TARIM İLACLARI (PESTİSİD) KULLANIMI VE SORUNLARI
1. GİRİŞ
Duşmanı yok etmek icin ne top, ne tabanca. Bir kutu cilek yeter.
Zararlılar ile mucadele ve bitki koruma amacıyla kullanılan her turlu ilac ve preparatlar ve bunların uretiminde kullanılan her turlu maddelere pestisid diyoruz..[1] Eski kulturlerde bazı bitki hastalıklarına karşı kukurt kullanıldığı bilinmekle beraber, asıl bitki koruma calışmaları 19. yy. da Pasteur'un bazı bitkisel ve hayvansal hastalıklara ait mikroorganizmaları keşfetmesi ile bunu takiben bu organizmaları etkileyebilecek ilacların araştırılmasıyla bitki koruma alanında tarım ilacları kullanılmaya başlanmıştır. Gunumuzde de kullanılmakta olan bazı kimyasal maddelerden DDT'nin bocek oldurucu ozellikleri 1939 'da ve 2,4 D 'nin ot oldurucu ozellikleri 1941 yılında bulunmuş ve kullanılmaya başlanmasıyla beraber doğrudan doğruya kimyasal bir devrim başlamıştır.[2] İnsanlar, hayvanlar ve bitkilere ceşitli derecelerde zararı dokunabilecek 10.000 den fazla bocek, 600 yabancı ot, 1500 den fazla bitki hastalığı ve 1500 tur nematod bilinmektedir.[3] Bu nedenle doğal dengeyi bu şekilde tehdit eden tarım ilaclarından vazgecmemiz de mumkun değildir. Ancak, Bazı makalelerde “Elimizde varolan ve geliştirebileceğimiz tekniklerle iki kat daha fazla gıda elde ederek iki kat nufusun beslenme gereksinimini karşılayabilmemiz icin şu anda kullanmakta olduğumuz sunni gubre miktarının 6.5 katı sunni gubreye, harcadığımız enerjinin 3 katı enerjiye ve tuketmekte olduğumuz tarım ilacının 6 katı tarım ilacına ihtiyacımız vardır.” denilmektedir. Dunyadaki artan nufusu besleyebilmek icin şu anki kullanımla bile doğal dengeyi bozucu nitelik taşıyan tarım ilaclarının 6 kat daha bilincsizce kullanımı beraberinde nice altı katlar daha getirecek ve doğal denge duzelmez bir şekilde bozulacaktır. İleriki tarihlerde Agatha Christie turu roman yazanlar, ilk once eve kutu kutu meyve getirenlerin katil olacağından şuphelenecektir sanırım.
Son yıllarda kanser oranlarındaki artış normal olumlerde % 25 lere cıkmış durumda.
İnsanı oldurucu doz, her kimyasala gore değişiklik gosterir. Kimi ilac 5 mg. ile insanı oldurur, kimi ilac 10 mg. la. Yediğimiz yiyeceklerle azar azar vucudumuza aldığımız ilac kalıntıları, vucudumuzda birikmeye başlıyorlar. Hepsini atamadığı icin, bir gun, son ısırdığımız salatalık ile oldurucu doz tamamlanıyor ve yemekten sonra sandalyede otururken dikilip gidiyoruz. Teşhis kalp yetmezliği.
Bir gun Bozdoğan koyunun eski muhtarının evinin onundeyiz. Muhtar evde yok. 30 yaşlarında olan oğlu ile konuşurken, muhtarın torunu, konuştuğumuz kişinin 4-5 yaşlarındaki oğlu salatalık serasından kucağında salatalıklar, ısıra ısıra geliyor. Ne zaman ilacladın diye sordum. Etki suresi 21 gun olan ilacı 'dun verdim' diyerek cevapladı. Bak oğlun zehirleniyor dedim. Ona bir şey olmaz alışıktır dedi. Peki dedim. Sen baban kadar sağlıklı mısın? Hayır dedi. İşte dedim cocuğun da senden daha sağlıksız olacak.
