Her şey o vahdeti ilÂn ediyor

İkinci İşaret

KÂinatın Âlemleri, envaları ve unsurları oyle birbiri icine girift olarak girmiştir ki, kÂinatın heyet-i mecmuasına malik olmayan bir sebep, hicbir nev’ine, hicbir unsuruna hakikî tasarruf edemez. Âdeta ism-i Ferd’in cilve-i vahdeti, butun kÂinatı bir vahdet icine almış, her şey o vahdeti ilÂn ediyor.

MeselÂ: Bu kÂinatın lÂmbası olan guneşin bir olması, umum kÂinat birinin olmasına işaret ettiği gibi; zîhayatların cevik ve calÂk hizmetcileri olan hava unsuru bir olması; ve aşcıları olan ateş bir olması; ve zemin bahcesini sulayan bulut sungeri bir olması; ve umum zîhayatın imdadına yetişen yağmur bir olması ve her yere yetişmesi; ve ekser hayvanat ve nebatat taifelerinin her birisi umum zemin yuzunde serbest yayılmaları, vahdet-i nev’iyeleri ve meskenleri bir bulunması gayet kat’î bir surette işaretler, şehadetleridir ki, meskenleriyle beraber umum o mevcudat, bir tek Zatın malı olduğuna delÂlet ederler.

İşte buna kıyasen, butun kÂinatın boyle birbirine girift olan envaları mecmu kÂinatı oyle bir kull hukmune getirmiştir ki, icad cihetiyle tecezzi kabul etmez. Umum kÂinata hukmu gecmeyen bir sebep, rububiyet cihetiyle ve icad keyfiyetiyle hicbir şeye hukmedemez ve bir tek zerreye rububiyetini dinlettiremez.

Lem’alar, Otuzuncu Lem’a (Eskişehir Hapishanesi’nin Bir Meyvesi), Dorduncu Nukte, s. 616
__________________