MAYALARA NE OLDU
Yuzyilin basindan beri bilim adamlari Mayalar'in kim olduklarini, nasil yasadiklarini, ve uygarliklarinin bir anda neden yok oldugunu arastiriyorlar. Bu garip uygarlik MS 300'lerde dunyanin en gelismis uygarligiydi ama dunyanin gunesin cevresinde 365 gunde dondugunu bile bilen Mayalar tarihin en kanli kasaplariydilar ve yemeklerini dahi yarim birakarak birden yok oldular. Mayalar'in bilimi ve kulturu vardi, onlara bu bilgiyi kim ogretmisti?.
Isik ve sihir
Her yil ilkbahar ve sonbaharda, turistler, El Kastide Chicken Itza'nin etrafinda toplanip, gunes Isiginin yavas yavas piramidin merdivenlerinden yukselip muhtesem iki iblis basinin taban oymasini izliyorlar. Bu piramit, yaradilis ve donusumun kudretli tanrisina, Kukulcan'a ithaf edilmistir. Piramitte 4 merdiven ve her merdivende 91 basamak bulunur. En tepedeki platformla birlikte bu basamaklar 365 adettir. Bu gunese gore hesaplanan yila esittir ve Mayalar'in astronomide ileri olduklarini gosterir. ?blislerin baslari, dinsel ayinlerde kurban edilmis insan kemiklerinin ve onlarin altin mucevherlerin bulundugu dogal bir kuyuyu isaret etmektedir.
Guetamala ormanlarindaki, kan kirmizi rengindeki piramidin onunde, buyuk bir kalabalik saatlerdir ayakta bekliyordu. Kimse kipirdamiyordu; tum gozler, piramidin dorugundaki atalarin bilgileriyle dolu suslu kafatasindaydi. Kalabalik kralin hareketlerini goremiyor fakat dinsel bir ayin oldugunu anlayabiliyordu. Kral yanardagda olusan keskin taslari alip penisini delecek ve sonra yaranin ustunu bir iple baglayip; kanin agac kabugundan yapilmis kaba akmasini saglayacakti. Daha sonra bunu alip, bir ates yakacak, bu atesten yukselen duman araciligiyla iblisle konusacakti. Ve Kral, ortaya cikti pestemalinin altindan kanli elini gostererek, atalarinin mesajim daha oncelerde de oldugu gibi yine haykirdi; "Savas icin hazirlanin" Kalabalik, nese icinde tekrarladi. Artik kan dokme zamani baslamisti.
KAN HASADI
Eski Maya toplumunda politik ve dini olaylar, korkunc kan dokme ayinlerinin nedeniydi.
Savas, onlarin yasamiydi
Mayalar kimdi? inanilmaz buyuklukteki piramitleri Amerika'nin ortasina insa eden ve sonra birdenbire terkedip kaybolan bu insanlar kimlerdi? Neden o garip dinsel kurallara inaniyorlardi? Bu sorular bugune kadar sayisiz bilim adaminin zihnini kurcaladi. 150 yil gectikten sonra Mayalar daha anlasilir olmaya basladilar. Artik, Mayalarin MS. 250-900 arasinda yasadiklarini, donemlerinin en gelismis yazi sistemini bulduklarini, matematikle ilgilendiklerini , astrolojik takvimler olusturduklarini ve piramitler insaa ettiklerini biliyoruz. Bugune ornek olacak mimari ornekler bulundu, insaatlarini, yagmur ormanlarina zarar vermeden belli zamanlarda yapiyorlardi. Mayalar dogalligin bozulmamasi icin bize iyi bir ders vermislerdir, Guney Belize'nin orman kapli daglarinda; yeni bulunan dort Maya kenti gosteriyor ki; Mayalar buralarda yasamaktan kacinmislardi, iste buralari 900'lu yillarda yokolan Mayalarin toplumsal yasamlari hakkinda henuz cozulememis bir cok soruya isik tutacaklardi. "National Geographic" yazarlarindan arkeolog George Stuart; "Her sabah uyandiginida Maya'lar hakkinda ne kadar az sey bildiginiizi dusunuyorum, bu tropik iklimde nasil yasadiklarinin %1 ini ancak biliyoruz" diyordu. Kisitli imkanlara ragmen, arkeologlar, sanat tarihcileri, yazit uzmanlari, antropologlar, cografyacilar, ve dil uzmanlari yillardir Mayalarin pesinde. Ortada, "Mayamanik" bir durum var; Tennesse Universitesi arkeologlarindan Arthur Demarest son 4 yildir Kuzey Guetemala'da Maya kenti Dos Pilas'i inceliyor. Demarest'e gore ormanin icinde kayip kentler var; buralarda cozumlenemeyen yazitlar bulunuyor ve bu yazitlar Mayalarin ani yok olusunu aciklayabilir. Ortaya cikan bilgi patlamasi, siddetli tartismalar yaratti. Kimin kuraminin dogru oldugu tartisiliyor. Yine de uzmanlar bir gorus uzerinde fikir birligine vardilar; savas, Maya halkinin olusmasinda ve yasaminda kilit noktaydi.
