunku o gorevini yapıyor.Kurandada anlatıldığı gibi şeytan lanetlendi ve “bende senin (benden daha ustun olarak) yarattığın bu insanlığı senin yolundan cıkaracağım kıyamete kadar vakit ver dedi.Ve Allah’ta izin verdi ama insanoğluna kefil oldu.Aslında tum dinler bu gerceği anlatmaktadır.Fakat bircok din zamanla değiştirilip farklı yerlere cekildiği icin gunumuze kadar tam olarak ulaşamamıştır.İslamiyet bile bugun bir cok değişiklikle karşıkarışaydır.Bunun en basiti kapanmaktır.Peygamber zamanında insanlar kapalı değildi.Sıradan geleneksel ortulerindeydi.Bir başka ornek olarak eskiden kadınlar ve erkekler camide birlikte namaz kılardı bugun kılmıyor gibi..Ama elimizde orijinal bir kitap var.Değişmemiş.Diğer dinlere mensup insanlar icinde incilden bazı ornekler verdim.İncildede bircok yerde farkındalığa işaretler vardır.Hatta genel olarak bakıldığında İncil farkındalığa daha cok yer vermiştir.Tevrattada bir cok ayet vardır.Bugun Siyonistlerin farkındalığı keşfettiği icin dunyaya Yahudilerin hukmettiği soylenir.
Bu şeytan bir tane değimlidir bunca insanın icine girmeye nasıl yetişiyor?
Şeytan bir tane değildir.Onun cocukları vardır.cocuklarınında cocukları.Bu zincire gore peygamberin anlattığı bilgiler ışığında yuzbinlerce şeytan olduğu bilinmektedir.Ayrıca şeytan girdiği bir insanı diğer insanı da yoldan cıkarmak icin kullanır.
Peki şeytan (ego) ne zaman icimize girer?
Yeni doğan bir bebek ne kadar saf ve temizdir.farketmişsinizdir.Duşunmez.ozgurdur.bir bardağı yere atıp kırar sonrada guler.Şeytan insanlara ergenlik cağına girmeye başladıklarında girer.10 yaşındaki erkek cocukları surekli olarak “anne kafamdan duşunceler geciyor” şeklinde tepkiler vermiştir.
Artık bir kişi değil iki kişi olduğunuzun farkındasınız.Peki gercekte siz kimsiniz?
Siz gercekte Allah’ın size nefesinden uflediği kendi parcasından verdiği ozusunuz.İnsan bedenini duşunurseniz Ruh ve beden olarak iki kısımdan oluşur.beden sadece et parcasıdır.Hicbir işlevi yoktur.Her şeyi ruh yapar.Cunku ruh gerekli olan enerjinin kaynağıdır.Bu enerji kalkanı olan ruh bedenimize cakralardan civi gibi cakılmıştır.7 buyuk carka ve yardımcı cakralar sayesinde sinir sistemi gerekli olan enerjiyi sağlar ve hormonlarla birlikte duyular oluşur.
Bedenimizin icinde karnımızın gobek deliğimizin olduğu hizada(2 parmak ustu) ozumuz varlığımız temel cakraya bağlıdır.Ama ego tum enerjiyi emerek ozun faaliyetlerini devre dışı bırakır ve kontrolu ele gecirir.Ego sanki sizmişsiniz gibi hareket eder ve siz bunu fark etmezsiniz.Sizin yerinize duşunur notlar alır gecmişi ve geleceği hafızanıza kaydeder ilerde size acı olarar geri dondurur.Size hayaller kurdurur.Ve onlar gercek olmayınca sizi uzer.
Nedir egonun(şeytanın) amacı peki?Bunları neden yapar?
Yukarıda da ifade edildiği gibi amacı sizi mutsuz edip yoldan cıkarmaktır.Cunku o bu iddaayla yaratıcının huzurundan ayrılmıştır ve kıyamete kadar vakit almıştır.
Farkındalık Sahibi Nasıl olunur?
Yukarıda soylediğim kitaplar okunursa bir cok soru işaretinin cevabını bulacağınıza inanıyorum.Kısaca değinecek olursak , farkındalık yapılan her işi atılan her adımı “farkında” olarak yapmaktır.Yani anda kalmaktır.Mesela cay iciyorsunuz.Sadece cay icin.Eylemle butunleşin.Cay bardağına dokunuyorsunuz elinizle alıyorsunuz yudumluyorsunuz midenize iniyor.İşte farkında olarak cay ictiniz.Farkında olarak yapılan eylemlerde duşunemezsiniz.Sadece anı yaşarsınız.Cay icme anını.İctiğiniz en guzel cayı ictiniz.
Yuruyorsunuz yolda.Farkında değilsiniz ne yaptığınızın.Cunku farkında olmanız icin durmanız gerekir.Ancak durduğunuz zaman yuruduğunuzu fark edebilirsiniz.Bunu deneyin.Yolda yururken birden 15 saniye kadar durun ve bekleyin sonra yurumeye devam edin.bilinciniz tazelenecektir.
Bakınız, insanların yuzde 98’i hastadır demiştik.Bunu bir ornekle acıklayalım.
“Bir gun trendeydim.Tıklım tıklım doluydu tren ve arka tarafta 3-4 boş koltuk vardı ama kimse oturmuyordu merak ettim.Gittiğimde orada yaşlı bir kadın vardı ve 3 sıra etrafına kimse oturmamıştı.Sebebi ise kadın bağıra bağıra yanındaki boş koltukla konuşuyordu.Onunla tartışır gibiydi.Kadın dikkatimi cekti.Tesadufen aynı durakta indik ve kadını izledim sonra kaybettim.Yolda yururken de konuşuyordu.Sonra lavaboya girdim ve aynaya baktım.Dedim yazık kadına delirmiş.Sonra yan lavabodaki adam bana donup buyur bana mı delirmiş dedin dedi.O anda gulumsedim.Meğer farkında olmadan sesli duşunmuşum.Anladım ki aslında benim o kadından bir farkım yok.Hepimiz o kadın gibiyiz.Tek fark biz icimizden duşunuyoruz o sesli duşunuyor.” (Eckhart Tolle – Var olmanın Gucu)
Aslında surekli olarak aklımızdan duşunceler geciyor.Hepsi gereksiz hepsi boş.Ve butun enerjimizi bu gereksiz duşunce emiyor.Zihnimizin neredeyse yuzde 80 i bu duşuncelerle dolu.Bu yuzden yaptığımız işlerde dikkatimiz dağılıyor.Sınavlarda başarılı olamıyoruz. Okuduğumuzu anlamakta gucluk cekiyoruz hatalar yapıyoruz vs.. Bu gereksiz duşuncelerden arındığınızı duşunun.Tertemiz bir zihniniz var artık.Bomboş.Bir kez okuduğunuzu anlıyorsunuz .Dikkatiniz dağılmıyor.Neye elinizi atsanız başarıyorsunuz.İşte hastalık ve tedavisi bundan ibaret. Tedavi surecinde yapmanız gereken şeyleri ele alırsak;
1) Duşunceleri izlemek
2) Bedenimizi İzlemek
3) Duygularımızı izlemek
Evet, Hep izlemek ile bitiyor.Neden izlemek.Bir aynaya baktığınızı duşunun arkada bir hırsız var evinize girmiş.Eğer hırsız sizin onu aynadan gorduğunuzu fark ederse kacacaktır yakalanmamak icin
TESLİMİYET
yorum egonun işidir.sana doğru kelimeyi soyleyeyim.kitapların hepsini okuduğunda son konuda anlatılıyor bu sordukların.doğru kelimiye TESLİMİYET.teslim olman gerekiyor.her eyleme her duyguya.sen sanki olmuşsun orda yoksun ruhunla ordasın sadece.manzara icin cevap buydu.teslimiyet dinginliktir.ağaclar dingindir.osho'nun orneğiyle cevap vereyim bir ağac o kadar dingin ve tepkisizdirki sararn bir yaprağın bir ağactan duşuşunu izlerken ağacın ne kadar tepkisiz olduğunu gorebilirsiniz.bir ağac gibi orada varolman gerekiyor.tepkisiz ama orada olmalısın tam olarak.