Ama bu konuda duyarlı ciftcilerimiz de var. Kızılaliler koyunde serasını kotrol ettiğim bir ciftci sohbet ederken salatalık yıkadı getirdi yiyelim diye. Kış aylarında o korpe salatalıklar ye beni diye bize bakıyordu. En son kullandığın ilac nedir diye sordum. Ciftci ' merak etme 7 gundur ilac vermiyorum' dedi. Peki 7 gun once ne verdin dediğimde etkisi 45 gun suren, sebzelerde kullanılmaması gereken sistemik bir zehiri kullandığını soyledi. İlac kutusunu getirttim. Anlattım. Bu ilacın uygulandığı salatalıktan 2 kg. yiyen bir insanın hemen orada oleceğini soyledim. Etkilendi. Bir ay kadar sonra tekrar uğradığımda ne yaptığını sordum. Valla o gunden sonra biz hic salatalık yemedik dedi. Peki salatalıklar ne oldu? diye sorunca 'hale gonderdik' cevabını verdi.
2. TARIM İLACLARININ YARARLARI
Dunya 6,5 milyar nufusu taşıyor. Bu nufus da surekli yukseliyor. Tarım arazileri ise amac dışı kullanımlarla (yazlıklar, fabrikalar, otoyollar, yerleşimler) surekli azalıyor. Nufusun hepsi de yemek istiyor. Artan nufusu, tarım arazilerindeki azalışa karşın beslemek icin tarım ilacı kullanımından vazgecmemiz cok zordur. Yaşamıının kıymetini bilen bazı gelişmiş ulke insanları organik tarım dediğimiz tarım ilacı ve kimyasalların kullanılmadığı tarım urunlerini yuksek para vererek tuketmektedir. Bu şekildeki uretim 6,5 milyar insana yetmeyecektir. Bizim ciftcimiz de yaşamının kıymetini biliyor. O da serasında, bahcesinde bir koşeyi kendi tuketimi icin organik tarıma ayırmış durumda.
Tarım ilacı kullanımındaki en buyuk yarar sarı humma, beyin iltihabı ve diğer boceklerden oluşan hastalıklardan ve sıtma gibi hastalıklardan milyonlarca insanın korunmasıdır. Ayrıca urunlerin ve ceşitli besin maddelerinin korunması da topluma ekonomik yararlar sağlamaktadır. Coğu ulkede tarım ilacları sayesinde nufusun % 6'dan az bir kısmı, diğer % 94 ' besleyebilmektedir. Ancak tarım ilacları besin maddelerimizi hastalık ve zararlılardan korumakla birlikte, ceşitli yollardan sofralarımıza kadar ulaşmakta ve sağlığımızı tehdit etmektedir.
2. TARIM İLACI - CEVRE ETKİLEŞİMLERİ
Doğada kurulmuş olan bir zincir vardır. Bu zincirin halkalarından birine mudahale ettiğimiz zaman mutlaka bir bozulma yaşanacaktır. İlcemizin Ovabaşı koyunde narenciye bahcelerinde kullanılan kontrolsuz tarım ilacları yuzunden gecmiş yıllarda beyaz sinek salgını yaşanmış. Daha sonra bolgeye Anamur Tarım İlce Mudurluğu ve Antalya Biyolojik Mucadele Araştırma Ensititusu işbirliği ile Beyaz Sinek yiyicisi olan faydalı bocekler yerleştirilmiş. Bir kac ağaca yerleştirilen bu faydalılar besin bolluğu sayesinde hızlı bir şekilde urediler. Beyaz sinekten zarar goren diğer ciftciler, faydalı boceğin salındığı ağacların altına carşaf sererek, dalları silkelediler ve faydalı boceği kendi bahcelerine da taşıdılar ve faydalı boceğin yayılmasını sağladılar. Yaklaşık 15 yıldır bolgede beyaz sineğe karşı narenciyede ilaclama yapılmıyor. Bu faydalı boceğin olmemesi icin de cok zehirli ilac kullanımı yok.
