Bu fenomenleri ya da nesneleri inceleyen kişilere ufolog, UFO’ların incelenmesine ise ufoloji adı verilir. Tanımlanamayan ucan nesne, kimliği teşhis edildiği takdirde (meteoroloji balonu, ucak vs.) UFO olmaktan cıkar. Populer kulturde ise Dunya-dışı oldukları varsayılan her turlu uzay gemisi icin UFO terimi kullanılır. Bunun yanısıra bu anlamda ucandaire terimi de kullanılır. Gecmişte de UFO gozlemleri yapılmış olmakla birlikte, gozlem raporları 1950’li yıllardan itibaren, ozellikle ABD’de buyuk bir artış gostermiştir. Bu yıllardan itibaren, yeryuzunde, gunumuze kadar onbinlerce tanıklık kaydedilmiştir.[1]
Tarihce [değiştir]
Tarih-oncesi'nde ve Antikcağda UFO’lar [değiştir]
M.O. 10000 yıllarına tarihlenen, uzaylı ziyaretcileri temsilen yapılmış olabileceği ileri surulen mağara resimleri, Val Camonica (İtalya). Fakat resimler ilahları veya mitolojik kişileri temsilen de yapılmış olabilir.
Kimliği tanımlanamayan hava fenomenlerine ilişkin gozlemler cok eski zamanlardan beri yapılmaktadır. Kimi ufologlara gore, İspanya'daki Altamira Mağarası'ndakiler veya Cougnac'taki (Fransa) Lot (Pech-Merle) Mağarası'ndakiler[2]gibi, duvarlarında resimler bulunan bazı mağaralardaki tuhaf tasvirler UFO tasvirleri olmalıdır.[3]Ayrıca Cezayir’deki Tassili freskleri[4]gibi bazı resim ya da heykelcikler ilginc bicimde 20. yuzyıldaki raporlarda betimlenen uzaylı tasvirleriyle benzerlik gostermektedir[5] ki, bu, ufologlar topluluğunun bir kısmına gore, UFO fenomeninin eskiliğinin, yani Dunya insanlığının havada ucabilen araclar yapabilecek teknolojiye sahip olmasından once de mevcut olduğunun bir kanıtıdır.
Fakat eski zamanlarda gozlemlenen bu tuhaf fenomenlerin kuyrukluyıldızlar, parlak meteorlar ya da atmosferdeki optik fenomenler olduğu sanılmaktadır. Eski zamanlardaki bu tur olguların incelenmesi retro-ufoloji olarak adlandırılmaktadır. Gecmişteki bu tur gozlemlere şunlar ornek olarak gosterilebilir:
M.O. 1450’ye doğru, firavun III. Tutmosis’in tahtta olduğu doneme ait bir betimlemede, gokte “guneşten daha parlak ateşten halkalar”ın gozlemlendikleri, eni 5 m.’yi bulan bu nesnelerin birkacgun boyunca belirdikleri ve sonunda gokte yukselerek kayboldukları anlatılır.[6]
Romalı yazar Julius Obsequens M.O. 99 yılında “Tarquinia'da guneşin batışı sırasında kure gibi bir yuvarlak nesne gokte batıdan doğuya doğru yol aldı” diye yazmıştır.[7]
Ortacağ ve Ronesans'ta UFO’lar [değiştir]
Unlu okultistlerin yaşadığı bu donemlerde, dinin etkisiyle goksel fenomenler ilahî mesajlar olarak veya buyuculerin sorumlu tutulduğu uğursuz işaretler olarak yorumlanmıştır.
14 Nisan 1561'de Nuremberg (Almanya) goklerinde gorulduğu kaydedilen, silindir ve daire bicimli UFO’ları temsilen, Hans Glaser tarafından tahta uzerine yapılmış gravur.
Japonya'da 24 Eylul 1235'te general Yoritsume ve ordusu Kyoto yakınlarında sabit olmayan hareketlerde bulunan tanımlanamayan "ışık kureleri" gozlemlediler. Danışmanları kendisine “telaşlanmaması gerektiğini, zira bunların yalnızca ruzgarın salladığı yıldızlar olduğunu” acıkladılar.[8]
14 Nisan 1561'de Almanya semalarında sanki bir hava savaşı yapılıyormuşcasına hareketlerde bulunan pek cok nesne gozlemlendi. Bu olay Hans Glaser (1566) tarafından tahta uzerine işlenmiş gravurle tasvir edilmiştir. Silindir bicimli buyuk nesnelerden[9]kure ve daire bicimli kucuk nesnelerin cıktığı gozlemlenmişti.
Bu fenomenler o donemde doğaustu mucizeler, melekler ve gelecek hakkında haber verici alametler olarak yorumlanmıştı.[8] Bu donemlerde yapılan UFO gozlemlerinin sanat eserlerine de yansımış olması mumkundur.[10] UFO gozlemlerinin yansıtıldığı ileri surulen sanat eserlerinden bazıları şunlardır:
Kosova’daki Detjani Manastırı (1350) fresklerindeki kozmonot benzeri tasvirler. Fakat bunların donemin Bizans dinî sanatında gorulduğu gibi Guneş ve Ay tasvirleri de olabileceği ileri surulur.[11]
Mainardi’nin "Madonna col Bambino e San Giovannimo" adlı tablosu. [12] Tabloda tasvir edildiği ileri surulen UFO’nun aslında gokleri aşan CebrÂîl’in sembolik temsili olduğu duşunulur.[kaynak belirtilmeli]
Paolo Uccello'nun "la Tébaïde" adlı tablosunda olduğu ileri surulen ucandaire bicimli nesnenin aslında kardinalin şapkası olduğu duşunulur.[kaynak belirtilmeli]
İlk modern raporlar [değiştir]
1870'de New Hampshire’da gozlemlenen “esrarengiz hava gemisi” (mystery airship)[13] olarak belirtilen UFO’nun fotoğrafı. Silindir ya da puro bicimli UFO’lar, ufologlarca, icinden ucandairelerin cıktığı "ana gemi" olarak nitelendirilmektedir.
UFO ve ucandaire terimlerinin ortaya cıkmasından once belirli sayıda, tanımlanamayan tuhaf hava fenomenleri raporları tutulmuştu. Bu raporlar 19. yuzyıl ortalarından 1940'lı yılların sonuna kadarki zaman diliminde tutulmuştu.
Bunlardan bazıları şoyle ozetlenebilir:
Fenomeni araştıran ilgililere gore, ilk modern raporlu gozlem, 1868 Temmuz'unda Şili’nin Copiapó kentinde gercekleşti.[14]
25 Ocak 1878'te, ABD'deki Denison adlı gunluk gazete John Martin adındaki ciftcinin UFO gozlemini yazdı. Ciftcinin ifadesine gore, bu, muthiş bir hızla havada yer değiştiren kure bicimindeki karanlık, buyuk bir nesne idi.[15]
17 Kasım 1882'de Greenwich Kraliyet Gozlemevi'nden astronom E.W. Maunder, raporunda daire ya da elips biciminde tuhaf bir gok cismine tanık olduğunu belirtti. Maunder birkac yıl sonra yeni icat edilmiş zeplini gorduğunde, gorduğu tuhaf nesnenin zepline son derece benzediğini acıkladı. Sozkonusu nesne yalnız onun tarafından değil, Avrupalı bircok astronomca da gorulmuştu.[16]
28 Şubat 1904'te Amerikan Donanması'na ait bir levazım gemisinin ekibinden uc kişi San Francisco'nun yaklaşık 500 km batısında bir UFO gozleminde bulundular (Bu uc kişiden Frank Schofield sonradan Pasifik Donanması başkomutanı olmuştur.) Schofield gozlemledikleri uc UFO’nun daire bicimli, oval, parlak kırmızı renkte olduklarını ve kademeli bir tarzda uctuklarını bildirmiştir. İfadesine gore, UFO’lar bulut tabakasının altından kendilerine yaklaşmışlar, iki uc dakika sonra yon değiştirip, yeryuzunu tumuyle terk etmek uzere bulutların uzerine cıkmışlardı. En buyuğu gokte 6 guneş buyukluğunde bir yer kaplıyordu.[17]
Fatima Olayı ya da “guneş mucizesi”: Unlu olay 13 Ekim 1917'de Fátima'da (Portekiz) onbinlerce kişi tarafından gozlemlenmiş olup, kimilerine gore bir UFO olayıdır.[18] [19]
II. Dunya Savaşı sırasında gerek Muttefik Devletler'in gerekse Mihver Devletleri'nin pilotları ucuşlar sırasında sıkca UFO gozlemleri yapmışlardır.[20] Oyle ki, bu gozlemler “foo fighters” ( ucakları takip eden ışık kureleri)[21]teriminin doğmasına neden olmuştur.
