Geleceği haber verilen Mehdî aleyhisse¬lĂ‚m, Peygamber efendimizin (s.a.v.) kızı Hz. FĂ‚tıma'nın oğlu Hz. Huseyn'in neslinden yĂ‚ni seyyid olacak, Medînei munevverede doğa¬cak ve Mekkei mukerremede ortaya cıkıp, tanınacaktır. İlimde ve evliyalıkta derecesi cok yuksektir. Kendi ictihadı ile bir mezheb kura¬caktır. Kuracağı mezhebin hukumlerinin Hanefî hukumlerine uygun olacağını buyuk İslĂ‚m Ă‚limi İmĂ‚mı Rabbani hazretleri haber vermektedir. Butun muslumanlar, Hz. Mehdî'ye tĂ‚bi olacak ve yeryuzunun tamĂ‚mına hĂ‚kim olacaktır.
Ebû Sa'idi Hudrî'nin (r. anh) rivayet ettiği hadîsi şeriflerde buyruldu ki:
"Yeryuzu zulum ve duşmanlıkla dolduktan sonra, benim Ehli beytimden mutlaka birisi cıkar. DunyĂ‚ daha once nasıl zulum ve duşmanlık ile dolu ise, o, dunyĂ‚yı adaletle doldurur."
"Ummetim, bal arılarının beyleri etrafında toplanması gibi, Mehdi’ye sığınırlar. O daha once zulumle dolu olan dunyĂ‚yı adaletle doldurur. Uykuda olan uyandırılmaz ve bir damla bile kan dokulmez."
İbni Mes'ûd'dan rivayet edilen bir hadîsi şerifde de şoyle buyruldu: "Mehdi ile muj¬delenmiş olun. Mehdî, Kureyş kabile¬sinden ve benim Ehli beytimden biridir. O, insanların ihtilĂ‚f icinde oldukları ve ictimĂ‚i sarsıntılar icinde bulundukları bir zamanda cıkar. Mehdî, daha Once zulum ve cevr ile dolu olan dunyĂ‚yı, adalet ve insaf ile doldu¬rur. Ondan yer ve gok ehli (insanlar, cin¬ler ve melekler) razıdır. O, malı insanlar arasında adaletle dağıtır. Ummeti Muhammed'in kalblerini zenginlik ile doldurur ve adaleti onları kuşatır. O kadar ki, bir munĂ‚diye; "Kimin ihtiyĂ‚cı varsa bana gelsin" diye nida (îlĂ‚n) etmesi emrolunduğunda, bir kişiden başka kimse gelmez. O kimse istekte bulunur. Mehdî (aleyhisselĂ‚m) da ona; "Hazinedara git sana versin*' der. O kişi, hazinedarca gidip, Mehdi'nin (a.s.) gonderdiğini soyleyip, hazinedardan goturmeye gucunun yettiği kadar mal alır. Fakat daha sonra pişman olarak; "Ben, herkesden daha mı muhtacım, kimse gitmedi, ben gittim!" diyerek. aldığı malı iade etmek ister, o zaman hazinedar şoyle der: "Biz verdiğimizi geri almayız."Bu devir; altı, yedi, sekiz veya dokuz sene devam eder. Bundan sonraki hayatta, hayır yoktur."
TĂ‚rihte bĂ‚zı cĂ‚hiller, buyuk zan ettikleri kimselere Mehdî demişlerdir. Mehdî'nin alĂ‚¬metlerini Resûlullah efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) bildirmiştir. İbni Haceri Mekkî hazretlerinin "AlĂ‚mĂ‚tulMehdî" kita¬bında ve İmĂ‚mı Suyûtî'nin "EIBurhĂ‚n" kita¬bında, bu alĂ‚metlerden iki yuze yakını yazılıdır. "FutûhĂ‚tulİslĂ‚miyye", ikinci cuz, 297. sayfasında diyor ki: "Beklenilen Mehdî hazreti FĂ‚tıma'nın (r.anhĂ‚) soyundan ola¬caktır. Mekke'de zuhur edecektir. O zaman, muslumanlar halifesiz olacaktır. O istemediği hĂ‚lde, zor ile halîfe yapılacaktır. Zuhur ede¬ceği zaman, yaşı ve omru kesin olarak bildiril¬miş değildir." "Mehdî cıkacağı zaman yeryuzunde halîfe bulunmayacağı ve mehdî fiklerini îlĂ‚n edenlerin veya mehdî diye tanıtılanlartn gercek mehdi olmadıkları buradan anlaşılmaktadır.