Tarım ilacları canlıları ceşitli yollar ile etkiler. Doğrudan etki deri, solunum veya tarım ilacları ile bulaşmış gıda maddelerinin kullanılması ile olmaktadır. Tarım ilaclarının doğrudan zehirleyici etkisi, onun zehirlilik duzeyine ve canlı turunun tarım ilacı ile temas etme derecesine bağlıdır. İkincil turdeki etkiler, tarım ilacı kalıntılarını iceren bitki ve hayvan dokularının besin maddesi olarak değerlendirilmesi sırasında ortaya cıkar. Ozellikle klorlandırılmış hidrokarbonlar vucut yağ dokusunda birikirler. Bu tur besin almış canlıda olum veya fizyolojik bozukluklar ortaya cıkmaktadır. Ayrıca tarım ilacının etkisinde olan canlıyı yiyen bir başka turde bundan etkilenmektedir.
Tarım ilacı kalıntısı iceren su urunleri, bu urunleri tuketenler icin tehlike kaynağıdırlar. Tarım ilacları canlıların bunyesine girdikten sonra uzun sure değişmeden kalabildikleri gibi, bozulmaya uğrayıp ara urunler de oluşturabilirler. Bazen bu ara urunler ana maddeden daha zehirleyici de olabilirler.
Yine gecen yıl Anamur'da ve guneyde yaşanan Cam Kese Boceği salgını da doğal dengenin insan eliyle bozulmasına ornektir. Gecen yıl 3 ayda 5 sefer değiştirilen Orman İşletme Mudurunun bıraktığı boşluk nedeniyle yeterince yapılamayan Cam Kese Boceği mucadelesinde, doğal zararlısı olan Guguk Kuşunun da avcılar tarafından yok edilmesiyle buyuk bir salgın yaşandı. Anamurlular hart hart kaşındı. Hastaneye taşındı. Yeşil Anamur'un kuzeyindeki camlar sarardı soldu. Cevreci gencler dilekcelerle Orman İşletme Mudurluğtune ve Kaymakamlığa başvurdular. Halbuki avcılarımız Guguk Kuşlarını yok edecek olcude vurmasa boyle bir salgın yaşanmayacaktı.
Yine ciftcilerimizin başının belası tarla faresinin en buyuk doğal duşmanı yılandır. Pek fazla sevmesek de soğuk da bulsak tarla faresinin baş duşmanı yılandır. Yılanı olduruyoruz, tarla faresi coğalıyor, zehirli buğdayla tarla faresini oldurmek istiyoruz. Bu arada zehirli buğdayı yiyen o guzelim kınalı kekliklerin de sonunu getiriyoruz.
2.1. Toprak florasına etkisi
Bilindiği gibi toprak canlı bir ortamdır. İcerisinde cok zengin bir fauna ve flora yaşamı vardır. Bu canlı yaşam toprak icindeki ve havadaki bir cok mineral maddeyi donuşume uğratarak toprak verimliliğinin devamını sağlarlar. Kullanılan tarım ilacları bu canlı yaşamı etkileyerek toprak verimliliğini duşururler.
Bitkilere puskurtulen preparatların buyuk bir kısmı toprağa akmakta bu da toprak canlılığını oluşturan Mikroorganizmaları toprak canlıları ve toprak altı su hareketleri ile drenaj kanallarındaki derelerdeki ve bunların aktıkları su topluluklarındaki canlıları olumsuz yonde etkilemektedir.
Toprağın tarım ilacı ile bulaşma derecesi toprağın fiziksel ve kimyasal ozelliklerine, strukturune, nem ve sıcaklığına, sularla toprağın yıkanmasına, toprağın ruzgar erozyonu ile taşınmasına ve uzerinde yetiştirilen bitkiye tarnslake oluşuna bağlı olarak onem kazanır . Gubreli topraklarda kalıcılık diğer topraklara gore daha fazladır.
1- Kirlenmiş toprakta yetişen urunler tarım ilacı kalıntılarını kokleriyle topraktan alacakları icin insan ve hayvanlara yem ve gıda olarak az da olsa kalıntı icerir.
2- Toprak mikroorganizmalarının kısmen yada tamamen yok olmasına neden olur.
3- Toprak verimliliğini artırmada onemli rol oynayan solucanlarda topraktan tarım ilacı kalıntılarını doğrudan alacaklarından onemli zarar gorurler .
4- Tarım ilacları topraktan yeraltı sularına veya buharlaşma ile atmosfere karışabilirler.
