Eskişehir Mahkemesi Mudafaasından:

Gizli bir kuvvet, bi’l-iltizam beni mahkûm etmek istiyor. Ve her bahaneyi bulup, bin dereden su getirmek gibi her bir careye muracaat edip, kurdun keciye bahanesinden daha garip bahanelerle beni itham altına almak ve mahkûm ettirilmek istenildiğimi hissediyorum. MeselÂ, uc aydır bu kelimeyi tekrar ediyorlar: “Said-i Kurdî, dini siyasete alet ediyor!” Ben de butun mukaddesata yemin ediyorum ki, bin siyasetim olsa, hakaik-ı imaniyeye feda ediyorum. Ben, nasıl hakaik-ı imaniyeyi dunya siyasetine alet edebilirim? Ben, yuz yerde bu ithamı curuttuğum halde, yine manasız nakarat gibi tekrar edip ileri suruyorlar. Demek, bi’l-iltizam ve her halde beni mes’ul etmek arzusunda bulunuyorlar. Ben de, aleyhimizdeki mulhid zalimleri, siyaseti dinsizliğe alet etmeleri ile itham ediyorum. Ve onların medar-ı ittihamı olan bu muthiş manayı bildirmemek icin bana isnad ettikleri, “Said, dini siyasete alet ediyor” cumlesiyle setre calışıyorlar. Madem oyledir, her halde beni mahkûm etmek istiyorlar.

Ben de ehl-i dunyaya derim: Bu ihtiyarlıktaki bir-iki senelik omur icin luzumsuz tezellule tenezzul etmem.

BEŞİNCİ UMDE: “Dort Nokta”dır.

Birinci Nokta: Kararnamede, kelimeler uzerinde oynanılıyor. Bir kelimenin, kasdî olmadığı halde, bir manasında tariz cıkarıyorlar. Halbuki, Risale-i Nur’da hedef butun butun ayrı olduğundan; kelimatındaki kasda makrun olmayan tarizler değil, belki tasrihler de bulunsa, şayan-ı af ve musamahadır.

Bu noktayı izah eden bu misal, mikyastır:

MeselÂ, ben bir maksadımı hedef ederek yoluma koşup gidiyorum. İhtiyÂrsız yolumda koşarken, buyuk bir adama carpıp, o adam yere duşse; desem, “Efendim, affet! Ben, maksadıma gidiyordum. Bilmeyerek carpıldım.” Elbette affeder ve gucenmez. Eğer kasdî olarak bir parmağı o adama taciz suretinde kulağına iliştirsem, hakaret telÂkki edecek ve benden gucenecek.

Risale-i Nur’un hedefi iman ve ahiret olduğundan, harekÂt-ı ilmiye ve fikriyesinde ehl-i dunyanın siyasetine carpsa ve şiddetli kelimat bulunsa, şayan-ı af ve musamahadır. Maksadımız size ilişmek değildir, hedefimizde yuruyoruz.

B. S. N. Tarihce-i Hayatı, Eskişehir Hayatı, s. 268
__________________