Mayalar kimdi? inanilmaz buyuklukteki piramitleri Amerika'nin ortasina insa eden ve sonra birdenbire terkedip kaybolan bu insanlar kimlerdi? Neden o garip dinsel kurallara inaniyorlardi? Bu sorular bugune kadar sayisiz bilim adaminin zihnini kurcaladi. 150 yil gectikten sonra Mayalar daha anlasilir olmaya basladilar. Artik, Mayalarin MS. 250-900 arasinda yasadiklarini, donemlerinin en gelismis yazi sistemini bulduklarini, matematikle ilgilendiklerini , astrolojik takvimler olusturduklarini ve piramitler insaa ettiklerini biliyoruz. Bugune ornek olacak mimari ornekler bulundu, insaatlarini, yagmur ormanlarina zarar vermeden belli zamanlarda yapiyorlardi. Mayalar dogalligin bozulmamasi icin bize iyi bir ders vermislerdir, Guney Belize'nin orman kapli daglarinda; yeni bulunan dort Maya kenti gosteriyor ki; Mayalar buralarda yasamaktan kacinmislardi, iste buralari 900'lu yillarda yokolan Mayalarin toplumsal yasamlari hakkinda henuz cozulememis bir cok soruya isik tutacaklardi. "National Geographic" yazarlarindan arkeolog George Stuart; "Her sabah uyandiginida Maya'lar hakkinda ne kadar az sey bildiginiizi dusunuyorum, bu tropik iklimde nasil yasadiklarinin %1 ini ancak biliyoruz" diyordu. Kisitli imkanlara ragmen, arkeologlar, sanat tarihcileri, yazit uzmanlari, antropologlar, cografyacilar, ve dil uzmanlari yillardir Mayalarin pesinde. Ortada, "Mayamanik" bir durum var; Tennesse Universitesi arkeologlarindan Arthur Demarest son 4 yildir Kuzey Guetemala'da Maya kenti Dos Pilas'i inceliyor. Demarest'e gore ormanin icinde kayip kentler var; buralarda cozumlenemeyen yazitlar bulunuyor ve bu yazitlar Mayalarin ani yok olusunu aciklayabilir. Ortaya cikan bilgi patlamasi, siddetli tartismalar yaratti. Kimin kuraminin dogru oldugu tartisiliyor. Yine de uzmanlar bir gorus uzerinde fikir birligine vardilar; savas, Maya halkinin olusmasinda ve yasaminda kilit noktaydi.
Oyun topu
Mayalar'in top oyunlari hem eglence hem de dinsel torenler icindi. Seyirciler, sonuclar uzerinde bahis oynarlardi. Gunesin veya Ay'in sembolu olan bu top hep havada kalmaliydi. Topu dusuren kaybediyordu ama oyunu degil yasamim da; oyunun finalinde kurbanlar hazirdi. Galipler, kaybedenlerin baslarini kesip top olarak kullandilar ya da oldurup vucutlarini piramitlerden asagiya sallandirdilar
Maya kentleri yasamak icin degil miydi?
Mayalarin spordan dine kadar her konuda iskence ve kurban torenleri duzenliyorlardi. Meksikali Antropolog Carlos Navarette "Bu, Mayayla ilgilenenleri sok edecek bir iddiadir" diyor. Klasik Maya Kulturu'nun olusmaya basladigi MS 250'den sonraki yuz yillarda, kucuk catismalardan, buyuk savaslara donusen kabile cekismeleri, gorkemli kentlerin hayalet kasabalara donusmesine neden oldu. ilk batili arastirmacilar olan Stephens ve Latherwood, buyuleyici diye tanimladiklari Copan, Palenque, Uxmal ve digerleri hakkinda kitaplar yazmaya basladilar. Stephens'in yazdigi basarili kitaptan sonra onu, Catherwood ve diger yazarlar takip etti. Sonraki yarim yuzyilda Popol Vuh (Mayalari anlatan kutsal kitap) ve "Relacion de las Cosas de Yucatan" adli kitaplar yayinlandi. 16. yuzyildan sonra piskopos Diego de Lan da, Maya kulturune karsi ispanyol zaferlerini anlatan bir kitap yazmisti. 1890'larda ise, ingiliz arastirmaci Alfred Maudsiay degisik kaynaklardan derleyerek, Maya kentlerinin mimarisini anlatan bir katalog olusturdu.
