Eûzu billÂh-il-azîm ve bivechih-il-kerîm ve sultÂnih-ilkadîm min-eş-şeytÂnirracîm

("Kovulmuş olan şeytandan, yuce ve buyuk olan Allah'a, kerîm olan ZÂtı'na ve kadîm olan Kuvveti'ne = Ulûhiyeti'ne, Rubûbiyeti'ne ve HÂkimiyetine sığınırım.")


"AllÂhumme salli al Seyyidin Muhammedin ve al Âlihi ve sahbihi ve sellim teslîmen kesîrÂ."

("AllÂhumme! Efendimiz Muhammed sallallÂhu aleyhi ve sellem'in ve Âlinin ve ashabının uzerlerine rahmet yağmurları yağdır. Onu ve onları yucelt; cokca selam ve selÂmetlerle emim kıl.")

HELAL VE HARAM İKİSİ DE RIZKTIR

HarÂm olsun mubÂh olsun muhassal
Ne yerse rızkını yer cumle hayvan

İnsan ve hayvanın yiyip ictiği, rızktır. TeftazÂnî, MekÂsid şerhinde rızkı: "Gıda almak ve daha başka sûretlerle faydalansınlar diye, Allah TeÂlÂ'nın hayvanlara sevk ettiği şeylerdir." şeklinde tarif eder. Bu tefsir, yeme, icme, giyinme, ev, ev eşyası gibi şeyleri de rızk kavramının şumûlune alan, cok daha geniş muhtevalı bir tariftir. Helal olsun, haram olsun, yenilen ve icilenin yahud faydalanılanın ismi rızktır. Rızk iki kısımdır: Rızk-ı maddi, bedene mahsus; rızk-ı manevi, ruha mahsustur. Birinciye rızk-ı zÂhirî, ikinciye rızk-ı manevi denilmiştir. İkisini de kuluna sevk edip ileten, Allah'tır. Sevk olunan rızk, erzak merkezinden kula uzatılmıştır. Sonra "Helali isteyin." diye emrolunmuştur. Binaenaleyh kul, kendi ihtiyÂrıyla elini, helal veya haramdan hangisine uzatırsa, onu alır. Kul yemesinden değil, harama elini uzatmasından mesuldur. Elbette Allah ezelde, kulunun hangisine talib olacağını bilir. Bu dÂr-ı fenÂda kul, elini harama uzatırsa, ahirette cezasını, helale uzatırsa, sevabını kazanır. El- Bakara sûresinin ucuncu ayet-i kerîmesinde, bu hikmete binaen Allah, rızkı Kendi ZÂt-ı Şerîfi'ne izafe etmiştir.

KAYNAK: DİLARA YAYINLARI ...ŞUBHEDEN HAKİKATE

KARDEŞLER DUA'LARINIZ DA UNUTMAYIN ALLAH AZZE VE CELLE YAR VE YARDIMCINIZ OLSUN
__________________