Altı ululazm peygamberden ikincisidir. Tûfan'ı ile meşhurdur
NUH ALEYHİSSELÂM
İdris aleyhisselĂ‚mdan sonra gonderilen peygamberlerden. Allah korkusundan dĂ‚ima ağladığı icin adına, cok ağlayan, inleyen mĂ‚nĂ‚sına gelen ''Nuh'' denilmiştir.İdris aleyhisselĂ‚m insanlara peygamber olarak gonderilip onlara doğruyu gosterdikten sonra diri olarak goke kaldırıldı. Onun goke kaldırılmasından sonra insanlar doğru yoldan ayrıldılar. Onu cok sevenler ayrılık acısına dayanamadılar. Resmini yapıp seyrettiler. Daha sonra gelenler, bu resimleri tanrı sandılar ve ceşitli heykeller yaputperestpıp, tapmaya başladılar. Boylece insanlar arasında lik meydana cıktı. İnsanlar putlara tapmaya başladıktan sonra, gun gectikce aralarında, zulum, zorbalık, fitne, ahlĂ‚ksızlık gibi kotulukler artıp yayıldı. Hazret-i Nuh, boyle bir cemiyet icinde cocukluğundan beri doğru yolda bulunan, Allahu teĂ‚lĂ‚ya ibĂ‚det eden sĂ‚lih bir kul idi. Sulama işleriyle, ciftcilikle, hayvan yetiştirmekle, marangozluk ve ev inşasında calışıyordu. Doğru yoldan ayrılmış olan insanların kotuluklerinden de tamĂ‚men uzak duruyordu. Elli yaşında iken, Allahu teĂ‚lĂ‚, onu insanlara peygamber olarak gonderdi. Kendi zamĂ‚nında yaşayan butun insanlara peygamber olarak gonderilen Nuh aleyhisselĂ‚m,omrunu sonuna kadar insanları Allahu teĂ‚lĂ‚ya iman etmeye, o'nun emirlerine uymaya, dĂ‚vet edeceğine soz (misak) verdi. Ona yeni bir din ve kitap verilmeyip, kendinden onceki peygamberlerin dinlerindeki hukumleri dokuz yuz elli sene insanlara bildirdi, onları hidĂ‚yete cağırdı. Peygamber olarak gonderildiği insanlar Kur'Ă‚n-ı kerimde; puta tapan, gunahkar, kotu ve kalpleri kararmış bir millet olarak vasfedilmektedir. Kur'Ă‚n-ı kerimde meĂ‚len; ''Muhakkak ki biz, Nuh'u (aleyhisselĂ‚m) kavmine resûl olarak gonderdik'' (A'rĂ‚f sûresi:59) buyrulmaktadır.
Nuh aleyhisselĂ‚m kavmine kendilerine peygamber olarak gonderildiğini, putlara tapmaktan, haksızlıktan ve zulumden vazgecip, Allahu teĂ‚lĂ‚ya iman edip, o'nun emirlerine uymalarını bildirdi. Fakat zulum ve zorbalığa alışmış ve başkalarını tahakkum altına almak isteyen insanlar inanmadılar ve ona duşman oldular. Nuh aleyhisselĂ‚m onlara nasihat ederek: ''Ben size doğru yolu gostermek,zulmu kaldırıp, adĂ‚leti yaymak icin Allah tarafından gonderildim. Herkesin putlara tapmaktan vazgecip bir olan Allah'a ibĂ‚det etmesini, kulluk yapmasını bildiriyordum'' dedi.Kavmiyse bu davete inanmayarak emirlerine uymamakla ve sapıklıklarıda ısrar ediyordu. Cok az kimse imĂ‚n etmişti. Fakat Nuh