İmĂ‚mı Rabbani hazretleri, birinci cildin 255. mektubunda, Mehdî'nin, Medine'deki sapık din adamlarını oldureceğini yazmakta ve şoyle buyurmaktadır: "İşittiğimize gore, hazreti Mehdî, hukumet surduğu zaman, dîni yayarken ve sunnetleri ortaya cıkarırken, bid'at işlemeğe alışmış olan Medine'deki Ă‚lim tanı¬nan bir kimse, bid'ati guzel sandığı ve ibĂ‚det olarak yaptığı icin, hazreti Mehdî'nin emirle¬rine şaşarak; "Bu adam, bizim dinimizi yok etti ve milletimizi oldurdu" diyecektir." Hazreti Mehdî, bu kimseyi oldurup, onun guzel san¬dığı bid'atlerin kotuluğunu insanlara bildirecektir.
İmĂ‚mı RabbĂ‚nî (r. aleyh), ikinci cild 68. mektubunda da buyuruyor ki: "Hadîsi şerîfde; "Yeryuzunu kufur kaplamadıkca ve her yerde kufur ve kĂ‚firlik yayılmadıkca, hazreti Mehdi gelmez" buyruldu. Bundan anlaşılıyor ki, hazreti Mehdî cıkmadan evvel, kufur ve kĂ‚firlik her tarafa yayılacak. İslĂ‚m ve muslumanlar garîb olacaktır. Pey¬gamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) Ă‚hır zamanda, muslumanların garîb olacaklarını haber vermiştir."
İbni Haceri Mekkî Heytemî hazretleri "ElKavlul muhtasar fî alĂ‚metilMehdî" kitabında şoyle buyurdu: "Mehdî, Ehli beytten olacak¬tır. Hz. Huseyn'in neslinden gelecektir. İsmi, Resûlullah efendimizin (s.a.v.) ismi şeriflerin¬den yĂ‚ni Muhammed olacaktır. Babasının ismi de, Resûli ekremin (s.a.v.) mubarek babasının ismi gibi olacaktır. Hz. Mehdî'nin alnı geniş ve dişleri seyrektir.
Hadîsi şerîflerde buyruldu ki: "Nefsim yedi kudretinde olan Allahu teĂ‚lĂ‚ya yemin ederim ki, Allahu teĂ‚lĂ‚ benim neslimden, dişleri aralıklı, alnı acık, yeryuzunu adaletle dolduracak, malı ve mulku insanlara bol bol ikram edecek bir evlĂ‚dımı gonderecektir. Zulum ve fıskla dolu olan dunyĂ‚, o geldikten sonra adaletle dolup taşacaktır'
"Mehdî'nin başı hizasında bir bulut olacaktır. Buluttan bir melek; "Bu Mehdî'dir. Sozunu dinleyiniz!" diye¬cektir. "
Allahu teĂ‚lĂ‚, İslĂ‚miyet'i nasıl Resûlullah efendimizle (s.a.v.) başlatmışsa, Hz. Mehdî ile sona erdirecektir. Sayıları Bedr gazasında bulunan EshĂ‚bı kiram kadar olan bir grup insan ona bî'at edecek ve her zĂ‚lim onun karşısında mağlûb olacaktır. Zamanı son derece imrenilecek bir şekilde adaletle dolacaktır. Onun bayrakdĂ‚rı, doğudan, Temîmî nesline mensup bir genctir, insanlar hakka donunceye kadar, Hz. Mehdî mucĂ‚delesini surdure¬cek ve fitnelerin zuhur ettiği bir zamanda gelecektir. İhsanı karşılıksız olacaktır, ÎsĂ‚ aleyhisselĂ‚m, namazı Hz. Mehdî'nin arkasında kılacaktır. Peygamber efendimiz (s.a.v.) bir hadîsi şerîfde; "(Hz.) ÎsĂ‚, saclarından sanki sular damlıyormuş gibi gokten inecektir. (Hz.) Mehdi ona; "YĂ‚ ÎsĂ‚, gec de bize namaz kıldır" dediğinde, ÎsĂ‚ (aleyhisselĂ‚m); "ikĂ‚met senin icin getirilmiştir" diyecek ve benim evlĂ‚tla¬rımın birisinin arkasında namaz kılacaktır" buyurdu. Hz. Mehdî'nin sağ yanağı uzerinde yıldız gibi parlayan bir ben vardır. İnsanlar, Hz. Mehdî'nin etrafında topla¬nırlar. Zulkarneyn ve Suleyman aleyhimesselĂ‚m gibi, butun dunyĂ‚ya sahip olur. İslĂ‚miyet aleyhine soylenen bir soz ona ağır gelir. Mehdî aleyhisselĂ‚m bir hakem olarak cıkacak, hac¬ları kıracak, domuzu oldurecek, cok mal, mulk dağıtacaktır. Fakat o kadar bolluk olacak ki, kimse ihtiyac duyup verileni almayacak. Hz. Mehdî, yeryuzunun hazînelerini cıkaracak ve kufur diyarlarını fethedecektir.
