İnsanlara iyi davranıp onlara zulmetmeyen;onlarla konuştuğunda yalan soylemeyen;onlara soz verdiğinde sozunden caymayan kimse;insaniyeti mukemmel,adaleti musellem ,dostluğu elzem ve arkasından cekiştirilmesi haram olan kimselerdir.(hadisi şerif)



Bir kimse dostunu hasmını iyi bilmeden hakiki mumin olamaz...



Calgı aletlerini(şarkı) dinlemek haramdır,onun bulunduğu yerde oturmak fasıklıktır, ondan zevk almak kufurdur.(H..Ş.)



Nimet yaban kuşudur;onu şukurle bağlayınız...



Ya iyiliği emreder,kotuluğe mani cağrıları olursunuz.Ya da Allahu Teala şerlilerizi hayırlılarınıza musallat eder.O zaman hayırlılarınız dua eder lakin duaları kabul olunmaz



En makbul sadaka, insanları irşat ve Allah ile arasını bulmaktır.



Dunyaya rağbet edip de ahiretten gafil olanın ibadetine itibar edilmez.



Kim yalnız dunyanın nimet ve lezzetini isterse,Biz murat ettiğimiz kimseye dilediğimiz kadar veririz,Ahirette ise rahmetten uzak,cehenneme yakın olur.



Bel itÂat halinde gelirde değişmezse,rutbe ve derece,gaflette iken gelirse,ikaz ve affa sebeptir.İsyan halinde gelir de o hale devam ederse ceza;o halden donerse affa sebeptir.Devamlı isyan halinde olduğu halde beladan beri olan da Firavun gibi cehennemle terbiye edilir.Gunahta israr edenin bir gun ayağı kayıpta kotuluğe alışırsa hocaya hacıya nura duşman kesilir.(Ebul Faruk K.S.)





Ne kahr-ı dest-i adadan, ne lutfu aşinadan bil

Umurun Hakka tefviz et,Cenabı kibriyadan bil!



Hak kuldan intikamını yine kul ile alır.

Bilmeyen ilmu ludunn-u onu kul etti sanır!



Bir kimse kendisi icin istediğini mumin kardeşi icinde istemedikce hakiki iman ehli olamaz..



Kulun Allahtan uzaklaştığına alamet o kulun malayani yani luzumsuz şeylerle uğraşmasıdır..



İnsanları sev ve kimseyi kendinden alcak gorme.
Tevazu sahibi ol, zira en halis niyet alcak gonulluluktur.
Mutevazi olan kimse en guzel ziyneti takınmıştır.
Kimseyi kendinden aşağı gorme.





İnsan golge peşinde koşmaz. Dunya golge gibidir. Nasıl guneşe karşı gidilse, golge seni takip eder, peşini bırakmazsa; guneşe arka cevirirsen, golge one duşer, ne kadar koşsanyetişip yakalamak kaabil olmaz. Hakka donup (golge misÂli dunyayı) kendine tÂbi kılmalı.." (Ebul Faruk K.S.)



„Şoyle duşunmeli:

"YÂ Rabbî, Âciz kulunu Ummet-i Muhammed'e hizmet etmeye muktedir kıl."

Eğer, "YÂ Rabbî, bana ilim ihsÂn et" derse, şahsî menfaate taalluk edeceğinden, rıza-i İlÂhî'ye muvÂfık olmaz. Zira her ilim sahibi bu ummete hizmet etmiş değildir ve edemez. Bu itibarla da, rızÂ-i BÂrî'yi bulamaz. İlim ve cennet istemek, menfaat-i şahsiyedir. GÂye, rızÂ-i BÂrî olacak(Ebul Faruk K.S.)



„Nefsin kuvvetli hastalıklarından biri hased olduğu gibi, şeytanın kuvvetli tasarruflarından biri de vesvesedir. Kur'an-ı Kerim'in, tertibinde hased ve vesvese ile nihayet bulması, bu işin ehemmiyetine işaret eder. Habis nefsin butun arzuları menfaat olup, emel ve arzuların tavanı yoktur. Menfaatperest insanlar, nefsin koleleridir.
İmam-ı Rabbanî evlatları ise, şoyle duşunur: Herkes musluman olsun, Hak yolunu bulsun. Bizden evvel cennete girsin. Zengin ve Âlim olsun. Bizler de Hak yoluna hÂdim olalım (hizmet edelim), derler."(Ebul Faruk K.S.)



Cimrileri Comertliğe Alıştırmak

"İnsanın sahÂvet (comertlik) damarlarında tutukluk vardır. Onun acılması icin; vereceğimiz zekÂt, fitre ve benzeri hayırları bahîl (cimri) olan kimselere teslim ederek;

• "Şunu filan muesseseye yahut filan kimseye veriver" derseniz, o da vermeye alışır.

Bu suretle hem sizin verdiğiniz makbul olur, hem de vermeye teşvik ettiğiniz icin ecir alırsınız.

Bir adam, kendi cimri olduğu halde, hem teşvik istemez, hem de gayrın ihsÂnına tahammul edemezse, o zaman doğrudan cennete giremez.

Kendi yapmıyor, lÂkin teşvik ediyorsa, o kimse mustesnÂdır

Ebul Faruk K.S.



„Her gun hakk-ı Kur'Ân (Kur'Ân-ı Kerim'in gunluk hakkı) 200 Âyettir; elli İhlÂs-ı Şerif okunursa, Kur'Ân-ı Kerim'in hakkı odenmiş olur. Buna riÂyet eden, bu vesîle ile dunyada hic bir sıkıntı gormez, rızkı da geniş olur." (Ebul Faruk K.S.)



