Edison olum doşeğinde... Yatağın başındaki en baba profesorler meraktan inim inim inliyomuş. Sonunda biri dayanamayıp ağzındaki baklayı cıkarmış: “Yahu Edison, bak oluyosun. Tanrı aşkına soyle. Nasıl buldun bu elektriği, ampulu?” Mucit baba zaten son nefesini vermek uzereymiş, “Bu zamana kadar sakladım da n’oldu? Şunlara soyleyim de gider ayak bi hayır olsun” diye duşunmuş.
Hafifce doğrulmuş, “Bakın” demiş, heepsi, o koca koca bilimadamları, Aynştayn, Madam Kuri, Pastor mastor pur dikkat kulaklarını dikmiş. Edison son bi gayretle kapıya doğru uzatmış parmağını, “Şu icerki odada bi kasa var. Anahtarı da calışma masamın ikinci cekmecesinde. Ben oldukten sonra acın bakın, sorunuzun cevabı o kasada gizli.”

Neyse abicim, Edison beş dak’ka sonra hakkın rahmetine kavuşmuş. Adamların hepsi bir koşu kasanın başında almışlar soluğu. Kasayı acmışlar ki bir de ne gorsunler canım abim; kasada Nur Suresi duruyomuş, Nur Suresiii...
__________________