Masum insanlar katloluncaya kadar, Mehdî cıkmayacaktır. Bu katliamlara, yerde ve goktekiler tahammul edemez bir hĂ‚le gelince, ortaya cıkacaktır. Hz. Mehdî gelince, insanlar onu aşk ve muhabbetle kucaklayacaklardır. O, butun haramların helĂ‚l sayıldığı, buyuk bir fit¬neden sonra gelecektir. HilĂ‚fet, ona evinde otururken gelecek ve devrinde yeryuzunun en hayırlısı olacaktır.
O cıkmadan once, Medine'de simsiyah taş¬ların kan golunde kalacağı buyuk bir vak'a gorulecektir. O zamanda bir kadının oldurul¬mesi, bir kamcının sallanması kadar kolay olacaktır.
Hazreti Mehdî'nin karşısına dağlar bile cıksa, onları kolayca aşıp kendisine yol bulacaktır.
Hz. Mehdî cıkmadan once, milletlerin bir¬biri ile olan munĂ‚sebetleri (ticĂ‚ret ve yolları) kesilecek, insanlar arasında fitne coğalacaktır. Doğudan siyah bayraklı bir ordu cıkacak, hic bir kavmin yapmadığı, eşine rastlanmadık bir savaşa giriştikten sonra, Mehdî aleyhisselĂ‚m Mekke'de ortaya cıkıp gorunecektir. Ceşitli memleketlerden bir cok Ă‚lim, birbirlerinden habersiz olarak, Hz. Mehdî'yi aramak icin yola cıkacak, bu Ă‚limlerin her birine yaklaşık olarak 310 kadar insan refakat edecektir. Sonunda hepsi Mekke'de buluşup, birbirlerine nicin gel¬diklerini soracaklar, maksadlannın aynı olduğu anlaşılınca, Hz. Mehdî'yi arayıp bula¬caklardır, sonra ona; "Sen Mehdî'sin" dedikle¬rinde, o kendini buna lĂ‚yık gormeyip kacacak. Nihayet Ă‚limler ikna edecekler ve ona tĂ‚bi ola¬caklardır. İnsanların kalbleri onun muhabbeti ile dolup taşacaktır.
Hz. Mehdî, Kudus'e hicret edecektir. Onun sakalı gur ve sık, gozu de surmeli olacaktır. Dişleri seyrek ve parlaktır. Yuzunde yıldız mÎsĂ‚li parlayan bir ben, omuzunda ise Pey¬gamber efendimizdeki (s.a.v) nubuvvet muhru gibi bir muhur bulunacaktır. Hz. Mehdî, bircok beldede cami inşĂ‚ eder ve Peygamber efendi¬mizin bayrağıyla gorunur. O bayrak dikişsiz olup siyah ve dort koşelidir, Resûli ekremin (s.a.v.) vefatından sonra hic acılmayan bu bay¬rağı, Hz. Mehdî acacaktır. Allahu teĂ‚lĂ‚ ona yardım icin uc bin melek vazifelendirip gonde¬recektir. Bunlar, Hz. Mehdî'ye karşı gelenin yuzune ve arkasına vuracaktır.
