Yaratılan her şeyin bir sonu vardır. Dolayısıyla her şey gibi, Dunya'mızın ısı ve ışık kaynağı olan Guneş de bu kacınılmaz sona hızla koşmaktadır.
* Kur'Ân'da "Guneş'in durulmesi" ifadesi bu kacınılmaz sonu mu işaretlemektedir?
* İslÂm Âlimleri ve modern bilim bu hÂdiseyi nasıl yorumluyor?
* Guneş'in durulmesi nasıl olacaktır, bu hÂdise dunyanın sonu mudur?
Sayısını bilemediğimiz yıldızlardan sadece biri olan Guneş, hayatın devamı adına onemli bir konuma yerleştirilmiş ve muazzam enerji uretim sistemiyle donatılmıştır. Guneş, Ay ve diğer gokcisimleri, ulvî gÂyeler icin Dunya misafirhanesine hizmetkÂr kılınmıştır. Acaba bu gokcisimlerinin varlıkları sonsuza kadar devam edecek midir?
Dunya misafirhanesinin korunmasında gorev alan gokcisimlerinin, bir gun bombaların şiddetini dahi golgede bırakacak şekilde varlıklarına son verileceğini, hem semavî kitaplar, hem de ilmî araştırmalar ifade etmektedir. Bombalar icinde en şiddetli olanlar, atom ve hidrojen bombalarıdır. Hidrojen bombasının calışma prensibi, Guneş'teki enerjinin yaratılışına benzerdir. Guneş'te bunun gibi her saniye binlerce patlama meydana gelmektedir. Tonlarca hidrojen atomunun daha buyuk cekirdekli helyum atomlarına donuşturulmesi sırasında devasa boyutlarda enerji yaratılmakta, Hayy isminin tecellisiyle bunun cok kucuk ve olculu bir miktarı dunyadaki hayat icin gerekli ve yeterli enerjiyi sağlamak uzere gezegenimize gonderilmektedir. Guneş bir bomba olup patlasa, bu, kÂinatın sonu olan kıyametin dehşeti yanında cok kucuk kalacaktır. Bu dehşetli hÂdise Kur’Ân-ı Kerim'de; Tekvîr, İnfitÂr ve KÂria sûrelerinin ilk Âyetlerinde şu şekilde haber verilmektedir:
'Guneş durulup toplandığında.1 Gok yarıldığı zaman.2 Carpacak olan felaket.’3
İlk Âyette gecen "kuvvirat" kelimesinin mastar şekli, yuvarlak bir cismi durup toplamak, devirmek, yıkıp atmak, yuvarlamak, herhangi bir şeyi yuvarlak bir cisme sarmak, dolamak mÂnÂlarına gelmektedir. Razi'nin tefsirinde Hz. Omer'den gelen bir rivayete gore, "kuvvirat"ın "ışığını giderip karartmak" mÂnÂlarına geldiği de belirtilmektedir.4-5
Guneş'in durulmesi; bazılarına gore İsrafil'in (as) Sur'a ilk uflemesinden once, bazılarına gore ise, birinci ile ikinci ufleme arasında gercekleşecektir. Bu kıyamet gununun en korkunc hÂdiselerinden biridir. Abd bin Humeyd ve İbn-i Munzir Ebu Aliye'den rivayet edildiğine gore, bu hÂdise insanlar dunyada iken meydana gelecektir. İbn-i Ebi'd-Dunya, İbn-i Cerir'den, ve İbn-i Ebi Hatim de Ubeyy b. KÂb'dan rivayet ettiğine gore, bu hÂdisenin, insanları gunluk işleriyle meşgulken yakalayacağı bildirilmiştir.5
Elmalılı Hamdi Yazır, Guneş'in durulmesini uc değişik şekilde tefsir etmiştir: a) Guneş'in bir kabukla cevrelenerek ışığının sonmesi; b) Guneş tutulması anındaki duruma benzer bir durumun gercekleşmesi; c) Guneş'in kutlesinin ortadan kaldırılıp gorunmez olması. Diğer tefsirciler de meseleye genellikle bu zÂviyeden bakmışlardır. İbn-i Abbas'tan gelen bir rivayette, Guneş'in durulmesi onun Arş'a katılmasıdır. Mucahid'den gelen rivayetlere gore ise, ışığının sonmesi, cokup yok olmasıdır. Kurtubi'ye gore de, dolanarak durulmesi, sonra ışığının giderilip atılmasıdır. Guneş'te meydana gelecek boyle hÂdiseler neticesinde, dunyamızdaki hayatın anında sona ereceği gayet acıktır5.
