Sabır kahramanı Hazret-i Eyyub AleyhisselÂm


“[Eyyub’u da hatırla ki,] Rabbine şoyle niyaz etmişti: ‘Bana gercekten zarar dokundu. Sen ise merhametlilerin en merhametlisisin.’” (Enbiya Sûresi: 83.)

Sabır kahramanı Hazret-i Eyyub AleyhisselÂmın şu munacatı, hem mucerreb, hem tesirlidir. Fakat Âyetten iktibas suretinde, bizler, munacatımızda “Rabbî innî messeniye’d-durru ve ente erhamu’r-rÂhimîn” [Ey Rabbim! Bana gercekten zarar dokundu. Sen ise merhametlilerin en merhametlisisin] demeliyiz.

Hazret-i Eyyub AleyhisselÂmın meşhur kıssasının hulÂsası şudur ki:

Pek cok yara bere icinde epey muddet kaldığı halde, o hastalığın azîm mukÂfatını duşunerek, kemal-i sabırla tahammul edip kalmış. Sonra, yaralarından tevellud eden kurtlar kalbine ve diline iliştiği zaman, zikir ve marifet-i İlÂhiyenin mahalleri olan kalb ve lisanına iliştikleri icin, o vazife-i ubudiyete halel gelir duşuncesiyle, kendi istirahati icin değil, belki ubudiyet-i İlÂhiye icin demiş: “YÂ Rab, zarar bana dokundu. Lisanen zikrime ve kalben ubudiyetime halel veriyor” diye munacat edip, CenÂb-ı Hak o halis ve safî, garazsız, lillÂh icin o munacatı gayet harika bir surette kabul etmiş, kemal-i afiyetini ihsan edip enva-ı merhametine mazhar eylemiş.

İşte bu Lem’a’da Beş Nukte var.

(Devamı var)

Lem’alar, İkinci Lem’a, s. 21

LÛ*GAT*CE:

enva-ı merhamet: Merhamet ceşitleri.

iktibas: Edinme, aktarma.

marifet-i İlÂhiye: Allah’ı tanımak, bilmek.

mucerreb: Tecrube edilmiş, denenmiş.

munacat: DuÂ.

tevellud: Cıkma.

ubudiyet-i İlÂhiye: Allah’a ibadet etme.

vazife-i ubudiyet: Kulluk, ibadet vazifesi.
__________________