Arkadaşlar Eleştiri yapmadan once lutfen bi okuyun..
1. Giriş
Nisa Suresinin 11., 12. (ve 176.) ayetleri, detaylı olarak miras paylaşımının nasıl olacağını duzenliyor. Bu ayetlerin icerdiği apacık matematik hatasını duzeltmek icin, İslam Miras Hukuku'nda -ayetlerdeki acık hukumden sapan- bir takım pratik yontemler geliştirilmiş ve 1.400 yıldır hata yokmuş gibi davranılmış.
Baştan belirteyim ki, aşağıdaki metinde kendi kafama gore ayetleri yorumlayarak ve kendi uydurduğum ornekler uzerine keyfî bir şekilde uygulayarak kasıtlı bir hata cıkartma girişimim yok. Gerek ornekler, gerek ayetlerin yorumu ve ornekler uzerine uygulanışı bizzat İslam Miras Hukuku'nun ("Feraiz ilminin") ongorduğu şekilde ele alınmıştır.
Başvurulan İslami Eserler:
• Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Celal Yıldırım, Uysal Kitabevi, 3. Cilt, VIII. Bolum: İslam Miras Hukuku (Feraiz) S. 284-296
• Dort Mezhebe Gore İslam Fıkhı, Camisab Ozbek, Ravza Yayınları, 4. Cilt, 69. Bolum: Feraiz.
• el-İhtiyar, el-Mavsili, ceviren: Mehmet Keskin, Umit Yayınları, Feraiz Bolumu, Avl Başlığı
• Feteva-i Hindiyye, Akcağ Yayınları, Miras Bolumu, Başık "13-Avliyye"
• Fıkhu's-Sunne - Ayet ve Hadislerle İslam Hukuku, Seyyid Sabık, Pınar Yayınları, 22. Bolum, Miras İlmi, Avl
• Acıklamalı MinhÂc Tercumesi (MinhÂcu't-Talibin), İmam Nevevi, Kahraman Yayınları, Feraiz Bolumu
• Ğayet’ul-İhtisar ve Şerhi, Kadı Ebu Şuca, Ravza Yayınları: 402-405.
2. Nisa Suresi'nin 11. ve 12. Ayetleri
Ayetlerin başındaki linklere tıklayarak, hem Arapcasını hem de diğer butun Turkce meallerini de okuyabilirsiniz.
Nisa/11
Allah, size, cocuklarınız(ın alacağı miras) hakkında, erkeğe iki dişinin payı kadarını emreder. (Cocuklar) ikiden fazla kız iseler, (olenin geriye) bıraktığının ucte ikisi onlarındır. Eğer kız bir ise (mirasın) yarısı onundur. Olenin cocuğu varsa, geriye bıraktığı maldan, ana babasından her birinin altıda bir hissesi vardır. Eğer cocuğu yok da (yalnız) ana babası ona varis oluyorsa, anasına ucte bir duşer. Eğer kardeşleri varsa, anasının hissesi altıda birdir. (Bu paylaştırma, olenin) yapacağı vasiyetten ya da borcundan sonradır. Babalarınız ve oğullarınızdan, hangisinin size daha faydalı olduğunu bilemezsiniz. Bunlar, Allah tarafından farz kılınmıştır. Şuphesiz Allah, hakkıyla bilendir, hukum ve hikmet sahibidir.
Nisa/12
Eğer cocukları yoksa, karılarınızın geriye bıraktıklarının yarısı sizindir. Eğer cocukları varsa, bıraktıklarının dortte biri sizindir. (Bu paylaştırma, olen karılarınızın) yaptıkları vasiyetlerin yerine getirilmesi, yahut borclarının odenmesinden sonradır. Eğer sizin cocuğunuz yoksa, bıraktığınızın dortte biri onlarındır. Eğer cocuğunuz varsa, bıraktığınızın sekizde biri onlarındır. (Yine bu paylaştırma) yaptığınız vasiyetin yerine getirilmesinden, yahut borclarınızın odenmesinden sonradır. Eğer kendisine varis olunan bir erkek veya bir kadının evladı ve babası olmaz ve bir erkek veya bir kız kardeşi bulunursa, ona altıda bir duşer. Eğer (kardeşler) birden fazla olurlarsa, ucte birde ortaktırlar. (Bu paylaştırma varislere) zarar vermeksizin yapılan vasiyetin yerine getirilmesinden, yahut borcun odenmesinden sonra yapılır. (Butun bunlar) Allah’ın emridir. Allah, hakkıyla bilendir, halîmdir (hemen cezalandırmaz, muhlet verir.)
