KAYNAKLAR

Kuran-ı Kerim ve tefsirleri
Sahih Hadisler
İnciller

= = =

FAYDALANDIĞIMIZ ESERLER

Abdullah Aydemir=İslami kaynaklara gore peygamberler
Ahmet b.Hanbel=Musned
Ahmet Cevdet Paşa= Kısas-ı Enbiya
BelÂzuri=Ensabu'l Eşraf
Beyhaki=Delailin Nubuvve
Beyhaki=Sunen
Bunyamin Ateş= Peygamberler tarihi
Buhari=Sahih
Buyuk İslam Tarihi (Kurul)
Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi
Ebul Ferec ibn.Cevzi=El Vefa
Ebul Fida=Elbidaye vennihaye
Ebu Nuaym=Delailun Nubuvve
Diyarbekri=Hamis
Halebi=İnsanuluyun
İbn.Abdulberr=İstiab
İbn. Esir=KÂmil
İbn. Haldun=Tarih
İbn.İshak-İbn. Hişam= Sîre
İbn.Kayyım=Zadulmead
İbn. Kesir= Kuran tefsiri
İbn. Sa'd=Tabakat
İbn. Seyyid=Uyûnul Eser
İmam-ı Gazali= İhya
Kastalani=Mevahibulleduniyye
Maurice Bucaille=Musbet ilim yonunden Tevrat, İnciller ve Kuran
Muhammet Hamdi Yazır=Hak dini, Kuran dili
M.Asım Koksal=İslam Tarihi
M.Asım Koksal=Peygamberler tarihi
Muslim=Sahih
Taberi=Tarih
Yakubi=Tarih
Zehebi=Tarih-ul İslam

= = =

İbrahim (a.s.) orta boylu, ak benizli, el gozlu, ak saclı, aksakallı, guler ve guzel yuzlu, uzunca yanaklı idi.

Nuh (a.s.) tufanından sonra insanlar son derece verimli ve guzel olan Fırat kenarında bir yere yerleşmişler, buraya Babil şehrini kurmuşlardı.

Zamanla coğalınca buraya sığmaz oldular. Aralarından bir kısmı Babil’den ayrılıp Dicle kenarına giderek burada Ninova şehrini inşa ettiler.

Babil’de eskiden Nabtî denen bir kavim yaşıyordu ve SuryÂnice konuşuyorlardı.

Uzun zaman Babil Nabtî’lerin egemenliği altında kaldı. Bu arada Ninova’da buyuyup, gelişti.

Ninova şehrini zapt eden Asurlular Babil şehrine saldırarak Nabtîleri yenip, burayı da egemenlikleri altına aldılar. Boylece başkentleri Ninova olan buyuk bir Asur imparatorluğu kurulmuş oldu.

Babil’de daha sonra Keldanîler hÂkimiyet kurmuş ve Nabtîlerin ilim ve sanatına mirascı olmuşlardı.

Zamanla burada yaşayanlar Allah’ı (c.c.) unutmuşlar, yerine ceşitli putlar edinmişlerdi.

Asurluların başına imparator olarak Nemrut gelince Tareh ismindeki bir zatı Babil’deki en buyuk put hanenin başına getirerek adını Âzer olarak değiştirdi. (En’am 74)

Âzer, aynı zamanda put hanedeki putların en buyuklerinden birinin de ismi idi.

Âzer, Nuh oğullarından SÂm’ın soyundan gelmekteydi.

Tareh (Âzer) gercekte Harran halkındandı.

Yurdunda kıtlık olunca ailesini alarak Babil yakınlarındaki Kûsa koyune gelip, oraya yerleşmişti.

Nemrut, ilahlık taslayan zalim ve cebbar bir hukumdÂrdı.

Bunun nedeni; sahip olduğu imparatorluğun buyukluğu ve bunun getirdiği mulk ve saltanatın zenginliğiydi.

Elinin altında olan bu hatsız, hesapsız zenginlikler onu azdırmış, gururlandırmış, haddini aşarak kendini bir ilÂh olarak gormeye başlatmıştı.

Nemrut; ilk defa kotu yol acan,

İlk defa başına tac koyduran,

İlk defa yıldızların durumundan nazariyeler, teoriler kuran, Âmeller yapan,

KÂbil’den sonra ilk ateşe tapan kimseydi.

Yerden sonmeyen bir ateşin cıktığını gorunce; varıp, onunde secde etmiş, uzerine bina yaptırmış, ateş icin bakıcılar, hadimler tayin etmişti.

Nemrut kendini bir ilÂh olarak gorur, insanları kendine tapmaya cağırır, onları buna zorlardı.

Kıtlık, kuraklık zamanlarda kendisinden yardım istemeye gelen halka once:

-Rabbiniz kimdir? Diye sorar, eğer onlar:

-Rabbimiz sensin. Biz ancak sana tapar, senden yardım dileriz derlerse oyle yardım ederdi.

Nemrut’un kavmi tamamen putperestti. Onlar yıldızlara tapan Sabie inancındandılar.

Put hanelerine dolduran ceşit, ceşit tahtadan, taştan oyulmuş putlar; gercekte, gokteki yıldızların simgeleriydiler.

Onlar putlara taparlarken yıldızlara tapmış olurlardı.

Kutsal saydıkları her yıldız icin ayrı bir put dikmişlerdi. Onların kendilerine şefaatci olacaklarına inanırlardı.

İşte İbrahim (a.s.) boyle bir ortamda, Babil’de dunyaya gelmiştir.

= = =

Bir gun Nemrut’un ulkesinin uzerinde bir yıldız parladı. Bu yıldız oylesine parlaktı ki ay ve guneşin aydınlığını golgeliyor, onları gorunmez hale getiriyordu.

Bu hadise Nemrut’u cok korkuttu. Kendisine yol ve yon gosteren pek cok kÂhin, muneccim, sihirbaz, iz ilminde usta kişileri, yardımcıları vardı. Bu olay uzerine Nemrut onları yanına cağırtarak:

-Şu yıldız hem ayı, hem guneşi golgelemekte, onları ortadan silip supurmektedir. Bana bu işin ic yuzunu soyleyin diye emretti.

KÂhinler, sihirbazlar, muneccimler, iz ilminde usta kişiler gunlerce yıldızları, yıldızların aralarındaki durumları, konumları incelediler. Bunlardan mÂn cıkarmaya uğraştılar.

Sonunda Nemrut’a şoyle dediler.

-Yıldızların bize bildirdiğine gore bu sene ulkende insanları senin şu dininden başka bir dine davet edecek, dinlerini değiştirtecek, şu dinini yok sayacak bir erkek cocuk doğacaktır.

Bu cocuk aynı zamanda senin saltanatını da son verecektir.

Onun icin sen bu sene memleketinde doğacak butun erkek cocukları oldur, hic birini sağ bırakma. Sakın yaşamalarına izin verme.

Bunu emretmede acele et.

KÂhinlerin, sihirbazların, muneccimlerin, iz ilminde usta kişilerin bu sozleri Nemrut’u cok korkuttu. Bu yuzden karar vermesi uzun surmedi.

Nemrut once oturduğu yeri değiştirdi. Yeni yerindeki butun erkekleri cıkartıp, yalnız kadınları bıraktı.

Sonra da adamlarına ev, ev dolaşıp, doğacak erkek cocuklarını oldurmelerini emretti.

Devamı var.
__________________