aleyhisselĂ‚m tebliğ vazifesini yapıp, kavmini yılmadan, yorulmadan devamlı sûrette Allah'a imĂ‚n ve kulluk etmeye cağırıp, isyan ederlerse azĂ‚ba yakalanacaklarını bildiriyordu. Kavmi ise bu dĂ‚vete uymadıkları gibi, Nuh aleyhisselĂ‚mı kendilerine doğruyu, hakkı anlatırken dinlememek icin elbiseleriyle başlarını kapatıyorlardı. Bir tarafdan da ona inananlara zulum ve işkence yapıyorlardı. Hazret-i Nuh'un dĂ‚veti, gunden gune uzaktan yakından duyuluyor, her yerde ondan bahsediliyordu. O'na imĂ‚n etmeyenlerse bundan endişe duyuyor ve duşmanlıklarını safha safha artırıyorlardı. Nuh aleyhisselĂ‚m gittikce azan kavmine ''Ben size zor ve guc bir teklif yapmıyorum. Puta tapmaktan vazgecip Allahu teĂ‚lĂ‚ya ibĂ‚det ediniz. Sizlerin herbir grubu başka bir gruptan korkuyor zulum goruyorsunuz ve zulmediyorsunuz. Allah'tan korkunuz zulmedenlerden ve mazlumlardan olmayınız.'' diyordu. Yılar surup gidiyor, Nuh aleyhisselĂ‚m ise tebliğ vazifesini devamlı olarak yapıyordu. Cok az kimse imĂ‚n etmişti. Diğer insanlarsa iş sĂ‚hibi zorbalar, kotu işlerle uğraşan kimseler veya duşkunluk icinde hayat suren zelil, esir ve muhtac kimselerdi. Her gecen gun daha bedbahtlaşan bu insanlar, bir turlu fitne, fesat ve sapıklıktan el cekmiyorlardı. Nuh aleyhisselĂ‚m boylesine duşmuş olan insanlara acıyor, şefkat ve sabırla onları kurtarmaya calışıyordu. Onlar ise bunu idrak edemeyip karşı cıkıyorlar, hazret-i Nuh'u taşa tutuyorlar, onu şehirden kovuyorlar, evini harap ediyorlar, sapıklıkla itham ediyorlardı. Bir turlu kotuluklerini anlayıp, azgınlıktan vazgecmiyorlardı. İsyanları sebebiyle Allahu teĂ‚lĂ‚ onlara gadap etti. Senelerce yağmur yağdırmadı. Malları, hayvanları helak oldu. Bağları bahceleri kuruyup, servetleri kayboldu, nesilleri kesildi. Son derece muhtac ve fakir hĂ‚le duştuler. Onların bu hĂ‚li karşısında Nuh aleyhisselĂ‚m; ''Ey kavmim başınıza gelen bunca belĂ‚lar gunahlarınız sebebiyledir. Putlara tapıp, Allah'a ibĂ‚det etmekten kacındığınız icin Allahu teĂ‚lĂ‚ size gadap etti. Bu sebeple yağmurlar kesildi. Buyuk sıkıntılara duştunuz. Ama Rabbinizden gunahlarınızın bağışlanmasını isteyin, sizi affedip uzerinize rahmet yağmuru gondersin. Size mallar ve evlatlar ihsan ederek şmdat etsin. NihĂ‚yet bir gun olup kabre gireceksiniz. Rabbiniz sizi bir muddet kabirde beklettikten sonra diriltecek ve amellerinizin cezĂ‚sını ve mukĂ‚fĂ‚tını verecek.'' diyerek daha bircok husûsu iyice anlatıp onlara ehemmiyetle nasihat etti. İsyandan vaz gecmezlerse daha ağır azaplara duşeceklerini bildirdi.