Bunun yanında durulme meselesinin mecazî ihtimalleri de duşunulebilir. MeselÂ, Nizamuddin en-Nişaburî, "Garaibu'l-Kur'Ân ve Regaibu'l-Furkan" adlı tefsirinde, Guneş'in durulmesini kucuk kıyametin bir parcası olarak, ruhun bedenden ayrılması şeklinde yorumlayanlara da yer vermiştir. Bu yorumcuların gÂyesi buyuk kıyameti inkÂr etmek olmadığı gibi, "Duşunun de ibret alın ey akıl sahipleri"6 cağrısına gore, ilgili Âyetlerin kucuk kıyamet olan olum hakkında da ibret alınacak mÂnÂlarının olabileceğini gostermektir. Bu yonuyle bir milletin olumu olan orta kıyamet hakkında da bu olayı duşunmek ibret vericidir. Yine de Âyette gecen Guneş kelimesini, hakiki mÂnÂda anlamamızı engelleyecek aklî veya naklî herhangi bir ipucu olmadığı icin, bilinen mÂnÂsıyla duşunmemize engel yoktur.5
İnfitar Sûresi'nin birinci Âyeti, gokcisimlerinin nizam ve intizamı bozularak kÂinatın harap olmaya başladığı zamanı haber vermektedir. Ucuncu Âyette gecen "el-karia" carpacak olan felÂket mÂnÂsında olup "el-hakka" gibi kıyametin isimlerinden biridir. Bu felÂket insanların akıllarını alacak, odlerini patlatacaktır. Âlemdeki buyuk kucuk her şey şiddetle carpışacak, insanlar korku ve dehşete duşecek, gok yarılıp parcalanacak, Guneş durulecektir.7
Bediuzzaman Hazretlerinin konuyla ilgili tespitleri ise orijinal ve tatminkÂrdır:
"Evet nasıl ki insan kucuk bir Âlemdir, yıkılmaktan kurtulamaz. Âlem dahi buyuk bir insandır, o dahi olumun pencesinden kurtulamaz. O da olecek, sonra dirilecek veya yatıp, sonra haşir sabahıyla gozunu acacaktır. Hem nasıl ki kÂinatın bir kucuk nushası olan bir canlı ağac, tahrip ve dağılmaktan başını kurtaramaz. Oyle de: Yaratılış ağacından dallanmış olan silsile-i kÂinat tÂmir ve yenilenme icin, tahripten, dağılmaktan kendini kurtaramaz. "Eğer dunyanın ecel-i fıtrîsinden evvel ezelî iradenin izni ile hÂricî bir maraz veya muharrib bir hÂdise başına gelmezse ve onun SÂni'-i Hakîm'i dahi fıtrî ecelden evvel onu bozmazsa, herhalde hatt fennî bir hesab ile bir gun gelecek ki: 'Guneş durulup toplandığında, yıldızlar dokulduğunde, dağlar yurutulduğunde' (Tekvîr, 1-3) mÂnÂları ve sırları, Kadîr-i Ezelî'nin izni ile tezahur edip, o dunya olan buyuk insan sekerata (olum dakikaları) başlayıp acib bir hırıltı ile ve mudhiş bir ses ile fezÂyı cınlatıp dolduracak, bağırıp olecek; sonra emr-i İlahî ile dirilecektir.” (Yirmi Dokuzuncu Soz, İkinci Maksad, Dorduncu Esas)
KÂinatın sonunu nasıl bir hÂdisenin beklediğine dair yukarıdaki Âyet ve hadîsler, modern bilimin tespitleriyle daha iyi anlaşılabilir.
İlk yıldızlar tahminen 10 milyar yıl once yaratılmışlardır ve yakıtları sebepler plÂnında proton fuzyonuyla sağlanmaktadır. Proton fuzyonu sonucunda oluşan radyasyon sıcaklığına bağlı basınc, yıldızın kutle-cekim kuvvetinin dengelenerek cokmesinin onlenmesinde rol oynamaktadır. Bu yuzden, eğer yıldızda yeterince proton tuketilirse ve proton fuzyonu azalırsa, bu denge bozulur. Kutle-cekimi radyasyon sıcaklığına bağlı basıncı yenerek yıldızın ice doğru cokmesine sebep olur. Bu sırada acığa muthiş bir ısı cıkarak yıldızda yeni cekirdek reaksiyonlarını başlatır ve sırayla alfa (elektronsuz helyum cekirdeği) fuzyonundan itibaren kararlı hale gelene kadar yıldızın kutle buyukluğune gore değişik fuzyonlarla değişik elementler yaratılır.
Daha evvel başka bir durumla karşılaşmazsa, Guneş de bu safhalardan (proton fuzyonu...) gecerek ilmî verilere gore birkac milyar yıl sonra beyaz cuceye donuşecektir. Beyaz cucelerin buyuklukleri yaklaşık olarak Dunya’nınki kadardır. Kutlesi ise, Guneş'in kutlesinin yarısı ile 1,4 katı arasındadır. Yuzey sıcaklıkları yaklaşık 10 bin dereceyi bulan beyaz cuceler, zamanla enerjilerini kaybederek kararıp soner.
