MevlÂn Hazretleri’nin mesnevisinden AllÂh muhabbetine nÂil olanların hÂlini aksettiren muthiş hikÂye…

Bir gun Mecnûn, LeylÂ’dan ayrı kalmanın derdinden ansızın hastalanıp yatağa duştu. TedÂvî icin bir doktor cağırdılar. Doktor:
“–Damardan kan almaktan başka cÂre yok!” diyerek hacamat yapmak icin Mecnûn’un kolunu bağladı. Tam neşteri eline almıştı ki, Mecnûn:
“–Ey doktor, hacamat etmeyi bırak! Ucretini al ve git! Bu hastalıktan olursem oleyim, ziyÂnı yok. Bu kohneleşmiş beden varsın olsun, ne cıkar?!” dedi.
Doktor şaşkın bir şekilde Mecnûn’a sordu:
“–Sen collerde kukremiş arslanlardan korkmuyorsun da, kan aldırmaktan mı korkuyorsun?”
Mecnûn’un cevabı şoyle oldu:
“–Benim korkum neşterden değil… Cumle Âlem bilir ki, benim sabır ve tahammulum, kayalardan meydana gelmiş olan bir dağdan bile fazladır! Ben hicbir şeyden korkmayan ve dunyÂya Âit bir samanlığı dahî olmayan bir insanım; şu fÂnî tenim yaralanmazsa rahat etmez! Yaralar aşkımın merhemidir; bunun icin yaralanmaya koşa koşa giderim…
LÂkin benim vucûdum Leyl ile dolu; icimde LeylÂ’dan başka bir varlık yok! Bu sadef gibi olan bedenim, o incinin sıfatları ile dolmuştur. Dolayısıyla ey doktor; beni hacamat ederken neşteri ansızın LeylÂ’ya vurur, onu yaralarsın da incitirsin diye korkuyorum…
Zîr AllÂh’ın has kulları iyi bilir ki, Leyl ile benim aramda fark yoktur.”
LeylÂ, seneler sonra Mecnûn’un yanına gelir. Mecnûn onunla alÂkadar olmaz. LeylÂ:
“–Benim icin collere duşen sen değil miydin?” der. Mecnûn:
“–İzÂfî ve golge olan Leyl eridi ve aradan cıktı.” diye karşılık verir.
Bir zamanlar Mecnûn’un hayÂtının gÂyesi olan LeylÂ, ilÂhî muhabbete bir basamak teşkil etmiştir. Mecnûn, hakîkatini aradığı ilÂhî muhabbet Âleminde yerini bulunca, hayÂtındaki LeylÂ’nın rolu bitmiştir.
İLAHİ AŞKIN SEMBOLU
Mesnevî hikÂyelerinde gecen LeylÂ, sonunda ilÂhî muhabbete donen ve kişiliğini Hak’ta fÂnî kılan ilÂhî aşkın semboludur. Diğer bir ifÂdeyle LeylÂ, gonulleri mecnûn eden ve fizikî irÂdeyi sıfırlayan ilÂhî bir aşk ufkudur. Bu bakımdan LeylÂlar ile başlayan muhabbet mÂcerÂsı, MevlÂ’da sukûn bulursa, ulvî bir kıymet kazanır.
Kaynak: Faziletler Medeniyeti 1, Erkam Yayınları

Bir gun Mecnûn, LeylÂ’dan ayrı kalmanın derdinden ansızın hastalanıp yatağa duştu. TedÂvî icin bir doktor cağırdılar. Doktor:
“–Damardan kan almaktan başka cÂre yok!” diyerek hacamat yapmak icin Mecnûn’un kolunu bağladı. Tam neşteri eline almıştı ki, Mecnûn:
“–Ey doktor, hacamat etmeyi bırak! Ucretini al ve git! Bu hastalıktan olursem oleyim, ziyÂnı yok. Bu kohneleşmiş beden varsın olsun, ne cıkar?!” dedi.
Doktor şaşkın bir şekilde Mecnûn’a sordu:
“–Sen collerde kukremiş arslanlardan korkmuyorsun da, kan aldırmaktan mı korkuyorsun?”
Mecnûn’un cevabı şoyle oldu:
“–Benim korkum neşterden değil… Cumle Âlem bilir ki, benim sabır ve tahammulum, kayalardan meydana gelmiş olan bir dağdan bile fazladır! Ben hicbir şeyden korkmayan ve dunyÂya Âit bir samanlığı dahî olmayan bir insanım; şu fÂnî tenim yaralanmazsa rahat etmez! Yaralar aşkımın merhemidir; bunun icin yaralanmaya koşa koşa giderim…
LÂkin benim vucûdum Leyl ile dolu; icimde LeylÂ’dan başka bir varlık yok! Bu sadef gibi olan bedenim, o incinin sıfatları ile dolmuştur. Dolayısıyla ey doktor; beni hacamat ederken neşteri ansızın LeylÂ’ya vurur, onu yaralarsın da incitirsin diye korkuyorum…
Zîr AllÂh’ın has kulları iyi bilir ki, Leyl ile benim aramda fark yoktur.”
LeylÂ, seneler sonra Mecnûn’un yanına gelir. Mecnûn onunla alÂkadar olmaz. LeylÂ:
“–Benim icin collere duşen sen değil miydin?” der. Mecnûn:
“–İzÂfî ve golge olan Leyl eridi ve aradan cıktı.” diye karşılık verir.
Bir zamanlar Mecnûn’un hayÂtının gÂyesi olan LeylÂ, ilÂhî muhabbete bir basamak teşkil etmiştir. Mecnûn, hakîkatini aradığı ilÂhî muhabbet Âleminde yerini bulunca, hayÂtındaki LeylÂ’nın rolu bitmiştir.
İLAHİ AŞKIN SEMBOLU
Mesnevî hikÂyelerinde gecen LeylÂ, sonunda ilÂhî muhabbete donen ve kişiliğini Hak’ta fÂnî kılan ilÂhî aşkın semboludur. Diğer bir ifÂdeyle LeylÂ, gonulleri mecnûn eden ve fizikî irÂdeyi sıfırlayan ilÂhî bir aşk ufkudur. Bu bakımdan LeylÂlar ile başlayan muhabbet mÂcerÂsı, MevlÂ’da sukûn bulursa, ulvî bir kıymet kazanır.
Kaynak: Faziletler Medeniyeti 1, Erkam Yayınları
__________________