Eskişehir Mahkemesi Mudafaasından:

Ey ehl-i hall ve akd! Acaba hic mumkun mudur ki, yirmi sene evvel gazetelerin yazdığı gibi, bir makale ile otuz bin adamı kendi fikrine ceviren; ve koca Hareket Ordusunun nazar-ı dikkatini kendine ceviren; ve İngiliz Başpapazının altı yuz kelime ile istediği suallerine altı kelime ile cevap veren; ve bidayet-i Hurriyette en meşhur bir diplomat gibi nutuk soyleyen bir adamın yuz yirmi risalesinde dunyaya, siyasete bakacak yalnız on beş kelime mi bulunur? Hicbir akıl kabul eder mi ki, bu adam siyaseti takip ediyor ve maksadı dunyadır ve hukûmete ilişmektir? Eğer fikri, siyaset ve hukûmete ilişmek olsaydı, boyle bir adam, bir tek risalesinde sarihan, işareten yuz yerde maksadını ihsas edecekti. Acaba o adamın maksadı siyasetce tenkit olsa idi, yalnız tesettur ve irsiyete dair eski zamandan beri cÂrî bir-iki dusturdan başka medar-ı tenkit bulamaz mı idi? Evet, koca bir inkılÂbı yapan bir hukûmetin rejimine muhalif bir fikr-i siyaseti takip eden bir adam, bir-iki malûm maddeler değil, yuz binler madde-i tenkit bulabilirdi. Guya hukûmet-i Cumhuriyenin yalnız inkılÂbı, bir-iki kucuk meseledir. Ben de, onu hicbir tenkit maksadım olmadığı halde, eski yazdığım bir-iki kitabımda zikrettiğim bir-iki kelime varmış diye, hukûmetin rejimine ve inkılÂbına hucum ediyor denilmiş. İşte, ben de soruyorum: Boyle en edna bir cezaya medar olamayan ilmî bir maddeye, koca bir memleketi meşgul edip endişe verecek bir şekil verilir mi?

İşte, beni ve beş on dostlarımı bu adi, ehemmiyetsiz cezaya carpmak, umum memlekette aleyhimize bir şiddetli propaganda ve milleti korkutup bizden nefret ettirmek ve Dahiliye NÂzırını, muhim bir kuvvetle, Isparta’da bir tek neferin goreceği işi gormek icin Isparta’ya celb edilmesi ve Heyet-i Vekile Reisi İsmet, vilÂyÂt-ı şarkiyeye o munasebetle gitmesi ve iki ay benim hapiste butun butun konuşmaktan men edilmem ve bu gurbette, kimsesizlikte, hic kimse hÂlimi sormak ve selÂm gondermeye meydan verilmemek gosteriyor ki, dağ gibi bir ağacta, nohut gibi bir tek meyve bulundurup, manasız, hikmetsiz, kanunsuz bir vaziyettir ki, değil hukûmet-i Cumhuriye gibi en ziyade kanunperest ve kanunî bir hukûmet, belki hikmetle iş gormek manasıyla hukûmet namı verilen dunyada hicbir hukûmetin işi olamaz. Ben hukukumu, kanun dairesinde istiyorum. Kanun namına kanunsuzluk edenleri, cinayetle ittiham ediyorum.

Boyle canilerin keyiflerini, elbette hukûmet-i Cumhuriyenin kanunları reddeder ve hukukumu iade eder umidindeyim.

Eskişehir hapsinde tecrid-i mutlakta Said Nursî

B. S. N. Tarihce-i Hayatı, Eskişehir Hayatı, s. 277
__________________