3. Ayetlerleki İlk Tuhaflık
Aslında bu ayetlerde goze carpması gereken ilk tuhaflık birazdan uzunca ele alınacak olan Kuran'daki matematik hatasından neredeyse daha da ilginc: Allah neden kıyamete kadar butun zaman ve mekÂnlar icin detaylı bir şekilde mirasın tam olarak nasıl boluşturuleceğini emretsin?
Kuran cok daha onemli konularda, orneğin devlet başkanının nasıl tayin edileceği, "şûra"da yer alacak kişilerin nasıl, kim tarafından belirleneceği, ibadetlerin tam olarak nasıl icra edilmesi gerektiği gibi konularda hemen hemen hicbir somut duzenleme bulundurmaz. Hukuk sistemi icin mirastan cok daha muhim denilebilecek alanlarda bu kadar detaylı ayetler yok. Hatta bircok alim bu durumu "İslam Hukukunun esnekliği ve evrensel olmasının bir gereği" olarak yorumlar ve Allah'ın kullarına değişen şartlara gore (İslam'ın ozune sadık kalarak) somut kuralları değiştirmelerine izin vermekle ne kadar da rahmetli davrandığını soyler.
HÂl boyle iken, neden miras gibi nisbeten daha onemsiz, ustelik cok daha değişken olması gereken bir konuda bu kadar detaylı hukumler gelmiş? Neden musluman toplumlara kıyamete kadar, ekonomik, sosyal, kulturel, demografik şartlar ne olursa olsun, miras paylaşımını tam olarak bu şekilde yapmak emredilmiş? Ve neden bu paylaşım her zaman ve her yerde en Âdil, hatta tek Âdil secenek olsun?
4. Ayetlerdeki Duzenleme Tekniği
Yukarda okuyabildiğimiz Nisa Suresi'nin 11. ve 12. ayetleri daha sonra gelen 176. ayetle birlikte miras paylaşımını duzenler. Metni kısa tutmak icin 176. ayeti yukarda alıntılamadım. Cunku acıklamaları sadece Nisa 11 ve 12'yi ilgilendiren orneklerle kısıtlı tutacağım ve aşağıda sadece bir yerde 176. ayetin de kapsamına giren bir ek ornek vereceğim.
Her uc ayet de birden cok cumle icerir ve her bir cumle "eğer şoyle ise, şu varise (mirascıya) şu kadar verilir" şeklinde duzenlemeler getirir.
Mesel bir ayetin bir cumlesinde "olenin eğer cocuğu yoksa annesine şu kadar" diye gecer, diğer ayetin başka bir cumlesinde "olenin eğer cocuğu yoksa kocasına şu kadar" diye gecer. Pratikte eğer olen bir kadının cocuğu yok, fakat annesi ve kocası var ise, bu somut durum icin her iki cumle de aynı derecede ve doğrudan gecerli olur. Yani "eğer cocuk yoksa anneye şu kadar" cumlesi bir tek olenin sadece annesinin olduğu, başka kimsesinin (orneğin eşinin) olmadığı durumu duzenlemekle kalmıyor. Zaten bu mantıksız olurdu, cumle sadece ve sadece bu durumu (olenin varis olarak yalnızca annesinin kaldığı durumu) duzenlemiş olsaydı, neden anneye sadece ucte bir versin? "Eğer cocuk yoksa anneye şu kadar" cumlesi, olenin cocuğunun olmadığı, fakat annesinin olduğu her durum icin doğrudan gecerli (olenin eşi olsa da, olmasa da).
Başka bir deyişle, pratikte cıkabilecek olan durumlar (varis tabloları) tek tek bir butun olarak tek bir ayet veya tek bir cumle butunluğu icerisinde ele alınmamış. Dolayısıyla ayetleri herhangi bir somut durum (varis tablosu) uzerinde uygulamak istediğimizde, uc ayeti de cumle cumle okuyacağız ve işlemekte olduğumuz somut durum (varis tablosu) icin gecerli olan cumleleri tespit edeceğiz.
