Hic Mikrop Yediniz mi?

Size, “Hic mikrop yediniz mi?” diye bir soru sorulsa, herhalde “Mikrop da yenilir miymiş?!” diye cevap verirsiniz. Halbuki yediğimiz gıdaların bircoğu mikroplar ile hazırlanmaktadır. MeselÂ, her gun uc vakit soframızdan eksik etmediğimiz ekmek, bunlardan sadece birisi. Bilindiği gibi, hamura maya denilen bir madde ilÂve edilir. İşte, bu maya icerisinde faydalı mikroplar bulunmaktadır.
Maya mikropları hamura katılmasaydı, yediğimiz ekmeğin, ne buram buram tuten kokusu, ne o lezzetli tadı, ne de sunger gibi yumuşaklığı olurdu. Biz de kaskatı bir ekmek yemek zorunda kalırdık.





Evimize gelecek misafir icin, ceşit ceşit corekler ve pastalar hazırlanır. Bunların icerisine hamur mayası veya başka isimle satılan mayalardan katılır. İşte bu mayalar da, pastaların kabarmasını, yumuşamasını ve tadının guzel olmasını sağlar.

Yoğurt da mikropların bize bir hediyesidir. Bildiğiniz gibi, yoğurt yapmak icin sut icerisine yine yoğurt katılır. Katılan bu yoğurtta başlıca iki tur bakteri vardır. Bu bakteriler coğalarak sutu yoğurt haline getirirler. Boylece biz de yoğurt yeme imkÂnına kavuşmuş oluruz. Bu bakteriler olmasaydı, seve seve yediğimiz cok faydalı bir gıda olan yoğurttan mahrum kalacaktık.

Sirkenin nasıl hazırlandığını gorenleriniz olmuştur. Sirke coğunlukla uzum suyundan yapılır. Once uzum sıkılarak suyu cıkarılır. Bu su, birkac hafta kendi haline bırakılır. Bu sure icerisinde tadı, kokusu değişir ve uzum suyu sirkeye donuşur.

Acaba, uzum suyu bekletilmeyle neden sirke olmuştur? Bu işte de mikroplar rol oynamıştır. Mikroplar toprakta, havada, suda kısaca her tarafta bulunur. Uzum uzerinde de mikroplar vardır. Bu mikroplar uzum sıkılırken uzum suyuna gecerler. Ayrıca havadaki mikroplar da uzum suyuna duşerler.İşte bu faydalı mikroplar faaliyete gecerek, uzum suyunu sirkeye cevirirler.

Midesi sağlam olanların zevkle yediği turşular da mikropların mÂrifetiyle olur. Turşusu yapılacak urunler ayıklanarak temizce yıkanır. PlÂstik bidon, fıcı veya kuplere koyulur. Uzerine tuzlu su doldurulur. Arzu edilirse acı biber, sarımsak, hardal gibi tat ve koku verici maddeler de katılır. Kapakları kapatılarak birkac hafta beklenir.
Bu bekleme sırasında, urunlerde bulunan faydalı mikroplar derhal calışmaya koyulurlar. Sebze veya meyvelere guzel bir tat ve lezzet kazandırarak onları turşuya donuştururler.

Peynir yapımında da mikroplardan yararlanılır. Penisilyum adı verilen kuf mikropları bazı peynirlere ozel olarak katılır. Bunlar peynire hoş bir koku ve lezzet verir. Katılan kuf turune gore, cok değişik tat ve lezzette peynirler elde edilir.

Bazı peynirlerde mavi-yeşil benekler gormuşsunuzdur. İşte bunlar coğunlukla penisilyum kufleridir. Bu kuflerin, antibiyotik elde edilmesinde de kullanılırlar. Mikropların peynirlere katkısı sadece bu kadarla kalmaz. Bilirsiniz, peynir yapıldıktan hemen sonra tuketilmez. İştahla yenilebilmesi icin birkac ay bekletilir. Bu sure icerisinde peynir “olgunlaşarak”, daha lezzetli bir tada ve hoş bir korkuya kavuşur. İşte bu olgunlaşmayı da yine mikroplar yapar.

Ayrıca, olgunlaşma sırasında faydalı mikroplar, cıkardıkları bazı maddelerle, peynirdeki zararlı mikropları da oldururler.

Sabah kahvaltısında parlak siyah rengi, kendine has bir tadı ve guzelliği ile soframızı susleyen zeytini, pek coğumuz severek yeriz. Ancak, ağacından yeni koparılmış zeytinde o nefis tat ve lezzeti bulmak mumkun değildir. Ustelik bu zeytinler yenilemeyecek kadar da acıdır.

Bu işte de mikropların rol oynamaktadır. Şoyle ki:
Once, zeytinler ağactan toplanır. Yaralı-bereli olanlar ayrılır. Sağlam zeytinler, icerisinde tuzlu su bulunan fıcılara veya havuzlara koyulur. Birkac ay bekletilir. İşte bu esnada faydalı mikroplar faaliyete gecerler. Fermantasyon denilen bir olay meydana getirirler. Fermantasyon ile acılar gider, yerini hoş bir tada bırakır.

Mikroplar sayesinde ekmek, yoğurt yiyebiliyor, ayran icebiliyoruz. ceşit ceşit peynirler, sirke ve turşular hep mikropların hediyesi. Oyle ise, bu mikroplar ordusunu bizim hizmetimize koşturan ve bize sayısız nimetleri yedirip iciren Allah’a şukretmeliyiz.

Selahaddin Sert (Prof. Dr.)

__________________