HIR=Kedi
HIRE=Dişi kedi
HUREYRE = Kucuk kedi
Kur’Ânı Kerim’de:
At. Aslan. Deve. Karga. Kırlangıc. Yılan. Karınca. Yunus balığı. Kopek. Fil gibi bir cok hayvanların isimleri gecmektedir.
Bazıları methedilir.
Bazıları misal olarak gosterilir.
Bazıları da vakıa icabı isim hÂlinde gecer.

“Kedi” Kur’Ânı Kerim’de gecmez. Fakat Kur’Ân’da gecenler hakkında bazı hadisler soylenmiş, fakat bunlar misal ve tÂrif olarak...
“Kedi” hakkında hadis meşhurdur. :

Bir vakıa uzerine bu hadîs soylenmiştir.
Sahabe’den bir zÂt daima Resûl-u Ekrem’in yanında bulunur, soze karışmaz daima dinlermiş, munis, orta boylu, siyah saclı, siyah gozlu, zayıf bunyeli fakir bir zÂttı.
Eshab-ı sofa ile yemek yer cok konuşmaz.
Gozleri yaşlıdır. İyiliği sever. Resûl-u Ekrem de kendisine hoş nazarla bakar, kendisini severmiş. Ara sıra kendisi ile goruşurmuş ve bazı goruşmelerde tebessum ederlermiş... Kucuk bir kulube gibi evde otururmuş. Sokakta kalmış kedileri goturur onları yedirir severmiş. Resûl-u Ekrem’in bundan haberi yokmuş.
Sahabeler birgun Resûl-u Ekrem’e soylemişler. “Pis kedileri toplayıp kulubesinde bakıyor!” demişler. Resûl-u Ekrem birşey soylememiş.. Bir gun sokakta gormuş, bu zÂt bir kedi yavrusu bulmuş. Resûl-u Ekrem’e sahabelerin soylediğini, kendisi de bildiği icin Resûl-u Ekrem birşey soyler diye, kediyi hemen hırkasının icine saklamış. Resûl-u Ekrem kendisine, hırkanın altında ne sakladın demiş. Hırkayı acmış kucuk bir kedi yavrusu.
Resûl-u Ekrem yavruyu sevmiş, okşamış, ve o zÂta:
“Ebu Hureyre: Sen kedi babasısın” demiş.
İsmi artık boyle kalmış.
Biz de Resûl-u Ekrem’in koyduğu isme hurmet icin o zÂtın ismini soylemiyoruz..
Bir gun bir sohbetde Resûlullah efendimiz:
“Hubbul hırratı minel iman” Buyurmuş.(anlamı “Kediyi sevmek imandandır.”
“Nicin?” diye sormuşlar.
“Ebu Hureyre bilir” demiş başka bir şey soylememişlerdir.
Ve Eba Hureyre’ye bir cok daha ledunni sırlar soylemiş. Ona soylediği sırları Eba Bekir, Omer, Osman, Ali bile bilmezdi. Eba Hureyre’den beş hadis rivÂyet edilmiştir. Fazla değil.
Kendisine:
“Bize de soyle Resûl’un sana soylediklerini”
“Soylersem kÂfir oldu dîye başımı vurursunuz!” demişlerdir.
Eba Hureyre’nin bildiğini hic kimse bilmez.
___________________________________

Kedi’de buyuk bir sır vardır.

Kedi: Nankor değildir.
Kedi: Hurriyetine cok duşkundur.
Kedi: Kulaklarıyla de gorur. Radarı vardır.
Kedi: Cok sabırlıdır.
Kedi: Abdest edeceği zaman yeri kazar, yapar ve orter.
Nicin. Sebep...