Ornek:
İlkin ornek olarak sorunsuz bir olaya bakalım.
Cocukları ve babası olmayan bir kadın (borc ve vasiyet bırakmadan) olur. Geriye sadece annesi, kocası ve uc (aynı anadan, farklı babalardan) erkek kardeşi kalır.
Olen kadının malı, varisler (mirascılar) arasında nasıl boluşturulecek?
Yukardaki ayetleri okuyoruz ve bu somut durum icin gecerli olan cumleleri tespit ediyoruz.
Nisa/11'den: "Eğer kardeşleri varsa, anasının hissesi altıda birdir."
Nisa/12'den: (Koca icin) "Eğer cocukları yoksa, karılarınızın geriye bıraktıklarının yarısı sizindir."
Nista/12'den: "Eğer (kardeşler) birden fazla olurlarsa, ucte birde ortaktırlar."
Demek ki:
anneye: 1/6
kocaya: 1/2 = 3/6
3 kardeşe (toplam): 1/3 = 2/6
Gorulduğu gibi bu somut durumda toplam 6/6 = 1 cıkıyor. Yani pay ile payda eşit. Ve miras aynen ayette yazılı olan oranlarıyla paylaştırılabiliyor.
(Not: Tefsirlerin coğunluğuna gore, Nisa/12'de adı gecen "kardeşler" sadece anne tarafından olan kardeşleri kapsamakta, aynı anne ve aynı babadan olan kardeşlerin durumu ise 176. ayette duzenlenmekte. orn. bkz. ve bkz. Ayetin lafzında boyle bir anlam yok. Ama mufessirler boyle bir ayrıma gitmiş. Burada ele alınan mesele icin bir onemi de yok. Yukarda sadece sorunsuz bir duruma ornek getiriliyor. Eğer tefsirlerin bu yorumunu benimsiyorsanız, yukardaki ornek durumda kardeşler aynı anneden, farklı babalardan olsun. Eğer bu yorumu kabul etmiyorsanız tam oz kardeşler olsun.)
5. Malın Fazla Gelmesi ve Reddiye Meselesi
Yukardaki ornek durumda ayette belirtilen oranlar tam yetiyor, ne eksik kalıyor ne de fazla. Fakat elbette ki, bircok durumda ayetteki oranları dağıttığımızda mal fazla gelecek, yani artakalacaktır.
Orneğin cocuğu, kardeşi, anne-babası olmayan bir kadın (borc ve vasiyet bırakmadan) olur ve gerisinde bir tek kocasını bırakırsa
Nisa/12'deki "Eğer cocukları yoksa, karılarınızın geriye bıraktıklarının yarısı sizindir."
cumlesi gereği kocaya malın yarısı verilir. Diğer yarısı artar.
Veya cocuğu, babası ve kardeşi olmayan, fakat kocası ve annesi olan bir kadın olduğunde:
Nisa/11'deki: "Eğer cocuğu yok da (yalnız) ana babası ona varis oluyorsa, anasına ucte bir duşer."
Nisa/12deki: (Koca icin) "Eğer cocukları yoksa, karılarınızın geriye bıraktıklarının yarısı sizindir."
cumleleri uyarınca mal şu şekilde paylaştırılır:
anneye: 1/3 = 2/6
kocaya: 1/2 = 3/6
toplam: 5/6
Ve geriye malın 1/6'sı artakalmış, yani fazla gelmiş olur.
Ama bu gibi durumlarda herhangi bir sorun yok, cunku ayetlerde yazan hisseler sahiplerine verilebilmiştir.
Sorun sadece, fazla gelen malın kime ve nasıl verileceği. Bu soruya (İslam Miras Hukukundan bağımsız olarak) kendimizce alternatif cozumler uretmeye calışsak, mesel aklımıza şu secenekler gelebilir:
(1) Kimseye verilmeyip devlet hazinesine gecmesi,
(2) Ayetlerde gecmeyen yakınlara dağıtılması (dede, nine, hala, teyze, amca, dayı vs.),
(3) Ayetlerde gecen, hissesini almış varislere oranları nispetince (bir nevi bonus olarak) boluşturulmesi
vs.
