SON GUNLERDE teknoloji dunyasında tartışılan yeni bir konu geleceğimizi ciddi bicimde etkileyecek bir değişimin eşiğinde olduğumuzu gosteriyor. Artık, cok kucuk elektronik devreler olarak bilinen ciplerin insanlara yerleştirilmesiyle yakından izlenme imkÂnına kavuşacağız!
İlk planda belirli hastalıkları olan insanlara takılacak cipler sayesinde, hasta olan yakınlarımızı surekli olarak uydu aracılığıyla izleme imkÂnına sahip olacağız. Tabiî boyle bir uygulama son derece faydalı olabilir. Ciplere yerleştirilecek alıcılar sadece uydu aracılığıyla yer tesbitini değil, aynı zamanda kan şekeri, kalp atışı, hatta elektrokardiyografi, beyin dalgaları (EEG) gibi ayrıntılı biyolojik bilgileri de surekli takip edebilecek. Kişi acil bir durumla karşılaştığında hem bulunulan yeri, hem de bu hayatî bilgileri istenilen bir merkeze yine uydu aracılığıyla gonderebilecek.

Hayvanlarda bir suredir kullanılan benzeri sistemler sayesinde bu cihazlar test aşamasını gecmiş durumda. GPS (Global Positioning Systems) teknolojisi sayesinde de GPS cihazlarını yanınızda taşıdığınızda dunyanın neresinde olursanız olun bulunduğunuz yerin tam olarak saptanması imkÂnı da mevcut. Şeker hastalığı veya belirli bir kalp hastalığı olan bir yakınınız olduğunu duşunun. Bahis konumuz olan bir cip sayesinde hastanız orneğin şeker komasına girdiğinde cevresinde kimse yokken bile, bayıldığı ve şeker komasına girdiği, ayrıca tam olarak bulunduğu yer anında size veya bir acil sağlık merkezine bildirilecek. Bu sayede kritik olan dakikalar değerlendirilip hastanızın kurtarılması imkÂnı doğacak.

Bu teknik sayesinde, guvenlik noktalarından gecen insanların kimliği anında ve doğru olarak tesbit edilebilecek. İlk planda bu polislerin ve askerlerin kimliklerinin tesbitinde faydalı bir uygulama olabilir. Bu tur ciplerin ulusal bir kimlik belgesi gibi kullanılması da tartışılan bir konu. Boyle bir gelişme gercekleşirse kimlik kullanmak tarihe karışacak. Bazı bilim adamları bu tur ciplerin doğumda herkese yerleştirilmesinin bile yakın gelecekte gundeme gelebileceğini belirtiyorlar.

Coğu teknolojik gelişmede olduğu gibi, bu konunun da mahzurlu yanları hayatımızı ileride ciddi bir bicimde etkileyeceğe benziyor. ABD’de bazı sucluların izlenmesi icin benzeri ciplerin kullanılmaya başlanması gundeme gelmiş durumda. Orneğin cinsel sucları işleyen insanların bu sucları tekrar işlemeye eğilimli olduğu bilinen bir konu. Bu tur suc işleyenler serbest bırakıldıklarında bir elektronik bilezik veya cip yerleştirilmesi duşunulmekte. Tabiî daha ileri yıllarda diğer sucları işleyen insanlar icin de bu tur devrelerin yerleştirilmesi sozkonusu olabilir. ABD’deki insan hakları dernekleri şimdiden devreye girmiş durumda. Demokratik olmayan yonetimlerin elinde temel insan hakları acısından ciddi mahzurlar oluşturabilecek bu gelişmeler endişe verici sonuclara yol acabilir.

Umarız, bu yenilikler kotu niyetli ve despot yonetimlerin antidemokratik uygulamalarını kolaylaştıran bir sonuca değil, insanların faydasına calışan bilim adamlarının yonlendirmesiyle daha hayırlı gelişmelere yol acar.

Bu yeni gelişme vesilesiyle onemli bir hususu da belirtmeden gecemeyeceğim. Her insana has bir kimliğimiz derimizde zaten doğal olarak mevcut. CenÂb-ı Hak oldukten sonra curumuş bedenlere hayat verip butun insanları mahşer yerine topladığında parmak izlerimizi bile dunyadaki şekliyle aynen oluşturacaktır. Kur’Ân-ı Kerîm’in 75. sûresi olan KıyÂmet sûresinin 4. Âyeti (“Evet, bizim, onun parmak uclarını bile aynen eski hÂline getirmeye gucumuz yeter”) bu konuda bizi bilgilendirmekte ve aynı zamanda da uyarmaktadır. Hepimizin kimliği uzerimizde hicbir kimlik belgesi olmadığı halde tartışmasız olarak belirli olacak ve kendimizi başkası gibi gosterme şansımız da olmayacaktır. Tabiî, kimliğimizle birlikte bu hayatımızda gecirdiğimiz her anın kayıtlı olduğunu ve dolayısıyla hesabını vermek zorunda olduğumuzu da unutmamak zorundayız.


Kaynak:

David Coursey, “Why the idea of an implanted ID chip makes my skin crawl,”
__________________