2.2. Topraktaki hareketleri
1- Buharlaşma: Atılan tarım ilacının bir kısmı toprağa ulaşır, bir kısmı ruzgarla taşınır ve ceşitli yollardan sonra suya karışan tarım ilacı besin zincirine girer . Sıcaklığın fazla olduğu ortamlarda buharlaşma ile tarım ilacı kaybı daha fazladır.
2- Sorbsiyon: Atılan tarım ilacının adsorbe veya absorbe edilme durumları kesin ayrılmadığı icin bunların sorbentlere tutunması sorbsiyon olarak acıklanır.
3- Yıkanma: Toprak hafif bunyeli ise, organik madde yoksa veya taban suyu yuksekse tarım ilacı taban suyuna ulaşarak yıkanır.
4- Mikroorganizmalar tarafından parcalanma : Mikroorganizmalar tarafından parcalanabilir.
2.3. Kalıcılık durumu
Tarım ilacı gurubu Sure Kalıcılık durumu
Organik fosforlular ve
Karbamatlar 1-12 hafta Kalıcı değil
2-4 D Atrozin vs. 1-18 ay Orta derecede kalıcı
Klorlandırılmış Hidrokarbonlar 2-5 yıl Kalıcı
Cıva arsenik kurşun bileşikleri surekli devamlı kalıcı
Bir araştırmaya gore Klorlandırılmış Hidro karbonlar yumurta kabuğunu inceltmekte ve yumurtaların cok cabuk kırılmaları sonucu populasyonu duşurmektedir. Bakırlı fungusitler vucutta bakır dengesini bozar pek cok organ ve enzim aktivitesini engeller. Karaciğer beyin ve bobreklerin normal calışmasını engellerler. karaciğerde siroz ortaya cıkar. Eklemlerde sistemik bozukluklar romatizma ateşi bobrek iltihabı ve losemi oluşur. Kukurt sulfide donuşerek bağırsak morarması oluşur. Cıvalı fungusitler diş eti iltihabı karın ağrısı kanlı ishal kusma bobrek hastalıkları astım ve sonunda olume neden olurlar. Herbisitlerden fenol bileşiklerinin cozunurlukleri cok azdır. Hidrofobdur. Toprağa surekli sulu atılırlar . Toprakta cok kuvvetli tutulurlar. Cabucak cozeltiden ayrılıp absorbe olurlar. Cok az mobildirler ve cok dayanıklıdırlar. İnsektisitlerden klorlandırılmış hidrokarbonlar toprakta 30 yıla kadar dayanabilirler. Besin zincirinde birikirler. Fungusitlerden hexachlor benzen gurubu suda cozunmez cok dayanıklıdır. kuvvetli derecede sorbe olurlar. Kullanımları sakıncalıdır. Klorlu organik maddeler yapısında olan Tarım ilaclarına karşı rezinstans meydana gelmesi halinde inorganik yapıda olan ve iceriğinde kurşun bakır cinko arsenik ve cıva gibi metaller bulunan bileşikler gittikce daha fazla kullanılmya başlanmıştır.
Sayılan bu olumsuz uygulama ve durumların gelecekteki ve bugunku konumunu değerlendiren “ Sessiz bahar) adlı kitapta şoyle denmektedir.
'İnsanlığın geleceğini tehlikeye duşurecek nitelikte doğal dengenin bozulmasında tarım ilacılerin buyuk rolu vardır. Bu maddeler toprakta birikerek gıda zincirine ulaşır ve insanlara gecerler. DDT ve diğer klorlu hidrokarbonların sinir sistemlerine seks hormon metabolizmalarına sinsi etkileri ortaya cıkarıldı. DDT dahil bir cok insektisit Fungusit ve herbisit maddeler gıda zincirinde artmaktadır. Bu olaya GIDA ZİNCİRİ YOGUNLAŞMASI denir.
Su ortamında pek az miktarda milyonda o.oooo4 kısım kadar az DDT bulunduğu hallerde bile bu miktar planktonlarda 1000 kat kucuk balık turlerinde 6 000 ringa balıgında 100 000 kat bu sulardan faydalanan caylaklarda 400 000 ve karabataklarda ise 500 000 kata varabilecek bir biyolojik yoğunlaşmaya ulaşabilmektedir. DDT nin uygulandığı alanlardaki otları yiyen inekler aldıkları DDT nin % 10 unu sutleriyle atmakta kalan kısım ise vucutta depolanmaktadır.