İslam Miras Hukukunda (feraiz'de), duruma gore butun bu secenekler işleyebilmektedir. Miras konusuyla ilgili soylenmiş cok sayıda peygamber hadisine ve sahabe ictihatlarına dayanarak zaman icerisinde oldukca teferruatlı bir sistem geliştirilmiş. Orneğin belli şartlar yerine gelmişse, yukardaki 2. secenek işliyor, yani artan mal (oranları hadis ve ictihatlarla belirlenen) diğer yakınlara dağıtılıyor. Diğer bazı durumlarda 3. secenek işliyor, yani artan mal, ayetlerdeki hisselerini alanlar arasında (oranları nisbetince) tekrar boluşturuluyor.
Bu ucuncu seceneğe feraiz terminolojisinde reddiye ismi verilmiş. Artan mal, hisselerini alan varisler arasında tekrar boluşturulduğunden, varisler ayette yazan oranlardan daha fazla almış oluyor. Ama burda ilkesel bir sorun yok, cunku neticede Kuran'da belirlenmiş olan oranlar sahiplerine verilebilmiş.
Gerci sahabenin buyuklerinden Zeyd bin Sabit reddiye yontemine karşı cıkmış ve bu durumlarda kalan malın devlet hazinesine (beytu'l male'e) bırakılması gerektiğini savunmuş.
• bkz. Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi, 3. Cilt, VIII. Bolum: İslam Miras Hukuku (Feraiz), S. 236
Ama bu tartışmanın, hemen aşağıda işlenilecek olan matematik hatasıyla bir ilgisi yok. Cunku malın fazla geldiği durumlarda, artakalan kısmı reddiye yontemiyle hisselerini alan varislere (bonus olarak) boluştursek de, ayette gecmeyen yakınlar arasında paylaştırsak da, devlet hazinesine gecirsek de, fakir fukaraya dağıtsak da, her halukÂrda ayette yazan oranlar sahiplerine verilebilmiştir.
6. Kuran'daki Matematik Hatası: Malın Az Gelmesi -
Pay'ın Payda'dan Buyuk Cıkması
Fakat bazı durumlar da var ki, ayetlerdeki oranları dağıtmaya calıştığımızda, mal yetmiyor, pay paydadan buyuk cıkıyor. Ayetlerin hazırlanmasında belli ki bu durumlar duşunulememiş ve boylece cok bariz bir hata yapılmış. Mesel birisi bize "Şu pastanın yarısını Fatma'ya, yarısını Ayşe'ye, ucte birini de Hatice'ye ver" dese, muhtemelen bu kişinin ya şaka yaptığını sanarız, ya da zekÂsından şupheleniriz.
İşte ayetleri uygulamaya calıştığımızda tam olarak bu absurt sonucun cıktığı birden cok durum (varis tablosu) var. Bu durumlar, fıkıh kitaplarının "feraiz" (miras hukuku) bolumunde işlenmekte. Burada sadece iki tanesini ornek olarak ele almakla yetinebiliriz.
Ornek 1: Kardeşleri olmayan bir adam (borc ve vasiyet bırakmadan) olur. Geriye uc kız cocuğu, annesi, babası ve karısı kalır.
Bu durum icin gecerli olan cumleleri okuyalım:
Nisa/11'den: "(Cocuklar) ikiden fazla kız iseler, (olenin geriye) bıraktığının ucte ikisi onlarındır."
Nisa/11'den: "Olenin cocuğu varsa, geriye bıraktığı maldan, ana babasından her birinin altıda bir hissesi vardır."
Nisa/12'den: (Karı icin) "Eğer cocuğunuz varsa, bıraktığınızın sekizde biri onlarındır."
uc kız cocuğuna (toplam): 2/3 = 16/24
anneye: 1/6 = 4/24
babaya: 1/6 = 4/24
karısına: 1/8 = 3/24
toplam: 27/24 !
Boyle bir paylaşımı yapmak ise matematiksel olarak imkÂnsız. Cunku pay, payda'dan buyuk cıkıyor. Yani mal yetmiyor.
Ne yaparsak yapalım, malı bu şekilde boluşturemiyoruz. Ya ayette gecen oranları kendimizce azaltacağız, ya da ayette hak sahibi olan bazı varislere hicbir şey vermeyeceğiz. Ama her halukÂrda, ayette yazan oranları butun hak sahiplerine vermek mumkun değil!
