Eshabul yemin olmak…
Aydın BAŞAR
Yuce Allah Kur'an'da surekli zıtlardan mesela; haktan ve batıldan, zulumden ve adaletten, hayır ve şerden, Cennet ve Cehennem'den, kÂfir ve muminden bahseder. Bu saydığımız zıt kavramların Yuce Allah katında farklı yer ve değerleri vardır. Yani Yuce Allah'ın katında muminin yeri farklı, kÂfirinki farklıdır. Cennet ayrı, Cehennem ayrıdır. Yine bunun gibi zulum ehli olanla ehl-i adalet olan ahirette yan yana eşit statude muamele gormez. Nitekim Yasin Sûresi 59. ayette "Ey suclular bugun şoyle bir ayrılın" buyrulur.
Kur'an'da bu gibi farklılıklar ifade edilirken bazı simgeler kullanılmış ve onlara ceşitli anlamlar yuklenmiştir. Mesela Muddesir suresinin 39. ayetinde Yuce Allah "Ancak defteri sağdan verilenler, Cennet'tedirler" buyurarak "sağ" sembolune olumlu bir anlam yuklemiş ve o yondekilerin Cennetlik olduğunu mujdelemiştir. Gorulduğu gibi burada "sağ" kavramı bu olumlu anlamıyla Kur'anî bir sembol huviyetine kavuşmuştur.
Ayetteki "defteri sağ taraftan verilenler" olarak cevrilen ifadenin orijinali "Eshabu'l Yemîn"dir. "Yemîn" kelimesi "sağ" anlamının dışında "bereket ve kuvvet" anlamlarına da gelir. Başka meallerle bir karşılaştırma yaptığımızda bu kavramın "sağdakiler, sağın adamları, sağcılar, sağ ehli" şeklinde meallendirildiğini goruyoruz. "Sağ tarafta olanlar" şeklinde de bir meal yapılabilir.
Burada bir yon bildiren "sağ" sembolu Yuce Allah'ın olumluladığı yone işaret eder. Şu durumda "eshabu'l yemîn" olmak O'nun olmamızı istediği yonde durmaktır. İnsan doğru ameller işleyip, yonunu Yuce Allah'ın pusulasına gore belirlerse, sağ taraftadır ve cennetliktir. Şeytan ise pusulamıza "mıknatıs" yaklaştırmak sûreti ile yonumuzu şaşırtmak ister. Kimi zaman bunu kotuyu kotu gostermek sureti ile soldan yaklaşarak, kimi zaman da sûret-i haktan gorunerek sağdan yaklaşarak yapar. Boylece bizi doğru yonden saptırarak "sağ" yolun dışındaki Cehennem'e cekmeye calışır.
Kur'an bize bir sağ vurgusunun işaretini verir. Ancak bu sağ mefhumunun siyasetteki sağcılık ve solculuk sacmalıklarıyla bir alakası yoktur. Onemli olan bu mefhumun bilincine sahip olmaktır. Nitekim cağının en buyuk teknolojisini kullanarak toplar dokturen, onların balistik hesaplarını yapan, İstanbul'u fetheden, bir cağ acıp bir cağ kapatan Fatih Sultan Mehmet Han, ne sağcıdır ne de solcu! O ilhamını sağ mefhumundan almış buyuk bir devlet adamıdır. Yuce Allah'ın olumluladığı yonde durmaya gayret ederek, "eshabu'l yemin" olmaya calışmıştır. Siyasi anlamda sağcı solcu değildir ama Kur'anî anlamda sağ ehlidir.
İslam "sağ" kelimesine olumlu bir anlam yuklemekle aslında bir yaşam bicimi oluşturmuştur. Ve bu yaşam biciminde sağın onemi sadece bu ayetle pekiştirilmez. Sağ elle yemek yemek, sağ elle alıp vermek, sağ elle tokalaşmak, sağ ayakla camiye girmek, temiz işleri sağ elle diğerlerini solla yapmak gibi sunnetler de bu yeni yaşam bicimin oluşmasında katkı sağlar. Oyle ki coğu Musluman'ın onemsemediği bu sunnetler yeni kulturun cizgilerini kÂfirlerinkinden ayırmaya yarayan birer sembole donuşur. Boylece sağ eliyle yemek yiyen ve sağ ayağıyla camiye giren bir mumin, bu fiilleri her yaptığında, eğer bunu inancından dolayı yapıyorsa hem bir sevap alır, hem de kendi bilincinde Musluman tarafında olduğunu bu sembollerle pekiştirmiş olur. Cunku onun kÂfirlerle olan farklılığına yaptığı her bir vurgu Muslumanlığına artı bir değer katar. Bu durum Efendimizin diğer sunnetlerindeki ana espriyle de uyuşmaktadır. Zira Efendimizin uyguladığı şeklî sunnetlere baktığımızda, "kÂfirlerden farklı olma"nın daima vurgulandığı gorulmektedir. En basitinden kÂfirler bıyıklarını uzattığında, onun kısaltması bunun bir orneğidir.
Hadis-i şeriflerle biz Muslumanlara onlarınkine hic benzemeyen bambaşka bir yaşam tarzı cizilmektedir. Musluman toplumlar, detay gibi zannedilen -ki yanlış bir zandır- bu sunnetleri yerine getirmediğinde, kÂfir toplumlara benzemek gibi ciddi bir tehlikeyle karşılaşır ve bu derin kulturun izlerini kaybederek asıl kimliğinden uzaklaşırlar. Bu probleme merhum Prof Dr. Esad Coşan Hocamız şoyle değinir: "KÂfirle Musluman'ı yan yana koyuyorsun, ikisi de birbirine benziyor. Bu Musluman bu da kÂfir... Anlayamadım, cok yakın birbirlerine... Oyle şey olur mu; bu Musluman, bu da kÂfir diye belli olmalı! Ne kıyafetinden belli oluyor, ne zarafetinden belli oluyor, ne hareketinden belli oluyor; hic bir şeyinden belli olmuyor." (İmanın ve İslam'ın Korunması, İstanbul, 1998, s.231)
__________________
Eshabul yemin olmak
Dini Bilgiler0 Mesaj
●31 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Dini Bilgiler
- Eshabul yemin olmak