Alfa fuzyonu sırasında her ne kadar yıldızın cekirdeği cokse de, dış tabakalar yaklaşık 100 kat genişleyerek bir "kızıl dev" hÂlini alır.Nukleer fuzyon reaksiyonları gucunu kaybettikten sonra, radyasyon sıcaklığına bağlı basınc tekrar duşerek kutle-cekimiyle dengelenir ve yıldızın hacmi o kadar kuculur ki yoğunluğu suyunkinin bir milyon katına ulaşır. Bu duruma gelen yıldıza "beyaz cuce" denir. Beyaz cucelerin buyuklukleri yaklaşık olarak dunyanınki kadardır. Kutlesi ise, Guneş'in kutlesinin yarısı ile 1,4 katı arasındadır. Yuzey sıcaklıkları yaklaşık 10 bin dereceyi bulan beyaz cuceler, zamanla enerjilerini kaybederek kararıp soner.8
Daha evvel başka bir durumla karşılaşmazsa, Guneş de bu safhalardan gecerek ilmî verilere gore birkac milyar yıl sonra beyaz cuceye donuşecektir.8 Boyle bir durumda Kur'Ân'ın ışığında iki ihtimal soz konusu olur: Birinci ihtimale gore, eğer Guneş'in kaderi gercekten de bu hÂdiseyle vuku’ bulacaksa, bu onumuzde buyuk kıyametin gercekleşmesi icin birkac milyar yıl daha olduğunu ve Tekvîr Sûresi'nin 1. Âyetinde gecen 'Guneş'in durulmesi' hÂdisesinin de yukarıda acıkladığımız şekilde gercekleşeceğini gosterir. İkinci ihtimale gore ise, eğer Guneş'in kaderi bu değilse, Âyette bahsedilen durulme başka şekilde de yorumlanacağı gibi, kıyametin o kadar uzun sure gecikmeyeceği sonucu da cıkarılabilir.
Yukarıdaki senaryo şu şekilde devam etmektedir. Eğer coken yıldızın kutlesi Guneş'inkinin 5 katından daha fazla ise, beyaz cuceninkinden farklı bir durum gercekleşir. Tam cokme durumuyla karşılaşan bu yıldızlar kara deliğe donuşurler. Kutle-cekimi o kadar guclenir ki, ışık dahi kurtulamaz.
Kıyamet ile ilgili bir diğer teoriye gore, dev karadelikler butun kÂinatı yutacaktır. Maddeyi yutuşu sırasında karadelik cevresinde oluşan akresyon (yığışım, toplanma) diski de bize maddenin "durulme" tabirini hatırlatmaktadır. Daha kapsamlı bir bakış acısı ve butunluğun oluşması acısından, konumuza ışık tutabilecek Tekvîr Sûresi'nin diğer bazı Âyetleri de şoyledir:
'Yıldızlar yerlerinden duşup dağıldığı zaman, dağlar yurutulduğu zaman... İşte o zaman... Her insan hazırladığını, ortaya ne koyduğunu anlayacaktır... Dolaşıp dolaşıp yuvalarına, yorungelerine giren gezegenlere... kasem ederim ki: Kur'Ân, değerli bir elcinin, Cebrail'in getirip okuduğu sozdur!’9
'Gun gelecek gok, beyaz bulutlar şeklinde yarılıp dağılacak, melekler boluk boluk indirilecek.'10
'Gok yarılıp kızıl sahtiyan gibi kıpkırmızı bir gule donuştuğunde, oyle muthiş işler olacak ki.'11
'O gun gok yarılır, parcalanır, iyice kuvvetten duşer.'12
'O gun dehşetinden gok bile catlar. Allah'ın va'di mutlaka gercekleşir.'13
'Gokler kapı kapı acılır, her tarafı kapı haline gelen gokten melÂike orduları birden indirme yapar.'14
'Dağlar atılmış rengarenk yunlere donerler, artık kimin tartıları ağır basarsa, memnun kalacağı bir hayata girer.'15
Hem modern bilim, hem de Kur'Ân-ı Kerîm bir gun kÂinatın sona ereceğinde ittifak halindedir. Modern bilim bu dehşetli kıyamet hÂdisesinin sonrası hakkında fikir yurutemezken, Kur'Ân, tafsilatlı beyanda bulunmaktadır.
__________________
Guneş'in Kıyameti!
Bilim ve Teknoloji0 Mesaj
●23 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Teknoloji Forumları
- Bilim ve Teknoloji
- Guneş'in Kıyameti!