Bu ornek durumda ayetlerin kasıtlı veya kasıtsız yanlış uygulanması soz konusu değil. Hem ayetlerin lafzından da acıkca bu sonuc cıkıyor. Hem de zaten bizzat İslam Fıkıhı eserlerinde bu durum aynen bu şekilde ele alınmakta:
bkz orneğin:
• Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi, 3. Cilt, VIII. Bolum: İslam Miras Hukuku (Feraiz) S. 288
• Camisab Ozbek, Dort Mezhebe Gore İslam Fıkhı, Ravza Yayınları, 4. Cilt, 69. Bolum: Feraiz, el-Minberiyye Meselesi
• İmam Nevevi, Acıklamalı MinhÂc Tercumesi (MinhÂcu't-Talibin), Kahraman Yayınları, Feraiz Bolumu, "B. Meselelerin Halleri ve Avil (Yukselme)
• Seyyid Sabık, Fıkhu's-Sunne - Ayet ve Hadislerle İslam Hukuku, Pınar Yayınları, 22. Bolum, Miras İlmi, Avl
• Kadı Ebu Şuca, Ğayet’ul-İhtisar ve Şerhi, Ravza Yayınları, 402-405.
Not: Yukardaki eserlerin bazılarında bu ornek 3 kız cocuk olarak değil, 2 kız cocuk olarak ele alınmış. Nisa/11'de kız cocuk tek ise ve ikiden fazla ise ne olacağı belirtiliyor, fakat tam iki ise ne olacağı hakkında lafzen acık hukum yok. Alimlerin buyuk coğunluğu, kız cocuğunun iki olmasını, ikiden fazla olmasıyla eşit olarak değerlendirmekte (yani kız iki olursa da, Nisa/11 gereği toplam ucte iki vermekte). Buradaki ornekte ozellikle 3 kız cocuğu secildi ki, hicbir tartışma olmasın. Ayetin acık hukmune gore 3 kız cocuğuna her halukÂrda toplam ucte iki verilmesi gerekiyor.
Ornek 2: Cocuğu ve babası olmayan bir kadın olur ve geriye annesini, kocasını ve bir oz kız kardeşini bırakır.
Nisa/11'den: "Eğer cocuğu yok da (yalnız) ana babası ona varis oluyorsa, anasına ucte bir duşer."
Nisa/12'den: (Koca icin) "Eğer cocukları yoksa, karılarınızın geriye bıraktıklarının yarısı sizindir."
Nisa/176'dan: "Cocuğu olmayan bir kişi olur de kız kardeşi bulunursa, bıraktığı malın yarısı onundur."
anneye: 1/3=2/6
kocaya: 1/2=3/6
oz kız kardeşe: 1/2=3/6
toplam: 8/6 !
Bu durum da fıkıh kitaplarında aynen bu şekilde hesaplanır. Hatta bu orneğin Halife Omer doneminde gundeme gelen ve tarihde ilk defa "avliye" metodunun uygulandığı durum olduğu rivayet edilir. Bu durumun İslam Hukukcularınca aynen bu şekilde ele alındığına dair:
bkz.
• Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi, 3. Cilt, VIII. Bolum: İslam Miras Hukuku (Feraiz) S. 287
• el-Mavsili, el-İhtiyar, ceviren: Mehmet Keskin, Umit Yayınları, Feraiz Bolumu, Avl Başlığı
• Kadı Ebu Şuca, Ğayet’ul-İhtisar ve Şerhi, Ravza Yayınları, 402-405.
7. Ehli Sunnetin (Halife Omer'in) "Cozumu":
Avliye Yontemi
Ayetlerdeki hesap hatasını gun yuzune cıkartan ilk fiilî durum ikinci halife Omer'in hilafeti doneminde vukû bulmuş. Olen bir muslumanın malının varislere devlet eliyle boluşturulmesi gerekmiş. Fakat ayetlerdeki belirlenen oranları vermeye calışınca, (yukardaki ornekte olduğu gibi) pay payda'dan buyuk cıktığından bu mumkun olmamış. Omer de durumu bir takım onde gelen sahabeyle istişare ettikten sonra şoyle bir "cozum" yoluna gitmiş: Oranlardaki payda'yı yukselterek pay'a eşitlemiş, yani hak sahibi mirascılara ayetteki acık hukme gore verilmesi gereken oranları malın yeteceği şekilde eksiltmiş. Sahabelerden İbn Abbas ise bu uygulamaya itiraz edenlerden olmuş.
bkz.