Allahu Teala sevdiği kulunu kullarına hizmet ettirir.”

* Kişinin sozu, amelinden cok olursa aklı noksandır.

* Olumu hatırlamak, omru uzatır, cok yaşama arzusu omru kısaltır.

* Tarihte her hareket hep bir kişinin ayağa kalkmasıyla başlar.

* Nasihat tutmayanı musibet tutar.


Comertlikte yardim etmede akar su gibi ol,
Sefkat ve merhamette gunes gibi ol,
Baskalarinin kusurunu ortmede gece gibi ol,
Hiddet ve asabiyette olu gibi ol,
TevÂzû ve alcak gonullulukte toprak gibi ol,
Hos gorulukte deniz gibi ol,
Ya oldugun gibi gorun,Ya gorundugun gibi ol !

( MEVLÂNÂ )



Cuzzamlının yanında 7 sene kalana, cuzzamın gecmeme ihtimali vardır. Fakat bir binada bulunan kotu bir insan, başka bir odada da olsa, ondaki kotu huyların gecmeme ihtimali yoktur. Kotuluk cabuk yayılır, cunku nefsimiz kotuluğe meyyaldir. Bir sepet uzumdeki curuk bir tane, butun sepeti curutur. Fakat sağlam uzumler o curuğu kurtaramazlar.



Evliya-i kiramın himmeti yaydan cıkan oku, namludan cıkan mermiyi geri cevirir. Evliyaya muhabbet edene de boyle kuvvetli himmet gelir.



"İnsanoğlunun icinde bir et parcası var ki, o et parcası duzelirse butun bunye duzelir. O et parcası bozulursa butun bunye bozulur. İşte o kalptir." Hadis-i Şerif


-"Allah icin ateşe atılmak vardır. Lakin ateşe atılmadan once kendinde İbrahimlik olup olmadığını araştır. Cunku ateş seni değil İbrahimleri tanır ve yakmak.." Mevlana



Aklı olan, kendini ve Rabbini tanıyan, hic kibredebilir mi? İnsan aşağılığını, acizliğini, Rabbine karşı her an izhar etmek mecburiyetindedir. Bunun icin her an her yerde aczini gostermesi, tevazu uzere bulunması gerekir. Buyuklenerek ben demek Allahu teÂl ve evliyadan feyz ve bereketi keser. Kusuru başkasında arayan, sevimsizleşir, etrafında insan kalmaz, dost edinemez. Herkesi haklı, kendisini haksız bulmadıkca, kendi kusur ve noksanlarını bırakıp, başkasının kusuru ile meşgul oldukca, manevî bakımdan zerre kadar ilerlemek mumkun değildir.



Cuzzamlının yanında 7 sene kalana, cuzzamın gecmeme ihtimali vardır. Fakat bir binada bulunan kotu bir insan, başka bir odada da olsa, ondaki kotu huyların gecmeme ihtimali yoktur. Kotuluk cabuk yayılır, cunku nefsimiz kotuluğe meyyaldir. Bir sepet uzumdeki curuk bir tane, butun sepeti curutur. Fakat sağlam uzumler o curuğu kurtaramazlar.



Yanına başkasının oturmamasını istemek, hastalarla birlikte oturmamak, doğru sozu kabul etmeyip, munakaşa etmek, kusurunu bildirenlere teşekkur etmemek ve fakirin değil, zenginin davetine gitmek kibir alametidir. Kibirli olan, salih insan olamaz.



İnsan bir yolcudur, yolcunun kılavuzu Rasulullah, haritası Kur'Ân, pusulası akıl, sermayesi iman, azığı amel, yakıtı sevgi, karakteri ahlak, aksesuarı edep, sıfatı merhamet, adı şeref ve izzet, modeli muebbet, parolası sabır ve sebat olmalıdır.



"Allah icin ateşe atılmak vardır. Lakin ateşe atılmadan once kendinde
İbrahim'lik olup olmadığını araştır. Cunku ateş seni değil İbrahim'leri tanır
ve yakmaz..."

Mevlana



Başkasının kotu ahlÂkından şikayet eden kimsenin kendisi kotu ahlÂklıdır. Başkalarının kotuluklerinden bahsediyorsak, bu kendimizin kotu olduğunun alametidir. Guzel ahlÂk, eziyetleri sineye cekmektir.



"Kotu ahlÂk, oyle bir fenalıktır ki, onunla yapılan bircok iyilikler fayda vermez. Guzel ahlÂk, oyle bir iyiliktir ki, onunla yapılan gunahlar affa uğrar."



Aklı olan, kendini ve Rabbini tanıyan, hic kibredebilir mi? İnsan aşağılığını, acizliğini, Rabbine karşı her an izhar etmek mecburiyetindedir. Bunun icin her an her yerde aczini gostermesi, tevazu uzere bulunması gerekir. Buyuklenerek ben demek Allahu teÂl ve evliyadan feyz ve bereketi keser. Kusuru başkasında arayan, sevimsizleşir, etrafında insan kalmaz, dost edinemez. Herkesi haklı, kendisini haksız bulmadıkca, kendi kusur ve noksanlarını bırakıp, başkasının kusuru ile meşgul oldukca, manevî bakımdan zerre kadar ilerlemek mumkun değildir.



Evliyanın hayatını okuyanın kalbinden dunya sevgisi cıkar, yerine Allah sevgisi dolar ve ihlası artar. Bir musluman, Ehl-i sunnet kitaplarını alıp, bir rafa hurmetle koysa, o kitapları o evde bulundurduğu icin Allahu teÂlÂ, o kimsenin imanla olmesini nasib eder.
__________________