
Nusret Baba'dan...(ekmek teknesi dizisi)
Şimdi Allah mahlukatı yarattıktan sonra onlara omur bicmeye sıra gelmiş.
Once insanoğlunu cağırmış.40 yıl omur bicmiş.
Sonra eşşeği cağırmış 40 yıl omur bicmiş.
Sonrada maymunu Cağırmış onada 40 yıl omur bicmiş.
İnsanoğlu demişki.Yahu ben calışıcam evlenicem cocuğum olcak
Ona mal yapıcam.Bu 40 yıl bana cok az demiş.
Sonra eşşek konuşmuş.Yahu ben insanların kolesi olcam
onları biyerden biyere ustumde taşıcam cile cekicem
Bana bu 40 yıl cok fazla demiş.
Sonra maymun konuşmuş.Bende bir yerden bir yere
zıplayacam insanları guldurcem eğlendircem felan
bu 40 yıl banada cok fazla demiş.Allah insanoğlunu tekrar huzuruna cağırmış
ve eşşeğin,maynunun 20şer yılını ona vermiş.
Bu yuzden efenim insan ilk 40 yılını adam gibi yaşar.
Sonraki 20 yılını eşşek gibi calışarak yaşar.
Son 20 yılınıda torunun cocuğun elinde oyuncak olup
maymun gibi yaşar...
(SAVAŞ DİNCEL'E ALLAHTAN RAHMET DİLERİM.RUHU ŞAD OLSUN)
Deli Yurek ''Kuşcu''
Bir adamım durup duruken gozleri kor olmuş.Doktora gitmiş sormuş etmiş.Derdine hic bir care bulamamışlar.Doktorlar biz bu işten hic birşey anlamadık demişler.Adam duşmuş yollara dunyayı gezmeye başlamış.Derdinde bir derman aramış.En sonunda biri demişki kardeş sen bu dertten kurtulmak istiyorsan hic derdi olmayan birini bulacaksın.Onun gomleğini yuzune sureceksin.Gozlerin acılacak.Adam hic derdi olmayan birini aramış durmuş.En sonunda biri şu dağda bir coban var onun hic derdi yoktur demiş.Yerini soylemişler adam gtmiş cobanı bulmuş.Coban kardeş duydumki senin hic derdin yokmuş.
Coban Allaha şukur hic derdim yoktur.Ee iyi o zaman ver şu gomleğinide gozume sureyim acılsın.Coban:
İyi ama benim gomleğim yokki...Coban dertsizmiş ama gomleğide yokmuş!!!
(Heredot Cevdet) Hasan Kacan ''ekmek teknesi''
Karrrdeşlerimmm!...
Vakti zamanında bi Kral ve arkadaşı varmış...
Cocukluktan beri berabermiş bunlar... Topac cevirmişler, ucurtma ucurmuşlar, bilye oynamışlar, ucerden altı kişi tek kale mac etmişler, bazan terli terli su icmişler, beraber hastalanıp, beraber iyileşmişler...
Yalnız, Kral’ın arkadaşının bi huyu varmış...
İyi-kotu ne olursa olun, ister kendi başına gelsin, ister başkasının başına gelsin... ‘Vardır bunda bir hayır!’ dermiş...
(Durun bi dakka cayımdan bi fırt alayım...)
Neyse...
Bu iki arkadaş boyle boyle, kafalarını gozlerini yara yara, yaramazlıklar ede ede buyumuşler...
Dediğim gibi biri memlekete Kral olmuş, amma cocukluk arkadaşını da yanından hic ayırmamış...
Kral nereye gitse arkadaşını da goturuyormuş...
‘Hadi gel maca gidelim kombinem var’ deyip maclara gidiyor, en kral yerden seyrediyorlarmış...
Karrdeşlerimmm!...
Kral’ın arkadaşı cocukluğundan beri huyundan vazgecmemiş...
Kral’ın tuttuğu takım dandik bi gol yese ‘vardır bunda bi hayır!’ diyormuş...
