Fani saatler, bakî ibadet saatleri hukmune gecer

Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

Sizi taziye değil, belki tebrik ediyorum. Madem kader-i İlÂhî bizi bu ucuncu medrese-i Yusufiyeye bir hikmet icin sevk etti ve bir kısım rızkımızı bize burada yedirecek ve rızkımız bizi buraya cağırdı ve madem şimdiye kadar kat’î tecrubelerle “Umulur ki, hoşlanmadığınız bir şey sizin icin hayırdır” [Bakara Sûresi: 216.] sırrına inayet-i İlÂhiye bizi mazhar etmiş ve madem medrese-i Yusufiyedeki yeni kardeşlerimiz herkesten ziyade Nurlardaki teselliye muhtactırlar ve adliyeciler memurlardan ziyade Nur kaidelerine ve sair kudsî kanunlarına ihtiyacları var ve madem Nur nushaları pek kesretle haricteki vazifenizi goruyorlar ve futuhatları tevakkuf etmiyor ve madem burada her bir fÂnî saat, bÂkî ibadet saatleri hukmune gecer; elbette biz bu hÂdiseden –mezkûr noktalar icin– kemal-i sabır ve metanet icinde mesrurÂne şukur etmemiz lÂzımdır. Denizli hapsinde teselli icin yazdığımız butun o kucuk mektupları size de aynen tekrar ederim. İnşaallah o hakikatli fıkralar sizi de muteselli ederler.

ŞuÂlar, On Dorduncu Şu (Afyon Hapsi mektupları), s. 506

LÛ*GAT*CE:

inayet-i İlÂhiye: Allah’ın yardım ve koruması.

mesrurÂne: Sevinc icerisinde.

taziye: “Sabır ve katlanma” duyguları dileme.

tevakkuf etmek: Durmak.

ucuncu medrese-i Yusufiye: Bediuzzaman Hazretlerinin, Afyon hapsine verdiği isim.
__________________