(…) Ankara’ya giden şiddetli risaleler sebebiyle, en ağır ceza nefsime verilse, fakat ceza verenler o risaleler ile olumun idamından kurtulsalar; hem kalbim, hem nefsim razı olurlar. Demek, biz onların iki cihanda yaşamalarını istiyoruz, arıyoruz; onlar bizim olmemizi istiyorlar, bahaneler arıyorlar. Fakat guneş gibi zÂhir ve goz ile gorunur gunduz gibi bir hakikat-i mevtiye ve her gun insanlarda otuz bin cenaze, ehl-i dalÂlet hakkında, otuz bin idam-ı ebedî, otuz bin haps-i munferid fermanlarını, ilÂmnamelerini gosterdiklerinden, biz onlara karşı mağlûp değiliz. Ne yaparlarsa yapsınlar. “Şuphesiz Allah’a tÂbi olan topluluk gercek galiplerin ta kendisidir.” (MÂide Sûresi: 56.) Âyeti, on iki seneden beri en acınacak aynı mağlûbiyetimiz zamanında dahi, cifir ve ebced hesabıyla, galibiyetimize aynı tarihiyle mujde ediyor.
Madem hakikat budur; biz şimdiden sonra, hem mahkemeye, hem halka diyeceğiz ki:
“Bu gozumuz onunde ve bizi bekleyen olumun idam-ı ebedîsinden ve karşımızda kapısını acan ve bizi cebr-i kat’î ile cağıran kabrin daimî karanlık haps-i munferidinden kurtulmaya calışıyoruz. Hem sizin de o dehşetli ve caresiz musîbetten kurtulmanıza yardım ediyoruz. Sizin nazarınızda en buyuk bir mesele-i dunyeviye ve siyasiye, bizim nazarımızda ve hakikat cihetinde kıymeti pek azdır ve bilfiil vazifedar olmayanlara malÂyani ve ehemmiyetsizdir ve kıymeti yoktur. Fakat bizim iştigal ettiğimiz vazife-i zaruriye-i insaniye ise, herkese her zaman ciddî alÂkası var. Bu vazifemizi beğenmeyenler ve kaldıranlar, olumu kaldırmalı ve kabri kapamalı!” (…)
ŞuÂlar, On Ucuncu Şu (Denizli Hapsi mektupları), mektup no: 72, s. 370
__________________
PDU ® Risale-i Nur’dan Cezaevi Mektupları - 20
Dini Bilgiler0 Mesaj
●34 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- PDU ® Risale-i Nur’dan Cezaevi Mektupları - 20