25 Şubat 1942'de Los Angeles (Kaliforniya) uzerinde kimliği teşhis edilemeyen bir hava taşıtı saptanmıştır. Nesne ABD Hava Savunma bataryaları (ucaksavarlar vs.) ateşi altında tutulmasına rağmen 20 dakika kayıtsızca havada kalmayı başarmıştır. Olay, sonradan Los Angeles Savaşı olarak adlandırılmıştır.[22]
1946'da İskandinav ulkelerinin yanısıra, Fransa'da, Portekiz'de, İtalya'da ve Yunanistan'da 2.000'i aşkın kimliği teşhis edilememiş hava taşıtı gozlem raporları oluşmuştur: Bunlar once "Rus dolusu", daha sonra "hayalet fuzeler" (İng. ghost rockets) olarak adlandırılmıştır. Boyle adlandırılmalarının nedeni bu esrarengiz nesnelerin Almanlar’dan ele gecirilmiş Rus fuzeleri (V1, V2) olduğu inancıydı.[23]Bu inancın yanlış olduğu sonradan anlaşılmışsa da, bu nesnelerin mahiyeti acıklanamamıştır. İsvec askerî kuvvetleri radarlarla saptanan ikiyuzden fazla UFO vakasında sozkonusu nesnelerin “gercek fiziksel nesneler” olduklarını acıklamıştır. Bununla birlikte, bu vakaların belirli bir kısmı da meteor gibi doğal olayların hatalı teşhisine bağlanmaktadır.
Ucandaire fenomeninin populer oluşu [değiştir]
Kenneth Arnold’un UFO gozlemi hakkında 1947’de hazırlanan rapor.
UFO fenomeni II. Dunya Savaşı'nın ardından, ozellikle Kenneth Arnold adlı bir ABD'li iş adamının 24 Haziran 1947’deki tanıklığından sonra kamuya yansıdı. Kenneth Arnold UFO'ları Washington eyaletinde, Mont Rainier yakınlarında ozel ucağıyla seyretmekteyken gozlemlemişti. İfadesine gore, ters cevrili fincan tabağı biciminde cok parlak 9 nesne gormuştu. Mont Rainier'dan Mont Adams'a doğru ucan bu nesneler oylesine hızlıydı ki, ne olduklarını anlayamamıştı. Arnold uzunluklarının 12 m ile 15 m arasında olduklarını ve hızlarının en azından saatte 1800 km olduklarını bildirmişti. Beyanatında Arnold “kazlar gibi, diyagonal bir zincir oluşturarak, sanki birbirlerine bağlıymışcasına ucuyorlardı; hareketleri su uzerinde sekerek kayan bir fincan tabağını andırıyordu” demiştir.[24]Ciddi bir iş adamının bu tanıklığı basında ve kamuoyunda once bir alay konusu olduysa da, konunun populerleşmesini ve populer kulture “flying saucer” teriminin yerleşmesini sağlamıştı. Bu olayı ozellikle ABD'de binlerce tanıklık izledi. Onemli bir tanıklık da 4 Temmuz'da, dunyanın en buyuk şirketlerinden biri olan, ABD'li havayolu şirketlerinden United Airlines'in bir ucuş ekibinden gelmişti. Ekip, 4 Temmuz akşamı Idaho uzerinde daire bicimli 9 nesnenin ucaklarına eşlik etmiş olduklarını acıklamıştı. Bu tanıklık medyada daha buyuk yankı buldu ve Arnold’unkinden daha inanılır, guvenilir bulundu. Muteakip gunlerde gazetelerin coğu ucandaire olaylarını baş sayfada yayımlamaya başladılar.
Roswell Olayı [değiştir]
4 Temmuz 1947'de tum dunyada buyuk yankı uyandırmış Roswell Olayı meydana geldi. O gun Roswell yakınlarındaki bir ciftliğin sahibi Mac Brazel ve komşuları yerde bir enkaz olduğunu fark etti ve Mac Brazel bunu en yakın askerî usse haber verdi. Roswell Army Air Field (RAAF) ussunden [25] genc bir subay (teğmen Walter Haut)[26] o zaman basınla ilk teması gercekleştirerek ordunun Roswell'deki bir ciftlik civarında bir ucandaire enkazı ele gecirdiğini acıkladı.[27]Bu acıklama medyada guclu bir ilgi uyandırdı. Kenneth Arnold’un gozlemi basında bu olaydan bir ay once yer almış ve oyle guclu bir yankı bulmuştu ki, artık askeriye de dahil herkes konuyla ilgilenir halde bulunuyordu. Roswell Olayına ilişkin ilk acıklamanın ertesi gunu ussun sorumlu komutanı olan, 8. Hava Kuvvetleri Komutanı general Roger Ramey, genc subayın acıklamasını tashih edici bir acıklama yayımladı ve ucandaire sanılanın yalnızca bir meteoroloji balonu olduğunu acıkladı.[28].Bir basın konferansı duzenlendi ve gazetecilere meteoroloji balonu tezini doğrulayıcı mahiyette bazı kalıntılar gosterildi. Olay gundemden duştu ve yaklaşık otuz yıl boyunca, ABD'deki ilk buyuk UFO akınının sonuna kadar unutulmuş olarak kaldı.
1978'de binbaşı Jesse Marcel 1947'deki Roswell enkazı parcalarını toparlamaya calıştı ve televizyonda bunların kesinlikle Dunya-dışı kokenli olduklarını ve vaktiyle ussun sorumlu komutanı olan general Ramey’in gazetecilere gosterdiği parcaların Roswell olayından kalan gercek parcalar olmadığını acıkladı. Sonradan ufolog olan nukleer fizikci Stanton T. Friedman gibi o da, ordunun, uzay gemisini ele gecirişini kamudan saklamış olduğu kanısındaydı. Bundan sonra bu olgu ya da bu hikÂye UFO amatorlerine ve ufoloji dergilerine konu olmuştur.[29]Şubat 1980'de National Enquirer Gazetesi'nin binbaşı Jesse Marcel'in goruşlerini yayımlamasıyla Roswell olayı yeniden gundeme geldi. Bunun uzerine yeni tanıklıklar da birer birer ortaya cıkmaya başladı ve Roswell olayı ek bilgilerle daha ayrıntılı bir konum kazanmaya başladı. Orneğin bu tanıklıklara gore, o donemde Dunya-dışı enkazın parcalarını yeniden birleştirmeye ve hatta uzaylıların kadavrası uzerinde otopsi yapmaya yonelik bir askerî operasyon yapılmıştı.[29] Vaktiyle Roswell Hava Ussu’ne morg hizmeti veren ve Ballard Cenazeevi’nde calışan, cenaze işleriyle meşgul emekli bir muteşebbis Glenn Dennis, 1989’da, vaktiyle Roswell Ussu’nde uzaylıların cesetleri uzerinde otopsi yapılmış olduğunu doğruladı.[30].
