Mulk Suresi

Mulk suresi otuz Âyettir ve Mekke´de nazii olmuştur.

Bu sure-i celile, kainatta mevcut olan mulk ve varlıkların Allaha ait oldu ğunu beyan ederek başlıyor.

Mekki surelerin ozelîiğini taşıyan bu sure-i celilede, insanların, sağlam bir inanca sahib olmaları icin kainat duzenine bakmaları, gokleri temaşa etmele ri tavsiye ediliyor ve bu bakışta insanın acz ve mağlubiyete uğrayacağı beyan ediliyor.

Rablerini inkar edenlerin cehennem azabına uğratılacakları haber verili yor ve bu cehennem azabının da şiddetli olacağı ifade ediliyor.

Rablerine iman edenler icin de buyuk bir mukÂfaatın bulunduğu mujdele iyor. Allah tealanın, cereyan eden butun hadisattan haberdar olduğu zikredili yor.

Âhirette azabı gorunce inkarcıların yuzlerinin simsiyah kesileceği ve bu dunyadayken Âhireti ve hesabi yalanlayanların tabi olacakları azabın kendilerine gosterilerek "İşte hakkında ısrarla iddiada bulunduğunuz azap budur." deneceği ifade buyuruiuyor.

Sure-i celile, Allah tealanın biz kullarına vermiş olduğu nimetlerin en bu-(Terbiyeden-Yoksunum)-yuklerinden biri olan, hatta maddi hayatımızın devamı icin cok onemli bir mad de olan suyun, nimet olarak buyukluğune işaret eden şu Âyet-i kerime ile sona eriyor:

"De ki: "Soyleyin bana, suyunuz yerin dibine cekilse size kim bir akar su getirebilir "[1]


Sure-İ Celilenin Fazileti


Peygamber efendimiz (s.av.) bir hadis-i şerifinde şoyle buyurmuştur:

"Kur´anda otuz Âyetten meydana gelen bir sure bir kişi icin şefaatci oldu ve onun gunahları affedildi. Bu sure suresidir."[2]

Cabir b. Abdullah diyor ki:

"Resulullah (s.a.v.) Secde suresini ve Mulk suresini okumadan uyamazdı."[3]

Abdullah b. Abbas diyor ki:

"Resulullahın sahabilerintlen biri bir kahirin uzerine, oranın kabir oldu -ğunu bilmeyerek bir cadır kurmuştur. Sonra orada bir kimsenin Mulk suresini sonuna kadar okuduğunu işitmiştir. Sahabi Resulullaha gelip: "Ey Allahın Resu -lu, ben bir kabir uzerine bir cadır kurdum. Oranın kabir olduğunu bilmiyordum. Bir de ne goreyim, onun icinde birisi Mulk suresini okuyor. Sureyi sonuna ka dar okudu." demiştir. Resulullah: "Bu sure, engel olan ve kurtarıcı olan bir sure-dir.Bu sure okuyanı kabir azabından kurtarır."[4] buyurdu.[5]



Rahman ve Rahim olan Allanın adıyla.



1- Mulk elinde olan´Alllah, yucedir. O herşeye galiptir.

Dunya ve-Âhiretin mulku ve saltanatı, emir ve hukmu elinde bulunan Al-(Terbiyeden-Yoksunum)-lah, yucedir, buyuktur. O herşeye kadirdir. O, herhangi bir şey yapmak istedi ğinde hicbir şey ona mani olamaz. O, hicbir şeyden Âciz değildir.[6]



2- Hanginizin daha iyi amel işleyeceğini denemek icin olumu ve ha -yatı yaratan O´dur. O, herşeye galiptir, cok affedendir.

Olumu de hayatı da yaratan O´dur. O, dilediğini oldurur, dilediğini de belli bir sureye kadar yaşatır. Boylece icinizden hanginizin amelinin, daha guzel olduğunu oitaya koymuş olur. O, kendisine karşı gelenlerden intikam almakta pek gucludur, tevbe edenlere karşı da cok affedendir.

Katade bu Âyeti izah ederken diyor ki: "Allah, insanoğlunu olum hadise iyle zelil kılmıştır. Dunyayı yaşama ve yok olma yurdu yapmıştır. Âhireti ise dunyada yapılanların karşılığının verildiği ve devamlı olan bir yurt kılmıştır.[7]



3- Yedi goğu tabakalar halinde yaratan O´dur. Scn,rahman olan Al-lahın yarattıklarında bir duzensizlik goremezsin. Gozunu goğe cevir bak, bir aksaklık gorebiliyor musun "

Yedi goğu birbiri uzerinde tabakalar halinde yaratan O´dur. Ey duşunen insan sen, Alllahın yarattığı gokler, yerler ve diğer şeylerde bir duzensizlik ve bir celişki goremezsin. Gozunu o yaratıklara dondur ue bak. Onlarda bir kusur, bir aksaklık gorebiliyor musun

Âyette gecen ve "Aksaklık" diye tercume edilen "Futur" kelimesinin manası, Abdullah b. Abbas´a gore zayıflık, Katade´ye gore "Bo -zukluk", Sufyan es-Sevri´ye gore "Catlak ve yarık" demektir.[8]



4- Sonra gozunu iki defa daha cevir, bak. Goz, perişan ve bitkin bir halde sana donecektir.