Tarsus Yenice kasabasında 1985 yılında Narenciyede Temik 15 G denemelerinde ağacların altına uygulanan ilactan etkilenen yabancı otları, uyarılara aldırmadan goturen ciftcinin inekleri oldu.
Japonya’da aldehit ureten ve Cıvayı katalizor olarak kullanan bir fabrikanın deniz suyuna bıraktığı atıklar icinde bulunan az miktardaki Cıvanın deniz suyunda pek az miktarlarda bulunması halinde bile balıklarda ve ozellikle kabuklu deniz hayvanlarında 3000 kata varacak derecede bir biyolojik yoğunlaşma yaptığı ve 1 kg deniz urununde 10 mg duzeyine varacak miktarlara ulaşarak fazla miktarda su urunleri yiyen balıkcılar ve ailelerinde olumlere sebep olduğu anneden sut ile gebe kadında doğacak cocuğu etkilediği anlaşılmıştır. II. Dunya savaşı sırasında Alman kimyacı Gerhar Sroder tarafından savaş aracı olarak kullanılan (SİNİR GAZI) organik fosfor bileşikleri de tarımda giderek daha fazla kullanılmaya başlanmıştır. Bunlardan Parathion ve Diazinon haşereler hayvanlar ve insanlara şiddetle toksiktir. Herbisitlerde bir kısım faydalı tarım urunlerini bozmakta ağacların yapraklarını dokmekte, bazıları da fotosentezi bozmaktadır.
İnsanoğlu varoluşunun % 2’sinden daha az bir suredir toprağı kullanmaktadır. Bu durumda bile toprağa ve doğaya uygulanan katliam onlenemez boyutlara doğru tırmanmaktadır.
Turkiye’de kac kişinin Tarım ilacı zehirlenmesinden olduğunu yada zehirlendiğini bilmiyoruz Tutulan raporlar genel zehirlenme yada Zabıta vakası olarak gecmektedir. Ancak Cukurova Bolgesindeki ciftcilerde eceliyle olum olayının 5-10 yaş arasında duşuş gosterdiğini gozlemlemişlerdir.
Ne kadar iyi koşullarda uygulanırsa uygulansın yapılan incelemeler kullanma sırasında Tarım ilacılerin % 70’ inin israf edildiğini gostermiştir. Ulkemizde 1978 yılı Tarım ilacı kullanımı 58 383 000 kg’a ulaşmaktadır. Bu kullanımın % 70’ I Cukurova bolgesindedir. Bazı Ulkelerde Klorlandırılmış hidrokarbonlar uygulamadan tamamen kaldırılmıştır. Bazılarında ise bitkiler ve bolgeler sınırlandırılmıştır.
Sağlıklı ve hasta insan toplumları uzerinde yapılan calışmalarda hasta olan insanların vucutlarında DDT ve benzeri tarımsal mucadele ilaclarının daha cok birikmiş olduğu gorulmuştur. Ayrıca dunyaya erken gelen bebeklerin kanında DDT benzeri ilacların normal surede doğan bebeklerinkinden daha yuksek olduğu izlenmiştir. Tarım ilacından kaynaklanan etkilenmelerde bayanlar erkeklere gore daha şanslı. Cunku adet gunlerinde ve doğum sırasında vucuttan ilac kalıntılarını da atmaktalar. Erkeklerin boyle bir şansı ancak sık sık kan vererek kazanılabilir.