nefesini izlemek surekli uygulayabileceğin bir aktivite fakat neden takıldığını sana soyleyeyim.merkezlenemedin henuz.en ustte ilk mesajda icimizde butun psişik guclerimizi kontrol eden bir guc olduğunu ve onun hep bizimle varolduğunu soyledim.eğer merkezlenebilirsen o karnındaki cekilmeyi keşfedersen nefesini izlemek yerine artık 2. aşama olan kendini izlemeye gececeksin.kendini izlemek şudur.bazı arkadaşların psiball diye anlattığı gercekte bizim ozumuz yani saf benlik , varlık olan enerjiyle bir bağlantı kurarsınız.bu bağlantıyı kurmak icin sadece farkındalığın ne olduğunu bilmek yeterlidir.zaten farkındalık başarılacak birşey değildir.Herkes zaten farkında aslında sadece unutmuş ve egodan duşune duşune unutmuş oradan duşunmeyi.oradan duşunmek istediğinizde yani ozunuzden (ilham,yaratıcılık) gobeğinizde bir gıdıklanma olur 10 saniye sonra.o gıdıklanma ozunuzun devreye girdiğinin habercisidir.artık duşunurken egodan değil ozunuzden duşunuyorsunuzdur.ve ozunuzden duşunduğunuzde tanrısal yaratıcılık devreye girer ve kafanızdaki sorunun doğru cevabı verilir size.
kendimden bir ornek vereyim.farkındalığa ilk başladığımda surekli nefesimi izledim ve hareketlerimi izledim.kulağım kaşınıyor elimi kaldırdım kulağıma goturdum sacımı duzelttim ayağımı bir adım one attım oturdum .... gibi . delirecek gibi oluyor insan ilk başta.fakat bir sure bir kez izlediğin bir şeyi bir kez daha izlemenize gerek kalmıyor.bilgisayar programı gibi duşunun sadece bir kez tanıtıyorsunuz o izlediğinizi sonra otomatik tanınıyor.otomatik olarak izliyorsunuz zaten.
hareketlerimi ve nefesimi surekli izledikten sonra duşuncelerimi izlemeye başladım.tabi nefesimi izlemeyi henuz o zaman otomatikleştirememiştim. duşuncelerimi izlerken heh işte yakaldım seni diyordum egoya ve aynen senin dediğin gibi bir anda yokoluyordu.bu doğru birşey gibi gorunuyor aslında.ama tam olarak doğru değilmiş bende ilerde anladım.doğru olan tepkisizlik.bakın ne oldu.
inat ettim hic mudahele etmeden duşuncelerimi izledim.4 saat surdu.ardı arkası kesilmedi.o kadar komiktiki size anlatamam 4 saat boyunca onu caktırmadan izledim mudahele etmeden.ilkokulda hoşlandığım kızdan unviersitede cektiğim kopyaya taksimde icip kustuğum gunlere kadar ne kadar alakasız şey varsa hepsini arka arkadaya sıraladı sıraladı acı cektirmeye calıştı bana.kız arkadaşımın beni aldattığını duşundurdu onu kanıtlamaya calıştı ailemle ilgili şeyler ... binlerce.tam 4 saat.ve en sonunda gulme krizine girdim artık bu komediye dayanamadım.
bakın ne oldu =)
orda bana saatlerce gosterdiği şeyler artık aklıma gelmedi.halen de gelmiyor ve kıyamete kadar o acılar silindi.cunku benim onun numarasını yemediğimi anladı ve artık onları duşunduremiyor bana.
demek istediğim aslında duşuncelerinizi izlemek BİR ZİHİNSEL TEMİZLİKTİR.zihnim temizlendi.
size tum samimi kalbimle soyluyorum.6 ay once kız arkadaşımın benimleyken (ki yakında evlenmeyi duşunuyoruz 2 yıl oldu) bir ara tartıştığımız donemde bir başkasıyla mesajlaşmaya başladığını oğrendim.tamam onu hipnoz edip oğrendim.sonra ağladı beni aldattınmı dedim.ama daha sonradan oğrendimki mesajlaşmışlar sonra benle tekrar barışınca onunla bir daha goruşmek istemediğini soylemiş.
siz olsanız nasıl bir tepki verirdiniz =)
bakın farkında birisi nasıl tepki veriyor =)
ben o donemde onu uzduğumu duşundum ve hatanın bende olduğunu ona gereken ilgiyi gostermediğim icin boyle birşey olduğuna inandım.anında ego devreye girdi =) seni aldattı sacmalama ayrılmalısın ondan dedi.inanın sozlerimden yaş geldi o kadar kotu oldumki telefon actım kufur edicektim tam nefesimi izledim ve dedimki bana mesaj atma ozur dileme şu an iyi değilim sonra seni arayacağım dedim.ama kendimi zor tuttum.sonra duşuncelerimi izledim sırf o aptal duşunceler temizlensin diye.ve başardım.bakın şu an size bunları yazarken bile guluyorum.en ufak acı duymuyorum.cunku hafızamdan o acı silindi.cunku ego beni burdan avlamayı denedi ama başaramadı.sonra onu aradım ve senden ayrılmayacağım seni cok seviyorum dedim.ve hatalarımı duşundum.anladımki gercektende onu ihmal etmişim bir sure haftada 2 kez aradığım oldu bazen bir kez.şimdi her gun arıyorum 10 dakikada olsa.haftada bir kez yanına gidiyorum ve cok mutluyuz.
demek istediğim hatayı bir insanın kendinde araması teslimiyetin işaretidir. Eğer siz başınıza gelen her kotu olayın , aslında ileride başınıza gelecek iyi bir olaya işaret ettiğine inanırsanız farkındalığı buyuk capta başlamışsınız demektir.
Teslimiyet nedir derseniz,teslimiyet hayatın akışına teslim olmaktır.Başınıza gelen herşeyin aslında ileride gelecek bir şeyle bağlantısı olduğuna inanmalısınız.Basit bir ornekle acıklayacak olursak koştunuz ama otobusu kacırdınız.Sakın sinirlenmeyin.Oyle olması gerekiyordur.Belkide o otobuse binseydiniz otobusten indiğinizde karşıya gecerken size araba carpacaktı.Bir sonraki otobuse bindiniz ve gideceğiniz yere gittiniz.Teslmiyet ANI KABULETMEKTİR.
Anı kabul ettiğinizde varlık size destek olur.Yaratıcılığınız (ilham) devreye girer.İstedğiniz (quantum olumlama kurallarına uygun olarak) herşey size bir surec icerisinde verilir.Ama siz bu sureci anlayamazsınız.Birde bakmışınız olmuş.Ben kendimden ornek vereyim.Gecen yıl 11 ayımı kpss a sınavına hazırlanarak gercirdim.herşeyi cok iyi oğrendim denemelere girdim dershaneye gittim.bir onceki yıl 80 yapmıştım bu yıl hedefim 90 yapmaktı ve kesin diyordum artık.Sonra sınava girdim ve sınav cok iyi gecti gibi geldi bana.Sonuclar bir geldi 73 almışım.daha onceki yıl kitabı bile acmadan 80 almıştım.Ailem cok uzuldu tepki verdi bana nasıl olur dedi.Ben gulumsedim.Eğer dedim bu sınavı kazanamadıysam başıma ilerde daha guzel ve olumlama ile istediğim birşey gelecek dedim.Ve geldide.İnanın kaymakam olsam bu kadar sevinmezdim.cok başarılı bir ithalat işi kurdum.Bir anda aklıma geliverdi.ve inanın kimsenin goeremeyeceği ve duşunemeyeceği yuksek kar bırakan bir iş.