Tum bilgiler, 19. Yuzyil bilginlerini hiyeroglif yazilarini yorumlamaya, Mayalarin tarihini yeniden incelemeye ve bu toplumun neden yok oldugunu arastirmaya itti. 20. yuzyilin ilk yarisinda daha cok kazilar yapildi ama hala ortaya ciddi bir sey cikmamisti. 1950'lerde Carnegie Enstutusu'nden J. Eric Thompson ve SIyvanus Morley, bolgeyi incelemeye aldilar onlara gore bulunan kentler, yasamak icin degil dinsel ayinler icin yapilmisti. Yazitlarda astronomi ve takvim calismalari yer aliyor, tarihi olaylar, ciftcilik yontemleri ve tarinidan bahsedilmiyordu. Boylece bu mekanlarin sadece ozel durumlar ve calismalar icin yapildigi kanitlaniyordu. Morley ve Thompson; Mayalarin yok oluslarina ait bilgileri antik kentlerden elde edemeyeceklerini dusunuyorlardi. Cagdas bilginler, daha iddiali ve umutlu, modern teknoloji gibi bir de avantajlari var;
ornegin radyo karbon testi.
Mayalarin spordan dine kadar her konuda iskence ve kurban torenleri duzenliyorlardi. Meksikali Antropolog Carlos Navarette "Bu, Mayayla ilgilenenleri sok edecek bir iddiadir" diyor. Klasik Maya Kulturu'nun olusmaya basladigi MS 250'den sonraki yuz yillarda, kucuk catismalardan, buyuk savaslara donusen kabile cekismeleri, gorkemli kentlerin hayalet kasabalara donusmesine neden oldu. ilk batili arastirmacilar olan Stephens ve Latherwood, buyuleyici diye tanimladiklari Copan, Palenque, Uxmal ve digerleri hakkinda kitaplar yazmaya basladilar. Stephens'in yazdigi basarili kitaptan sonra onu, Catherwood ve diger yazarlar takip etti. Sonraki yarim yuzyilda Popol Vuh (Mayalari anlatan kutsal kitap) ve "Relacion de las Cosas de Yucatan" adli kitaplar yayinlandi. 16. yuzyildan sonra piskopos Diego de Lan da, Maya kulturune karsi ispanyol zaferlerini anlatan bir kitap yazmisti. 1890'larda ise, ingiliz arastirmaci Alfred Maudsiay degisik kaynaklardan derleyerek, Maya kentlerinin mimarisini anlatan bir katalog olusturdu.
Tum bilgiler, 19. Yuzyil bilginlerini hiyeroglif yazilarini yorumlamaya, Mayalarin tarihini yeniden incelemeye ve bu toplumun neden yok oldugunu arastirmaya itti. 20. yuzyilin ilk yarisinda daha cok kazilar yapildi ama hala ortaya ciddi bir sey cikmamisti. 1950'lerde Carnegie Enstutusu'nden J. Eric Thompson ve SIyvanus Morley, bolgeyi incelemeye aldilar onlara gore bulunan kentler, yasamak icin degil dinsel ayinler icin yapilmisti. Yazitlarda astronomi ve takvim calismalari yer aliyor, tarihi olaylar, ciftcilik yontemleri ve tarinidan bahsedilmiyordu. Boylece bu mekanlarin sadece ozel durumlar ve calismalar icin yapildigi kanitlaniyordu. Morley ve Thompson; Mayalarin yok oluslarina ait bilgileri antik kentlerden elde edemeyeceklerini dusunuyorlardi. Cagdas bilginler, daha iddiali ve umutlu, modern teknoloji gibi bir de avantajlari var;
ornegin radyo karbon testi.
