Sevgiyi tanımadan sevdim
[IMG]http://img412.**************/img412/5368/bahceoz9.jpg[/IMG][
Kainat sevgi uzerine kurulmuştur. Her şeyin mayasında sevgi vardır. Kainatın sevgi uzerine kurulduğunun en guzel delili Resulullah Efendimizin varlığıdır. "Kendisi guzel olan ve guzelliği seven Yuce Allah", en guzel surette yarattığı Resulu Ekrem’ini sevgi ve şefkatle donattıktan sonra O’nu alemlere rahmet olarak gondermiştir.
İslamiyet’te sevginin onemi, Peygamberimizin şu hadisi şerifinde ifade buyurulmuştur: "Siz inanmadıkca cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikce de iman etmiş olamazsınız. Ben size, birbirinizi sevmenize vesile olacak şeyi tavsiye edeyim mi? Aranızda selamı yayın. Karşılaştıkca birbirinizle selamlaşın." Bu hadisi şerif, insan sevgisinin ne olduğunu, dindeki yerini acık ve kesin bir dil ile ifade etmekte, birbirini sevmeyen muminlerin gercek anlamda inanmış olmayacaklarını bildirmektedir.
Hz. Omer (ra) anlatıyor
Peygamberimizin huzuruna Havazin Kabilesinden bir takım esirler getirilmişti. İclerinde emzikli bir kadın da vardı. Ancak bu kadın, cocuğunu kaybetmişti. Bu yuzden onune gelen cocukları kucağına alıyor, emziriyordu. Esirler arasında cocuğunu bulunca hemen onu alıp sinesine bastı ve derin bir şefkatle cocuğunu emzirmeye başladı. Kadını izlemekte olan Peygamberimiz, kadının bu davranışlarından son derece etkilenerek, Cenab-ı Hakkın kullarına olan sevgi ve rahmetini hatırlattı ve bize: "Şu kadının cocuğunu ateşe atacağını duşunur musunuz?" buyurdu. Biz: "Hayır, gucu yettiği surece atmaz dedik." Peygamberimiz: "İşte Allah Teala, bu kadının cocuğuna olan şefkatinden daha cok kullarına merhametlidir." Buyurdu. (Buhari, ticridi sarih tercumesi,c.12,s.125)
Cehenneme siper
Annelerin cocuklarına gosterdikleri şefkat ve merhamet, Peygamberimiz memnun ederdi. Bir gun fakir bir kadın cocuğu ile Hz. Aişe (ra)’yi ziyarete gelir. Hz. Aişe, evde olanlara ikram edecek bir hurmadan başka bir şey bulamaz. Hurmayı anneye verir. Anne, hurmayı ikiye bolerek cocuklarına yedirir. Bundan son derece duygulanan Hz. Aişe, olayı Peygamberimize anlatınca, Peygamberimiz: "Kimin kız cocukları olur ve onları gecindirmekte sabır ve tahammul gosterirse, onlar o kimse icin cehenneme siper olur." Buyurdu. (Buhari, zekat.10)
Efendimizin hayreti
Peygamberimiz cocukları sevmeyenlere hayret ederdi. On cocuğu olduğu halde hic birini opmediğini soyleyen Akra bin Habis adlı zata hayretle bakıp: "Merhamet etmeyene merhamet edilmez."buyurmuştur. (Buhari, edep 18, muslim, fezail 56)
Ben ne yapabilirim?
Peygamberimizin cocukları optuğunu goren bir bedevi bunu pek tuhaf bularak: Hayret! Siz cocukları opuyor musunuz? Biz cocukları hic opmeyiz deyince, Sevgili Efendimiz ona acıyarak bakmış: "Allah Teala senin kalbinden sevgiyi sokup almışsa, ben ne yapabilirim!"buyurmuştur. (muslim, fezail 64, edep18)
Guzel kokularım
Efendimiz oğlu İbrahim dunyaya gelince, Cenab-ı Mevla’nın bu lutfuna sevinmişti. Onu sık sık bağrına basarak koklayıp opmuştu. Torunları Hasan ve Huseyin icin: "Onlar benim dunyamdan (opup kokladığım) iki guzel kokularımdır."derdi. (Buhari menakıp 22) Bir bucuk yıl sonra sevgili yavrusu İbrahim’i kaybedince pek uzulmuş, gozyaşı dokmuş ve ona hasretini şoyle dile getirmiştir. "Goz yaş doker, gonul huzunlenir. Fakat biz Rabbimizin memnun olmayacağı şeyi soylemeyiz. Vallahi İbrahim, senden ayrıldığımız icin cok uzgunuz. (Buhari cenaz 44)
Ben bunları pek seviyorum