Sonra gulumsedim dedimki evet.Ben ne istemiştim?
Kpss yi kazanıp kaymakam olmakmı , yoksa guzel bir gelirimin olmasını ve iyi bir evliliğimin olmasını mı.
ikinciyi istemiştim.demekki sınavı kazanarak mutlu olmayacaktım.bu yol benim yolumdu.Ama Gaybı yani geleceği Allah'tan (varlık,tao,rab,oz,bilinc,sınırsız guc neye inanıyorsanız onu soyleyin) başkası bilemez.Bu yuzden duşunmek ne işe yararki.
Belkide yolda ayağınız takılıp duşuceksiniz size birisi yardım edecek iyimisiniz diye ve sonra onunla bir iş yapacaksınız ve hayatınız değişecek.Eğer herşeyin mumkun olduğuna inanıyorsanız TESLMİYETEDE inanın.cin.Ama siz hırsıza mudahale ederseniz beklide sizi oldurecektir.
Farkındalık Uygulamaları
İzlemek aslında tanık olmaktır.Aslında herşey bir mucizedir..Fakat siz yaşamın bu dongusune sıradan olaylarmış gibi bakıp farketmediğiniz icin bu mucizeleri goremezsinizYuarıda kendimden ornekler vererek teslimiyetin tam olarak ne olduğunu izah etmeye calıştım.Hicbirşey duşunmemekten kastımızı,duşunceleri izlemenin ne olduğunu.Peki duzenli bir şekilde neler yapabilirizi yazmak istersek..
1)Duşunceleri İzlemek: Duşuncelerimizi izlerken dikkat etmemiz gereken nokta teslimiyettir.Duşuncelerimizin bize ait olmadığını etrafımızı cevreleyen bir varlık tarafından bize fısıldandığını izlemektir.İzleyince onlar silinir ve bir kez daha o duşunceler aklımızdna gecmez.
Nasıl izleriz? Sessizce oturun.dik bir şekilde.gozlerinizi kapatın (isterseniz uzanabilirsinizde)nefesinize odaklanın.tıpkı meditasyondaki gibi.burnunuzdan mavi hava giriyor bir ışık huzmesi gibi bedeninize doluyor sonra cıkıyor.bunu bir dakika kadar yaptığınızda ego hemen devreye girecektir.birden sacma sapan bir duşunce gelecektir etrafınıza.o duşunce inanamayacağınız kadar alakasız bir duşunce olacaktır.nefesinizi izlemeye devam edin.o duşunceyi ego suze yolladığında gorecektirki siz acı cekmediniz tepkisiz kaldınız,hemen bir sonrakini yollayacktır bir anda duşunce değişecektir.bir sonraki ... boyle gidercektir.bu.o anda aklınızdan gecenleri sildiniz.bir daha aklınıza siz istemediğiniz surece gelmeyecek.Cunku artık kontrol sizde.gecmişi duşunmeyi sadece siz istediğinizde başaracaksınız.Silinen duşunceler değil onların size hissettirdiği duygular olacaktır.Mesela o anda eski sevgilinizle ayrılmanız geliyorsa aklınıza ilk etapta ego sizi haklı cıkarmaya calışan şeyler gosterir.baktınız siz tepki vermiyorsunuz onunla yaşadığınız guzel gunleri gosterirki canınız yansın gozleriniz dolsun.hala tepki vermezseniz konuyu değiştirir.
Bir boks macı duşunun.Bir taraf diğerine surekli vuruyor.Rakibi ise heykel gibi duruyor.Vuran taraf ne yapar.Vurmayı keser ve durur.Hey kardeşim vursana bana manyakmısın der.Baktı hala vurmuyor sinirlenir sacma sapan hareketler yapar ve mac biter.İşte size ego her vurduğunda tepkisizce durmalısınız.Bunu tum hayatınıze uyarlayın.
Eve geldiniz.Dışarıda bir suru şey oldu moraliniz bozuk diyelim.Yada yorgunsunuz sinirlisiniz.Anneniz babanız geldi nerdesin sen saat kac manyakmısın diye başladı.Size vurmaya başladı.Hemen pozisyonunuzu alın sakın cevap vermeyin ama odayada kacmayın.Tepkisizlik.
Bakın sonra ne olacak =)
Bağıracaklar size bağıracaklar alakasız yerlere konuyu getirecekler sonra gidecekler.Tam 10 dakika sonra anneniz gelip size guzel şeyler soylemeye başlayacak.Pişmanlık cektirecek egosu ona.Karnın acmı bari diyecek.ne yaptın anlat bari diyecek ve size sarılacak.
ONLAR BİLMİYORLAR.BİLSELER YAPARLARMIYDI!
Siz farkında olun yeter.Onlar bilmiyorlar.Boyle duşunmelisiniz.Hata yaptıklarının farkında değiller.Bu bir hastalık onlar hastalar.Onları tedavi etmeye calışmayın.Onlara sen hastasın demeyin.SAKIN AMA SAKIN AİLENİZE VEYA HOCANIZA VEYA EGOSU YILLARCA DOLUP TAŞMIŞ SİZDEN YAŞCA BUYUK BİRİNE bunları anlatmayın.Birşey soylemek zorunda değilsiniz.Bu bireysel bir ibadettir.
Farkındalığın hicbir dinle alakası yoktur.Tamamen psikolojik birşeydir.Ama butun dinler ve inanışlar farkındalık hakkında bilgi vermişlerdir.
Sevgilinizle olan ilişkilerinize gelelim.Onunla konuşmalarınızı izleyin.Evet o hatalı davranıyor size gore.Cunku egonuz her zaman sizi haklı cıkartır.Aslında kimin hatalı davrandığı onemli değil.Onemli olan tepkisizlik.Sevgilinizi aradınız telefonu acmadı.2 sat oldu.Haber de vermedi.Hemen ego dereye girecektir.Nerde acaba yoksa gecen gun gorduğum cocukta varmıki yanında .. şeklinde darbeler geliyor suratınıza.Tepkisizlik.
Bakın tepkisiz olmazsanız size neler olacağını anlatayım =)
telefonu acınca sizi arayacak ve arkadaşlarlaydım bilmemnerdeydim filan falan diycek.sizde diyeceksiniki insan bi haber verir kim arkadaşların ... sonra o diyecekki işte arkadaşlar..sonra siz bağıracaksınız..sonra oda aynen şu cumleyi kuracak;
"sende gecenlerde ... yapmıştın sende yapıyorsun ...."
sonra siz sende zaten ... yapmıştın asıl sen yapıyorsun...
...
boyle gidecek bu.sonra kazanan kim olucak ? Ego.
Kıskanclık egonun en buyuk silahıdır.Kıskanırsınız.Ama farkında bile olmadan.Kimdi o telefondaki,dun yanında biri vardı... gider.. sonra egonun en oldurucu darbesi gelir ve hayatınızı mahveder ;
"benden once birlikte olduğun cocuk kimdi? , o mu geldi onunla neler yaşadın..."
bu cumleyi duyduysanız ilişki bitmiş ego kazanmış demektir.İlişkinizi bitirin.artık yapabilcek birşey yok.sadece acı cekiceksiniz.
bitirmezseniz kendini şoyle savunacaksınız.ben seni cok sevdiğim icin oldu bunlar.bırak baştan adam gibi başlayalım filan falan.hepsi hikaye.egonuz size onun eski sevgilisiyle birlilkte olduğunu eski sevgilisini sizden daha cok sevdiğine inandırdı bile.yılalrda gecse eninde sonunda ayrılırsınız.
iş buralara kadar gelmeden once TEPKİSİZLİĞİ uygulamanız gerekirdi.
