Hazreti MevlÂn Mesnevî’de “Sen, kaskatı bir taş veya mermer parcası olsan, bir gonul sahibine erişebilirsen cevher olursun.” sozleriyle ini terbiye ederek yol alınabileceğini, kaskatı bir taşken cevhere donuşebileceğini işaret ediyor.

“Temiz erlerin sevgisini gonlune yerleştir. Âriflerin muhabbetinden başka bir şeye gonul verme.”

“Umitsizlik tarafına gitme, umid kapıları vardır. Karanlıklar semtine varma, guneşler parlamaktadır.”

“Gonul, seni gonul ehlinin, Âriflerin mahallesine doğru ceker, ten ise seni su ve camur hapsine koymak ister.”

“Aklını başına al da, bir gonul arkadaşının sohbeti ile gonlune gıda ver.” (c.1, 722-726)

Nefs, insanı suflî istikÂmetlere sevkeder. Bunun icin azgın bir atı terbiye eden sahibi gibi onu; ilim, ibadet ve AllÂh yolunda yuruyenlerin mÂnevî ikliminde terbiye edip sÂlih hÂle getirmek lÂzımdır.

Bu iş icin ilim lÂzımdır, ama yeterli değildir. İlim ehli, ilmini irfÂna cevirmeli, hÂl ve davranış olgunluğuna erişmelidir. Boylece akıl ve kalbin fonksiyonları muşterek ve Âhenkli bir şekilde hareket etmiş olur. Aksi hÂlde kuru ilim de insanı, gurur, benlik ve helÂke surukleyebilir.

NEFSİN MERHALELERİ

Nefsin bircok merhalesi vardır. Hic terbiye gormemiş bir nefs, “emmÂre”dir. Bu, sahibine daima kotuluğu emreder, ancak o terbiye edile edile “levvÂme”, “mulhime” ve “mutmainne” derecesine kadar yukselir, o zaman bu azgın nefis, sahibine itaatli bir at gibi onu menzil-i maksuduna ulaştırır. Gercek kulluk kendini bu merhalede gosterir. AllÂh’ın -celle celÂluhu- izni ile daha da otelere tekÂmul ettikce “rÂdıyye”, “merdıyye” ve “kÂmile” makamlarına ulaşır.

Bu hÂle ulaşabilmenin temel sÂiklerinin başında, AllÂh dostlarıyla beraberlik ve onlara kalbî muhabbet gelir. Ham nefs bunu arzu etmez.

TERBİYE EDİLMİŞ NEFS

Başlangıcta insanı suflîlerle beraber olmaya zorlar. LÂkin her guclukte bir kolaylık olduğu gibi bu işte de bir kolaylık vardır. Elverir ki, o yola tevessul edilsin. Diğer taraftan, insanın -icabında- melekten ustun bir mevkîye yukselebilmesi terbiye edilmiş nefs sayesindedir. O derecede ki, Âdem -aleyhisselÂm-’a ilk yaratılışında meleklerin secde etmesi yonundeki ilahî emir de insanın nefse mÂlikiyeti sebebiyledir.

Cunku melek, hicbir engele mÂruz kalmadan Cenab-ı Hakk’a teveccuh ettiği hÂlde, insanoğlunun bunu başarabilmesi nefs engelini aşabilmesiyle mumkun olmaktadır. Bu sebeple insanın AllÂh’a vÂsıl olmakla elde ettiği zafer, bu gucluk sebebiyle meleklerinkinden daha fazla takdir ve mukafatı icab ettirmektedir.

Kaynak:Âb-ı Hayat Katreleri, Erkam Yayınları


__________________