Her şeyde birlik muhru var
(Dunden devam)
Şimdi bak, ism-i Hayy’ın arkasında ism-i Ferd’in cilve-i a’zamı, butun kÂinatı envaıyla, eczasıyla bir vahdet icine alıyor, her şeyin alnına bir sikke-i vahdet koyuyor, her şeyin yuzune bir hatem-i ehadiyet basıyor, nihayetsiz ve hadsiz dillerle cilvesini ilÂn ettiriyor.
Şimdi ism-i Ferd’in arkasından ism-i Hakem’in cilve-i a’zamına bak ki, yıldızlardan zerrelere kadar, hayalin iki durbunuyle temaşa ettiğimiz mevcudatın her birisini, cuz’î olsun kullî olsun, en buyuk daireden en kucuk daireye kadar, her birine lÂyık ve munasip olarak, meyvedar bir nizam ve hikmetli bir intizam ve semeredar bir insicam icine almış, butun mevcudatı suslendirmiş, yaldızlandırmış.
Sonra ism-i Hakem’in cilve-i a’zamı arkasından bak ki, ism-i Adl’in cilve-i a’zamıyla, İkinci Nuktede izah edildiği vecihle, butun kÂinatı, mevcudatıyla, faaliyet-i daime icinde oyle hayretengiz mizanlarla, olculerle, tartılarla idare eder ki, ecram-ı semaviyeden biri, bir saniyede muvazenesini kaybetse, yani ism-i Adl’in cilvesi altından cıksa, yıldızlar icinde bir herc u merce, bir kıyamet kopmasına sebebiyet verecek.
İşte, butun mevcudatın daire-i a’zamı, Kehkeşandan, yani Samanyolu tabir edilen mıntıka-i kubradan tut, t kan icindeki kureyvat-ı hamra ve beyzanın daire-i hareketlerine kadar her bir dairesini, her bir mevcudunu hassas bir mizan, bir olcu ile bicilmiş bir şekil ve bir vaziyetle, baştan başa, yıldızlar ordusundan t zerreler ordusuna kadar butun mevcudatın emr-i “kun feyekûn” [“Ol!” der; oluverir. (YÂsin Sûresi: 82.)]’den gelen emirlere kemal-i musahhariyetle itaat ettiklerini gosteriyor.
(Devamı var)
Lem’alar, Otuzuncu Lem’a (Eskişehir Hapishanesi’nin Bir Meyvesi), Altıncı Nukte, s. 655
__________________
Risale-i Nur’dan Cezaevi Mektupları - 180
Dini Bilgiler0 Mesaj
●26 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Dini Bilgiler
- Risale-i Nur’dan Cezaevi Mektupları - 180