Olduğu gibi kabul etmek
mevlana donerken herşeyi olduğu gibi kabul etmiştir.isa peygamberde klasik carmaha gerilme pozisyonunda teslimiyeti gosterir.Herşey duarağan ve dingin.bir uyum icinde olduğu gibi kabul ettiğinizde kuşların cıvıltısını havanın temiz kokusunu hatta ışıkların gulumsemesini gorursunuz.daha once hic dikkatinzi cekmeyen bir tabelaya bakıp gulumseyebilirsiniz.yaşlı bir teyzeye kucuk bir cocuğa bir kediye bakıp huzur hissedersiniz.Ana teslim oldunuz işte.
İlişkilerde olduğu gibi kabul etmek cok onemlidir.Duygusal ilişkilerde başarısızlığın temel sebebi olduğu gibi kabul edememektir.Bazen sohbet ederken birisi gelip anlatıyor.Kız arkadaşım boyle boyle yaptı kavga ettik diyor.Birincisi ozel hayatınız olmalı ve kimseye ilişkilerinizi anlatmamalısınız.Siz varlığın bir parcasısınız.Birilerine birşeyler anlatmak zorunda değilsiniz.Birilerine birşey kanıtlama egosunun altında gizlidir bunlar.
Bir erkekle birlikte bir kızı ele alalım.Erkek ona diyorki sacını şoyle yapsana , konuşurken şoyle konuşmasana , biraz kısa giyinmişsin ne gerek vardı..gibi sıralamaya başlar.Erkeğin egosu kızı yumruklamaya başlamıştır.Evet o erkek o kızı sevmiyor.Hepsi yalan =)
Birini sevmeniz icin onu o olduğu icin sevmeniz gerekir.Olduğu gibi kabul etmeniz.Bir cep telefonu almaya gidiyorsunuz ozelliklerine bakıp alıyorsunuz.Sonra o cep telefonuna diyebilirmisiniz kameran daha iyi ceksin ? O telefonu o ozelliklerde olduğu icin aldınız.
Kız arkadaşınızı değiştirmeye calışıyorsanız siz aslında onu değil hayalinizdeki kızı seviyorsunuz demektir.Cunku sizin hayalinizdeki kız sarışın duz saclı vucudu guzel bir kızdır.Eğer siz kız arkadaşınıza spora git zayıfla diyorsanız onu sevemezsinizki.O zaten oyle.Madem onu beğenmiyorsunuz onun eksikleri var neden onunlasınız.
Olduğu gibi kabul etmelisiniz.Ve o size bu tepkiyi verirse bunların bilincinde olup "sen olduğun gibi guzelsin seni boyle olduğun icin seviyorum" demelisiniz.o sizin sevgilinizdir.ne eksik ne fazla.tam olması gerektiği gibidir.eğer olduğu gibi kabul ederseniz ego yenilir.cunku elinde kozu kalmaz.Eğer siz birine sacını soyle yap diyorsanız siz sacı oyle olan birini hayalinizde istiyorsunuzdur.Eğer siz ona zayıfla diyorsanız onu değil zayıf birini beğeniyorsunuz demektir.
Her insanı olduğu gibi kabul edin.O oyledir.Ne eksik ne fazla.Tam olması gerektiği gibi.
kimse agresif değildir.ego onları oyle yapar.
yeni doğan bir cocuk agresifmidir?
Hepimiz ozgurce doğuyoruz.Ben oğuzhan olarak doğuyorum.Ben kimim peki? doğduğumda kişiliğimmi vardı? ben varlığın yansımasıydım.Sonra ne oldu ailem ve cevrem bana kendi ozelliklerini oğretip yuklediler ve ben ozgurlukten cıkıp başkalarının bana oğrettiği şeylerin karışımı oldum.Ben artık ben değilim.Cevremdekilerin hepsinden birazım artık.
Farkındalık başa donmektir.Ego sana bu sonradan oğretilen kriterlerin salt toplamıdır.Ego bir kişiliktir.Herkes kendini egonun oğrettiği kişilik sanır.Ben agresifim diyorsa birisi onun egosu onu oyle yonetiyodur.O da egosunun farkında olmadığı icin kendini oyle birisi olarak tanımlıyordur.
Ama ego sizin goz renginizi değiştiremez.Sizin fiziksel ozellikleriniz sizin ozunuzdur.bebekkende aynısınızdır.olene kadar aynı olacaktır.siz şu anda bebekliğinizden sonra değişen herşeyi temizleyip yoketmelisiniz.gecmiş ve geleceği.
ego catışır.kendini hatalı gormek istemez.ego sahiplenmek ister.ego hep kendini haklı cıkartır karşısındakini ise haksız.
gercek ilişkiler kabullenme ile gercekleşir.birilerini oyle kabul etmelisiniz.ben dış gorunuşten bahsettim.sen bana egodan bahsediyorsun.
sen telefonu alırken dış ozelliklerini goruyorsun.ben de zaten karşındakinin sacından fiziğinden bahsettim.onları gozunle gormuyormusun birlikte olurken?
ben karşındakinin yardım severliğinden duygusallığından bahsetmedim.
sen hafif dalgalı saclı mavi gozlusun diyelim.bu değişmeyecek.doğduğundan beri oylesin.seninle birlikte olan birisi sana lens taksan gozlerin daha guzel gorunur diyorsa o seni sevmiyordur.eğer sen lens takıyorsan sen kendini sevmiyorsundur.
toparlamak gerekirse insanın dış gorunuşlerini değiştirmeye calışan birinin karşısındakini değil hayalindekini sevdiğini anlattım.Eğer sen yeşil gozlu birini hayal ediyorsan neden kahverengi gozlu biriyle olursunki? evet olabilirsin ama bunu belirtiyorsan sacların şoyle olsa daha guzel olurdu diyorsan sen onunla egon icin birliktesin demektir.
senin derdin birlikte bir ortama girdiğinde yanında guzel birini gosterip bak ben bununlayım gorun millet demektir.bu sevgi değildir.
2)Kendinizi İzlemek , Bedeninizi İzlemek , Hareketlerinizi İzlemek
Aynaya bakın.Sinirlendiğiniz zaman yada icinizde bir uzuntu olduğu zaman hemen koşup aynaya bakın.Baktığınızda yuzunuzde pis bir guluş pis bir ifade goreceksiniz.O guluş size ait değil.Şeytan icinizde ve sizi kontrol ediyor.Bunu kesinlikle goreceksiniz.Aynadaki goruntunuzden korkacaksınız.Sizi ego ne hale getiriyor daha net goreceksiniz.
Nedir kendini izlemek? Kendini izlemek yunus emrenin deyimiyle kendini bilmektir.Kendinizi bilmeniz icin once kendinizi tanımalısınız.Yazının en ustunde ilk mesajlarımda bu başlıkta yaratılış surecini ve hastalığın ne olduğunu anlattım.Hastalığı biliyorsanız artık kendinizi bilmeye başlamışsınız demektir.Cunku bir kez cukura duştunuz zaten bir daha aynı cukura duşmezsiniz.Duşuncelerinizin size ait olmadığını biliyorsanız buyuk ilerleme katetmişsinizdir.
Kendinizi izleme egzersizlerini toparlayacak olursak.Uyandığınız anda kendinizi izleme başlar.Uyandınız.Dikkat edin bırakın bakalım ne yapacaksınız?Bir uyur gezer gibi rutin olarak gundelik faaliyetleri yapacaksınız.yuzunuzu yıkayıp kahvaltı edeceksiniz.sonra ya okula yada işe gideceksiniz.peki bu yaptığınız eylemleri neden yaptığınızı biliyormusunuz? Daha doğrusu ne yapmaya calıştığınızın farkındamısınız?
