Bir Namaz Oykusu

ORTA YAŞLI ADAMIN iyi bir işi, iyi bir eşi mutlu bir hayatı vardır. Azkimseniinyaptığı ticaretle meşguliyetinden cok para kazanmakta, rahat gunlergecirmektedir.Ev, araba, tatiller, seyahatler, ucuşanlar sevincler...
Gulen gunduzler.Derken donen dunya ile beraber ibre değişmeye başlar... Ticarette rakiplericoğalır,hanımı rahatsızlanır, cocuklar artan problemleriyle buyur.

Mengene sıkmayabaşlar,kolay olanlar zor işlere donuşur. Daraldıkca daralmaya başlar gunler.Yaşadıklarısanki gunun gunduzudur, geceye gecişi yaşayacaktır artık.Kazancı iyice azalır, oğlunun olumsuz harcamalarından evini satmak zorundakalır.Alacaklar kapıya dayanır, hanımı vefat eder.

Karanlık karanlık ustunecokmekte, gecesiyah bir gelin gibi onu sarmaktadır.Gunduz genişliğinde aklına gelmeyen gece darlığında gelir; dua etmek...Yapacağıbaşka bir şey kalmamıştır da... Dua etmesine eder, ama kendi aklınca kabulolmaz.Gizliden serzenişte bulunur.Bir gun oturduğu binanın altında esnaf komşusuna uğrar.

Serzenişlerinidindarkomşuya soyler: “Allah dualarımı kabul etmiyor!” O da durumu bildiğiicin biraz celalli konuşur: “Allah senin dualarına niye kabul etsin,Allah’ın emri namazı kılmıyorsun ki.” Adeta duvara vurmuş da ayılmışgibidir. Doğrudur, niye namazı kılmıyordur ki...

Aslında dualarına cevap gelmiştir; komşunun soylemesiyle kader yol ve yongostermiştir ona: namaz kılmak. Ya bu yolda yuruyecek kurtulacak veya iyicekaybolacaktır karanlıkta... Var olmayı tercih eder, o gun başlar namaza...
Namazla birlikte kader ağlarını cozmeye başlar, beyaz iplikle siyah iplikbirbirinden ayrılmaya, belirginleşmeye başlar. İşler yavaş yavaş iyiyedonmeye doğrugider. Oyle olur ki, bir muddet sonra sattığı evi bir şekilde geri alır.Hanımı gerigelmez ama, yaşam umutları iyice yeşerir dunyasında.

Sevinc ruzgÂrları eskisi gibiesmez, fakat huzur bulutları golgelendirerek gezer uzerinde...Seksene yaklaşan yaşıyla mahalle camimizin mudavimlerindendir şimdilerde...Karşıapartman komşumuzla namaz yollarında giderken ve donerken hayata dair kısakonuşmalar yaparız. Sakin, ağırbaşlı haline pek yakışır ağaran sacları...

Dunyasını kurtaran namaz inşaallah ahiretini de kurtarır...Demek ki dunya ve ahiret işleri kulluk miracı namazla duzeliyor. Kul olmanınağırlığı ile secdeye giden başlar hafiflemiş kalple kalkıyor. Zorluğun ve kolaylığınRabbi ona cıkış yollarını acıyor, ummadığı yerden rızıklandırıyor.

Guc işler gec işlere donuşuyor. Gucunun bittiği yerde yeni umit cicekleribirdenbitiveriyor. Sebepler susuyor, Musebbibu’l-esbab konuşuyor cunku. O“Ol” deyiverdikten sonra olmayacak birşey var mı?İşlerimizde yamukluk varsa kulluğumuzu doğrultmalıyız.

Nefis yamulmadıkcadoğru yolbulunamaz. Gunduzde gece ellerimizle dua etmesini biliyorsak gece olmuş,gunduzolmuş fark etmez. Gunduzden sonra gecenin geleceğini iyi bellemezsekmusibetlerbelimizi buktuğunde anlamamız gec olur.

Gec işler guc işlere donuşur.Gec kalmadan, gecenin karabasanı basmadan, gunduzun basmakalıp işleri vezevklerinden ayrılabilmeliyiz...

Ayrılmazsak gunduzden, şehirden,şehirlerden zatenayrılacağız. İyisi mi talimini bitirmiş asker edasıyla terhis olalım dunyagecesinden, gamı kederi geride bırakarak doğalım sonsuzluk sabahında.Dunyada “En” işimiz namazı en iyi yaparsak gece-gunduz, gunduz-gecedoner durur ubudiyet yapraklarını dokerek.

Dokulenler sonsuzluk havuzundatoplanırbiz sonlular icin...İşte bir namaz oykusu... İbret alabilen herkes icin...İbretimiz belki bir gun beratımız olur.
__________________