R. Kadir: Ankara'nın sesini duymadık


Beijing hukumetinin “Urumci’deki olayları başlatan kadın” olarak sucladığı Rabiya Kadir’den Turkiye ve dunyaya tepkisizlik sitemi. Kadir ağır konuştu


Yasemin CONGAR'ın roportajı

Urumci’deki zulmun ajanslara duşen korkunc goruntuleri arasından gazetenin birinci sayfası icin fotoğraf secmeye calışırken, kentin sokaklarında tecavuze uğradıktan sonra oldurulduğu izlenimi veren iki genc kadının kanlar icindeki cansız bedenlerine bakakaldık.

Gozlerimizi, bilgisayar faresinin bir hamlesiyle bir başka kareye kaydırana kadar gecen o kısacık an aslında cok uzundu ve binlerce kilometre uzağımızdaki şiddetin bizi sarsmasına yetmişti.

“Kadınları niye oldururler ki” diye sordu Ahmet Altan.

“Bunu birinci sayfadan boyle soralım sormasına ama... Erkekleri niye oldururler ki” karşılığını verdi Mustafa Cesur.

Bir şey diyemedim.

Sessizce masama gecip daha once defterime kaydettiğim Washington numaralarını cevirmeye başladım.

Birkac denemeden ve aracıdan sonra, Beijing hukumetinin “Urumci’deki olayları başlatan kadın” olarak sucladığı Rabiya Kadir’e ulaştım.

Rabiya hanım, İngilizce ve Turkce anlaşma zorluğu nedeniyle, sorularımı, 1999’dan beri ABD’de yaşayan, daha once Turkiye’de de kalmış olan Şincanlı Omer Kanat’ın yardımıyla cevapladı.

***

Bir zamanlar, Cin’in en zengin kadınlarından biriyken 1999’da eşinin ABD’ye iltica etmesi sonrasında Beijing’in buyuk baskısıyla karşılaşan ve Washington’ın devreye girmesiyle

Mart 2005’te sınırdışı edilene dek altı yıl cezaevinde yatan Rabiya Kadir, bugun 62 yaşında bir babaanne.

Kendisine “Uygurların kızı” diyor ve başkanlığını yaptığı Dunya Uygur Kongresi aracılığıyla, Doğu Turkistan’daki Turk kokenli Sunni nufusun hakları icin mucadele veriyor.

Rabiya Kadir’e, ilk olarak, Şincan’daki ailesinin durumunu sordum:

Akrabalarınızdan haber alabiliyor musunuz?


Cin hukumeti Urumci’deki protestoları benim organize ettiğimi one surduğunden beri herkes icin korkuyorum. Şincan’da 45 yakın akrabam var. Uc oğlum zaten cezaevinde... Buyuk oğlumu “boluculuk” suclamasıyla dokuz yıla mahkûm etmişlerdi, iki yıldır yatıyor. Bir kızım ve bir oğlum da ev hapsinde tutuluyor. Dışarıdaki yakınlarımın başına her an bir şey gelebilir.

Urumci’deki protestoları teşvik ettiğiniz doğru mu?


Protestolar Uygur halkının giderek kotuleşen baskı rejimine haklı ofkesini yansıtıyor. 100 bin kadar Uygur siyasi goruşleri ve dinsel inancları nedeniyle cezaevinde. Halkın ofkeli olması icin sebep cok. Her alanda ayrımcılık kurbanıyız.

Son protestolar ise Guangdong vilayetinde Uygur işcilerinin oldurulmesi konusunda Cin hukumet yetkililerinin sessiz kalması ve sucluları bulmaya calışmaması uzerine başladı. Ben pazar gunu Urumci’de protesto eylemi duzenleneceğini internetten oğrenince, oradaki akrabalarımı aradım. Erkek kardeşime, evden cıkmaması uyarısında bulundum. Bunun haricinde hicbir şey yapmadım, eylemleri teşvik etmedim. Cunku benim yakınım olan herkesin yetkililerce hedef secilebileceğini biliyordum. Şimdi de onların hayatından endişe ediyorum. Dokuz torunum icin korkuyorum.

Şincan’daki son durum hakkında size ulaşan bilgi nedir?


Kadın erkek yuzlerce olu ve binlerce yaralı var.

Bu durum, etnik catışmanın mı yoksa polis mudahalesinin mi sonucu?


Cin polisi gostericileri şiddetle bastırmaya calışmış; herkes kalabalığın uzerine ateş acıldığını anlatıyor. Bu sertlik uzerine, Uygurların da bazıları kendilerini tutamayıp Cinlilerin dukkÂnlarına, araclarına saldırdılar, yağmalama olayları oldu ama etnik catışma soz konusu değil.

Uygurların bu tepkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?


Ben şiddetin her turune karşıyım, Uygurlar da yapsa yine karşıyım. Ama tepkilerini anlayabiliyorum. Orada Cin hukumeti tarafından 60 senedir surdurulen baskıcı siyasete karşı bir tepkidir bu. Bardak taşmıştır.

Sizin ve ailenizin “boluculuk”le suclanmasına yol acan talepleriniz neler? Ne istiyorsunuz?


Uygurların dili ve dini buyuk baskı altında. Biz bunun son bulmasını istiyoruz. Cin Anayasası, Doğu Turkistan’da Uygur dilinin Cince ile birlikte resmî dil olmasını garanti eder. Ama Cin hukumeti bu anayasal hakka bile riayet etmiyor. 2003’ten beri okullarda ve universitelerde Uygur dili tamamen yasak.

İbadetin uzerinde nasıl bir baskı var?


Cin hukumeti gostermelik olarak camileri acık tutuyor ama camiye giden herkesi Cin sivil polisi takip eder. Dindar Musluman olduğu icin hapse girmiş binlerce kişi var. Ayrıca oğrencilerin, oğretmenlerin, memurların ve 18 yaşın altındakilerin camiye gitmesi kesinlikle yasak. İstiyorlar ki, Cinli gibi yaşayalım, Uygur kimliğimizi toprağın altına gomelim ve bir daha hic cıkmasın. Bu imkÂnsız.

Cin polisinin uyguladığı şiddete dunyanın gosterdiği tepkiyi nasıl buldunuz?


Yetersiz.

Ne yapılmalı?


Obama yonetiminin duyarlı bir acıklama yapmasından memnunum ama Cin’e cok net bir şekilde şiddeti durdurmasını soylemeliler. Cin hukumetinin gozaltına aldığı gostericileri derhal serbest bırakması ve Doğu Turkistan’daki olu ve yaralı sayısını doğru olarak acıklaması icin baskı yapmalı. Hotan’da, Kaşgar’da, Urumci’de Cin polisinin baskısı sona ermeli ve dunyada demokrasi isteyen herkes Uygur halkının haklarına sahip cıkmalı.

Ankara’nın tepkisi sizce yeterli miydi?


Ankara’nın bu konuda ne dediğini duymadım bile.
__________________