Ben soyleyeyim.Farkında olmadan SURUYE KATILDINIZ bile.Suru egosuna yenilen insanlar topluluğudur.Surunun ortak bir amacı vardır.Bu amac kapitalizm de kendini bulur.Amac bilicsiz olarak icinizdedir.İlerde... olmak.
Birşey olmak istiyorsanız artık ozgur değilsinizdir.Siz zaten aratılanların en şereflisisiniz.Nasıl bir kalıba girmek istediğinizi seciyorsunuz şu anda.
Ben doktor olacağım.Okula gidiyorum.Derslerime calışıyorum.Sonra oss yi kazanacağım sonra universiteyi okuyacağım sonra doktor olacağım.
sonra?
para kazanacağım...evleneceğim zengin olacağım..
sonra?
OLECEKSİNİZ.
Gideceğiniz yeri bilmiyorsanız vardığınız yerin onemi yoktur diyor Drucker.Kendisini tanımam ama farkındalığı bildiği apacık ortada.
Artık nereye gittiğinizi biliyormusunuz?
OLUME gidiyorsunuz.Farkında olun.Olum tıpkı doğum gibi bir gercektir.Fakat siz sanki hic olmeyecekmiş gibi yaşarsınız.Kısacık omrunuzu mahvedersiniz.Size birisi bir ay sonra oleceğinizi cok hasta olduğunuz soyleseydi ne yapardınız?
hala liseye gidip derse girermiydiniz?
elbette hayır.ne yapardınız? bir duşunun?
yapamadığınız şeyleri yapmaya calışırdınız.belki korkudan dua ederdiniz.belki ağlardınız.ego hala devrede.oleceğinizi bilmenize rağmen.demekki egodan olumlede kurtulamazsınız.
"Olup biten şimdidir ve olması gereken zaten oluyor" (incil , ecclesiastes , 3:15)
Şimdiye donmelisiniz.Anın tadını cıkarmalısınız.Kacırdığınız her anın suclusu egodur.Pişman olmayın uzulmeyin.Sizin bir kabahatiniz yokki.Ego sizi uzmek icin pişman eder.Keşke..ile başlayan bir cumle kurduğunuzda bilinki ego devreye girmiştir bile.
Neden keşke dersinizki?
Keşke biraz daha calışsaydım.. boğazicini kazansaydım.
Pişmanlığın sebebine bakın.Ego sizi ilk once boğazicine gitmelisin diye doldurdu şimdide başaramadığınız icin aynı yerden sizi bir kez daha vuruyor.Başaramamak?
neyi başaramadınız?
Okula gitmek nedirki.Size kitapalr verirler onları okursunuz sonrada sınavda onları sorarlar.Bu kadar basit ve sacma birşeyimi kafanıza takıyorsunuz.Kendinizi izleyin.
Kendini izlemek TEPKİLERİ İZLEMEKTİR.
Olaylara nasıl tepkiler veriyorsunuz?
Bankada kuyruk var sıraya girdiniz.Hemen yuzunuz asılır.Neden icinizde bir sııntı oluştu sizce.Hemen izleyin icinizi.Sebebi yokki sıkılmanızın sacmalık bu.Sıra varsa var size ne.Siz anı yaşamaktan kactınız.O an sırada bekleme anınız.Etraftaki insanlara bakın banka kuyruğunda hepsinin yuzu asık hepsi stresli . ne icin stres yapıyorlar? onlar olumu unutmuşlar bile.Onlar yolun sonunu bilmiyorlar gittikleri.Siz biliyorsanız yolun sonunu uzulmek icin hicbir sebep olmadığınıda bilin.
İctiğiniz cayı izleyin,oturduğunuz sandalyeyi tuşlarına bastığınız kılavyeyi.baktığınız monitoru.herşeyi izleyin.yaptığınız olaylarla butunleşin.sadece yaptığınızı yapın.foruma bir yazı yazın sadece.başka hicbirşey duşunmeden.hicbir kritere takılmadan insanlara birşey kanıtlama cabası gutmeden.
Şuan benim yaptığım gibi kelimeler dokuluvericektir ozunuzden.Bu yazdıklarımın hepsini sizde yazabilirsiniz.Yeterki farkında olun.Benim hicbir insandan farkım yok.eksikliğimde yok.Hepimiz aynıyız ve eşitiz...
Olmek uzere olan cok ağır bir hasta vardı.Kanser olmuştu.Cok guzel bir kızdı.20 yaşında.Artık sacları dokulmuş aylar sonra oleceği kendisine soylenmiş olumu bekliyordu.Boyle bir tanıdığınız varsa gidip gozlerini bakın.Nasılda hayat dolmuştur ve gozlerinin ici guluyordur.
O kıza sordum dedimki hic keşke şunları da yapsaydın dediğin oldumu?
Keşke dedi bana hediye gelen kırmızı kokulu kalp şeklindeki mumları yaksaydım onları vitrinde bekletmeseydim,keşke anneme babama daha cok sarılsaydım onları hic uzmeseydim,keşke dedi sevgilimle daha cok vakit gecirseydim.. sıralamaya başladı.
Keşkeyle başlayan her cumlesi ona ego tarafından yaptırılanların bir listesiydi aslında.
DURMAYIN.ODANIZDA SAKLADIĞINIZ SİZE HEDİYE GELEN KIRMIZI KALP ŞEKLİNDEKİ KOKULU KUCUK MUMLARI YAKIN.BEKLEMEYİN.
TEPKİLER
neden sana bağıranlara cevap vermek zorunda hissedyorsun kendini? cunku sana oyle oğrettiler.senin programına cocukken ailen ve cevrendekiler ekledi bunu.sana sana bağırana cicek ver diye oğretselerdi oyle yapacaktın.cunku o program egonun kendisi.egoyu ancak bu programa karşı gelerek , tam tersini yaparak yenebilrsin.
ego olmadan yaşayamazsın.
bizim burdaki amacımız ego şu an zihninizin yuzde 80 ini ele gecirmiş durumda ve sizi o yonetiyor.sadece bilincle yaşanmaz.egonun bu yuzde 80 ini yuzde 10 lara indirirsen yani kontrolu sen ele gecirirsen o zaman egoyu sen yonetirsin.amacımız yonetimi ele gecirmek.egoyu sen yonettiğinde onunla faydalı şeylerde yapabilirsin.
bakın insanlar FARKINDALIĞI başarınca cami imamı filan gibi olucağını sanıyorlar.alakası yok.bana bakın ne kadarda ukalayım =) hicbirşey olmuyor siz yine aynı siz oluyorsunuz.sadece birşey mi duşunceksiniz onunuze windows penceresi cıkıyor aynen şoyle;
"Annene cevap vermek ve ona bağırmak istediğinden emin misin"
Evet Hayır
birini tıklıyor ve devam ediyorsun.
Hadi ama farketmedinizmi artık sinirleneceğinizi yanlış yapacağını onceden gorebiliyorsunuz.Eskiden goremiyordunuz yaptıktan sonra iş işten gectikten sonra ozur diliyerek tedavi edeceğinizi sanıyordunuz.
Sen istediğin herşeyi yapmakta ozgursun.İstersen tepki verirsin kızarsın.Ama bu tepkiyi ego istediği icin değil SEN istediğin icin verirsin.
Ben diyorumki "kendinizi bilin" kendiniz olun.İsterseniz yine kufur edin yine kızın.Ama siz yapın.Bir başkası sizi yonetmesin.
Eminim yukarıdaki windows penceresi gozunuzun onune geldiğinde hayırı sececeksiniz.Cunku onlar bilmiyorlar,bilseler yaparlarmıydı diyeceksiniz.