Vaktiyle, 1947’deki Roswell Olayı'nda gazetecilere acıklama yapmış olan general Ramey’in amiri ve Forth Worth Ussu Kurmay Başkanı olan general Thomas J. Du Bose 1991'de, Roswell olayından usse aktarılan enkaz parcalarının yerine meteoroloji balonu parcalarının gosterilmiş olduğunu doğruladı. Bu yeni gelişmeler karşısında ve ABD Kongresi’nin bir soruşturması sonrasında, Kongre'ye ait, kısa adı GAO (Government Accountability Office)[31]olan Devlet Denetleme Kurulu, A.B.D. Hava Kuvvetleri'nden bir ic soruşturma acılmasını istedi. Bu soruşturmanın sonucu iki rapor halinde ozetlenmiştir: Hava Kuvvetleri, UFO’lar konusunda uzun yıllar suren bir suskunluktan sonra ilk defa 1994 Eylul’unde, kamuya bir acıklama yapmak zorunda kalmıştı; hazırlanan raporda, Hava Kuvvetleri, sozkonusu olayda gercekten bir meteoroloji balonunun sozkonusu olmadığını itiraf ediyordu. 1995’te yayımlanan ilk rapor 1947’de keşfedilen parcaların devletin Mogul Projesi [32]adlı gizli bir programına ait olduğu sonucuna varmıştı. Ayrıca raporda, o donemde Roswell Ordu Hava Ussu’nden gonderilen tum yazılı belgelerin gerekli izin alınmaksızın yok edildiği bildirilmekteydi. 1997’de ise ikinci bir rapor oluşturuldu. Bu rapor, uzaylıların cesetleriyle ilgili tanıklıkları doğrular gibi gorunuyordu; rapora gore olum ve yaralanmalara neden olan bir askerî kaza sozkonusuydu, raporda 1950 yılları sırasında surdurulen High Dive operasyonunda olduğu gibi, insansı maketlerin uzerindeki calışmalardan soz ediliyordu.
Bu rapor, en azından, sozkonusu ussun o doneme ait tum resmî evraklarının (Mart 1945-Aralık 1949) ve tum radyo mesajlarının (Kasım 1946-Şubat 1949) yok edilmiş olduğunu ortaya koyarak, Roswell Olayı’nda kapandı sanılan tartışmanın halen kapanmamış olduğunu ortaya koyuyordu. Belgelerin ne zaman, kim tarafından ve kimin emriyle yok edildiğinden de soz edilmemekteydi.
Bu raporları, uzaylıların Dunya’yı ziyaret ettiği tezini benimsemiş taraftarlar devletlerin "yanlış bilgi verme" (dezenformasyon) politikasının orneklerinden biri olarak yorumlarken, kimi ufologlar ise olayda gercekten Dunya-dışı bir uzay gemisinin sozkonusu olma olasılığını azaltan belgeler olarak yorumlamışlardır.[33] [34] [35].
(27 Mayıs 1995’te) Londra Muzesi'nde bir basın toplantısı yapan İngiliz televizyon yapımcısı Ray Santilli (İngiliz video produksiyon şirketi Merlin Group'un başkanı) ABD ordu istihbarat birimlerine ait olduğunu acıkladığı bazı filmleri kamuya sundu. 1947'deki Roswell UFO kazası sonrasında cekildiği ileri surulen, 16 mm.'lik 14 bobinden oluşan ve 90 dakikadan fazla suren bu filmler, bazı insansılara yapılan otopsi sahnelerini iceriyordu. Santilli filmleri, ordu icin cektiği filmlerin bir kopyasını da kendisine saklayan 82 yaşındaki ordu fotoğrafcısı Jack Barnett’ten elde etmişti.[36]Film once BBC aracılığıyla dunyaya tanıtıldı; daha sonra ceşitli televizyon kanallarında yayınlanıp, ceşitli dergilere kapak oldu.[37] Ortaya cıkan otopsi goruntuleri uzerinde ordu kaynakları otopsideki goruntulerin sadece maketlerden ibaret olduğunu gerceklikle ilgisi olmadığını soylemişlerdir,fakat ortaya cıkan tanıkların ifadelerine gore bu canlılar enkazdan cıkarılıp askeri koruma eşliğinde otopsi odasına getirildiklerini acıklamışlardır.Medyaya ardı ardına cıkan tanıkların bir anda acıklama yapmaları ise Amerikan hukumetinin olayı bilen bilimadamlarına koyduğu susma yasağının delinmesi uzerine diğerlerinin sesinin kesilme olasılığına karşı kendilerini korumak icin ifşa oldukları boylece başlarına birşey gelme olasılığını bertaraf ettikleri duşunuluyor.
Populer kulturde UFO’lar [değiştir]
1942'de Cin'de cekilen bir ucan daire fotoğrafı
UFO’lar ve uzaylılar (Dunya-dışı canlılar) konusu 1950’li yıllardan beri uluslararası bir kulturel olgu durumuna gelmiştir. Konuya ilişkin olarak halkbilimci Thomas E. Bullard şoyle der: “UFO’lar modern bilinci dayanılmaz bir gucle istila ettiler ve bu konuda durmaksızın yayımlanan kitaplar, makaleler, gazete başlıkları, filmler, televizyon yayınları, cizgi filmler, ilanlar vs. dalgası bu olguyu doğrulamaktadır.” 1977 yılında yapılan bir istatistikî araştırmaya (Gallup Poll) gore, A.B.D. eski başkanı Gerald Ford'un Beyaz Saray’dan ayrılmasının uzerinden 9 ay gecmiş olmasına rağmen, insanların yalnızca % 92’si onun adından soz edildiğini duymuşken, insanların % 95’i UFO’lardan soz edildiğini duyduğunu belirtmiştir (Bullard, 141). Yine Gallup Poll tarafından 1996’da yapılan bir başka istatistikî araştırmaya gore, A.B.D.’deki insanların %71’i devletin UFO’larla ilgili enformasyonları gizlediğine inanmaktadır; 2002’de Sci Fi televizyon kanalı icin Roper Poll tarafından aynı konuda yapılan istatistikî araştırma da benzer sonucu vermiş ve bunun yanısıra, gitgide daha fazla insanın UFO’ların Dunya-dışı kokenli olduğuna inandığı sonucunu ortaya koymuştur.
1990’lı yıllardan beri, UFO fenomeninin bir tur aldatmaca olmadığı yonunde gelişmeler olmaktadır. Aslında “Guneş-sistemi dışı gezegenler”in varlığının keşfinden itibaren bilim insanları topluluğunda ve kamuoyunda evrende yalnız olmadığımız fikri giderek ağır basmaktadır ki, bu da Dunya’nın uzaylılar tarafından ziyaret edilmesi hipotezinin pek mantıksız olmadığı yonundeki goruşu gitgide desteklemektedir. Ucandairelerin Dunya-dışı zeki yaratıklara ait olmalarına ilişkin hipotez (Fr.HET- İng.ETH) [38]lehindeki kitapların bilim insanları ve ufologlar tarafından yayımlanması, GEIPAN[39]gibi resmî kurumların arşivlerinin kamuya sunulması ve televizyon programlarında konunun enine boyuna tartışılması UFO fenomeninin Dunya-dışı ziyaretlerle ilgili olabileceğinin kabulu yonunde gelişme gostermektedir. Orneğin Fransa’daki son istastikî yoklamalar, insanların % 48’inin Dunya’nın uzaylılarca ziyaret edildiği goruşunden yana olduklarını ortaya koymuştur.[40]
Sanatta ve folklorda UFO’lar [değiştir]
Olası uzaylı uydularını ongoren Sovyet pulu.
UFO’lar ya da Dunya-dışı canlılar konusu edebiyatta ilk kez H. G. Wells’in “Dunyalar Savaşı” adlı romanıyla gundeme gelmiştir. Bilim-kurgu romanları icinde ilklerden biri olan bu roman sonradan iki kez sinemaya uyarlanmıştır; biri 1953’te Byron Haskin tarafından, diğeri Ucuncu Turden Yakınlaşmalar ve E.T. the Extra-Terrestrial filmlerinin de yapımcısı olan Steven Spielberg tarafından 2005’te gercekleştirilmiştir.