Kelaynak kuşlarının yok olma nedeni de cevrede yoğun olarak kullanılan tarım ilaclarıdır Bunun dışında yoğun tarım ilacı kullanımı olan alanlarda olum oranının artması ve olum yaşının azalması da dikkati cekmekte gecmişte gorulmeyen rahatsızlıklar ortaya cıkmaktadır. Gelişmiş ulkelerde kullanılması yasak olan ve hala uretimine devam edilen tarım ilaclarının geri kalmış veya gelişmekte olan ulkelerde kullanımları giderek artmaktadır. Adana ve cevresinde tarım ilacı kullanımı yer yer 5 kg/da ‘a ulaşmaktadır. 1983 yılı Cukurova bolgesi ekim alanları toplamı 40 milyon dekarı bulmaktadır. Bunun dort milyon dekarını pamuk sebze bostan oluşturmaktadır. Bu alan uzerinde yapılan ilaclama yaklaşık 7 milyon kg dır. Bolgede savaşımı zorunlu 150’yi aşkın zararlı ve hastalık turu ve bu hastalık ve zararlılarla mucadele icinde 500’e yakın pesitisit ceşidi kullanılmaktadır. Yeni her hastalık ve zararlı icin 3’den fazla tarım ilacı ceşidi kullanılmaktadır. Bolgemizde seralardaki bu rakam dekara 12 kg. ı bulmaktadır. Hastalık ve zararlılarla mucadelede tarım ilaclarının kullanımının giderek artması mikroorganizmaların faaliyetlerini ve ekolojik dengeyi bozması yaşam zinciri icinde hareket ederek varlığını surdurmesi ve organizma dokularında birikerek toksik etkilerini gostermesi nedeniyle tarım ilaclarının toprakta devamlılığı ve yan etkilerinin arttığını gormekteyiz. Yine Niğde, Nevşehir yoresinde Patates ile beslenen buzağılarda yaşanan korluklerin, patates yetiştiriciliğinde kullanılan fazla azotun neden olduğu, patateslerdeki azot yani nitrit kalıntısının Dunya Sağlık Orgutu (WHO) limitlerinin cok uzerinde olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle patates ihracatımızı gelişmiş hic bir ulkeye yapamamaktayız. Ancak Asya ulkelerine ve bazı az gelişmiş ulkelere satabiliyoruz. Gecmiş yıllarda sebze seralarında kullanılmaması gereken, pamuk ve tutun de ruhsatlı Methamidophos etkili ilactan kullanılan ve Urdun'e ihrac edilen Domatesle sınırdan geri cevrildi. Adamlar yemiyor. Geri cevrilen bu domatesler ne oldu? Tabi ki biz yedik.
Tarım ilacı kullanımında ilac fiatlarının fazlalığı nedeniyle ciftci ihtiyacı olanı değil de butcesine en uygun olan ilacı almak durumunda kalmaktadır. Bu da surekli artış gosteren hastalık ve zararlıların daha da etkili olmasına urunde verim ve kalitenin duşmesine neden olmaktadır.
2.4. Tarım ilaclarının fazla kullanılmasıyla ortaya cıkan sorunlar şunlardır.
- Doğal dengede bozulmalar başlamıştır.
- Zararlı ve hastalıklarda dayanıklılık artmış yararlı olan turlerde azalmıştır.
- Kronik zehirlenme artmıştır.
- Yeni zararlı turleri ortaya cıkmıştır.
- Hastalık ve zararlının ceşidi azalırken populasyonları kat kat artmıştır.
Cevre koşullarına en uygun genetik kombinasyonlar varlığını surdurur diğerleri kaybolurlar. Zayıf veya hasta kalıtsal niteliklere sahip bitki veya hayvanlar doğal koşullara zor dayanırlar. Bunların kaybolmasıyla beraber cevreye uymayan gen kombinasyonlarıda yok olacaklardır.
Varolma savaşı sayesinde daha az uygun olan gen kombinasyonları temizlenmiş olur.
Bu şekilde bir doğal uyum varken biz bu doğal uyuma gereğinden cok daha fazla olumsuz şekilde mudahale ederek kendi kendimize zarar vermekteyiz. Yaptığımız bu olumsuz gelişme korkarım ki insanlığın sonunu getirecektir.
3. TARIM İLACLARI SORUNLARININ ARTIŞ NEDENLERİ
- Aşırı tarım ilacı kullanma alışkanlığı
- İlac karışımlarına ilgi duyma.
- Gereksiz ilaclama
- Kullanımda sınırlama yetersizliği
- İlac bayilik sisteminde yetersizlik.
- Alınan yasal onlemlerde ve uygulamada yetersizlik.
- Yetersiz eğitim ...