• el-Mavsili, el-İhtiyar, ceviren: Mehmet Keskin, Umit Yayınları, Feraiz Bolumu, Avl Başlığı
• Camisab Ozbek, Dort Mezhebe Gore İslam Fıkhı, Ravza Yayınları, 4. Cilt, 69. Bolum: Feraiz.
İlk olarak Halife Omer'in uyguladığı ve hanefi, şafii, maliki ve hanbeli mezbelerince (yani Ehl-i Sunnet'in dort mezhebince de) kabul goren bu yontemi yukardaki orneklere uygulayalım.
Ornek 1: Durum şoyleydi:
uc kız cocuğuna (toplam): 2/3 = 16/24
anneye: 1/6 = 4/24
babaya: 1/6 = 4/24
karısına: 1/8 = 3/24
toplam: 27/24
Ehl-i Sunnet'in yontemine gore bu durumda eksik kalan payda, coğaltılarak pay'a eşitleniliyor (Bu yuzden bu işleme "avliye" denmiş. "avl", yukseltme, coğaltma anlamına geliyor.) Yani 24 sayısı, 27'ye donuşturuluyor ve taksim 27 payda'sı uzerinden yapılıyor:
uc kız cocuğuna (toplam): 2/3 = 16/24 => 16/27
anneye: 1/6 = 4/24 => 4/27
babaya: 1/6 = 4/24 => 4/27
karısına: 1/8 = 3/24 => 3/27
toplam: 27/24 => 27/27
Boylece ayetteki acık hukme gore verilmesi gereken oranlar butun mirascılar icin duşurulmuş oluyor. Yani yukardaki durumda mesel anne 1/6 = 4/24 alması gerekirken, sadece 4/27 alıyor.
Ornek 2:
anneye: 1/3=2/6 => 2/8
kocaya: 1/2=3/6 => 3/8
oz kız kardeşe: 1/2=3/6 => 3/8
toplam: 8/6 => 8/8
Burda da aynen birinci ornekte olduğu gibi eksik kalan payda 6 yukseltilerek pay'a tamamlanmış ve butun mirascıların oranı duşurulmuş oldu. Orneğin anneye ayette ucte bir yazmasına rağmen, sekizde iki, yani dortte bir kaldı.
8. Şia'nın (İbn Abbas'ın) "Cozumu":
Oncelik Sırası Yontemi
Halife Omer'in bu uygulamasına karşı cıkan İbn Abbas'ın yontemine gore ise, pay'ın payda'dan buyuk cıktığı bu durumlarda soz konusu mirascılar arasında bir "oncelik sırası" belirleniliyor ve eksiklik sadece bu sıralamada sona kalanlara yansıtılıyor. Şia mezhebinin alimleri de bu yontemi esas almakta. Şia, kendi mezhebince bir takım ayet ve hadislere dayanarak bir oncelik sırası oluşturmuş: Orneğin mal yetmese de, eşlerin oranlarının duşurulemeyeceğini (yani karı-kocanın oncelikli olduğunu) soylemekteler. Bununla birlikte şii alimlerinin anne-baba oranlarında bir eksiltme olamayacağı veya eksikliğin sadece kız cocuklara yansıtılması gerektiğine dair coğunluk goruşleri olduğu soylenmekte. Ama gorulduğu kadarıyla Şia'nın da goruş birliğiyle baştan sona uzerinde anlaşabildiği herhangi bir oncelik sırası listesi yok ve farklı "ictihadlar" soz konusu.
Sonuc olarak Şia'nın onerdiği yontemle de ayetlerde apacık belirtilmiş olan oran(lar) eksiltilmek zorunda. Tek fark eksikliğin butun mirascılara değil, sadece bazılarına yansıtılması. Ama bu durumda da eksiklik kime yansıtılıyorsa, o mirascı Kuran'da belirtilmiş olan oranı alamamış oluyor. Cunku ayetlerde gecen oranları dağıtmak zaten imkÂnsız. Her halukÂrda birilerine ayette yazandan daha az verilmesi kacınılmaz.