20.yy. başlarında uzaylıların varlığı konusuyla dalga gecmek uzere, “kucuk yeşil adamlar” ya da “Merihliler” teriminin kullanıldığı gorulur. Rengin yeşil secilmesi, muhtemelen Edgar Rice Burroughs’un Merihli turlerinden soz ettiği “A Princess of Mars” (1912) adlı romanında bir turun deri renginin yeşil olmasından kaynaklanıyordu. Bu renk daha sonra Harold Sherman (The Green Man,1946) ve Damon Knight (The Third Little Green Man, 1947) gibi bircok yazar tarafından da benzer anlamda kullanılmıştır.
Fakat UFO konusu halkbilimsel acıdan en onemli donemeci Erich von Däniken’in “Tanrıların Arabaları” (Chariots of the Gods) kitabının 1970’te yayımlanmasıyla almıştır. Yazar, kitabında Dunya-dışı zeki varlıkların Dunya’yı binlerce yıldır ziyaret ettiğini ileri suruyor ve bu iddiasını ceşitli arkeolojik orneklerle ve cozulememiş sırlarla desteklemeye calışıyordu.[41]Aslında bu tur fikirler yeni sayılmazdı. Orneğin astronom Carl Sagan 1966’da yayımlanan “Evrende Zeki Yaşam” (Intelligent Life in the Universe) adlı kitabında Dunya-dışı canlıların sporlar[42]duzeyinde de olsa milyonlarca yıldan beri Dunya’yı ziyaret etmekte olduğunu yazmıştı. Bu hipotezler aynı yoldan gidecek bircok yazara onculuk işlevi gorduler ve bircok izleyiciye ilham kaynağı oldular ki, bunlardan bazıları Kitab-ı Mukaddes’teki bazı pasajları Dunya-dışı temasların olabileceği fikriden[43]hareket ederek ele aldılar.[44]Bu tur yorumlardan coğu biyolojideki insanın evrimini Dunya-dışı mudahalelerle[45]acıklamaya eğilimliydi. Bu tur bir fikir, 2001: Bir Uzay Destanı filminde işlendi.
UFO fenomeni 1980’li yıllarda, ozellikle A.B.D.’de, Whitley Strieber’ın (Communion) ve Jacques Vallée’nin (Passeport pour Magonia) kitaplarının yayımlanmasıyla, yeni bir donemece girdi. Korku romanları yazarı Strieber’ın[46]etkisiyle artık daha cok “uzaylıların Dunyalıları kacırması” gibi tedirgin edici konular işlenmeye başladı ve "Gizli Dosyalar" gibi televizyon dizileri ortaya cıktı. Bununla birlikte bu edebiyatta da uzaylılara genellikle iyi roller veriliyordu. David Jacobs ve Budd Hopkins gibi yazarlar insanlığın Dunya-dışı canlılarca genetik olarak etkilenmesini de işlediler. Psikiyatr John Mack (1929-2004) Dunya-dışı “istilacılar”ı insanlığa bilgelik getirmeye calışan sert, fakat iyi rehberler rolu verdi. Son on yıl UFO’lar ve uzaylılar konusundan esinlenen filmler acısından cok zengin bir şekilde gecmiştir. Son zamanlardaki filmler arasından ozellikle Roland Emmerich’in Kurtuluş Gunu (1996), Robert Zemeckis’in “ Mesaj ” (1997) ve M. Night Shyamalan’ın “İşaretler” filmi ilgi cekmiştir.
Temas grupları ve New Age akımı [değiştir]
1950’li yıllardan itibaren UFO fenomeniyle ilgili, “temas grupları” adı da verilen mistik tarikatlerin ortaya cıktığı gorulmuştur. Bu tur gruplar genellikle semavi varlıklarla ya da uzaylılarla doğrudan ya da dolaylı (telepatik) olarak temas halinde olduğunu iddia eden bir guru ya da bir lider cevresine toplanmış muritlerden oluşmaktadır. Bu tur liderlerin en eskilerinden biri, nukleer silahların artışı tehlikesi karşısında Dunya insanlığını uyarmak isteyen bir Venus’luyle doğrudan temasta bulunduğunu iddia eden Georges Adamski’dir.[47]Adamski buyuk olcude gozden duşmuş ve saygınlığını yitirmiş olmakla birlikte, Fondation Adamski adıyla kurulan bir kurum, yazılarını yayımlamıştır. İngiliz mistik George King tarafından 1955-1956’da Londra’da kurulan The Aetherius Society[48]ve Ernest L. ve Ruth Norman tarafından 1954’de kurulan Fondation Unarius bu tur oluşumların eskilerine ornek olarak gosterilebilir.
Bu tur grupların Dunya-dışı kaynaklardan aldıklarını ileri surdukleri mesajların ana konusu nukleer silahlardaki artış tehlikesi karşısında insanlığın uyarılmasıdır. Dunya-dışı temasta olduklarını ileri suren yeni gruplara ornek olarak Heaven Gate[49], Raëlism[50],Ashtar Galactic Command[51]grupları gosterilebilir.
Gunumuzde, bu tur “temas tarikatları”nın gerek eskileri gerekse yenileri, Hıristiyanlık unsurlarının ve Doğu dinleri unsurlarının "uzaylıların Dunyalılar’a karşı 'iyi dilekli' oluşu"ndan yola cıkan fikirlerle bağdaştırıldığı bir dunya goruşune sahiptir.
1970 yıllarında, New Age akımının UFO’lar ve uzaylılardan soz eden kitaplarının yayımlanmasıyla, konuya daha geniş acıdan bakılmaya başlanmış ve UFO’ları doğa-ustu ve okult konulara da bağlayan bir yenilik hareketinin oluştuğu gorulmuştur. Her ne kadar UFO’ları okult ve dinsel kavramlarla bağdaştırma hareketleri 1950’li yıllardaki temas gruplarında da az cok gorulmuşse de 1970’lerde bu bağdaştırma hareketleri son derece geniş bir skala icine yayılmıştır. New Age akımı mensuplarının coğu Dunya-dışı canlılara inanmış ve onlarla temas kurma girişimlerinde bulunmuştur. Bu akımın unlu sozculerinden biri sinema oyuncusu Shirley MacLaine’dir.
Siyah giysili adamlar [değiştir]
“Siyah giysili adamlar” (İng. Men in black, MIB) ya da “siyah giyen adamlar” Amerikan folklorunun bir urunu olan, hayalî kişileri belirten genel bir terimdir. Sozde var olan bu kara giysili, son derece tehlikeli kişilerin amacının Dunya-dışı canlılara ilişkin bilgilerin insanlığa ulaşmasını engellemek olduğu varsayılır. Kendilerini genellikle Amerikan federal hukumeti adına calışan ajanlar olarak takdim ederler. Dunya-dışı bir fenomene tanık olanın evine ertesi gun ya da azami birkac aylık bir sure sonra bir ya da birkac kişi (genellikle uc kişi) olarak gelirler, bazen iclerinden biri kadın da olabilir. Tanık onları genellikle olayı ortbas edip gizlemekle gorevli hukumet ajanları olarak, bazen de esrarengiz amacları olan Dunya-dışı canlılar (uzaylılar ya da insansılar) olarak gorur. Genellikle II. Dunya Savaşı’nı izleyen yıllardaki stilde, siyah, koyu renkli ya gri giysiler giyinirler, varsa, arabaları da bu doneme ait bir araba olur.
“Siyah giyen adamlar” konusunu Gray Barker ufolojinin klasiklerinden biri sayılan, makalelerini bir araya getirerek oluşturduğu “Onlar ucandaireler hakkında cok şey bildiler” (They knew too much about flying saucers) adlı kitabıyla gundeme getirmiştir. Bu kitabın yayımlanmasından on yıl kadar sonra John C. Sherwood, Gray Barker’in ufolojik fanzinindeki metinlerin (makalelerindeki metinlerin) aslında bilimkurgu hikÂyelerinin metinleri olduğunu acıkladı. Yani John C. Sherwood’a bakılırsa, “siyah giyen adamlar” Amerikan folkloruna gecmeden once piyesler halinde yaratılmış bir efsane idi. Senaristler bu konudan yararlanmakta gecikmediler ve “siyah giyen adamlar”ı konu alan televizyon dizileri yaptılar. Ayrıca bu konuyu işleyen bir cizgi romanlar(Men in Black, Martin Mystere) ve iki film (Men in Black ve Men in Black 2) uretildi.