Peygamber Efendimiz’in azadlı kolesi Zeyd’i uzun zaman arayıp sonunda ona kavuşan babası, yavrusunu satın alıp yurduna, yuvasına donmek istemişti. Sevgi sağanağı Efendimiz, dertli babaya Zeyd’i satın almasına gerek olmadığını, eğer Zeyd isterse, onu alıp goturebileceğini soyledi. Bu mujdeye pek sevinen baba, oğlunu alıp goturmek isteyince, hic beklemediği bir hareketle karşılaştı. Zeyd efendisini cok sevdiğini, onu bırakıp gitmek istemediğini soyledi. Babası bu hale şaştı kaldı. Şimdiye kadar boyle bir şey ne olmuş ne de duyulmuştu. Aradan yıllar gecti Zeyd evlendi. Bir de oğlu oldu. Peygamberimiz bir zamanlar Zeyd’i nasıl sevdiyse, oğlu Usame’yi aynı muhabbetle bağrına bastı. Bir dizine ciğer paresi Hasan’ı, oteki dizine Usame’yi oturtur, onları sevgiyle kucaklar, sonra da "Allah’ım! Bunlara rahmet et. Cunku ben bunları pek seviyorum."diye dua ederdi. (Buhari edep 22)
Vaat edilen hediye
Efendimizin amcazadeleriyle ve diğer cocuklarla nasıl meşgul olduğunu gosteren bir rivayet vardır. Cihan guneşinin bu fani aleme veda ettiği tarihte Amcasının oğlu Abdullah ibni Abbas 13, kardeşi Ubeydullah ise 12 yaşındaydı. Resulu Ekrem onları muhtemelen daha kucuk yaşlarda, diğer cocuklarla birlikte yarışa sokardı. Hepsini bir sıraya dizer, yarışı kim kazanırsa ona mukafat vereceğini soylerdi. Cocuklar vaat edilen hediyeyi almak arzusuyla var gucleriyle koşarlar, yarışı ben kazandım diye kimi kendini Efendimizin kucağına atar, kimi arkasına dolanıp sırtına sarılırdı. (Ahmet ibni Hanbel, musned, 1214) Bir cocuğun kendisini peygambere bu kadar yakın hissetmesi, onun kucağına pervasızca atılabilmesi son derece dikkat cekici ve uzerinde ibretle duşunulmesi gereken bir hadise değil midir?
Mukemmel iletişim becerisi
Bir gun Halit b. Said, Peygamberimizi ziyarete gelmiş, kızı Eme’yi de beraber getirmişti. O zaman Eme kucuk bir kızdı. Arapcayı henuz bilmiyordu. Babası Habeşistan’dan yeni donmuştu. Uzerinde sarı bir elbise vardı. Resulu Ekrem elbisesinin guzel olduğunu soyleyerek Emel’e iltifat etmek istedi. Ona elbisesini gostererek habeşce guzel anlamında "sene sene" buyurdu. Bu peygamber sıcaklığından cesaret alan Eme, Efendimizin arkasına gecerek peygamberlik muhruyle oynamaya başladı. Babası onu azarlayınca, sevgi şelalesi Efendimiz, bırak cocuğu! Diyerek Eme’nin nubuvvet muhruyle oynamasına izin verdi. (buhari, cihad,188, menakıbul ensar 37) Bu laubali davranıştan cocuğu babası gibi azarlamak bir yana, onun azarlanmasına bile razı olmadı.
Tum cocukları sevelim
Hz. Peygamber (sav)’in şefkat ve merhameti sadece kendi cocukları ve torunlarına karşı değildi. Diğer cocukları da sever, onlara da engin şefkat ve merhametiyle muamele ederdi. Ashabı kiram turfanda meyvelerini kendileri tatmadan teberruk icin Resulullah’a gotururlerdi. Resulullah da kendisine takdim edilen bu turfanda meyveyi alıp dua ettikten sonra kendisi tatmadan once orada bulunan en kucuk cocuğa verir, tattırırdı. (Tirmizi, Davut)
Cocuklara selam verin
Hz. Peygamber yolda rastladığı cocuklara selam verirdi. Enes b. Malik rastladığı cocuklara selam verir ve Hz. Peygamber de boyle yapardı derdi. (Buhari, istii’zan 15)
Hz. Peygamber yolda boynu bukuk, kalbi mahzun bir cocuk gorduğu zaman onunla ilgilenir, hemen onun sıkıntısını gidermeye, derdine derman olmaya calışırdı.
Muhammed (sav) senin baban olsun
Bir bayram gunu Peygamber Efendimiz (sav) oynamakta olan bir grup cocuğun yanına uğradı. Orada arkadaşlarının oyununa katılmayan bir cocuk gordu. Uzuntulu olduğu halinden belliydi. Peygamberimiz ona yaklaşıp halini sordu. Cocuk, yetim olduğunu, babasının olumunden sonra anasının başkasıyla evlendiğini, kendisine bakacak kimsesinin olmadığını, işte bu sebeple uzuntulu olduğunu bildirdi. Peygamberimiz onun uzuntusunu hafifletmek istedi ve : "İster misin, Muhammed senin baban olsun. Ayşe anan ve Fatma da kardeşin olsun?"buyurdu. Cocuk buna cok sevindi ve babaların en yucesi, anaların en faziletlisi ve kardeşlerin en hayırlısı ile yaşamaya gitti. (Mısırda neşredilen el firdevs mecmuası, şubat 1978)
__________________
Sevgiyi tanımadan sevdim
Dini Bilgiler0 Mesaj
●25 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Dini Bilgiler
- Sevgiyi tanımadan sevdim