TARİH HAYKIRIYOR :MERHAMET VE SEVGİ PEYGAMBERİYDİ O ! O,insanlığı aydınlatan bir nurdu! O,guclu olduğu zamanlarda en azılı duşmanlarını bile affeden bir şefkat ve merhamet abidesiydi! O bir adalet ve ozgurluk peygamberiydi..! Sevgiyle coşan,şefkatle eiyen bir kalbin sahibiydi O! Tarih bu aziz insanı anlatırken;onun ahlakından,şahsiyetinden,kemalinden bahsederken O'nu ovecek kelime bulmakta acze kapılmaktadır..Onun yuceliğini duşmanları,musteşrikler kendi kitaplarında itiraf etmekten kendilerini alamamışlardır.... O,bir sevgi peygamberiydi.! Bir sabah,peygamber,mescide yapışık odasında secdeye kapanmış hungur hungur ağlıyordu.Yuzu acıyla kırışmıştı.Secde ettiği toprak zemin goz yaşlarıyla ıpıslak olmuştu.vucudu kederle sarsılıyor durmadan : --Ummetim ! Ummetim! Diye inliyordu.Allah'ım ummetimi bana bağışla!Ummetimi affet! Peygamberin dostları ,ashab şaşkındı.Hic kimse iceri girmeye cesaret edemiyordu.İceri girmeye kalkışan birkac kişiyi de peygamber kabul etmemişti.Resul-i kibriyanın fedakar yarenleri onun acısı,huznu karşısında gozyaşı dokmekten başka bir şey yapmıyorlardı.Kapınının onunde oylece caresizce ağlaşarak bekliyorlardı.. Sonunda Peygamber ailesinin gulu ,Rasulullahın kalbinin ciceği geldi..Fatıma geldi ! Yalvarış dolu bakışlarla babasına sarıldı.Onu teselli etti.Peygamber, kızının tesellisiyle sakinleşti. Dostlarını huzuruna kabul etti. Ashab merak ve ilgiyle sordu: --Ya Rasulullah !Anamız babamız sana feda olsun ! Bu kederinizin,bu huznunuzun hikmeti nedir ? Peygamber sevgi dolu,huzunlu bakışlarını dostlarının uzerinde gezdirdi. -- Bu sabah kardeşim Cebrail beni ziyarete geldi,diye konuştu.Rabbimden bir haber getirdi.Vefatımdan sonra ummetimden kotu insanların cıkacağını,bu insanların yolumdan ayrılacağını,nefislerine zulmedeceklerini,amelleriyle cehennemi hak edeceklerini bildirdi bana...Ummetimimden insanların cehenneme girmelerine nasıl dayanırım ben ! İşte boyle bir insandı O ! Muminlerin kurtuluşu icin goz yaşı doken onların uzerinde titreyen;ummetinin her ferdini sonsuz bir sevgiyle seven bir insan... O, bir marhamet Peygamberiydi ! Mekke fethedilmişti.kotuluğun,şirkin anavatanı İslam ordusunun eline gecmişti.Zulmun karargahı Peygamberin elindeydi artık.Yirmi yıl boyunca Rasulullah'a,sahabe-i kirama,musluman kadın ve erkeklere yapmadıkları zulmu,katliamı,tecavuzu bırakmayan;İslam'ın en azılı duşmanları ,mekkeli muşrikler Peygamberin tutsağıydılar.Yaşlı Sumeyye'nin karnına vahşice mızrak saplayanlar,Bilal'i cırılcıplak soyup kızgın col kumlarının uzerinde surdurenler,yiğit Hamza'nın ciğerlerini sokup ciğ ciğ ciğneyenler,aziz Peygamberin canına kastedenler,guzellik abidesi Musab'ın ,sevgili Hanzala'nın kanını toprağa dokenler korkuyla titreşiyorlardı Peygamberin karşısında ....Muzaffer komutanın ağzından cıkacak kelimeleri bekliyorlardı... Ama o da ne ? Rasulullah gulumsuyordu.Azılı duşmanlarına bakıp huzunle gulumsuyordu.Bakışlarında en ufak bir intikam hırsı yoktu..Gozlerinden duşmanlarının uzerine merhamet parıltıları sacılıyordu.. Ve o muhteşem sozler dokuldu dudaklarından: --GİDİNİZ ! Hepiniz OZGURSUNUZ! Bugun size kınama ve ceza yoktur.Hepiniz affedildiniz !
__________________