Olaylar ve tanıklıklar [değiştir]
UFO gozlemlerinin coğu, gozlemlerinin gercekliği hakkında elle tutulur bir kanıt veremeyen bir veya birkac kişinin az cok kesin bir tanıklığı uzerine kuruludur. Yalnızca tanıklıklar uzerine kurulu olaylardan başka, nadir olmakla birlikte, doğrudan veya dolaylı fiziksel unsurlarla desteklenen olaylar da vardır. Olayların bir kısmı devletlerin ceşitli bilimsel ve askerî otoritelerince yapılan soruşturmalarla araştırılmıştır. Bu olaylardaki doğrudan fiziksel veriler genellikle radarlarla veya fotoğrafik cihazlarla yapılan saptamalar, dolaylı fiziksel veriler ise toprak uzerinde UFO’larca oluşturulduğu varsayılan izler, ancak elektromanyetik etkiyle oluşabilecek izler ve cevrede yaratılan bir karışıklık izleridir.
Tanıklıklar [değiştir]
UFO olaylarının coğu, gokte veya yerde bir ya da bircok kişi tarafından birtakım nesnelerin ya da ışıkların gozlemlenmesinden ibaret olan “tanıklıklar kategorisi”nde yer alır. Bu tanıklıkların coğundan “doğrudan kanıtlar”ın (orneğin bir fotoğraf) ya da “dolaylı kanıtlar”ın (orneğin yerde bırakılan izler) yokluğu nedeniyle soruşturmacılar pek yararlanamazlar.
Geniş kitlelerce (toplu olarak) yapılan UFO gozlemlerinin sayısı coktur. Belcika UFO Akını (Dalgası)[52],Mexico UFO Akını ve Los Angeles Savaşı[53]kitlesel UFO gozlemlerine ornek olarak gosterilebilir. Fransa’daki bazı UFO olayları da GEIPAN[39]tarafından listelenmektedir ki, bu listedeki kitlesel UFO gozlemlerinden biri Aldudes Olayı olarak bilinen, Aquitaine’de 2 Şubat 1985’te yapılan UFO gozlemidir. Kalabalık bir insan topluluğu tarafından gorulen bu UFO, ışıklı olup beyaz, kırmızı ve yeşil renklerde ışıklar sacıyordu. UFO daha sonra Ardennes’de (Fransa) ve İspanya’da da gozlemlendi.[54]Fransa’daki bir başka kitlesel gozlem Vaucluse Olayı[55]ya da Hautes-Pyrénées Olayı[56]olarak bilinir.
Cekilen fotoğraflar ve video kamera filmleri [değiştir]
Belcika'da cekilen ucgen bicimli nadir UFO fotoğraflarından biri (1990)
Meersburg'te (Almanya) cekilen bir fotoğraf
UFO fenomeninin incelenmesi icin yararlanılabilen başlıca oğeler fotoğraflar ve video kameralarıyla cekilen filmlerdir. UFO fotoğrafları uzerine yapılan bir analiz bu fotoğrafları uc kategoride sınıflandırmıştır: [57]
Minimal fotoğraflar: Bu sınıftaki fotoğraflarda UFO beyaz renktedir, genellikle tek bicimlidir, goruntusu ayrıntılardan yoksundur, arka plan siyah ya da karanlıktır; bu tur fotoğraflar bazen cevrenin bir kısmını da icerirler. Bu fotoğraflardaki goruntunun enformasyon değeri cok duşuktur. Los Angeles Savaşı denilen UFO olayında 25 Şubat 1942’de cekilen, Los Angeles Times gazetesinde yayımlanan fotoğraf bu sınıftaki fotoğraflara ornek olarak gosterilebilir.
Fincan tabağı (ucandaire) bicimli UFO fotoğrafları: Bu sınıfa giren fotoğraflarda nesne, dairesel bicimli olup, ust kısmı bombeli olur ya da kubbe tarzında bir şişkinlik gosterir.[58]
Egzotik UFO fotoğrafları: Azınlıkta kalan UFO fotoğraflarıdır; cunku gunumuze dek cekilmiş UFO fotoğraflarının ancak % 4’unu oluştururlar ve tipik olmama ozellikleriyle diğer iki sınıftaki UFO fotoğraflarından ayırt edilirler. Yani bu tur fotoğraflardaki UFO’lar ne minimal fotoğraflardaki UFO ozellikleri gosterirler, ne de ikinci sınıftaki tipik ucandaire (fincan tabağı) bicimi gosterirler. Burada bir veri ya da gorunurluk hatası sozkonusu olmayıp, farklı ya da ozel turlerin varlığı sozkonusudur. Dolayısıyla bu tur fotoğrafların enformasyon değeri, diğer sınıftakilere kıyasla daha fazladır. Bu sınıftaki UFO goruntuleri, gerceklikleri şupheli bulunmadıkları ya da reddedilmedikleri takdirde, ozel dergilerde ya da basında yayımlanan nadir fotoğraflar olurlar.
Fotoğrafik aygıtlarla kaydedilmiş, tanınmış UFO olaylarından bazıları şunlardır:
Ocak 1958’de Brezilya Deniz Kuvvetleri’ne ait Almirante Saldanha adlı “okul gemisi”nin fotoğrafcısı Karayipler’in guneyindeki Trinidad (Trinité

Haziran 1976’da Kanarya Adaları Gozlemi[60] adıyla tanınan unlu UFO olayında pek cok tanık tarafından gozlemlenen UFO’nun fotoğrafı da cekildi. Cok ışıklı bir UFO sozkonusuydu. Hicbir hile olmadığı ve bilinen herhangi bir fenomenle ilgili hicbir karıştırma sozkonusu olmadığı ortaya kondu.[61]
1990’daki Belcika UFO Akını[52] sırasında cekilen, "Photo de Petit-Rechain" adıyla bilinen unlu ucgen bicimli UFO fotoğrafı. Fotoğraf Bruksel Kraliyet Askerî Okulu’nda Prof. Dr. Marc Acheroy yonetimindeki bir oğrenci tarafından analiz edildi. Ardından Belcika Uzay Fenomenleri İnceleme Kurumu[62]da fotoğrafta hicbir hilenin olmadığını ve fotoğrafı cekilen nesnenin maddi olduğunu doğruladı. Fotoğraf daha sonra Prof. Auguste Meessen[63] [64] tarafından da incelendi, Meessen de fotoğrafta hicbir hilenin sozkonusu olmadığını doğruladı. Bununla birlikte, astrofizikcilerden Pierre Magain ve Marc Rémy bunun ucgen bicimli bir maket ve ışıklar kullanılarak kolayca uretilebilecek bir fotoğraf olduğunu ileri surduler. Dolayısıyla fotoğrafın gercekliği kesinleşmiş olmakla birlikte, fotoğrafı cekilen nesnenin tabiatı, mahiyeti ve kokeni konusunda belirsizlik surmektedir.