Dos Pilos'ta calisan Arthur Demarest MS. 761'den once ve sonra olarak Mayalarin tarihcesini iki bolume ayirdi. 761'den once savaslar duzenliydi; kabileleri tek bir yonetim altinda toplamak icin yapilirdi. Ama 761'den sonra savaslar; kabile ustunlugune ve mallarin yagmalanmasina dayanmaya basladi. O yil, Dos Pilos Krali kabilelere dur demek icin savas acti ama Tamarindito'da yakalanarak kurban edildi. Demarest'e gore; bu donemden sonra ortaya cikan soylu kanun yapicilari, cikar ugruna birbirlerini yemeye basladilar ve gucleri cok artti. Boylece sivil ic savas basladi; iste bu da Mayalarin sonu oldu ve buna benzer olaylar baska bolgelerde de yasandi.
Susuzluk ve nufus patlamasi kuramlari
Florida Universitesi arkeologlarindan Arlene ve Diana Chase'e gore Belize'de yaptiklari arastirmalarin sonucunda, kabile savaslari Mayalarin sonunu hazirlamisti. Bu iki arkeolog, kazilarda binalar uzerinde hasarlar tespit etmisler ve gomulmemis bir cocuk iskeletiyle, silahlar bulmuslardi. Bir cok uzman yok olusun nedenini savaslara baglarken, baskalari bunun hikayenin tumu olmadigini dusunuyor. Yokolmada rol oynayan bir diger neden; yagmur ormaninin ekolojik dengesindeki ani bir bozukluk olabilirdi. Arizona Universitesi arkeologu Patrick Culbert; "Yeralti calismalarindan anladiginiiza gore, neredeyse orman tamamen yok olmus"diyordu.Su sikintisi, yok oluslarinda rol oynamis olabilirdi. Cincinnati Universitesi arkeologlarindan Vernon Searborugh ise, Tikal'deki kazisinda gelismis kanalizasyon sistemleri buldu. Yilin 4 ayi yagmurlu bir bolgede yasayan bu insanlarin ani bir susuzluga ugramalari gercekten yok olus nedeni olabilirdi. Bir baska neden nufus patlamasi olabilir, yirmi kentten toplanan bilgilerden anlasildigina gore km kareye 200 insan dusuyordu. Culbert'e gore;
endustrisi olmayan bir toplumda nufus bir sorun olabilir. Arastirmacilar, kazilarda, iyi gelismemis cocuk iskeletleri buldular, bu da yetersiz beslenmenin gostergesi olarak kabul edilebilir. Yine Culbert, boyle karmasik ve kalabalik bir toplumun cokus nedeninin; savas, cilgin bir kral, aclik ya da susuzluk olabilecegini dusunuyor ve ekliyor "Boyle bir toplumun cokusu icin milyonlarca neden soylenebilir".
Florida Universitesi arkeologlarindan Arlene ve Diana Chase'e gore Belize'de yaptiklari arastirmalarin sonucunda, kabile savaslari Mayalarin sonunu hazirlamisti. Bu iki arkeolog, kazilarda binalar uzerinde hasarlar tespit etmisler ve gomulmemis bir cocuk iskeletiyle, silahlar bulmuslardi. Bir cok uzman yok olusun nedenini savaslara baglarken, baskalari bunun hikayenin tumu olmadigini dusunuyor. Yokolmada rol oynayan bir diger neden; yagmur ormaninin ekolojik dengesindeki ani bir bozukluk olabilirdi. Arizona Universitesi arkeologu Patrick Culbert; "Yeralti calismalarindan anladiginiiza gore, neredeyse orman tamamen yok olmus"diyordu.Su sikintisi, yok oluslarinda rol oynamis olabilirdi. Cincinnati Universitesi arkeologlarindan Vernon Searborugh ise, Tikal'deki kazisinda gelismis kanalizasyon sistemleri buldu. Yilin 4 ayi yagmurlu bir bolgede yasayan bu insanlarin ani bir susuzluga ugramalari gercekten yok olus nedeni olabilirdi. Bir baska neden nufus patlamasi olabilir, yirmi kentten toplanan bilgilerden anlasildigina gore km kareye 200 insan dusuyordu. Culbert'e gore;
endustrisi olmayan bir toplumda nufus bir sorun olabilir. Arastirmacilar, kazilarda, iyi gelismemis cocuk iskeletleri buldular, bu da yetersiz beslenmenin gostergesi olarak kabul edilebilir. Yine Culbert, boyle karmasik ve kalabalik bir toplumun cokus nedeninin; savas, cilgin bir kral, aclik ya da susuzluk olabilecegini dusunuyor ve ekliyor "Boyle bir toplumun cokusu icin milyonlarca neden soylenebilir".
