BENİM BACIM

Şurası unutulmamalıdır ki, benim bacım, paha bicilmez değerdeki varlığını, şeytani gozlerin iğrenc bakışlarından korumak icin giyindiği simsiyah carşafıyla, imanla atan kalbiyle, irfanla calışan aklıyla ve tavizsiz vakur karakteriyle eşsiz bir Âbidedir.

Arkasına sığındığı ortu onun esaret zinciri değil, hurriyet belgesidir.

Evinde oturup sokaklara cıkmaması, acılıp sacılmaması onun kokuşmuşluğuna değil, korunmuşluğuna, asaletine ve temizliğne delalettir.

Kocasının getirdiği parayı yemesi, onun kapıdan karşılayıp guleryuzle iceri alması ekonomik bir zillet değil bilakis, ideal işbolumunun gereklerini yerine getirmesidir.

O, alacağı bir kac kuruş icin, yolda, otobuste perişan olan; işyerinde ezilen, bazan da suflîleşen cağdaş kadından cok daha farklıdır.

Onun oturuşu miskince bir bekleyiş değil buyuk bir istikbale hazırlanıştır.

Geleceğin mucahid erlerine ana olma istikbaline.

O, Rabb'inin kendisine verdiği haklardan memnun ve fazlasıyla razıdır.

Kafirlerin daha buyuk değerlerini elinden cekip almak icin yem olarak onune surdukleri sahte hurriyetlere, haklara ihtiyacı yoktur.

Cunku o, hic bir sistemin yapamıyacağı kadar hur, hic bir mukafatın edemiyeceği kadar mutludur.

O benim bacımdır.

Onun namusunu korumak ve islÂm'ın koyduğu olculer dahilinde muhafaza etmek benim gorevimdir.

O, benim bacımdır. Onun namusunun dokunulmazlığı vardır. Namusunun ve namusuna gelinceye kadar en ufağından en buyuğune butun değerlerinin...

Onun dokunulmazlığının garantisi kalbimizdeki sonmez inancımızdır.

__________________