Mart 1997’de ışıklı bir oluşum Phoenix kenti (Arizona) uzerinde uctu.[65] 200’den fazla kişi mahalli idare merkezi binalarının cevresinde toplandılar ve 9 amator, video kameralarıyla UFO’yu filme almayı başardı. Boylece herhangi bir yanılma iddiasına imkÂn vermeyeceği gibi, kameramandan kaynaklanan pozisyon değişikliğine bağlanan hatalara ilişkin bir iddianın ortaya atılmasına da imkÂn vermeyecek kesinlikte bir kanıt elde edilmiş oluyordu. Bu olay ufoloji literaturune "Phoenix Işıkları" [66]olarak gecmiştir.[67]
"Campeche gozlemi"[68] adıyla bilinen gozlem 2004 yılında Meksika’da gercekleşti. Meksika Hava Kuvvetleri’ne ait bir ucağın radar operatoru teğmen Germán Marín Ramírez radarla Meksika hava sahasında bulunan 11 UFO saptadı. Yeri saptanan nesnelerin kaynağına yaklaşarak kızılotesi kamerayla 11 UFO’yu filme aldı. Kızılotesi film kayıtları halen muhafaza edilmektedir.[69]. Bunların ucandaire olmadığı goruşundekiler, sozkonusu nesnelerin bir petrol ya da doğalgaz kuyusundan sızan alevler olabileceği yonunde goruş bildirdiler.[70]
Cevrede bırakılan izler [değiştir]
"Ekin cemberi" denilen tuhaf oluşumlardan biri
Bu veriler UFO’ların yere konmasıyla meydana geldiği ileri surulen yanık veya kurumuş yer, yanık veya zarar gormuş bitki ortusu, manyetik gariplikler, ışınım seviyesindeki artışlar ve bazı madenî izler gibi fiziksel izlere dayalıdır.
Yontembilimsel acıdan bakılırsa, tum ileri surulen fiziksel izler veya "ekin cemberi" (İng. Crop-circle) denilen nedeni acıklanamayan garip oluşumlar[71] ile UFO’lar arasında kesin bir ilişki kurmak imkÂnsızdır.
Cevredeki değişiklikler ve bozulmalar UFO’lardan başka nedenlere de bağlı olabilir. Bununla birlikte UFO olaylarının bazılarında, bir UFO’nun konduğu gozlemlenen yerlerde birtakım izlere rastlanılmıştır; bu olaylarda izler ve gozlem birbirini desteklemektedir. Gozlem ve izlerin birbirini desteklediği unlu UFO olaylarına "Rendelsham Olayı"[72](İngiltere) ve Trans-en-Provence Olayı[73](Fransa) ornek olarak gosterilebilir. Ayrıca, yerde bilinmeyen bir nedenle beliren, "ekin cemberi" denilen garip oluşumları inceleyen grupların en titizlerinden biri sayılan BLT Araştırma Ekibi’nin araştırmacıları bu tur oluşumlarda nadir radyoaktif izotoplar keşfetmişler ve bu oluşumların cevresindeki bazı bitkilerin cekirdeklerinde derin yapısal değişikliklerin oluştuğunu saptamışlardır.[74]
1982 yılında, Nancy (Fransa) yakınlarında, bir UFO’nun indiği gozlemlenmiş alana yerleştirilen bitkilerde onemli olcude su kaybı (Fr. déshydratation) ve pigment duzeyinde onemli bir değişim olduğu gozlemlenmiştir. Bu saptamalar bircok bağımsız laboratuvarda doğrulanmıştır.[75]
4 Eylul 1989’da saat 4.30’a doğru Tuiles’de (Tarn, Fransa) 72 yaşındaki bir tanık, geceleyin acık penceresinden bir ışıltının sızdığını fark etti. Kalkıp baktığında tarlada her kenarı yaklaşık 10 m. olan kare bicimde bir ışıklı alan olduğunu gordu. Işık, damının uzerinde duran, fasetaları olan topac bicimli bir cisimden geliyordu. Yaklaşık 30 saniye sonra cisim, aniden, gurultu yapmadan ve koku bırakmadan kayboldu. Tanık ertesi gun dam oluklarının UFO’nun konduğu yerde kahverengiye calar bir renk almış olduklarını ve buyuk bir kanal oluşturacak şekilde yer değiştirmiş olduklarını farketti[76]Damı tamir eden tamirci ise, 3 m. ile 5 m. uzunluktaki dam oluklarının bir saatin akrebinin izlediği yonde spiraller cizecek şekilde duzenlenmiş olduğunu fark etti. Evinin damının bozulmasıyla mağdur olan tanık ancak birkac yıl sonra tazminat alabildi. Damı bozan UFO tarafından bırakılan maddi izlere rağmen ve Jandarma Kuvvetleri’nin tum araştırma ve soruşturmalarına rağmen, SEPRA[77]soruşturması bu olaya bir acıklama getirememiştir.[78] [79]
Tanıklar uzerindeki fiziksel etkiler [değiştir]
Falcon Lake Olayının temsili resmi
UFO gozlemine tanık olanlardan bazıları UFO gozlemleri sırasında ya da UFO gecip gittikten sonra baş ağrıları, ses kaynağı olmadığı halde birtakım sesler duyma (İng. tinnitus), mide bulanması, deri ve kornea yanıkları (orneğin Falcon Lake Olayı’nda[80]) ve "gecici felc" gibi birtakım fiziksel etkilere maruz kaldıklarını beyan etmişlerdir. Ayrıca radyoaktif zehirlenme gecirenler de olmuştur (orneğin Cash-Landrum Olayı’nda). Bununla birlikte UFO olaylarının coğunda bu fiziksel etkiler veya yanıklar birer tıbbi kanıt olarak goz onune alınamamaktadır; bu tutumda bunların sıradan yanıklar olması ve dalga gecme amaclı olma olasılığının etkisi buyuktur.
Bu tur fiziksel etkilere maruz kalınmış UFO olaylarına Fransa’dan şu iki olay ornek olarak gosterilebilir:
GEIPAN [39]dosyalarına kayıtlı birinci olay 1 Aralık 1979’da Annot’da yaşanmıştır. Mal teslimi nakliyatı sırasında bir kasap, saatte 80 km. hızla giderken tiz bir ses cıkaran sarı bir kure tarafından 2 km. boyunca takip edilmiştir. Tanık sinirsel bir şok ve aynı zamanda bağırsak tıkanması gecirmiştir. Yapılan soruşturma gozlemlenen nesnenin teşhisini sağlayamamıştır.[81]
Bir başka olay 10 Mart 1980’de Authon du Perche’de yaşanmıştır. Işıklı rampaları olan dikdortgen bicimli bir UFO, tanığın telefonu uzerine gelen jandarmalarca gozlemlenmiş ve ardından bu jandarmalardan bazıları kırıklık hissetmiş ve uykusuzluk cekmişlerdir.[82]
Radarlarla saptananlar ve izlenenler [değiştir]
Gorsel gozleme paralel olarak, UFO’ların kontrol kulelerindeki sivil veya askerî kalifiye operatorler ve personel tarafından radarlarla da saptandığı ve izlendiği UFO olayları, genellikle en verimli UFO olayları olarak kabul edilirler. Bu tur UFO olaylarından bazıları şunlardır:
Ocak 1948’de Kentucky’deki Mantell Olayı[83]sırasında bir UFO’nun bircok sivil ve askerî tanık tarafından gozlemlenmesinin ardından uc avcı ucağı ile UFO arasında bir kovalama yarışı başladı; bu kovalama yarışı kucuk filonun komutanı Thomas F. Mantell’ın kaza sonucunda olumuyle sonuclandı.
Haziran 1952’de "Washington Atlıkarıncası" denilen Washington Gozlemi’nde[84]UFO gozlemi bircok sivil ve askerî radarlar tarafından da doğrulandı.
Ağustos 1956’da Lakenheath Olayı[85] sırasında Bentwaters ve Lakenheath (Birleşik Krallık) askerî uslerinin radarları saatte 6400 km. suratle yer değiştiren 15 cisim saptadı. Olayın incelendiği Condon Raporu'nda bu saptamaya hicbir acıklama getirilememiştir.
Eylul 1976’da İran radarları unlu Tahran Olayı[86] sırasında UFO’lar saptadılar.