Kral’ın tuttuğu takımın topu doksandan donse gene ‘vardır bunda bi hayır!’ diyor, Kralı uyuz ediyormuş...
Bu aradaa...
Kral’ın hasta olduğu cillop gibi bi manita varmış... Amma kral mıral umursamıyor, hic pas vermiyormuş...
‘Ulan koskoca Kralım, manita maymuna cevirdi beni, ne halt edeceğim?’ dedikce, arkadaşı ‘vardır bunda bi hayır’ diyormuş...
Kral arkadaşının bu huyuna kıl oluyor, amma cok sevdiğinden ses cıkarmıyormuş...
****
Bir gun Kral, arkadaşı ve adamları beraber ava cıkmışlar...
Kral ağzına layık bir geyik gormuş, adamları da ‘Yaşasın... Kralım geyiğe doyacaksınız!’ diye gaz vermişler...
Koca Kral seke seke koşan geyiğin ardından yayını germiiiş.... Germiiiş... Germiiiş...
Biii bırakmış... ‘Vııınnnnn!’ diye ucan ok, bi kayaya carpmış, geri donmuş kralın başparmağını ‘haaart’ diye koparıp gecmiş gitmiş...
‘Aaaalllaaaahhh!’
Herkes dehşet icerisindeyken, Kral’ın arkadaşı gayet sakin ‘vardır bunda bi hayır!’ demiş gene...
Parmağı kopuk Kral’ın artık burasına gelmiş...
‘Yeter ulan bulaşık... Gormuyon mu parmağım koptu bunda ne hayır olacak?’ diye acıyla bağırmış, o ofkeyle yıllardır yanından ayırmadığı arkadaşını zindana attırmış...
****
Aradan epey bi yıllar gecmiş...
Hani demiştim ya, ‘Kral’ın hasta olduğu bi manita varmış, yuz vermiyormuş’ diye...
İşte, bu zaman icerisinde Kral manitayla arayı yapmış, gizli gizli buluşuyorlarmış...
Bir gun manitayla gene sozleşmişler... Kral ‘ulan kıza ne hediye gotursem de aklını alsam?’ diye duşunurken, vezirlerinden biri ‘efendim bi ceylan vurup goturun.’ diye akıl vermiş...
Adamlarıyla beraber ava cıkmış Kral...
Bi ceylan gormuşler, peşinden gazlamışlar...
Fakaaat... Akabinde ve detayındaa...
Ceylanı kovalarken kaybolmuşlar, insan eti yiyen bir kabilenin ortasına duşmuşler...
Yamyamlar yakalayıp hepsini kazana atmış, ‘ooh havadan civadan yiyecek geldi’ diye sevinip kaynatırlarken bi de bakmışlar ki iclerinde birinin parmağı yok...
Bu kabilenin meğer batıl itikatları varmış...
Vucudunun bi uzvu olmayan insanı yerlerse başlarına uğursuzluk geleceğine inanırlarmış...
O yuzden Kral’ı serbest bırakmışlar, geri kalan hepsini pişirip afiyetle yemişler...
‘Aaaalllaaaah!’
Kral mevzuyu cakozlamış, kurtuluşunun kopan parmağı sayesinde olduğunu anlamış...
Hemen hapisaneye koşmuş, onca yıldır zindanları reva gorduğu arkadaşını cıkarmış, başından gecenleri anlatmış, yaptığından ettiğinden naşi ozur dilemiş...
Arkadaşı gene ‘vardır bunda da bi hayır!’ demiş...
Kral şaşkın şaşkın ‘agacım ne diyosun, bunca yıl yata yata kafayı mı yedin, zindanda yatmanın nesinde hayır olur?’ deyinceeee...
Arkadaşı cevaplamış...
‘Nasıl hayır olmasın... Duşunsene Kralım, eğer zindanda olmasaydım o avda ben de olacaktım!’
‘Aaaaallllllaaaaahhhhhhhh!!!!!
İlk ikisi benim yazımımdır.
Son hikaye alıntı.
Hata yapmışsak affola.
Umarım etkili hikayelerdir.
__________________