Mehdî aleyhisselĂ‚mın yaşı otuz ile kırk ara¬sında olacaktır. HĂ‚şimî soyundan olup, hilĂ‚feti Hz. ÎsĂ‚'ya devredecektir.
Hz. Mehdî havada ucmakta olan bir kuşa işaret ettiği zaman, kuş hemen yere duşecek, kuru bir ağac diktiğinde, o anda yeşillenip, yapraklanacaktır. Onun zamanında, kurtla koyun bir arada oynayacak, yılanlar insanlara zarar vermeyecektir. İnsanlar tarlaya bir avuc tohum atacak, yedi yuz avuc mahsûl kaldıra¬cak, yerden bereket fışkıracaktır. Riya, ribĂ‚, zina, icki ortadan kalkacaktır, omurler uzaya¬cak ve emĂ‚netler zayi olmayacakdır. Kotuler helak olacak, Resûli ekreme buğzeden kimse kalmayacaktır. Hz. Mehdî butun bid'atleri orta¬dan kaldırıp, sunneti seniyyeyi ihya edecektir.
Gokte ve yerde bulunan mahlûkĂ‚tın hepsi ondan razı olacak, adaleti Ă‚lemi tutacak ve Peygamber efendimizin (s.a.v.) yuce sunneti ile muamele edecektir. Onun devrinde umme¬tin iyileri ve kotuleri, o zamĂ‚na kadar gorulme¬miş pek cok nimetlere kavuşacaklardır. HattĂ‚ cok yağmur yağacak, bir damlası bile boşa gitmeyecek, az bir tohum ile yerden bereket fışkıracak ve cok mahsûl alınacaktır.
Hz. Mehdî'nin alĂ‚metlerinden biri de, DeccĂ‚l'in onun zamanında ortaya cıkmasıdır. Hadîsi şerîfde; "On buyuk alĂ‚met gorul¬meyince kıyamet kopmaz; Duhan, DeccĂ‚l, DĂ‚bbetulerd, guneşin batıdan doğması, ÎsĂ‚'nın (aleyhisselĂ‚m) gokten inmesi, Ye'cuc ve Me'cuc'un cıkması, doğuda, batıda ve Arabistan'da yer batması. Bunlardan sonra Yemen'den bir ateş cıkıp, halkı bir araya getirecektir" buyruldu.
Ali Muttakî elHindî hazretleri de; "Mehdi¬yi Ă‚hır zaman" adlı kıymetli eserinde, Ă‚hır zamanda Mehdî aleyhisselĂ‚mın geleceğini uzun olarak anlatmaktadır. Bu kitapda, Mehdî aleyhisselĂ‚mın bir cok alĂ‚metleri yazılmıştır. Bunlardan bĂ‚zıları şunlardır:
1KıyĂ‚met. kopmadan once, Mehdî (a.s.) muhakkak gelecektir. Ebû Sa'îdelHudrî'den rivayet edilen hadîsi şerîfde buyruldu ki: "Benim ummetimden Mehdî gelecektir. Omru uzasa da kısalsa da, altı, yedi, se¬kiz veya dokuz yıl saltanat surecektir: Daha once zulumle dolu olan dunyĂ‚yı, adaletle dolduracaktır..."
2Mehdî (a.s.), yeryuzunun zulum ve fitne¬lerle dolu olduğu bir zamanda gelip, dunyĂ‚yı adaletle dolduracaktır. Hadîsi şerîfte buy¬ruldu ki: "Âhır zamanda, ummetimin başına sultanlardan şiddetli belĂ‚lar gelir. Oyle ki, yerler muslumanlara dar gelir. O zaman Allahu teĂ‚lĂ‚, daha once zulumle dolu olan dunyĂ‚yı adaletle dol¬duran, benim soyumdan birisini gonde¬recektir. O zaman gokyuzu yağmur damlasını esirgemeyecek, yer de bereketlenecektir, O, dunyĂ‚da altı, yedi, sekiz veya dokuz yıl hukum surecektir,'
3Hz. Mehdî'nin ismi Muhammed ve Hz FĂ‚tıma evlĂ‚dından olacaktır. Hadîsi şerîfdede buyruldu ki: "Mehdî'nin adı Muhammed'dir. Mehdî benim neslimdendir ve FĂ‚tıma'nın evlĂ‚dındandır."