İnsan da dahil hic bir hayvan yoktur. Boyle hareket eden.
____________
Bazı rivayet/hadisler :
Kedi Tırmalaması ve Nankorluk
Kediye sordum:
“Sana insanlar nankor diyorlar, ne dersin?”
Kedi geldi ayaklarıma başını surdu :
“Nankor olmadığımı bilirsin...” dedi.“Oyle bilsinler. Daha iyidir. Ne olur Sırrımı kimseye soyleme!”
"Peki dedim sana bir sual daha soracağım. "
“Buyur” dedi.
“Sen bazen sahibinin elinin parmağına tırnağını batırırsın” dedim.
“Bende kabahat yok. Bunu bir bilseler. Tırnağımı eline batırdığım adam bile tovbe ederdi.”
Sordum :
“Benim bir siyah kedim vardı. Boyle yaptığını hic gormedin.”
“O adamını biliyordu efendim.”
“Peki! Bir sual daha” dedim.
“Siz nereden duşerseniz hep ayaklarınızın uzerine duşersiniz. Bu nedir?” dedim.
“Efendim o da bizim yaratılış sırrımız, ama ben de bilmiyorum” dedi.
“Siz sebebini bilirsiniz. Bunda buyuk bir sır gizlidir diye dedelerimizden kalma bir sozdur bu” dedi
Tekrar elimi yaladı:
“Aman efendim sırrımı kimseye soyleme” dedi cekildi, sıcrayarak dama cıktı. Guneş var. Damda uyumak cok guzel...

Kedi ayaklarının uzerine duşer. Fizyolojik sebebini ilim bir turlu soyleyemez.
Bunu bilirsen nicin duşmediğini o zaman fizik olarak da anlarsın. Soyleyemem dedim ya. Huzurun kacar, keşke soylemeye idim diye sızlanırsın.
Yalnız size birşey soyleyeyim:
Kediye eziyet etmeyiniz!
Kedi oldurenin sonu husrandır.
EvlÂtlarına bile intikal eder.
Kedilere iyilik eden onları besleyen insanlara gıpta ederim.
Kedi edeb ve sabır timsalidir.
Kediye HAKK’ın bir mahlûku olarak bakarsanız, onun nankor olmadığını anlar, cok şeyler oğrenirsiniz.

Kedi abdest edeceği zaman toprağı gelip koklar.
Sağ ayağı ile toprağı eşer. Koklar.
Aksi istikamete donerek abdest eder.
Tekrar koklar.
Sol ayagı ile toprağı orter.
Sıcrar bir iki adım sonra durur titrer arkasına bakar ve gider.


Son fenni muşahedelere gore;
“Konnen Katzen mitden augen horen”
Kedide radar teşkilÂtı vardır.
Goz sinirlerinde işitme lifleri de mevcuttur. Geniş bir sahadaki sesleri işittiği gibi aynı zamanda da gorur. Goz bebekleri bu işitme olayını ayarlar.
Hem kulaklarıyla da, hem gozuyle de ses alır. Ve her ikisi ile de gorur.
Kavga eden kediler, başka tarafa baktıkları hÂlde yekdiğerini arkaları donuk olduğu hÂlde gorurler. Ziy ve ses Computerleri ile yani elekronik dalgaları alır ve tesbit ederler.. Diğer hayvanların kulak sinirlerinde gorme sinirleri yoktur.
Goz sinirlerinde işitme sinirleri bulunmuştur. Bu bakımdan kedi mustesna bir hayvan olarak halk edilmiştir. Bunda sebebi hikmet nedir?

AshÂb-ı suffa : Suffa ehli. Bunlar, Hz. Peygamberin (A.S.M.) mescidine bitişik ustu ortulu, etrafı acık bir yerde otururlardı ve orada yaşarlardı. Bu zatların yaşayışları ve hÂlleri din hizmeti, hayatı bakımından buyuk değer taşımaktadır. Butun hayatları Peygamberimiz'in (A.S.M.) yanında bulunarak Kur'Ânın en yuksek derslerini alır, oğrenirler ve oğretirlerdi. İslÂmiyeti oğrenmek, oğretmek ve yaymak icin her turlu şahsi menfaatlerini terkederek tam bir İslÂm fedaisi olarak yaşarlardı. Bunlar evlenmezler ve dunya işleriyle uğraşmazlardı. Ashab-ı Suffa'nın bu hizmetleri sebebiyle ve bu cok buyuk fedakÂrlıkları vesilesiyle İslÂmiyet az zamanda cok yayılmış ve kokleşmiştir.


Alıntı, ve toplamadır
__________________