Yasalarımızda tarım ilacı kullanımı ile cıkarılmış yasal onlemler yetersizdir. Elimizdeki yasaya gore,
- Her turlu tarım ilacı bakanlığın iznine bağlıdır.
- Toptan satışlar Bakanlığın, Perakende satışlar Valiliğin iznine bağlıdır.
- 21 Ağustos 1996 tarihli yonetmeliğin 18. maddesinin d fıkrasına gore; ilaclar, Bakanlık teknik talimatlarında, recetesinde ve etiketinde belirtilen esaslar ve konular dışında tavsiye edilemez. Madde 21. Yonetmeliğin ilgili maddesinin ihlali durumunda 1 ay sure ile faaliyet durdurulur.
Elimizde varolan bu yasanın pratikte yeterliliği yoktur. Cunku uretici istediği tarım ilacını, istediği kadar alabilmekte ve istediği yerde, istediği bitkiye, dilediği kadar kullanabilmektedir.
4. ORTAYA CIKAN BU SORUNLARIN ONUNE GECMEK İCİN YAPILACAK CALIŞMA VE ONERİLER:
1- Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı ile Tarım-Orman ve Koyişleri Bakanlığı geniş capta surekli ve etkin bir iş birliğine girmeli,
2- Tarım ilacı kullanımı en aza ve en sıkı kontrole indirilmeli
3- Tarım ilacı kullanımı ile ilgili her turlu eğitim ve duzenleme yapılmalıdır.
4- Kimyasal savaşı en son care olarak duşunmeli, biyolojik savaşa oncelik tanınmalı planlı proğramlı Tarıma yonelinmelidir.
5- Ureticinin ve tuketicinin yeterli eğitimi yapılmalı
6- Eğitim ve yayım calışmaları icin kitle iletişim araclarından olabildiğince yararlanmalı.
7- Teknik elaman eğitimleri surekli teknik gelişmelerle paralel olarak yapılmalı
8- Yeterli sayıda toxikoloji laboratuarı kurulmalı ve calışmalar desteklenmeli
9- Bizi zehirleyen kim, bizi zehirleyene izin veren ve zehirlenmemizi sağlayan tarım ilacını satan ve kullandıran kim? Bunları bilmek en doğal hakkımız. Bu nedenle, pazara surulecek urunlerin kontrolu yapılmalı ve uzerinde ureten ciftcinin adı, adresi, hasat tarihi ve uygulamalardan sorumlu teknik elemanın adı, imzası olan etiketli satışa gecilmelidir.
10- İlac bayilik sistemi duzenlenmeli ve denetim altına alınmalı
11- Bu konuda calışacak gorevlilerin gorev ve yetkilerinin saptanarak yasallaşması sağlanmalı,
12- Yeni durumlarda Devletin derhal yasalar cıkartarak bunları işler hale getirmesi sağlanmalı
13- Yeni bilimsel gelişmelerden ozellikle genetik biliminden yararlanma yolları geliştirilmeli
14-Otokontrol sistemi yaygınlaştırılmalı
15- Her bilimsel yargının yonetime iletilmesi ve bu yargının zorlayıcı olması sağlanmalı
16- Konu hakkında surekli kamuoyu yaratarak uretici ve tuketicinin dikkati cekilmeli
17. Tarım ilaclarına verilen destek artırılmalı, ancak tarım ilacları recete ile satılmalı ve mutlaka teknik eleman gozetiminde uygulanmalıdır.
18. Tuketici derneklerinin “bizi zehirleyen kim” sorusuna cevap bulacak duzenlemeye sahip cıkması gerekmektedir.
Anılan sorunlar dikkate alınıp konunun uzerine gidilmez ve yeterli onlemler alınmazsa kendi sonumuzu hazırlamış olacağız.... Unutmayalım ki; cozum kendisi gelir.
“ Doğa kendisine kurşun sıkana bir gun gelir kurşunu iade eder”
__________________
Tarim İlaClari (pestİsİd) Kullanimi Ve Sorunlari
Tarım ve Hayvancılık0 Mesaj
●53 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Gündemdeki Konular - Haberler
- Tarım ve Hayvancılık
- Tarim İlaClari (pestİsİd) Kullanimi Ve Sorunlari