4Hz. Mehdî'nin fizikî ozellikleri hakkında, hadîsi şerîfde; "Mehdî benim evlĂ‚dımdandır. Yuzu nurlu, alnı acıktır. Burnu¬nun ust tarafı yuksekcedir. Yeryuzunu adalet ve doğrulukla doldurur. Nitekim ondan once dunyĂ‚ zulum ve cefĂ‚ ile dolu olur..." buyruldu.
5Hz Mehdi gelmeden once, fitne fesĂ‚d cok olacaktır. Hakem bin Uyeyne'den rivayet edilir; O dedi ki: Ben Seyyid Muhammed bin Ali'ye dedim ki: "İşittiğimize gore sizden (Pey¬gamberimizin soyundan) bir zĂ‚t cıkıp, bu ummet arasında adalet yapacak." O dedi ki: "Biz de insanların umduğunu ummaktayız ve umid ediyoruz ki, dunyĂ‚da bir gun bile kalsa, Allahu teĂ‚lĂ‚ o gunu uzatır, tĂ‚ ki bu ummetin umduğu olsun. Ancak, ondan once fitneler gorulecektir. Bu fitnelerin icinde en şerlisi; bir kişinin mu'min olarak akşama ermesi, ama sabah kĂ‚fir olarak kalkması, mu'min olarak sabahlayıp, kĂ‚fir olarak akşama ulaşmasıdır."
6O zaman acıkca Allahu teĂ‚lĂ‚yı inkĂ‚r eden kişiler cok olacaktır. Hadîsi şerîfde buyruldu ki: "Acıkca Allahu teĂ‚lĂ‚ inkĂ‚r edil¬medikce, Mehdî'ye bî'at edilmez."
7Hz. Mehdî cıkacağı zaman, sunnetler unutulup bid'atler yaygınlaşmış olacaktır.
Hadîsi şerîfde; "Kıyamete yakın mu'minlerin kalbi; Olum, aclık, fitneler, sunnetlerin kaybolması, bid'atlerin yaygınlaşması, emri bilma'rûf ve nehyi anilmunkerin terkedilmesi gibi sebeplerle zayıfladığı zaman, benim evlĂ‚dımdan Muhammed bin Abdullah'la (Mehdî

8Hz. Mehdî, ÎsĂ‚ aleyhisselĂ‚mla buluşacak, ÎsĂ‚ (a.s.) onun arkasında namaz kılacaktır.
Hadîsi şerîfde buyruldu ki: "Mehdî, bu ummettendir ve ÎsĂ‚'ya imĂ‚m olacak¬tır." Kendisinde bu alĂ‚metlerin hic biri bulunmadığı hĂ‚lde, tĂ‚rihte değişik zamanlarda Mehdî olduğunu iddia eden bir cok kimseler, ceşitli maksatlarla ortaya cıkmıştır. Bunlar bĂ‚zı cĂ‚hilleri etraflarında toplamışlarsa da, İslĂ‚m Ă‚limleri ve sĂ‚lih muslumanlar tarafından bunlara luzumlu cevaplar verilmiş, fitneleri onlenmiş ve isimleri unutulmuştur. Geleceği bildirilen Mehdî'nin (a.s.) alĂ‚metleri meydan¬dadır ve bunlar acıkca bildirilmiştir. Bu olcu¬lere gore ve alĂ‚metleri belli iken hic alĂ‚kası bulunmayan ceşitli kimseleri Mehdî sanmak ve Mehdî demek, doğru yoldan ayrılmak olur. İmĂ‚mı RabbĂ‚nî hazretleri, MektûbĂ‚t'ının ikinci cildi, altmış yedinci mektubunda şoyle buyurdu: "Hindistan'da birisi, Mehdî oldu¬ğunu iddia etmişti. Bir cok cĂ‚hiller de, ona inanmıştı. Bunlara gore, Mehdî gelmiş ve olmuş, mezarı da Fere şehrinde imiş. Meşhur, hattĂ‚ mĂ‚nĂ‚sı tevatur derecesine varmış bir cok hadîsi şerifler boylelerinin bu îtikĂ‚d ve sozle¬rini yalanlamaktadır. (BĂ‚zı cĂ‚hiller, tasavvuf kitaplarından tercume ederek soyleyen ve yazan kimselere Mehdi diyor. Bunları, kendisi yazıyor sanıyorlar.) HĂ‚lbuki bir cok hadîsi şerîflerde buyruldu ki: "Mehdî'nin başı hizasında bir bulut olacaktır. Buluttan bir melek; "Bu Mehdidir, sozunu dinleyiniz!" diyecektir."