Nuh aleyhisselĂ‚m ve bildirdiklerine inanmayıp putlara tapmakla israr eden azgın millet; ''Ey Nuh gercekten bizimle cok mucĂ‚dele ettin, bunda da cok ısrarla davrandın. Bu işe başladığın gundenberi bizi devamlı olarak azapla korkutup durdun. Artık sozunde doğru isen şu azĂ‚bı getir de gorelim. Artık ne olacaksa olsun.'' diyerek onun nasihatlarını ve dĂ‚vetlerini hic kabul etmedikleri, Kur'Ă‚n-ı kerim'de Hûd sûresinde (ayet 32) bildirilmektedir. Nûh aleyhisselĂ‚m kavminin bu tutumu karşısında aslĂ‚ yılmadan, tebliğ vazifesini devĂ‚m ettiği hĂ‚lde, onların bir turlu imĂ‚na gelmeyeceklerini iyice anladı. Bunun uzerine meĂ‚len şoyle duĂ‚ ettiği Kur'Ă‚n-ı kerim'de bildirilmektedir: ''Nuh (aleyhisselĂ‚m) dedi ki: ''Ey Rabbim! yeryuzunde, hareket eden hicbir kĂ‚fir bırakma! Eğer sen onları bırakırsan, kullarını dalĂ‚lete, sapıklığa suruklerler. Hem bundan sonra onların coluk cocuğu olmaz. Olsa bile cocukları fĂ‚cir ve kufurde pek ileri kimseler olurlar. Ey Rabbim! beni, anamı, babamı, mumin olarak evime girenleri, erkek, kadın butun muminleri mağfiret eyle, bağışla, zĂ‚limlerin (kĂ‚firlerin) ise ancak helĂ‚k ve husrĂ‚nlarını arttır.'' (Nuh sûresi:26-28) ve ''(Nuh aleyhisselĂ‚m duĂ‚ edip) dedi ki: YĂ‚ Rabbi! Gercekten kavmim beni tekzip etti. Beni yalanladı. Artık benimle onların arasındaki hukmu sen ver. Beni ve berĂ‚berimdeki muminleri kurtar.'' (ŞuarĂ‚ sûresi:117-118) Nuh aleyhisselĂ‚mın bu duĂ‚sı uzerine, Kur'Ă‚n-ı kerimde Allahu teĂ‚lĂ‚nın ona meĂ‚len şoyle vahy ettiği bildirilmektedir: ''Nuh'a vahy olundu ki; kavminden daha once imĂ‚n etmiş olanların dışında hic kimse imĂ‚n etmeyecek. O hĂ‚lde sen, kavmin seni yalanladıkları icin ve sana ezĂ‚ verdikleri icin mahzûn olma, kederlenme ki; onlardan intikam alma vakti gelmiştir. NezĂ‚retimiz altında ve vahy ettiğimiz, bildirdiğimiz şekilde bir gemi yap! ZĂ‚limler (kĂ‚firler) hakkında bana duĂ‚ etme. ZirĂ‚ onlar (suda) boğulacaklardır.'' (Hûd sûresi:36-37) Nuh aleyhisselĂ‚m kendisine gonderilen vahiy uzer,ne hemen bir gemi yapmaya başladı. Geminin yapılmasında CebrĂ‚il aleyhisselĂ‚m, Allahu teĂ‚lĂ‚nın emri uzerine yardımcı oluyor ve nasıl yapılacağını tĂ‚rif ediyordu. Nuh aleyhisselĂ‚m ve imĂ‚n eden muminler de geminin yapılmasında calıştılar. Geminin inşĂ‚sını goren putperestler; ''Şimdi de marangozluğa mı başladın?'' diyerek alay ediyorlardı. Hazret-i Nuh ise; ''Benimle alay ediyorsunuz ama, rezil edici azĂ‚bın kime geleceğini ve kime surekli azĂ‚bın ineceğini goreceksiniz.'' diyordu. Nuh aleyhisselĂ‚m, yuzyılar boyu insanları Allahu teĂ‚lĂ‚ya imĂ‚n etmeye cağırdığı hĂ‚lde insanların imĂ‚n etmemeleri sebebiyle helĂ‚k olmalarının yaklaştığı sırada son olarak şoyle dedi. ''Ey insanlar! Ben size doğru yolu gostermek icin Allah tarafından gorevlendirildim. Bir omur boyu size nasihat ettim. Dinlemediniz, benimle alay ettiniz, sabır ve tahammul gosterdim. Bana, inananlara eziyet edip, incittiniz Allahu teĂ‚lĂ‚ yer yuzunu zulum ve kufurden temizleyecek. Geliniz, dĂ‚vetimi kabul ediniz. CĂ‚hillik etmeyiniz Allahu teĂ‚lĂ‚ya itĂ‚at ediniz. Ben sizin hayır ve iyiliğinizi istiyorum. Siz bilmiyorsunuz ama, Allah'ın azĂ‚bı en kısa zamanda buyuk bir tufan şeklinde gelecek. Bildirdiklerime inanmayan herkes helĂ‚k olacaktır. Şu yaptığım gemi, imĂ‚n edenlerin binip kurtuluşa ereceği gemidir. Allah'a imĂ‚n etmeyen Ă‚siler suda boğulacaktır. Kurtulmayı isteyen imĂ‚n etsin ve benimle yolcu olsun. Bu benim, herkesin duyması gereken son sozumdur.''
