Sunnetin onemi

Ebu ( ra ) dan rivayet edildiğine gore Nebi (sav) şoyle buyurmuştur:

- Benim emrettiğim veya nehyettiğim bir konu kendisine iletildiğinde sakın sizden birinizi koltuğuna yaslanmış olarak

" Biz onu bunu bilmeyiz Allah´ın kitabında ne bulursak ona uyarız okadar " derken bulmayayım.


İzahı:


Resulullah (sav) izleme, O´nu ornek alma zorunluluğu Ummet olmanın ilk ve temel şartıdır. Cunku hicbir topluluk veya kişi kendiliğinden din ortaya koyamaz. İbadet şeklini'de tespit edemez.


İslam Ummetinin dini ve dunyayı değerlendirmede tek ve gercek onderi Peygamber s.a.v ' dir. Ozellikle dinin yorum ve yaşanmasında Hz. Peygamberin yolundan uzaklaştırıcı hicbir goruş, teklif ve tasarı ciddiye alınamaz.


İslam ulkelerini askeri guclerle ele geciremeyen somuruculer, kulturel işgale ağırlık vermişlerdir. Uzun yıllardır planlı ve orgutlu olarak " sunnet duşmanlığını, başlatmışlar. Ancak bunda'da istedikleri başarıyı elde edemeyince bunu

"Kur'an'la yetinme"cağrısına donuşturmuşlerdir.

Parolanın " Kur'an'la yetinme" olası, temeldeki sunnet ve İslam duşmanlığını, gizlemek icindir. Duşman, bununla asıl niyetini gizlemeyi başarmış ve bir takım yerli aydınları, avlamayı bilmiştir.

İşte bu Hadis-i Şerif , bu nokta'da muslumanları ikaz etmekle ve oynanan oyunu gercek yuzuyle inananlara tanıtmaktır.


Peygamberimiz s.a.v :


- Gunun birinde sunnete onem vermeyecek, onu kaynak olarak kabul etmeyecek, Kur'an'la yetindiğini soyleyecek,

" Kur'an İslam'ı " gibi kimlere hizmet ettiği malum haddini bilmezlerin ortaya cıkacağını haber vermektedir.


Bu Hadis-i Şerifte ozellikle, Sunnet'e karşı cıkışan temelinde bir kabalık, kayıtsızlık, nefislik ve kendisini bir şey sanmak duygusunun yattiği ve bu tavrın edepten uzak bir tavır olduğu " koltuğuna yaslanmış (ya'da kaykılmış ) " ifadesiyle ortaya konmaktadır.

Dunyevi değerlere, şan, şohret ve bazı guclere sırtını dayamış şımarığın, kendisine ulaşan Peygamber emir ve yasağı karşısında:" Ben anlamam, onu bunu bilmem, sunnet-munnet tanımam Kur'an bize yeter" demesinin nasıl bir fikri bozukluğa dayandığını'da gostermektedir.


Bir diğer Hadis-i Şerifte ise Peygamberimiz s.a.v :


" Bazılarına ne oluyor'ki, benim bizzat işlediğim (ve yapılmasına izin verdiğim) bir şeyi işlemekten (hoşlanmiyor) cekiniyorlar. Allah'a yemin ederim ki, ben Allah'ı onlardan daha iyi bilir ve Allah'a karşı onlardan cok daha fazla korkarım" buyurmuştur.


İslam ummetine yonelik dış tehlikelerle paralel olarak değişik duşunce ve mihraklar adına, İslam'ın emirlerine karşı tavırlar hep gundemde tutulmaya calışılmaktadır. Edille-i Şeriyye dediğimiz Kitap, Sunnet, icma ve Kiyas sorgulanmakta, ozellikle'de ornek niteliği taşiyan "Sunnet" uzerinde bu sorgulama yoğunlaştırılmaktadır. Hadisler, hicbir usul ve esas tanınmadan istendiği şekilde reddedilmektedir. Kimileri, Hz. Peygamber s.a.v 'i dışlayıp adeta Peygamber olmaya kalkışırken kimileri'de peygamberden'de ileri muslumanlık anlayışına girmektedir.


Sonuc olarak Sunnet, Hz. Peygamber s.a.v ' in ortaya koyduğu hayat modeli, İslamın pratik orneğidir. Onu mu'minler icin ornek olmaktan cıkarmaya, din icin delil olmaktan uzak tutmaya calışan duşunce ve beyanlar, Peygambere rağmen veya Peygambersiz bir muslumanlık hayalinin urunlerdir ve cirkin bir pilanın tatbikatıdır. Bu plan, sunneti devre dışı bırakmakla başlayıp, vacibi yok sayma ve farzları inkara yonelik bir plandır. Oynanan oyun budur!


İzzetin, şeref ve haysiyetini, dunyasını ve ahiretini Hz. Muhammed s.a.v ' in nurlu yolu sunnette bulan muslumanlar, sunnet uzere yaşamaya devam etmeli ve bu oyunlara karşı uyanık olmalıdırlar.


" Yeter Allah ' tan korkmak, eğer gaye ilimse;

Ve cahil kalmak icin, yeter guvenmek nefse !...
__________________