Butun mahlûkatın tesbihatları ism-i Kuddus’e bakar
(Dunden devam)
Evet, eğer gunduzun ziyası ve zemindeki umum parlak şeylerde temessul eden hayalî guneşcikler guneşe verilmezse ve bir tek guneşin cilve-i in’ikÂsıdır denilmezse, o vakit zemin yuzunde parlayan butun cam parcalarında ve su katrelerinde ve karın şişeciklerinde, belki havanın zerrelerinde birer hakikî guneş bulunmak lÂzım gelir; t ki o umumî ziya vucud bulabilsin.
İşte, hikmet dahi bir ziyadır. Rahmet-i muhita bir ziyadır. Tezyin, tevzin, tanzim, tanzif muhit birer ziyadırlar ki, o Şems-i Ezelî’nin şuÂlarıdırlar. İşte gel, bak, dalÂlet ve kufur nasıl hic cıkılmaz bataklığa girer. Ve dalÂletteki cehalet, ne derece ahmakane olduğunu gor, “İslÂm dini ve kÂmil iman nimetinden dolayı Allah’a hamd olsun” de.
Evet, kÂinat sarayını tertemiz tutan bu ulvî, umumî tanzif, elbette ism-i Kuddus’un cilvesi ve muktezasıdır. Evet, nasıl ki butun mahlûkatın tesbihatları ism-i Kuddus’e bakar; oyle de, butun nezafetlerini de Kuddus ismi ister. (Haşiye) Nezafetin bu kudsî intisabındandır ki, “En-nezÂfetu mine’l-iman” [Temizlik imandandır] hadisi, nezafeti imanın nurundan saymış ve “Muhakkak ki Allah cok tevbe edenleri ve temiz olanları sever.” (Bakara Sûresi: 222) Âyeti dahi, tahareti muhabbet-i İlÂhiyenin bir medarı gostermiş.
HAŞİYE: Kotu hasletler, bÂtıl itikadlar, gunahlar, bid’alar manevî kirlerden olduklarını unutmamalıyız.
Lem’alar, Otuzuncu Lem’a (Eskişehir Hapishanesinin Bir Meyvesi), s. 599
LÛ*GAT*CE:
cilve-i in’ikÂs: Yansımayla gorunen belirti.
muhabbet-i İlÂhiye: Allah’ın kulunu sevmesi.
rahmet-i muhita: Her şeyi kuşatan rahmet.
Şems-i Ezelî: Guneş ve butun nurlar Kendisinin nurundan gelen ve başlangıcı olmayan Allah.
tanzif: Temizleme.
temessul: Yansıma.
tevzin: Olcu verme.
ziya: Işık.
__________________
Risale-i Nur’dan Cezaevi Mektupları - 108
Dini Bilgiler0 Mesaj
●36 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- Risale-i Nur’dan Cezaevi Mektupları - 108