Ali Şevnî hazretleri, Mısır velîlerinden olup AbdulvehhÂb-ı Şa’rÂnî hazretlerinin hocalarındandır. 1537 (H.944) senesinde KÂhire’de vefÂt etti. KÂdiriyye Medresesinin kapısında bulunan Kubbe-i mucÂvereye defnedildi...
VefÂtından sonra AbdulvehhÂb-ı Şa’rÂnî ruyÂsında Ali Şevnî’yi gordu. Kabri cok genişti. Uzerinde ipekten yeşil bir yorgan vardı. İki bucuk sene sonra tekrar ruyÂsında gordu. Ona; “Beni ort, cunku cıplağım!” dedi. O gece oğlu vefÂt etti. Oğlunu Ali Şevnî’nin yanına defnettiler. Defin esnÂsında Nûreddîn Şevnî’nin kabrinin bir kısmı acılmıştı. Ali Şevnî’nin bedeninin, toprak uzerinde cıplak durduğunu gordu. Kefeni curumuştu. Fakat bedeni, nasıl defnedilmişse o hÂlde duruyordu. HÂl sırtından kan damlıyordu. Onun uzerini bir bez ile orttuler... Ali Şevnî hazretleri, vefat etmeden kısa bir zaman once oğluna şoyle buyurdu:
“Ey oğul! Sana sadÂkat, bağlılık iddiasında bulunanların, yaptıkları iyilikleri başına kaktıklarını gorursun. Cunku sadÂkat ve bağlılık adına yaptıkları az bir iyilik karşılığında ağır, pek fazla bir hizmet ve karşılık beklerler, cok şey umid ederler. Bu umitlerine bir defa olsun musaade etmezsen derhal, gosterdikleri sevgi, sadÂkat ve bağlılıklarını bırakırlar. Cok defa onların isteklerinden yakanı kurtaramaz, arzularının hÂsıl olması yolunda boşuna dînini ve şerefini fed etmiş, yuz suyu dokmuş olursun...

“NEFSİN SİLAHI TOKLUKTUR!”
Ey oğul! Herkese bilhassa sana karşı olanlara yumuşaklık, alcak gonulluluk, guler yuzluluk ile davranmaya gayret et. Sana, Rabbinden alıkoyan dunyalığa makam ve mevkiye kalbinin meyletmemesini tavsiye ederim. Cunku nefs, hevÂ, nefsin arzu ve istekleri, şeytan ve dunya, insanın dort duşmanı olup, herbirine karşı kullanılacak harb Âletleri vardır. Nefsin silahı tokluk, hapishanesi aclıktır. HevÂnın silahı, cok konuşmak; sukût, konuşmamak ise, onun zindanıdır. DunyÂnın silahı insanlarla fazla berÂber olmak, onlar arasında fazla bulunmak, cÂresi yalnızlık ve onlardan uzak kalmaktır. Şeytanın silÂhı gaflet yÂni Allahu teÂlÂyı unutmak; ona karşı tedbîr, Allahu teÂlÂyı anmak ve hatırlamak, O’nun buyukluğunu duşunmektir. Zikir, Allahu teÂlÂya kavuşmakta en kısa yoldur...”


Alıntı

__________________