Zerrattan t seyyarata kadar, hicbir cihetle kusur gorulmuyor

(Dunden devam)

Beşinci İşaret

Cok yerlerde kat’î delillerle ispat etmişiz ki, hÂkimiyetin en esaslı hassası istiklÂldir, infirattır. Hatta, hÂkimiyetin zayıf bir golgesi, Âciz insanlarda dahi, istiklÂliyetini muhafaza etmek icin, gayrın mudahalesini şiddetle reddeder ve kendi vazifesine başkasının karışmasına musaade etmez. Cok padişahlar, bu redd-i mudahale haysiyetiyle masum evlÂtlarını ve sevdiği kardeşlerini merhametsizce kesmişler. Demek, hakikî hÂkimiyetin en esaslı hassası ve infikÂk kabul etmez bir lÂzımı ve daimî bir muktezası istiklÂldir, infirattır, gayrın mudahalesini reddir.

İşte bu cok esaslı hassa icindir ki, rububiyet-i mutlaka derecesindeki hÂkimiyet-i İlÂhiye, gayet şiddetle şirki ve iştiraki ve mudahale-i gayrı reddettiğinden, Kur’Ân-ı Mu’cizu’l-Beyan dahi gayet hararetle ve şiddetle ve pek cok tekrarla tevhidi gosterip şirki, iştiraki azîm tehditlerle reddediyor.

İşte, rububiyetteki hÂkimiyet-i İlÂhiye, tevhid ve vahdeti kat’î bir surette iktiza ettiği ve gayet kuvvetli bir dÂîyi ve gayet şiddetli bir muktaziyi gosterdiği gibi, kÂinat yuzundeki nihayet derecede mukemmel ve mecmu-u kÂinattan, yıldızlardan tut, t nebatat, hayvanat, maadin, t cuz’iyat ve efrada ve zerrelere kadar gorunen intizam-ı ekmel ve insicam-ı ecmel, o ferdiyete, o vahdete hicbir cihetle şuphe getirmez bir şahid-i Âdil, bir burhan-ı bÂhirdir. Cunku gayrın mudahalesi olsa, bu gayet hassas nizam ve intizam ve muvazene-i kÂinat elbette bozulacaktı ve intizamsızlık eseri gorunecekti. “Eğer goklerde ve yerde Allah’tan başka ilÂhlar olsaydı, ikisi de harap olup giderdi. (Enbiya Sûresi: 22.) Âyetinin sırrıyla, bu harika, mukemmel nizam-ı kÂinat karışacaktı ve fesada girecekti. Halbuki, “Haydi, cevir gozunu: En kucuk bir kusur goruyor musun?” (Mulk Sûresi: 3.) Âyetiyle, zerrattan t seyyarata, ferşten t Arş’a kadar hicbir cihetle kusur ve noksan ve muşevveşiyet eseri gorulmediğinden, gayet parlak bir surette, bu nizam-ı kÂinat ve şu intizam-ı mahlûkat ve şu muvazene-i mevcudat, ism-i Ferd’in cilve-i a’zamını gosterip vahdete şehadet eder.

(Devamı var)

Lem’alar, Otuzuncu Lem’a (Eskişehir Hapishanesi’nin Bir Meyvesi), Dorduncu Nukte, s. 621
__________________