Nuh aleyhisselĂ‚mın son olarak soylediği bu sozlerine de uymayan insanlar; ''Ey Nuh, uzun yıllardan beri bu sozleri soyluyorsun. Şimdi de kuru bir col ortasında buyuk bir gemi yaptın. bizi tufanla korkutuyorsun biz sana da soylediklerine de inanmıyoruz.'' dediler. NihĂ‚yet bir muddet sonra geminin yapımı tamamlandı. Hazret-i Nuh'un yaptığı ve uc katlı olduğı rivĂ‚yet edilen bu geminin ateş yanarak kazanı kaynayıp hareket ettiği (Buharlı bir gemi olduğu) Kur'Ă‚n-ı kerim'de acıkca bildirilmektedir. Hûd sûresi, 40 Ă‚yet-i kerimesinde meĂ‚len buyruldu ki: ''NihĂ‚yet helak etme emrimizin azĂ‚bımızın vakti geldiği, tennûrun (fırının) taşıp fışkırdığı (yĂ‚hut gemi kazanının kaynadığı) zaman biz Nuh'a şoyle emreyledik ki, kendisinden faydanılan hayvanların her cinsinden erkek ve dişi birer cift hayvanı gemiye koy. Uzerlerine boğulma emri takdir edilenler hĂ‚ric Ă‚ile halkında bir de imĂ‚n edenleri gemiye yukle. zĂ‚ten Nuh'a imĂ‚n edenler pek az idi.'' Gemiye binecekler hazır olunca hazret-i Nuh onlara, Allahu teĂ‚lĂ‚nın ismiyle gemiye binmelerini soyledi. Butun muminler, o azgın kĂ‚firlerin gozleri onunde Hazret-i Nûh ile gemiye bindiler. Nitekim Kur'Ă‚n-ı kerim'de meĂ‚len buyruldu ki: ''Nuh (aleyhisselĂ‚m) gemiye bineceklere; ''Allahu teĂ‚lĂ‚nın ismiyle girin ki, geminin yurumesi ve durması Allahu teĂ‚lĂ‚nın irĂ‚desiyledir. Benim Rabbim, muminleri mĂ‚ğfiret edici ve merhametiyle tufĂ‚n belĂ‚sından kurtaracıdır.'' dedi.'' (Hûd sûresi:41) Yine Kur'Ă‚n-ı kerim'de meĂ‚len buyruldu ki: ''Ey Nuh sen ve berĂ‚berindekiler gemiye yerleşince; ''Bizi zĂ‚lim (kĂ‚fir) milletten kurtaran Allah'a hamd olsun. Rabbim, beni hareketli bir yere indir sen, indirenlerin en hayırlısısın.'' de.'' (Mu'minin sûresi28-29) Nuh aleyhisselĂ‚m her hayvandan birer cift alıp, imĂ‚n edenlerle birlikte gemiye yerleştikten sonra, gokten cok şiddetli bir yağmur yağmaya ve yerden de sular fışkırmaya başladı ve her şey suya gark oldu. Sular dağları aştı. Gemi, dağlar gibi dalgalar arasında kaldı. Nuh aleyhisselĂ‚m inanmayan putperest kavim boğularak helak olup gitti. Bu tûfan hĂ‚disesi Kur'Ă‚n-ı kerim'de kamer sûresi 11 ve 12. Ă‚yette bildirilmektedir. Tûfan başladığı sırada Nuh aleyhisselĂ‚m imĂ‚n etmeyen oğlu YĂ‚m'a (Kenan), imĂ‚n edip gemiye binmesini soyledi ise de oğlu; ''Dağa cıkar sudan kurtulurum.'' deyip binmedi. Bir dalga gelip onu da boğdu. Boğulanlar arasında hazret-i Nuhûn hanımı da vardı. O da imĂ‚n etmemişti. Tûfan altı ay devam etti. Altı ay sonra Allahu teĂ‚lĂ‚nın meĂ‚len; Ey arz! Suyunu yut ve ey gok suyunu tut.'' (Hûd sûresi 44) emriyle yağmur kesilip sular cekildi. Nuh aleyhisselĂ‚mın gemisi Muharrem ayının onunda aşure gunu