Mart 1990’da Belcika Hava Kuvvetleri yerdeki tanıklarca gorulen ve radarlarca da saptanan bir UFO’yu avlamak uzere iki F-16 ucağı kaldırdı. Av yaklaşık bir saat surdu. Belcika Hava Kuvvetleri’nden General Brouwer’nin yaptığı acıklamaya gore, ucan cisim “konvansiyonel araclarla ele gecirilemeyecek ve kıyaslanamayacak derecede, cok buyuk hızlarla hareket ediyordu.” F-16’ların radar kayıtları, kimliği tanımlanamayan bu aracın ya da cismin “bir ‘insan pilot’ icin teorik olarak olumcul olan manevralar” (birkac saniye icinde 700 feet’ten 10.000 fit’e cıkma ve ardından saatte 1500 km. hızla 5 saniyede 500 fit’e inme, cok yuksek hızlarla havada zikzaklar cizme vs.) yapmış olduğunu ortaya koydu.[87] [88]
15 Ekim 2004’te Fransa’da bir Mirage 2000 keşif ucağı mechul bir hava taşıtı tarafından takip edildi. Ucak ekibinin başkanı kendilerini izleyen hava taşıtının oval bicimli olduğunu gorunce once bunun avcı tipi bir hava taşıtı olduğu sonucuna vardı; fakat “yer kontrol”deki gorevlilerle temasa gectiğinde, “yer kontrol”den o bolgede başka bir taşıta ilişkin hicbir işaret saptanamadığını oğrendi. GEIPAN [39]soruşturmasından sonra olay, acıklanamamış olaylar listesine dahil edildi. [89]
Elektromanyetik girişimler [değiştir]
UFO’ların neden olduğu ileri surulen elektromanyetik girişimler genellikle otomobillerin arıza yapmasıyla, elektrik kesilmeleriyle, radyo ve televizyon yayınlarıyla, iletişimle ve hava ulaşımıyla ilgili elektromanyetik girişimlerdir.
NASA’daki bilim insanı Dr. Richard F. Haines tarafından bu konuda ucak kazalarıyla ilgili olarak derlenen liste otuzdan fazla ucak kazası olayını icermektedir. 1976’da Tahran’da 18 Eylul'u 19 Eylul'e bağlayan gecede meydana gelen "Tahran Olayı"[86] bu tur olaylar icinde en tanınmış olanıdır.
3 Eylul 1985 gecesi Lyon’da (Fransa), saat 22.00 sularında pek cok tanık futbol topu iriliğinde bir kure gozlemledi. Kure şehir merkezindeki Edouard Herriot nehir limanındaki sulara dikine inerek, sessizce duştu. Işıklı kure yeşil renkte bir floresan halesiyle cevriliydi. O an devriye gorevindeki polis arabasının tum ışıkları herkesin gozu onunde yanıp sonmeye başladı. Daha sonra bir dakika boyunca, civarda bulunanlar suyun dibinde yaklaşık 30 m. capında beyazımsı-sarı renkte bir ışık gorduler. Bu duşuş Lyon kentinin dışında kalan, civardaki yerleşim birimlerinde yaşayanlarca da gozlemlenmişti. Yuzeyde yapılan ilk incelemelerde cok guclu olmamakla birlikte bir radyoaktivitenin varlığı saptandı. Jandarma Kuvvetleri’nce acıklanamayan bu fenomen kimliği tanımlanamayan fenomenler listesine eklendi.[90]
Resmî soruşturmalar [değiştir]
Yaklaşık elli yıldan beri UFO fenomeni uzerine devletlerin ceşitli organlarınca ve inceleme kurumlarınca surdurulen resmî bilimsel incelemelerde bulunulmuştur. Condon Raporu[91]gibi bazı resmî incelemeler bu konudaki derin araştırmaların bilimi geliştirecek bir yanı olmadığı yonunde sonuca varırken, GEPAN’ın[92]incelemeleri gibi bazı incelemelerde, notr kalma tercih edilmiş ve bu tur karmaşık olayların acıklanmasında bilimsel incelemelerin devam etmesi onerilmiştir. COMETA Raporu[93]ve Estimate of the situation Raporu[86] gibi, az sayıdaki bazı ozel ve resmî incelemelerde ise varılan sonuclarda “Dunya-dışı canlılar hipotezi”nin [94]lehinde goruş belirtilmiş ve devletlerin resmî tavırları ve bilimsel topluluk eleştirilmiştir.
A.B.D. 'deki soruşturmalar [değiştir]
"Hayalet fuzeler" adı verilen tanımlanamayan nesnelerden birinin İsvec’te 9 Temmuz 1946’da cekilmiş fotoğrafı[95].
ABD UFO fenomeni uzerine soruşturma başlatmaya 1940’lı yılların sonlarında karar verdi ve konuyu soruşturmak uzere farklı komisyonlar oluşturdu. 9 Temmuz 1947’de A.B.D. Hava Kuvvetleri İstihbarat Servisi F.B.I. ile işbirliği yaparak Kenneth Arnold’un ve United Airlines’in ucuş ekibinin tanıklığı gibi en guvenilir UFO tanıklıklarını incelemek uzere gizlice bir soruşturma başlattı. İstihbarat Servisi, beyanında “boyle bir fenomenin gercek olup olmadığını saptamak icin ilişkili olduğu tum bilim insanlarından yararlanma yoluna” gidileceğini bildirdi. Ayrıca araştırma, beyanata gore, “ucan nesneler goksel bir fenomen ya da mekanik vasıtalarla sevk edilen tuhaf nesneler de olabilirler şeklindeki bakış acısı terk edilmeden” surduruldu.[96]
Uc hafta sonra şu sonuca vardılar: “Ucandaire hikÂyeleri hic de hayal urunu veya bazı doğal fenomenlerin abartılmasından ibaret değildir. Gercekten bir şeylerin ucması sozkonusudur.” Hava Kuvvetleri’nin Levazım Komutanlığı'na bağlı Teknik ve İstihbarat Birimleri tarafından bir ek soruşturma daha yapıldı ve aynı sonuclar elde edildi.[97]Varılan sonuc şuydu: “Fenomende, tanıkların gorme duyusuyla ilgili yanılgılardan ote, gercek bir şey var. Bunlar disk biciminde, metalik gorunuşlu ve ucaklarımız gibi buyuk cisimlerdir.” Ayırt edici ozellikleri; “yukseliş hızları, son derece yuksek manevra kabiliyetleri”, genellikle gurultu cıkarmadan, havaya bir şey yaymadan ve bazen grupca ucmaları ve “bir ucak veya radarca saptandıkları an duşmanca bir niyete sahip olmadıkları halde kacma davranışı gostermeleridir.” [98]
Hava Kuvvetleri’nin 1954’teki 200-2 talimatı UFO’ları “bir davranışa sahip, aerodinamik veya alışılmamış ozellikler gosteren, bilinen hicbir ucak ya da fuze tipine benzemeyen ya da alışılmış hicbir cismin mutlak olarak eşi, benzeri olmayan her cisim” olarak tanımlamaktaydı. Bu talimat B kategorisindeki UFO’ların “A.B.D.’nin guvenliği bakımından olası bir tehdit” olarak incelenmesi gerektiğini ve teknik durumlarının ortaya konmasını şart koşuyordu. Ayrıca Hava Kuvvetleri acıklanmamış olaylarla ilgili olarak basınla tartışmama ya da izinsiz beyanat vermeme konusunda uyarıldı. Kısaca, 1947 yılının Eylul sonunda UFO fenomeninin resmî olarak incelenmesi Hava Kuvvetleri’nce yapılmıştı. Bunu 1947 yılının sonunda Sign Projesi[99]soruşturması izledi ki, bu soruşturma 1948 sonunda Grudge Projesi[100] soruşturmasına donuştu. Bu soruşturmalar Hava Kuvvetleri’nin bu konudaki resmî soruşturmalarına 1970’te nokta koyan, 1952’de başlatılan unlu Mavi Kitap (İng. Blue Book)[101]Projesi soruşturmasıyla tamamlandı. “Ucan fincan tabakları” (İng. flying saucers) terimi yerine “UFO” teriminin kullanılmasını oneren kişi, “ucan fincan tabakları” teriminin gozlemlerin ceşitliliğini yansıtmadığını duşunen, Mavi Kitap Projesi’nin başında bulunan, yani bu projede birinci mudur olan yuzbaşı Edward J. Ruppelt’tır. Ruppelt sozkonusu alandaki deneyimini “UFO” teriminin ilk kez kullanıldığı kitap olan "The Report on Unidentified Flying Objects" adlı kitabında anlatmıştır.[102]
Sign Projesi [değiştir]
Sign Projesi ilk ucandaire gozlemlerinden sonra, general James Harold "Jimmy" Doolittle’ın 1946’da « hayalet fuzeler » olayı sırasındaki bir soruşturmasının[103] ve general Schulgen tarafından 1947 yazında yapılan, "ucan nesnelerin maddi gercekliği"ni ortaya koyan incelemesinin ardından başlatıldı[104]ve A.B.D. Hava Kuvvetleri’nin UFO’lar uzerine ilk resmî bilimsel incelemesi oldu. Bu proje Hava Kuvvetleri’nin Ohio’daki Write-Patterson Ussu’nde Hava Levazım Komutanı general Nathan F. Twining’in girişimiyle 1947 yılı sonunda başlatıldı ve 1948 yılı sonuna kadar surdu ve 16 Aralık 1948’de yerini Grudge projesine terketti.