Hasta olan insanların size tepki vermesine aldırış etmeyin.Bir ağac gibi dimdik ve dingin olun.Boksor gibi tepkisizce durun.Rakibinizi dovduğunuzde değil tepki vermediğinizde yenersiniz.
Merkezlenme
Cok onemli bir kavrama geldik.Şimdiye kadarki yeri ozetlemek istedim.
İnsan iki ceşit kalkana sahiptir.birisi icimizdeki bilinctir.Bu bilinc bizim enerjimizdir.Bu sınırsız gucun yani yaratıcının bize nefesinden uflediği parcasıdır.Biz o enerjiyi kullanarak istersek telekinezi yaparız istersek astral seyahat yaparız istersek reiki yaparız.o enerji sonsuzdur ve saftır.Ama o enerjiyi kullanmanın bir kuralı vardır.Once o enerjiye ulaşmak gerekir.Bu enerjinin etrafında bir engel vardır.O engel egodur.Ego kotu birşey değildir aslında.İki kısımdan meydana geliriz.Bilgisayar gibi duşunun.Ozumuz harddisk tir.Ego ise ram dir.ram olmadan bilgisayar calışmaz.ram in icinde onbellek kayıtlıdır.onbelleğimizin yani egomuzun icinde bir program kayıtlıdır.programla dili bilen arkadaşlar anlayacaklardır if ve echo komutlarıyla yazılmış bir programdır.bu ram biz doğduğumuzda boştur.cok kısıtlıdır.sadece ağlamayı ve gulmeyi bilir.0 ve 1 dir.sonra bizim ram imize ailemiz ve cevremizdekiler kendi doğrularını yuklerler.sana şeker verirler sen susarsın.artık if birisi sana şeker verirse = gulumse komutu egoya yuklenmiştir.sonra if okula gitmezsen = kotu bir cocuk olursun yuklenir ... bu boyle devam eder.sonra cevremiz okullar oğretmenler kendi doğrularıyla egoyu doldurur.taki ergenlik cağına kadar bir sorun yoktur.
ergenlik cağına geldiğimizde egomuz şeytan tarafından ele gecirilir.artık kontrol bizde değildir.şeytan bir virus gibi egomuzu kafasına gore değiştirmeye başlar.artık ailemize asi gelen cevap veren tepki veren kufur eden sinirlenen bireyler oluruz.siz 3 yaşında bir cocuğun ciddi bir şekilde kızdığını goremezsiniz.ama 10 yaşında bir cocuk cok cidid şekilde size tepki verir.cunku o artık hastalığa yakalanmıştır.
farkındalık ise egomuzun şeytan tarafından ele gecirildiğini farketmemizdir.farkındalık aslında kelime anlamı olarak "herşeyi farkında olarak yapmaktır".eğer egomuzu bizim değilde şeytanın yonettiğini anlarsak şeytan bize tepkiler vericektir.hemen komut yazmaya başlar.bu komutlar gecmişten gelir yada gelecek uzerine hayallerdir.
if arkadşlarınla taksime gitmezsen = rezil olursun
if ailene karşı gelmezsen=rezil olursun
=== taksime git - ailene karşı gel ===
işte şeytanın bize yaptığı.
biz bu olayı farkettiğimiz anda yani bu yazıyı okuduğunuz anda if komutları yoğunlaşır. şeytan artık bir mudahelenin farkındadır ve ozunuzden beslenerek emdiği gucunuzu kaybetmemek icin hayatınızda hic yaşamadığınız kadar sizi sinirli ve tepkili biri yapar.bu onun son savunmalarıdır.artık 2 aylık omru kalmıştır.ozumuze ulaştığımızda varlığın gucu onu yakacak ve egomuzun tekrardan cocukluğumuzdaki gibi sahibi biz olacağız.
peki bu okadar kolaymı?
değil.bize şeytanın if le yazdırdığı ne kadar komut varsa onları yani duşunceleri izleyip şeytanın gozunun icin baka baka onları izlememiz sonrada onların yokolmasını beklememiz gerekir.bu yola yukseliş yolu denilmektedir.yukseliş yoluna giren birisi yalnız kalma eğlimine girer.insanlardan uzaklaşmak ister.cenesi duşebilir cunku.sacmalayabilir. bunları guzel şeyler herşeyin yolunda olduğunu gosteriyor.yuzumuzde sivilceler cıkabilir . o cıkan sivilceler icimizdeki gereksiz duşuncelerin dışa atıldığının bedensel gostergesidir.bedenimiz ruhumuz tum varlığımız hızlı bir seferberliğe girmiştir.egonun bize sonradan eklediği tum komutları temizlemeye calışır.bilinc yani yaratıcı artık yanımızdadır.cunku onu bulmuşuzdur.zaten amac budur.butun dinlerin amacı budur.kuranda anlatılan din gunu budur.artık kendi harddiskimizi kullanmaya hafiften başlarız.zekamız acılır.derslerimiz duzelmeye başlar.yaratcılığımız artmaya başlar.bu surec devam ettiği surece hic pişman olmamamız gerekir.unutmayın şeytan en ağır darbeleri sona saklamıştır.
duşuncelerimizi izleriz.eğer mudahele ederek duşunce yokolur.şeytan o duşunceyi saklar sonra tekrar koz olarak kullanır.bu yuzden izlememiz gerekir.gunde 2-3 saat izleyin.temizlenin temizlenin.temizlendikce gulumseyeceksiniz.kendinizdeki değişimi farkedeceksiniz.
işte "Merkezlenme" bu noktada cok işimize yarayacak.Merkezlenme icimizdeki ozumuzden temizlenme aşamasında yardım almaktır.
Baknız size insanın 2 mekanizmadan oluştuğunu anlattım.birincisi ego ikincisi varlık.ego olmadan yaşayamayız dedim.rami olmayan bir bilgisayar gibi oluruz.peki ego tamamen yokolabilirmi?
evet.sadece olum tehditi,korku panik ve aşırı heyecan durumlarında varlık bize destek olmak icin egoyu tamamen saf dışı bırakır duşunce kabiliyetimizi 0 a indirir ve bizim yerimize duşunur.bu gecici bir durumdur.tehlike gecince eski haline doner.peki nasıl bir tehlike?ornek vereyim.
birisi sizi oldurmek icin kovalıyor elinde bıcak var sizi yakaladı.bıcağı boğazınıza dayadı.artık ego yokolur.siz eski sevgilinizi duşunemezsiniz o anda.yada yarın yatıracağınız kredi kartı faturanızı.o anda varlık devreye girer ve size en mantıklı hamleyi sizin yerinize yaptırır ve en gerekli cumleleri kurar.
lunaparka gitmişsinizdir.gondol vardır kamikaze yada.adrenalin dolu şeyler.adrenalin egoyu yokeder.bu yuzden bağımlılık yapar.uyuşturucu kullanan insanların bağımlı olma sebebi budur.direk harddiskten duşunurler.ego yok olur.
bir cok unlu bestekarın en iyi bestelerini uyşturucu kullanrak yaptığı bilinmektedir.tabiki uyuşturucu kullanmak gecici bir farkındalık yaratır.kontrolsuz bir farkındalık ve duşuşunde ego geri donunce acısını sizden fena cıkartır.
gondola bindiğinizde cığlık atmak istersiniz.o anda yine eski sevgilinizi duşunemezsiniz.sadece korkarsınız heyecanlanırsınız.birden karnınızda bir gıdıklanma hissedersiniz.gobek deliğinizin orda.karnınız tuhaflaşır.işte o tuhaflaşma sizin enerjiniz.size burdayım diyor.o enerji sonsuza kadar sizinle olacak .o gercek sizsiniz.o sizin harddiskiniz.onun icinde tum bilgiler kayıtlıdır.siz sadece hatırlarsınız.kimse yenibirşey oğrenmez sadece hatırlar.cunku icimizdeki yaratıcının parcası herşeyi bilmektedir zaten.
