KÂNÛNİ SULTAN SULEYMÂN HAN
ve YAHYÂ EFENDİ MENKIBESİ

KÂnûnî Sultan SuleymÂn Han, Yahy Efendi'nin bir evliya murşid olduğunu, Hızır AleyhisselÂm ile goruştuğunu bilir, kendisini de goruşturmesini istermiş.

Bir gun Yahy Efendi ve KÂnûnî, kayıkla Boğaz'da gezmeye cıkmışlar. Yahy Efendi yanında bir ahbÂbı ile gelip kayığa binmiş. Birlikte giderlerken, Yahy Efendi'nin ahbÂbı, devamlı KÂnûnî'nin parmağındaki cok kıymetli bir yuzuğe bakıyormuş. KÂnûnî bu hÂli fark edince, parmağındaki yuzuğu cıkarıp; "Buyurun, daha yakından iyice bakıp inceleyebilirsiniz" diye uzatmış. O zÂt yuzuğu alıp, evirip cevirdikten sonra, denize atıvermiş. Yahy Efendi hÂric, kayıkta bulunanlar cok hayret etmişler. Bir muddet gittikten sonra, o zÂt inmek istediğini bildirince, kayık kıyıya yanaşmış. O zÂt ineceği sırada denizden bir avuc su alıp SultÂn'a uzatmış. Avucundaki suda, biraz once denize attığı yuzuk varmış. Yahy Efendi hÂric, kayıkta bulunan herkes yine cok hayrete duşmuşler. KÂnûnî elini uzatıp yuzuğu alınca, adam birdenbire gozden kayboluvermiş. KÂnûnî, Yahy Efendi'ye donerek; "Ağabey, neler oluyor?" diye sormuş; "O gorduğunuz Hızır AleyhisselÂm idi" cevÂbını vermiş Yahy Efendi. KÂnûnî bunun uzerine; "Bizi niye tanıştırmadınız?" diye sorunca, Yahy Efendi şoyle cevap vermiş; "O kendini tanıttı; ama siz tanımakta gec kaldınız" .
__________________