Mayalar tapinaklarini yaparken
Takvimi ve dis dolgusunu bilen insanlar
Bu cokusten cikarilacak ders nedir? Bircok uzman, cevreci mesajlar veriyor; Culbert;
"Nufus patlamasi, ekolojik dengeyi bozdu ve milyonlarca insan oldu." diyor. National Geographic dergisi yazari George Stuart ;bu fikre katiliyor ve bu bilgilerin gunumuz dunyasinin sorunlarini yeterince cozemese bile onemli uyarilarda bulundugunu dusunuyor. Ona gore en onemli mesaj, yagmur ormanlarini kesmemek ama digerleri bundan pek emin degil. Hiyeroglif uzmani Stephen Houston de, Mayalardan daha pek cok ders alinacagi dusuncesinde; "Cok farkli bir toplumdular ve onlari bir arada tutan cok baska bir seydi".
Arkeologlar, Mayalarin gercekten farkli bir toplum oldugunu, onlarin gunluk yasamlanndan cikariyorlar. Mezarlarda bulunanlar, gomutler, alelade evlerin mimarisi ve bulunan duvar resimleri; ortalama bir Maya gununun nasil gectigini bizlere gosteriyor. 57 kisiden olusan tipik bir Maya ailesi kahvaltida sicak cukulata, yeterince zengin degillerse haslanmis misir ve seker kamisi yiyorlardi ve "atole"denilen bir icki iciyorlardi. Genelde evler tek odali ve camur sivaliydi. Buyuk olasilikla gun icinde misir, bezelye, tavsan ve hindi diger yiyecekleri arasindaydi.Bu cokusten cikarilacak ders nedir? Bircok uzman, cevreci mesajlar veriyor; Culbert;
"Nufus patlamasi, ekolojik dengeyi bozdu ve milyonlarca insan oldu." diyor. National Geographic dergisi yazari George Stuart ;bu fikre katiliyor ve bu bilgilerin gunumuz dunyasinin sorunlarini yeterince cozemese bile onemli uyarilarda bulundugunu dusunuyor. Ona gore en onemli mesaj, yagmur ormanlarini kesmemek ama digerleri bundan pek emin degil. Hiyeroglif uzmani Stephen Houston de, Mayalardan daha pek cok ders alinacagi dusuncesinde; "Cok farkli bir toplumdular ve onlari bir arada tutan cok baska bir seydi".
Hasat mevsimi erkekler tarlalarda calisirken, kadinlar evde yemek pisiriyorlardi. Gunun sonunda tum aile evde toplaniyor ve evin reisi kucuk bir dini ayinle atalara dua ediyordu. Zamanlarini sadece tarimla gecirmiyorlar, piramitler ve tapinaklar insa ediyorlardi. Genelde dugun torenlerine kutlamalara, astrolojik ve takvimsel calismalara katiliyorlardi. Boyle zamanlarda kral kurbanlar kesiyor ve top oyunlari duzenliyordu. Kaybedenler piramide asiliyor ya da kurban ediliyordu. Ciftciler bu gunler icin yemek hazirlayip, standlar aciyorlardi. Mayalar'in gelismis bir estetik anlayisi vardi. Yale Universitesi antropologu Michael Coe "Mayalar" adli kitabinda; "Aileler cocuklarinin burunlanna onlarin gucunu artirici susler takarlardi" diye yaziyor. Mayalar ayni zamanda bebeklerin iskeletlerine sekil vermek amaciyla onlari sararlar ve koni seklinde bir sapka takarlardi. Belki de gunumuzun besik ve kundak aliskanligi onlardan miras kalmistir. Bazi arastirmacilar, bu sekildeki kafataslarinin bu aliskanligin sonucu oldugunu ileri suruyorlar. Mayalar dislerini bazen "T" seklinde bazen de delerek doldururlardi (anestezi yapip yapmadiklari kesin degil). Dislerini cogunlukla degerli taslarla en cok da yesimle kaplarlardi. Coe'ya gore; genc erkekler evlenene kadar kendilerini siyaha boyuyorlar daha sonra ise degisik dovmelerle susleniyorlardi. Bu bilgiler sadece bulunan nesnelerden degil geride biraktiklari hiyerogliflerden de ogrenildi.


__________________