"İsmini duyduğunuz kimselerden, yeryuzune dort kişi mĂ‚lik oldu. İkisi mu'min, ikisi de kĂ‚fir idi. Mu'min olan iki kişi, Zulkarneyn ile Suleyman (aley¬himesselĂ‚m) idi. KĂ‚fir olan ikisi de, Nemrûd ile Buhtunnasar idi. Beşinci olarak, yeryuzune, benim evlĂ‚dımdan biri, yĂ‚ni Mehdî de mĂ‚lik olacaktır."
"Kıyamet kopmadan Once, Allahu teĂ‚lĂ‚, benim evlĂ‚dımdan birini yaratır ki, ismi, benim ismim gibi, babasının ismi, benim babamın ismi gibi olur ve dunyĂ‚yı adaletle doldurur. Ondan once dunyĂ‚ zulumle dolu iken, onun zamĂ‚nında adalet ile dolar."
"EshĂ‚bı kehf, (hazreti) Mehdî'nin yardımcıları olacaktır ve ÎsĂ‚ (aleyhisselĂ‚m) bunun zamanında gokten inecektir. ÎsĂ‚ (aleyhisselĂ‚m), DeccĂ‚l ile harb ederken, (hazreti) Mehdî, onunla (ÎsĂ‚ (a.s.) ile) beraber olacaktır. Bunun hu¬kumdarlığı zamanında, her zamankinin aksine olarak ve hesĂ‚bların tersine olarak, RamazĂ‚nı şerifin ondorduncu gunu guneş tutulacaktır ve birinci ge¬cesinde ay tutulacaktır."
DeccĂ‚l: Ahır zamanda kıyametin yaklaş¬tığı sırada ortaya cıkacak olan azgın ve zĂ‚lim bir kimsedir. Âdem aleyhisselĂ‚mdan beri ben¬zeri gorulmemiş buyuk bir musîbet olarak insanlara musallat olacak ve onlara zarar vere¬cektir. Bu kimsenin ortaya cıkması, kıyametin buyuk alĂ‚metlerindendir. Allahu teĂ‚lĂ‚ kullarını onunla imtihan edecektir. DeccĂ‚l, once istidrĂ‚c olarak bĂ‚zı harikulade hĂ‚ller gosterecek, fakat sonunda busbutun Ă‚ciz kalacaktır. Cok memleketleri istilĂ‚ edip ilĂ‚h olduğunu soyleyerek insanları aldatacaktır. DunyĂ‚da kalacağı muddet kesin olarak bildirilmemiştir. Ancak bu zamanın, kırk gun veya kırk sene olduğu rivayet edilmiştir. Sonunda ÎsĂ‚ aleyhisselĂ‚m tarafından oldurulecektir.
DeccĂ‚l kelimesi "Decl" kelimesinin muba¬lağa sîgası olup; yalan soyleyen hîlekĂ‚r demektir. Bu mĂ‚nĂ‚da DeccĂ‚l, hakkıbĂ‚tılı, iyiyikotuyu birbirine karıştıran kişi demektir. Ayrıca DeccĂ‚l'e Mesih denilmiş. DeccĂ‚l yalancı, mesîh de mel'ûn mĂ‚nĂ‚sına kullanılmıştır.
"Sahîhi Buharî", "Sahîhi Muslim" ve diğer hadîsi şerîf kitaplarında DeccĂ‚l hakkında pek cok hadîsi şerîf bildirilmiş olup, bunlardan DeccĂ‚l'in cıkışı, ceşitli vasıfları ve işleri bildirilmiştir.
DeccĂ‚l hakkındaki pek cok hadîsi şerîfden bĂ‚zıları şoyledir:
"Gecmiş peygamberler; şaşı, kor ve yalancı olan DeccĂ‚l'in, buyuk fitne ve, musibet olduğunu haber verip, ummet¬lerini onun şerrinden, zararından korkuttular."
