Olmeyecek kadar yiyip icmek farzdır. Cunku boyle bir yemekle insan oruc tutmaya ve ayakta namaz kılmaya guc kazanabilir. Oyle ki, insan canını helÂk olmaktan kurtaramayacak kadar helal bir şey bulamazsa, haram olan bir şeyden olmeyecek kadar yiyebilir. Yine, boğazında kalan bir lokmayı gidermek icin başka bir su bulamayınca, yeteri kadar haram bir ickiden icebilir. Fakat fazlasını yiyip icemez. Cunku zaruretler, kendi miktarlarına gore değerlendirilir.



Bir insan kuvvetlenmek ve kuvvetini artırmak icin doyuncaya kadar yiyip icebilir, bu mubahtır. Bundan daha cok yiyip icme ise haramdır. Bunun olcusu, mideyi bozacağına ustun kanaat hasıl; olacağı miktardır. Bununla beraber ikram icin veya ertesi gun tutacağı oruca kuvvet kazanmak icin biraz fazla yiyip icmekte bir sakınca yoktur.



Misafir icin veya her birinden bir miktar yemek suretiyle ihtiyaca yetecek şekilde gıda alabilmek icin, sofrada ceşitli yemek bulunmasında bir sakınca yoktur. Bununla beraber gereğinden fazlası israf sayılacağından uygun olmaz.



Sofrada ceşitli yemişlerin bulunmasında da bir sakınca yoktur. Fakat yapılmaması daha iyidir. Fazla ceşitli şeyler mideyi bozabilir



Sonuc



Mubah olan şeyleri bir gerek olmaksızın coğaltmak da israf sayılır, bundan kacınılmalıdır. Sofra uzerinde gereğinden fazla ekmek bulundurmak da boyledir.



Ayakta su icilmemesi daha iyidir. Fakat yururken su icilmesi zararlı olduğundan uygun olmaz. Suyu bir nefeste icmek sağlık bakımından zararlı gorulmektedir.



Farz olan ibadetleri yapamayacak şekilde yiyip icmeyi azaltıp riyazette bulunmak caiz değildir. Fakat orta bir şekilde yapılacak bir riyazet mubahtır.



Yiyip icmenin edeblerine gelince: Yemekten once ve sonra eller yıkanmalıdır. Bir hadis-i şerifde buyurulmuştur: "Yemekten once el yıkamak bir hasenedir. Yemekten sonra ise iki hasenedir, iki kat sevabdır."



Cunub olan erkekler ve kadınlar icin, ellerini ve ağızlarını yıkamadan yiyip icmek mekruhtur. Adet gormekte olan kadınların da yemekten once ellerini ve ağızlarını yıkamaları iyidir.



Yemeklerin başında "Besmele" okumalı, sonunda da "ElhamdulillÂh" demelidir. Bu nimeti bize veren, bu nimetten yararlanma kuvvetini bize ihsan eden merhameti geniş ve ikramı bol olan Allah'ımıza bu sebeble hamd ederek şukretmelidir. Yemeğin başında Besmele unutulursa, hatırlanınca ' "BismillÂhi al evvelihi ve ahirihi" denilmelidir.



Yemeğe başlarken, Besmeleyi sofra başında bulunanların işitebileceği şekilde okumalıdır. Bu bir uyarma ve hatırlatma olur. Fakat yemek sonunda işitilecek bir sesle "ElhamdulillÂh" denilmesi uygun değildir. Ancak sofradakilerin hepsi yemeklerini tamamlamış ise soylenir.



Yemeklere az bir tuzla başlamak ve tuz ile tamamlamak yararlıdır, sunnettir. Ekmek parcalarına hurmet etmeli, bunların uzerine bir eşya koymamalı, bunlara parmakları, ağzı ve bıcakları silip atmamalıdır. Yemekler pek sıcak olarak yenmemelidir. Yemekler koklanmamalı, yemeklere ve sulara uflenmemelidir. Bunları yapmak edebe aykırıdır.



Yemek yerken konuşulmaması mekruhtur. Yemek yerken iyi kimselerin hallerini anlatmalıdır. Guzel bir şekilde konuşmalıdır. Hele misafirlerin yanında ev sahibinin susması hic doğru değildir. Ev sahibi misafirlerin yanından ayrılmamalı, bizzat onlara hizmet gayretinde bulunmalı ve hizmetcisini misafirlerin yanında azarlamamalıdır. Yemek arasında ısrar etmeksizin "buyurunuz" demekle yetinmelidir. Boyle davranmak mustahabdır.



Ev sahibi, misafirlerine ağırlık verecek olan kimseleri, misafirlerle beraber bulundurmamalıdır. Misafirler de, ev sahibinin rızası bilinmedikce başkalarını beraberlerinde davete getirmemelidirler. Ziyafetten sonra ev sahibinden izin istemeden ve "Allah'a ısmarladık, Allah'a emanet olunuz" gibi sozler soylemeden cıkıp gitmemelidirler.
__________________