Avcı ucağının patlamasıyla sonuclanan Mantell Olayı’nın temsilî resmi
Proje yuzbaşı Robert R. Sneider’in başkanlığında surduruldu. Proje “dar kapsamlı bir başlangıc” olarak sınıflandırılmakla birlikte, varlığı kamunun geniş kesiminde duyuldu ve kamuda adından genellikle “Fincan tabağı Projesi” olarak soz edildi. Proje, bilim insanlarından oluşan, UFO’ların yıldızlarla ve meteorlarla karıştırılmaması icin UFO olaylarında “ayırt etme gorevi”yle sorumlu astronom Josef Allen Hynek[105]gibi bilim danışmanlarını bunyesinde bulunduruyordu.
Sign Projesi calışmaları başladığında ilk girişim unlu Mantell Olayı’nın[106]incelenmesi oldu. Sign Projesi’nin soruşturmacıları Mantell’ın olay sırasında baygınlık gecirdiği ve Venus gezegenini UFO sandığı sonucuna vardı. Fakat ne tanıkların olayı destekleyen gozlemlerine bir acıklama getirmişlerdi, ne de ucuş halindeki ucağın patlamasına. Bununla birlikte diğer olayların da soruşturulması sonucunda Sign Projesi soruşturmacıları “Dunya-dışı canlılar hipotezi”ne[94] daha yakın hale geldiler ve Pentagon’a hazırladıkları Estimate of the situation Raporu’nu[86] sundular. Bu raporda Sign Projesi’nde gorevli bilim insanları en esrarengiz (en acıklanamayan) UFO’ların mahiyetinin izah edilmesinde neden “Dunya-dışı canlılar hipotezi”ni daha akla yakın bulduklarını acıklıyorlardı. Fakat rapor general Hoyt S. Vandenberg tarafından reddedildi.[107]Rapor birkac ay sonra kamuya yansımışsa da, zamanla az cok unutuldu. Bu soruşturmanın yerini 1948 sonunda başlatılan Grudge Projesi soruşturması aldı.
Grudge Projesi [değiştir]
Grudge Projesi 1949 ve 1952 yılları arasında UFO fenomenini incelemekle gorevlendirilen A.B.D. Hava Kuvvetleri’nin ikinci resmî incelemesi oldu. Başında general Charles Cabell’ın bulunduğu proje bazı şupheli aydınlatmalardan dolayı cok tartışılan bir proje oldu.[108]Kimileri bu projeyi A.B.D. Hava Kuvvetleri’nin Sign Projesi sonuclarına cevaben (karşılık olarak) bir “kasten yanlış bilgi verme (dezenformasyon) girişimi” diye nitelendirdi.[109] Sign Projesi gibi Grudge Projesi de UFO olaylarının coğunu yanılmalardan kaynaklanan olaylar olarak ele aldı. Fakat Sign Projesi’nin soruşturmacıları tanımlanamayan ve esrarengiz kalan bazı olayların varlığını da kabul etmekteyken, acıklanamayan bir olay olmayacağı goruşundeki Grudge Projesi soruşturmacıları "tanımlanamayan olaylar"ın hepsini de muhtemelen bilinen fenomenlerden kaynaklanan olaylar olarak niteledi. Ayrıca Grudge Projesi soruşturmacıları bunu Amerikalılar'a acıklamak uzere bir halkla ilişkiler kampanyası başlattılar.
Bir meteoroloji balonu.
Ağustos 1949’da Grudge Projesi ekibi tum incelemelerin UFO gozlemlerinin şu nedenlerden kaynaklanan olaylar olduğunu acıklayarak raporunu bitirdi:
Bilinen nesnelerle ilgili bir yanılma (meteor, meteoroloji balonu, yapay uydu gibi nesnelerin UFO sanılması).
Bir tur kolektif histeri ve sinirlilik (kalabalık bir insan topluluğu tarafından yapılan UFO gozlemlerine getirilen acıklama)
Gozlemde bulunduğunu uydurma.
Psikiyatrik rahatsızlıklar.
İleriki bir tarihte Mavi Kitap Projesi’nin başkanı olacak Edward J. Ruppelt, Grudge Projesi’ne ilişkin olarak 1956’da "The Report on Unidentified Flying Objects" adlı kitabında şoyle yazıyordu: “İsim ve yer değişikliğiyle birlikte amac da değişmişti; amac acıkca belliydi: UFO’lar sıkıntısından kurtulmak… Bu, hicbir yerde yazılmadı, fakat Grudge Projesi’nin gercek amacında neyin sozkonusu olduğunu gormek icin pek fazla bir caba harcamaya gerek yoktu. İtiraf edilemeyen bu amac, her ilişki, emir ve hizmet notunun ardından kendini acıkca gostermekteydi.”
Grudge Projesi’nin sorumlu istihbarat subayı Jerry Cummings, 1951 yazının başlarında şu beyanatı yaptı: “Herkes Grudge Projesi’nin soruşturmacılarıyla alay ediyor. Oysa ATIC’in[110] başındaki general Harold Watson’ın emri uzerine Grudge Projesi’nin calışanları yalnızca kendilerine gonderilen raporları sistemli bir şekilde eleyerek değerlendirmektedir. Onların calışması yalnızca Washington’un hoşuna gidecek yeni ve orijinal acıklamalar onermekten ibarettir.”[111] Onceki projede gorev almış sorumlu bilim insanlarından biri olup, daha sonra “Dunya-dışı canlılar hipotezi”nin taraftarlarından biri haline de gelmiş bulunan astronom Josef Allen Hynek Grudge Projesi’ni aynı nedenlerle (kasten yanlış bilgi verme) eleştirdi. Bu yuzden “Dunya-dışı canlılar hipotezi”ni savunan ufologlar Grudge Projesi’ni halkın UFO’lara ilgisini kesmesini amaclayan bir aldatma operasyonu olarak kabul ederler.
12 Eylul 1951’de yuzbaşı Edward J. Ruppelt, ertesi yıl Mavi Kitap Projesi haline gelecek Grudge Projesi’nin başına getirildi.
Mavi Kitap Projesi [değiştir]
Başında Edward J. Ruppelt’ın bulunduğu Mavi Kitap Projesi Amerikalılar’ın UFO fenomeni uzerine yapılmış incelemelerinin en unlusu oldu. Mavi Kitap Projesi’nin uc resmî amacı şunlardı:
UFO gozlemi tanıklıklarının hepsi icin bir acıklama bulmak.
A.B.D.’nin guvenliği konusunda UFO’ların bir tehdit oluşturup oluşturmadığını saptamak.
UFO’ların A.B.D.’den daha ileri, yararlanılabilecek bir teknolojiye sahip olup olmadıklarını saptamak.
Bu amaclara bir de, ileride, siyasi yorumlara cevap vermek uzere Mavi Kitap Projesi so