"Şuphesiz DeccĂ‚l cıkacaktır. Ve şup¬hesiz beraberinde su ve ateş olacaktır. Ama insanların su gorduğu şey ateştir, yakar. İnsanların ateş gorduğu şey ise tatlı, soğuk sudur. Sizden buna kim erişirse, ateş gorduğune koşsun. Cunku o guzel, tatlı sudur."
"Ben, DeccĂ‚l’in beraberinde olan şeyleri pekĂ‚lĂ‚ biliyorum, onun berabe¬rinde sudan bir nehir ve ateşten bir nehir olacaktır. Ama ateş gorduğunuz şey sudur. Su gorduğunuz de ateştir. İmdi sizden buna kim erişir de su icmek isterse, ateş gorduğunden icsin. Cunku onu su bulacaktır.
"Size DeccĂ‚l'den hic bir peygambe¬rin kavmine soylemediği bir hadîs haber vereyim mi? Muhakkak onun bir gozu kordur. Ve muhakkak o berabe¬rinde Cennet ve Cehennem’in misli olduğu hĂ‚lde gelecektir. Cennet'tir diye soylediği ateştir. Ben sizi Nuh'un, kavmini uyardığı gibi uyardım."
DeccĂ‚l'in cıkması, akıllara hayret verecek derecede buyuk bir fitne olacaktır. Rivayet¬lerde beyĂ‚n edildiğine gore, DeccĂ‚l, istidrĂ‚c olarak bir cok garib hĂ‚ller gosterecek, yanında sudan ve ateşten nehirler bulunduracak ve ilĂ‚hlık iddia edecek, halkı aldatarak dĂ‚vasına inandırmaya calışacaktır. Gittiği yerlerde fazla durmayıp sur'atle gectiğinden, îmĂ‚nı zayıf olanlar, onun hakkında duşunmeye vakit bula¬madan ve alĂ‚metlerini inceleyemeden onu tasdik edecekler. Bu sebeple butun peygam¬berler, DeccĂ‚l'e karşı ummetlerini uyarmışlardır.
Kadı lyĂ‚d'ın beyĂ‚nına gore, DeccĂ‚l bir şahsı oldurecek, sonra istidrĂ‚c olarak onu tek¬rar diriltecek. Dirilen şahsa kendini tasdîk ettir¬mek isteyince, o şahıs; "Senin şerrini boylece daha iyi anladım" diyerek onu reddedecektir. DeccĂ‚l'in beraberinde ateşten ve sudan bir nehir bulundurması, Allahu teĂ‚lĂ‚ tarafından kullara bir imtihandır. Su mÎsĂ‚linden murĂ‚d, Cennet'tir Cunku su, butun nimetlerin zahirî sebeplerindendir. Ateş mÎsĂ‚linden murĂ‚d da, elem ve azaba sebep olacak şeylerdir. Fakat kullarını imtihan icin bu hĂ‚rikaları ona veren Allahu teĂ‚lĂ‚, DeccĂ‚l'in ateşini suya, suyunu da ateşe cevirecek. Boylece DeccĂ‚l, insanlar ara¬sında rezil rusvĂ‚ olacaktır. Bu suretle DeccĂ‚l'in gosterdiği hĂ‚rikaların, istidrĂ‚c ve sihir nev'inden birsey olduğu anlaşılacaktır. Bilin¬diği gibi, harikulade bir hĂ‚l, din duşmanların¬dan zuhur ederse, buna istidrĂ‚c denmektedir.
"Sahîhi Muslim" de, NevvĂ‚s binŞem'Ă‚n'dan rivayet edilen bir hadîsi şerîf şoyledir: NevvĂ‚s dedi ki: "Bir sabah Resûlullah (s.a.v.) DeccĂ‚l'i zikretti. Onun hakkında alcaltma ve yukseltme (tahkir ve buyultme veya konuşur¬ken seslerini yukseltip alcaltma) yaptı. HattĂ‚ DeccĂ‚l'i hurma bahceliğinde zannettik. Akşam Resûlullah'ın (s.a.v.) huzuruna vardığı¬mızda bu zannımızı anladı ve; "HĂ‚liniz nedir?" diye sordu. Biz; "YĂ‚ Resûlallah! Sabahleyin DeccĂ‚l'den bahsettiniz. Onun hakkında o kadar alcaltma ve yukseltme yaptı¬nız ki, onu hurma bahcesinde zannettik" de¬dik. Bunun uzerine şoyle buyurdu:
"DeccĂ‚l'den başkası sizin nĂ‚mınıza beni daha cok korkutur. Eğer ben sizin aranızda iken cıkarsa, sizin nĂ‚mınıza ben ona galebe calarım. Ben aranızda yok iken cıkarsa, herkes kendi nefsinin galibi olur. Allahu teĂ‚lĂ‚ her muslumanı, benim onu ondan (DeccĂ‚l'den) koruduğum gibi korur.