bazen arabayla giderken yokuştan inerkende karnınız bir tuhaf olur.heyecan sebebiyle ego yok edilip gecici olarak varlık devreye girer ve karnınızdaki cakradan size sinyal gonderir.sinir sisteminizi kullanarak yonetimi ele gecirir.sonra normale doner.
eğer varlık yonetimi devralmazsa ne olur?
akli dengenizi kaybedersiniz.cunku komutu yazılmamıştır egoda o olayın.ego if komutuyla yazmadığı şeyleri yapamaz.gondola 5. 6. kez bindiğinizde artık korkmazsınız.varlık egoya sizin yerinize if le başlayan komut yazarak o hareketi tanıtır.bugun hastanede yatanların buyuk bir kısmının delirme sebebi budur.bu delirme turune otizm denilmektedir.sinir sistemi enerji desteği alamadığı icin felc gecirir.
merkezlenme işte bu karnınızdaki gıdıklanmayı surekli olarak yapmanız ve o enerjiyle yaşamaya alışmanızdır.o enerji siz istemediğinizde sadece belli durumlarda devreye girer.
peki bir duşunun siz bir ressamsınız diyelim.ya o enerjiyi resim cizerken devreye sokarsanız ne olur?
van gogh olursunuz =)
ya muzikle uğraşırken devreye sokarsanız?
bethooven olursunuz
ya fizile uğraşırken?
einstein yada edison
merkezlenme nasıl olucak peki?
o kadar kolayki bumuydu diyeceksiniz.nefesinizi bir sure izleyin.yavaşlatın.sonra nefes alın mavi hava doluyor icimize sonra verdikten sonra nefesi tekrar almadan bekleyin 2-3 saniye hava tamamen boşalsın.karnınız gıdıklandı bile =) bunu surekli yapın.
birde kendinize farklı kamera acılarından bakmaya calışın yukardan aşağıdan arkadan.hissetmeniz yeterli.astral seyahatteki ters duşunme gibi.
İRADE
Allah'ın sıfatları vardır.Zati ve subuti sıfatlar olarak ikiye ayrılır.
Zati sıfatlar ; Sadece Allah Teala’nın zatına mahsus olan, yaratıklarından herhangi birine verilmesi caiz ve mumkun olmayan sıfatlardır. Zatî sıfatlar şunlardır:
vucud,kıdem,beka,vahdaniyet, Muhalefetun li'l-havadis,Kıyam bi-nefsihî
Subuti Sıfatlar ise; Allah'ın hangi nitelik ve ozelliklere sahip olduğunu anlatan sıfatlardır. Bunlar; hayat, ilim, semî', basar, irade, kudret, kelam ve tekvîn olmak uzere sekiz tanedir.
Zati sıfatlar Allah'ın insanlara uflediği ruhunda bulunmaz.Yani icimizdeki yaratıcının parcasından bize vermediği sıfatlardır.Sadece yaratıcıya aittir.Ama subuti sıfatlar bize verilmiştir.
Sorunuza gelelim. İrade.
İrade, Allah'ın subûtî sıfatlarından biridir, Allah'ın dilemesi demektir. İrade, bir şeyin olup olmamasını, şoyle veya boyle olmasını dilemek ve dilediği gibi yapmaktır. Dunyada var olan her şey Allah'ın dilemesi ile var olmuştur, O'nun dilediği zaman da yok olacaktır. O'nun dilediği olur dilemediği olmaz.
İnsanların da iradeleri vardır. Ancak Allah'ın iradesi ile insanların iradeleri tamamen farklıdır. İnsan her istediğini ve dilediğini yapamaz. Allah ise her istediğini ve dilediğini yapar. İnsanlara irade gucunu veren Allah'tır, Allah'ın iradesi ise kendindendir. İnsanın istediği şeyin olması icin calışıp ve caba sarf etmesi, aynı zamanda insanın istediğinin olmasına Allah'ın izin vermesi ve yardım etmesi de gerekir. Allah istemedikce insanların istedikleri olmaz.
Allah'ın iradesi tekvini ve teşrii olmak uzere iki kısma ayrılır.
Tekvini irade. Bu irade, Allah'ın yaratması ile ilgilidir. Bu iradeyi hicbir sebep ve şart gecemez, yani bu irade bir sebep ve şarta bağlı değildir. Allah neyi dilerse o olur, O'nun dilemediği bir şeyin olması mumkun değildir. Kainatta olup biten olayların hepsi Allah'ın dilemesi ile olmaktadır. Allah dilemeden, izin vermeden hicbir şey meydana gelmez; sozgelimi Allah izin vermeden peygamber mucize gosteremez, kimse olemez, kimse başarı elde edemez, kimse kimseye zarar vermez, bitkiler bitemez, ağaclar meyve veremez, kainatın duzeni devam edemez.
Teşrii irade. Allah'ın bu iradesi sebep ve şarta bağlı olup insanların iradeleri ile birlikte cereyan eder. Bu irade, insanların işlerini yurutmeleri ve fiillerini yapmaları icin onlara guc ve izin verme anlamındadır. İnsan bir iş yapmak, bir davranışta bulunmak isterse Allah o insana izin ve guc verir. İstek insandan olduğu icin sorumluluk insana aittir. Allah'ın bu iradesi Allah'ın rızasını gerektirmez. İnsanın istediği şeye Allah izin verir fakat insanın bu yaptığından razı olmayabilir. Bu anlamda Allah'ın teşrîî iradesinin meydana gelmesi zorunlu değildir. Allah insanlardan bir şey yapmalarını, bir şeyden kacınmalarını ister, yani insana bir şeyi emreder veya yasak eder, fakat insanların, bu emir ve yasaklara uyup uymamaları kendi isteklerine bırakılmıştır.
Kuran-ı Kerim'de Allah'ın bu sıfatını ifade eden pek cok Âyet vardır. Bunlardan bir kacının meali şoyledir:
"Allah, dilediğine hesapsız rızık verir" (Bakara, 2/212),
"Allah, mulku dilediğine verir" (Bakara, 2/247)
"Allah dilediğini bağışlar" (Bakara, 2/284)
"Hikmeti dilediğine verir" (Bakara, 2/269),
"Dilediğini yaratır" ( MÂide, 5/17),
"Dilediğini hidayete erdirir" (Yunus, 10/25),
Eğer Rabbin dileseydi, yeryuzunde kim varsa hepsi toptan iman ederlerdi. O halde insanları hep mumin olsunlar diye sen mi zorlayacaksın? (Yusuf Suresi , 99)
Hidayette olmak ve insanları hidayete davetin onemi buyuktur. Emr-i ma’ruf ve nehy-i munker farzdır. Kur’an-ı kerimde buyuruluyor ki:
(İman edip iyi işler yapan, hakkı ve sabrı tavsiye edenler haric, insanlar zarardadır.) [Asr 2,3]
(Sizin icinizde, insanları hayra, [edillei şer’iyeye=dort delile uymaya] davet eden ve iyiliği emredip kotulukten [Dort delile muhalefetten] men eden bir cemaat bulunsun. İşte Onlar, kurtuluşa erenlerdir.) [Al-i İmran 104]
Hadis-i şeriflerde de buyuruluyor ki:
(Tahsilsiz ilme, rehbersiz hidayete kavuşmak isteyen, boş şeylerden yuz cevirsin!) [İ. Gazali]
(İbadetlerini ihlas ile yapanlara mujdeler olsun! Bunlar hidayet yıldızlarıdır.) [Ebu Nuaym]
O zaman farkındalık nedir ?