Irak'ta Cûdi Dağı uzerine oturdu. Bundan sonra insanlar Nuh aleyhisselĂ‚mın uc oğlundan turedi. Bu bakımdan Nuh aleyhisselĂ‚ma ikinci Âdem denildi. Nuh aleyhisselĂ‚m bin yaşında vefĂ‚t etti. Nuh aleyhisselĂ‚mın SĂ‚m adlı oğlundan Arap, Fars ve Rum kavmi, HĂ‚m adlı oğlundan ise Hindistan, Habeş ve Afrika halkı, diğer oğlu YĂ‚fes'ten de Asyalılar ve Turkler meydana geldi. NihĂ‚yet insanlar zamanla coğalıp, Asya'ya, Avrupa'ya, Okyanusya'ya ve Berring (Behreng) Boğazından Amerika'ya gecerek butun yeryuzune yayıldılar. Nuh aleyhisselĂ‚m Kur'Ă‚n-ı kerim'de şekur (cok şukreden kul) sıfatıyla anılmış olup, bircok Ă‚yet-i kerimede ondan bahsedilmektedir. Ayrıca Kur'Ă‚n-ı kerim'deki sûrelerden biri de Nuh sûresi olup, bu sûrede Nuh aleyhisselĂ‚mdan bahsedilmektedir. Ulu'lazm peygamberler arasında Neciyullah (Allahu teĂ‚lĂ‚ya karşı devamlı olarak teveccuhte ve munĂ‚caatta bulunup, ilĂ‚hi feyzleri alan) denilen Nuh aleyhisselĂ‚m hakkında Peygamber efendimiz hadis-i şeriflerde buyurdu ki: ''Melek-ul mevt (Azrail aleyhisselĂ‚m) Nuh'a (aleyhisselĂ‚m) geldiğinde dedi ki: ''Ey Nuh ey peygamberlerin en buyuğu (en yaşlısı), ey uzun omurlu ve ey duĂ‚sı kabul olunan! DunyĂ‚yı nasıl gordun?'' Nuh (aleyhisselĂ‚m) dedi ki: ''Şuyle bir kimse gibi ki, kendisine iki kapısı olan bir ev yapılmış da birinden girmiş diğerinden cıkmıştır.''
Mûcizeleri:
1-Nuh aleyhisselĂ‚mın kavminden bir fırka gelip, oturdukları beldedeki buyuk taşları toprak yapmasını istemişlerdi. Allahu teĂ‚lĂ‚ CebrĂ‚il aleyhisselĂ‚mı gonderip, ''Resûlume soyle, o taşlara eliyle işĂ‚ret etsin.'' buyurdu. Nuh aleyhisselĂ‚m da buyrulduğu gibi yapıp eliyle işĂ‚ret edince, o beldede bulunan butun taşlar birden toprak oldular. Bunun uzerine on iki kişi imĂ‚n etti.
2-Uzakta bulunan ve gozle gorulemeyecek şeyleri gorup haber verirdi.
3-Susuz yerlerden su cıkarırdı.
4- İşĂ‚retiyle ağaclar kokunden sokulup başka yere gecerdi.
5- DuĂ‚sıyla kuru ağaclar hemen meyve verirdi.
6- DuĂ‚sıyla bulutsuz olarak yağmur yağardı.
7- Kum, toprak, kil gibi şeyler, onun duĂ‚sıyla yiyecek maddeleri hĂ‚line gelirdi. Gemisi Cûdi Dağının uzerine oturunca, insanlar aclıktan kurtulmak icin yiyecek isteklerinde duĂ‚ edince bir miktar toprak ve kum yitecek hĂ‚line geldi ve bunu yediler.
8-İmĂ‚n ederek gemisine girip tufandan kurtulan insanlar cok az olmasına rağmen, onun duĂ‚sıyla cok kısa zamanda coğalarak arttılar.
9-Eliyle yere diktiği bir ağac fidanı o anda ceşitli renklerde meyve verdi.
__________________
Nuh AleyhİsselÂm
Dini Bilgiler0 Mesaj
●13 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eđitim Forumlarý
- Ýslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- Nuh AleyhİsselÂm