Bu adam (DeccĂ‚l) kıvırcık saclı bir genctir. Gozu fırlamıştır. Ben onu, Abdu'luzzĂ‚ bin Katan'a benzetir gibi¬yim. Sizden ona kim yetişirse, uzerine Kehf sûresinin ilk Ă‚yetlerini okuyuversin. O, Şam ile Irak arasında bir semt¬ten cıkacak ve sağa sola fesat sacacak. Ey Allah'ın kulları sebat edin!"
Biz; "YĂ‚ Resûlallah! DeccĂ‚! yeryuzunde ne kadar kalacaktır?" dedik. "Kırk gun. Bir gun, bir sene gibi. Bir gun bir ay gibi. Bir gun bir hafta gibi. Diğer gunleri de sizin gunleriniz gibi olacaktır" buyurdular.
"YĂ‚ Resûlallah! Bu bir sene gibi olacak gunde, bir gunun namazı bize kĂ‚fi gelecek mi?" dedik.
"Hayır! Onun İcin gunun miktarını takdir edin" buyurdu.
"YĂ‚ Resûlailah! Onun yeryuzunde sur'ati ne olacak?" dedik.
"Arkasından ruzgĂ‚r esen yağmur gibidir. Bir kavim uzerine gelerek onları davet edecek. Onlar da kendi¬sine inanacak ve icabette bulunacak¬lar. Gokyuzune emredecek, o yağmur yağdıracak. Yere emredecek o da nebat bitirecektir. Akşamleyin deve suruleri o kavmin yakınlarına alabildiğine uzun horguclu ve bol sutlu, boğurleri dolu olarak doneceklerdir. Sonra, bir kavme gelerek onları da davet edecek, fakat onun sozunu reddedecekler. O da kendilerinden uzaklaşıp gidecektir. Bunlar kıtlık icinde sabahlayacaklar, ellerinde mallarından bir şey kalmaya¬caktır. DeccĂ‚l, bir harabeye uğrayacak ve harabeye definelerini cıkar diyecek. Harabenin defineleri arı kovanları gibi hemen arkasına duşeceklerdir. Sonra genc babayiğit bir adam cağıracak ve onu kılıcla vurarak ikiye bolecek, her parcayı bir ok atımı yere fırlatacaktır. Sonra bu adamı cağıracak. Adam ona, gulerek, yuzu parlar bir hĂ‚lde gelecek¬tir. O, bu hĂ‚lde iken aniden Allahu teĂ‚lĂ‚, Meryem oğlu Mesih'i (ÎsĂ‚ aleyhisselĂ‚mı) gonderecektir. Mesih, Dımeşk'ın doğu¬sundaki Ak minĂ‚re'ye iki boyalı elbise icinde, elini iki meleğin kanatları uze¬rine koymuş olarak inecek. Başını eğdiği zaman su damlayacak, kaldırdığı zaman ondan inci gibi gumuş taneleri yuvarlanacaktır. Onun nefesinin kokusunu duyan her kĂ‚fir mutlaka ole¬cektir. Nefesi de gozunun gorduğu yere varacaktır. Mesih bu adamı arayacak, nihayet ona Lud kapısında yetişecek ve Oldurecektir..."
"RĂ‚mûz” da bildirilen diğer bĂ‚zı hadîsi şeriflerde de buyruldu ki:
"İsfehan yahudilerinden yetmiş bin yahudi, DeccĂ‚l'e tĂ‚bi olur. Hepsinin uzerinde taylasan (şal) vardır."
"DeccÂl, Medine ve Mekke'ye giremez."
__________________