9. Her İki Cozumun de Sakatlığı
Kuran'daki matematik hatasının bu kadar acık secik olmasına rağmen, inananlar bunu bile kabul etmemeyi başarabiliyorlar! Hele İslam Hukukcuları bu sorunu dillendirenleri surekli feraiz ilmini (İslam Miras Hukukunu) bilmemekle, anlamamakla suclarlar. Oysa ortada anlaşılması cok zor, cok derin bir mesele yok. Mesele yukarda anlatılandan ibaret: Kuran'daki hukumlere gore bazı durumlarda hesap tutmuyor! Bu engeli aşmak icin uygulamada yukarda sayılan yontemler bulunmuş, hatadan kaynaklı imkÂnsızlık pratikte aşılmış. Ama pratikte bunun aşılmış olması ve 1.400 yıldır fıkıh kitaplarında ve şerî uygulamalarda, yukarda tanıtılan yontemlerin oturmuş muesseseler hÂline gelmiş olması, hatanın hic olmadığı anlamına gelmez.
Ehli Sunnetin "avliye" metodu da, Şia'nın oncelik sırası metodu da, aslında Kuran'daki hatayı duzeltmek'ten başka birşey değil!
Bu "duzeltme" yontemleriyle bariz bir şekilde, Kuran'daki acık hukumden sapılıyor. Hukumden sapılıyor, cunku hukmun kendisini uygulamak matematiksel olarak imkÂnsız.
Bir ilk okul oğrencisi sınavda "2 + 2 = 3" yazarsa, oğretmen 3'un ustunu cizer, 4 yazar ve oğrenciye duşuk not verir. Biz bu durumda, "oğretmen talebenin hatasını duzeltti" deriz, "avliye usûlu ile 2+2=3'deki gizli hakikati buldu" demeyiz!
Mesele bu kadar basit! Ayetteki oranların ustu ciziliyor ve yerine uygulanabilir oranlar konuluyor.
10. Muslumanların Savunma Taktikleri
Kuran'daki matematik hatası bu kadar acık-secik olduğu hÂlde, muslumanlar binbir turlu zorlama "izah"larla bu bariz hatayı kabullenmemenin yollarını arıyorlar. Dinin gereği olan "kayıtsız şartsız teslimiyet" insanları işte boyle durumlara duşurebiliyor.
(a) Meseleyi topyekûn inkÂr etmek
Kuran'daki hukumlere gore bazı durumlarda pay'ın payda'dan buyuk cıktığı hem aşikÂr, hem de zaten İslam alimleri tarafından inkÂr edilen bir durum değil. Buna rağmen internette bircok islamî site veya forumda, islam fıkıhı hakkında pek bilgisi olmayan bazı musluman gencler "dinsizlerin saldırılarına" karşı cevap vermek adına, bu gerceği topyekûn reddetmekte ve ayetlere gore her durumda pay ile paydaların eşit cıktığını iddia etmekteler. Bunu yapabilmek icin genelde ayetlerin verilen ornekler uzerinde yanlış uygulandığını acıklamaya calışıyor ve kendilerince bir takım meal ve yorumlar getiriyorlar. Ekseriyetle Nisa/11'de gecen "Olenin cocuğu varsa, geriye bıraktığı maldan, ana babasından her birinin altıda bir hissesi vardır." cumlesinin yanlış anlaşıldığını, burada kastedilenin "sadece tek bir cocuğu varsa" olduğunu ileri suruyorlar. Bu yorum, hem ayetin lafzıyla uyuşmuyor, hem de tefsir ve fıkıh kitapları tarafından yalanlanmakta.
Fakat yine de, bu eleştiriyi daha en baştan bertaraf etmek icin yukardaki Ornek 1'e bir de Ornek 2 olarak cocuksuz bir durum eklendi zaten. Ayrıca her iki orneğin de alimlerce de buradaki gibi ele alındığına dair fıkıh kitaplarından kaynak gosterildi. Zaten "avliye gerektiren", yani pay'ın payda'dan buyuk cıktığı durumlar bunlardan ibaret de değil. Herhangi bir fıkıh eserine başvurarak daha bircok benzer durum okunabilir.
__________________
Kuranda Miras Paylaşımı Hatası
Bilim ve Teknoloji0 Mesaj
●34 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Teknoloji Forumları
- Bilim ve Teknoloji
- Kuranda Miras Paylaşımı Hatası