Sonra ey Âdemoğlu, gozunu, bir kere baktıktan sonra bir kere daha cevir ve yaratılanlara bak. Sen onlarda hicbir eksiklik gorebilir misin Bunu asla go remeyeceksin. Gozun, zelil ve bitkin bir halde geriye donmuş olacak, herhangi bir kusur ve eksilik bulamayacaktır.

"Perişan" diye tercume edilen kelimesinden maksat, "Aşa ğılanmış, zelil olmuş." demektir. "Bitkin" diye tercume edilen kelimesinden maksat ise "Bitkin, yorgun, korelmiş" demektir.

Allah teala bu Âyetlerde, gokleri cok dakik ve muntazam bir şekilde ya-(Terbiyeden-Yoksunum)-rattığını, onlara bakıldığında herhangi bir kusur ve eksiklik gormenin mumkun olmayacağını beyan ettikten sonra bundan sonraki Âyette de goklerin yıldızlarla donatılmasının sır ve hikmetlerinden bir kısmını acıklıyor ve buyuruyor ki:[9]



5- Biz dunya semasını, lamba gibi parlayan yıldızlarla donattık. On -larla şeytanların taşlanmasını sağladık. Âhircttc de biz, şeytanlara, alev alev yanan bir azap hazırladık.

Katade bu Âyetin izahında diyor ki: "Allah teala bu yıldızıları uc şey icin yaratmıştır. Bunları, goklerin susu olmaları icin, şeytanları taşlamak icin ve kendileriyle yol bulmak icin yaratmıştır. Kim bunlar hakkında bundan başka bir yoruma gidecek olursa o sadece kendi şahsi goruşunu ileri sunnuş olur. Bu ba-(Terbiyeden-Yoksunum)-kımdan başarısızlığa uğrar ve bilmediği bir şey hakkında kendisini zorlamış olur.

Allah teala, Âyet-i kerimenin sonunda, dunyada yıldızlarla taşlanan şey tanların, Âhirette de alev alev yanan cehennem azabına konulacaklamı beyan e miştir.





6- Rablcrini inkar edenler icin cehennem azabı vardır. O, ne kotu bir yerdir.[11]



7- Cehenneme atıldıkları zaman onun kaynarken cıkardığı uğultuyu duyarlar.[12]



8- Cehennem ofkesinden parcalanacak hale gelir. Cehenneme her topluluk atıldığında zebaniler onlara: "Size bir uyarıcı gelmemiş miydi." diye soracaklardır.[13]



9- Onlar da "Evet uyarıcı gelmiş fakat biz yalanlamıştık ve Allah hicbir şey indirmedi. Siz ancak buyuk bir sapıklık icindesiniz." demiştik diye cevap verdiler.[14]



10- "Eğer dinlesek veya duşunseydik, alev alev yanan cehennemin ehlinden olmazdık." derler.[15]



11- İşte boylece gunahlarını itiraf ederler. Kahrolsun alev alev yanan cehennem ehli.





12- Gormedikleri halde rabîcrinden korkanlar icin bir bağışlanma ve buyuk bir mukafaat vardır.




13- Sozunuzu ister gizleyin ister acığa vurun. Şuphesiz ki Allah, kalblcrin ozunu cok iyi bilendir.

Ey insanlar, sozunuzu ister gizleyin ister acıkca soyleyin. Bu, Allah icin farketmez. Zira o, goğuslerin ozunu bilendir. Onların ozunu bilen Allah, elbette ki konuştuklarının her ceşidini de cok iyi bilir.[18]



14- Yaratan hic bilmez mi Halbuki o, hcrşcyi butun incelikleriyle bilendir ve herşeyden hakkıyla haberdardır.

Hîc, yaratan rab yarattığı şeyleri bilmez mi Yarattıklarından herhangi bir şey ona gizli kalır mı Halbuki o, kullarının butun inceliklerini cok iyi bilen ve butun yaptıklarından haberdar olandır.

Allah teala, bundan sonra gelecek Âyetlerde, kullarına lutfettiği yeryuzu nu, ondaki nimetleri, goğu ve diğer nimetlerini hatırlatarak buyuruyor ki:[19]



15- Yeryuzunu size boyun eğdiren O´dur. Yeryuzunun her tarafında gezip dolaşın ve Allanın vermiş olduğu rızıklardan yeyin. Dİrildiktcn sonra donuş ancak onadır.

Âyet-i kerimede gecen ve "Yeryuzunun tarafları" diye tercume edilen Menasik kelimesinin manası, Abdullah b. Abbas, Beşir b.K´b ve Katade´ye gore "Yeryuzunun dağlan" demektir. Mucahid ve Suddi´ye gore ise bu kelimenin manası "Yeryuzunun etrafı, vadileri ve yollan." demektir. Ab dullah b. Abbas ve Katade´den nakledilen ikinci bir goruş de bu istikamettedir.

Taberi de bu goruşu tercih etmiş,meal de bu goruşe gore hazırlanmıştır.[20]



16- Gokte olanların, Allanın emriyle sizi, yerin dibine getirmeyece -ğinden emin misiniz O vakit bir de bakarsınız ki yeryuzu şiddetle sarsılıp calkalanıyor.[21]

__________________