Hidayete erme yoludur.Hidayete ermenin yolu nedir biliyormusun?
"Olmeden once olmektir" Hz.Muhammed
Farkındalık olmeden once olmektir.
Farkındalık nedir bilirmisin?
"Kendini Bilmektir"
Sen kendini bilmezsen okuman bir işe yaramaz.Once farkındalık olmalı.Vakit kaybetmek demişsin.Bak sana sadece bir cumle kuracağım sadece bu cumleyi yap yeter.
"Yaptığın herşeyi farkında olarak yap"
Yuruyorsan sadece yuruduğunu bil.Cay iciyorsan sadece cay ic.Uyuyorsan sadece uyu.
Yapamayacaksın.Aklına duşunceler gelecek gecmişten veya hayaller gelecek gelecekten.İşte egomuzu ele geciren şeytan budur.Aklımıza gelen o duşunceler.Onlar bize dışardan geliyor farketmişsin.Biz duşunmuyoruz aslında.Sanki bir radyo yayını var biz istemsiz olarak o radyoyu dinliyoruz.
Ele gecirilen ego aynen şu cumlelerdir;
"bazen kafamda duşunceler kuruyorum, sanki birileriyle konuşuyormuşum gibi hatta konuştuğumu duşunuyorum "işte ben ona boyle diyorum o bana boyle diyor sonra ben ona boyle diyorum" vs. tarzında. Kimilerine soylemek istediklerimi ama soyleyemediklerimi zihnimde kurup kendi kendime soyluyorum. Kimi zaman "dur!" diyorum, "başladın gene kendinle konuşmaya..!" ve coğunlukla da bu duşuncelerin farkındayım. Sonradan hatırlayamasamda duşundukten sonra, zihnimde konuştuktan sonra hatrımda kalıyor, sadece belli bir muddet sonra siliniyor."
İşte bunu anlaman bile cok guzel bir gelişme.Artık farkındalığın ne olduğunu biliyorsun.Farkındalık bunu farketmek ve şeytan FM den yayın yapan radyoyu cozmek.İşte evrenin sırrı bu.insanoğlunun savaşlar yapmasının birbirini oldurmesinin kavga etmesinin mutsuz olmasının HASTA olmasının hepsinin sebebi bu radyo yayını.
Peki bu yayının frekansını bozmak icin ne yapmalıyız?
Farkındalık uygulamalarını yapmalıyız.Bu uygulamalar Eckhart Tolle - Şimdinin Gucu uygulama kitabı 'nda anlatılmıştır.100 sayfa ince bir kitaptır.Ayrıca okumanızı tavsiye ederim.Ben kısaca bu başlıkta yazdım bunları.Hepsi izlemekle bitiyor.
Farkındalık icin zamana ihtiyacınız yok.zaten zaman kavramı farkındalığınızı bozuyor.Zaman diye birşey yoktur.Siz yarın işe gideceksinizdir.İşe gitmenizin sebebi para kazanmaktır.para kazanmanızın sebebi egonun size sunduğu hayallerden birini gercekleştirmektir.Buna suru psikolojisi de denilmektedir.Her insan kapitalist rejimde bu şekilde yaşar.Bu dongu sizin "farkında" olmadan yaptığınız bir oalylar silsiledir.Bu zincir şoyledir;
"Doğum - aileden oğrenilen konuşma - ailenin sana kızarak oğrettiği ahlak ve toplum kuralları - okulda sana oğretilen pozitif bilimler - iş hayatı - para kazamak - evlenmek - cocuk yapmak - cocuklarını da aynı zincire sokmak ve olum"
işte sorun bu.bunları neden yaptığınızı bilmemeniz.Hatta bırakın bilmemeyi hic duşunmemeniz.Bu zincir size "KENDİNİZİ" unuttuyor.Kainatın en ustun yaratıkları olduğunuzu meleklerin onunuzde secde ettiğini herşeyi unutturuyor.
Bu sorun dunya yaratıldığından beri suregelmiştir.Bu zincirde hep "MUTSUZLUK,CİNAYETLER,KAVGALAR,HIRSIZLIK... VB. OLMUŞTUR"
Bu olumsuzların giderilmesi amacıyla "din" adı verilen kalıplar oluşturularak insanlar duzene sokulmaya calışılmıştır.Butun dinler bu başlıkta anlattıklarımı icermektedir.Ama uygulamaları farklıdır isimleri farklıdır.Kısaca hepsine "VARLIK" diyebiliriz.
Varlık nedir?
Yaratıcı, tao, zen, tanrı, rab, sınırsız guc, sonsuz guc, Allah.. hangisine inanıyorsanız birini secin.Butun kapılar bu kelimeye cıkar.Varlık..
İslamiyet Allah kelimesini secmiştir.Cunku anlamı olmayan bir kelimedir.Ama tanrı kelimesi akla "varlık" hakkında imajinasyon getirir.Tanrı deyince aklınıza hemen eski medeniyet heykelleri yada ak sakallı yaşlı bir amca belirir.Ama varlık tahmin ettiğiniz şey değildir.İslamiyette bu aynen şu şekilde anlatılır;
"De ki; O Allah, bir tektir. Allah eksiksiz, sameddir (Butun varlıklar O'na muhtac; fakat O, hic bir şeye muhtac değildir.) Doğurmadı ve doğurulmadı. O'na bir denk de olmadı." (İhlas Suresi)
bu kadar mı guzel anlatılır "varlık".Cunku varlığı ancak kendisi boyle anlatabilir ve varlık kendini boyle anlatmış.
Şimdi eksiksiz ve hicbirşeye muhtac olmayan bir sınırsız gucun size şeytan FM den gelen egosal hayalleri sunamayacağınımı sanıyorsunuz?
Hayallerin hepsi egodur.Gecmiş ve gelecek diye birşey yoktur.Sadece şimdiki an vardır.Bu kuralı bilmeyen kişi kuantumu başaramaz.cunku kuantum sadece an da olur.gecmiş ve geleceği bağlamaz.Mevlananın dediği gibi
"Gecmişi ve geleceği yakıp atın"
nasıl mı yakıcaksınız?
Farkındalık uygulamalarıyla;
İzleyerek..
Nefesinizi izleyin,Burnunuzdan mavi hava enerji ışınları doluyor icinize gulumsuyorsunuz ve nefes verince dışarı cıkıyor.İşte bu kadar basit.Bunu mumkun olduğu kadar sık yapın.otobuste boş otururken.baktınız "şeytan FM yayına girdi" hemen nefesi izlemeye başlayın.anında gidecektir.nedenmi?varlığın kelimeleriyle acıklayalım;
"biz adem'i kendi suretimizde yarattık, icine kendi nefesimizden (ruhumuzdan) ufledik."
nefesin ne kadar onemli olduğunu her nefesinizi kacırdığınızda aslında farkındalığı kacırdığınızı anladınızmı?
neden mevleviler sufiler "NEY" calıyor ? neyden ses cıkarmak aylar surer.bırakın calmayı sadece ses cıkarmak.ancak nefesinizi izlediğinizde ses cıkarabilirsiniz.
Nefes ruhun ihtiyacı olan enerjiyi gunceller.guneşin icindeki surekli guncellenen patlamalar gibi oksijen reaksiyona girer.
Nefesini izlediniz.Her hucrenizi hissedin.Kendinizi izleyin.Tepkilerinizi.Kızdınızmı.izleyin komik gelicek.Şeytan FM sadece kulağınıza fısılmadaz bazen sessizce size "DUYGU" olarak girer.
İşte bu soldan yaklaşmadır.En kotusudur.Kontrol edilemez.Kısa etek giyen bir kızın karşınızda oturup sizin on
Farkındalık
Dini Bilgiler0 Mesaj
●22 Görüntüleme