HADİSLERDE KIYAMET ALAMETLERİ
On dort yuzyıl once Peygamberimiz Hz. Muhammed, kıyamet ile ilgili bazı gaybi bilgileri ve bunlara dayalı duşuncelerini kendisiyle birlikte olan Muslumanlara aktarmıştır. Bu değerli sozler nesilden nesile gecmiş, hadis kitapları ve İslam alimlerinin eserleriyle gunumuze ulaşmıştır. Elinizdeki kitabın ilerleyen bolumlerinde kullanılan hadisler de Peygamberimiz (sav) tarafından işte bu anlamda soylenmiş haberleri icermektedir.Bu aşamada, kıyamet alametleri hakkındaki hadislerin doğruluğu ve guvenilirliğine ilişkin bazı şupheler akla gelebilir. Tarihte Peygamberimiz (sav)'e atfen bazı sahte hadisler uydurulduğu bilinen bir gercektir. Fakat araştırmamıza konu olan hadislerin Peygamberimiz (sav) tarafından soylenmiş sozler olduğu kolaylıkla anlaşılabilir. Elimizde doğruyu yanlıştan ayırmaya yarayan bir yontem bilgisi bulunmaktadır. Bilindiği gibi, kıyamet ile ilgili hadisler geleceğe yonelik olayları ihtiva etmektedir. Bu nedenle zaman icerisinde, hadisin birebir gercekleşmesi sozlerin kaynağı konusundaki tum kuşkuları ortadan kaldırmaktadır.
Soz konusu kıstas Ahir Zaman ve kıyamet alametleri uzerine araştırma yapan bircok İslam alimi tarafından da kullanılmıştır. Konunun uzmanlarından Bediuzzaman Said Nursi de Ahir Zaman hakkındaki hadislerin gunumuzde meydana gelen ve gozle gorulen olaylara tam mutabık cıkmasının hadislerin hakikat olduğunu gosterdiğini ifade etmiştir.3
Kıyamet alametleri birbirini takiben meydana gelir. Bir dizideki boncukların art arda kopması gibi.
Ramuz-El Ehadis, 277/6; Camiu's-Sagir, 3/167
Hadislerde bildirilen işaretlerin bir kısmı 1400 yıllık İslam tarihinin herhangi bir doneminde, dunyanın belirli bir bolgesinde, belirli bir oranda gorulmuş olabilir. Boyle bir durum o donemin Ahir Zaman olduğunu gostermez. Zira bir devrin Ahir Zaman olarak nitelendirilmesi icin kıyamet alametlerinin tumunun aynı cağda, birbirlerini izleyerek gercekleşmesi gerekmektedir. Bu durum bir hadiste şoyle ifade edilmiştir:
Yukarıdaki bilgi ışığında Ahir Zaman hadisleri incelendiğinde hayret verici bir sonuc meydana cıkmaktadır. Peygamberimiz (sav)'in yuzyıllar once ayrıntılarıyla acıkladığı işaretler yeryuzunun hemen hemen her koşesinde, birbiri ardınca ve tam anlamıyla belirtildiği bicimde icinde bulunduğumuz cağda yaşanmaktadır. Hadisler sanki zamanımızın eksiksiz bir portresini cizmektedir. Elbette bu, derin duşunulmesi gereken son derece mucizevi bir olaydır. Gercekleşen her alamet insanlara, Allah'ın huzurunda hesap verecekleri kıyamet gununun cok yaklaşmış olduğunu ve bir an once Kuran ahlakını hayata gecirmelerinin onemini bir kez daha hatırlatmaktadır.
Savaşlar ve Anarşi
Peygamberimiz (sav) Ahir Zaman'ın ozelliklerini anlattığı bir hadisinde şunları haber vermiştir:
Dunya hercu merc icinde kaldığında, fitneler zuhur ettiğinde, yollar kesildiğinde, bazıları bazılarına hucum ettiğinde�
Kıyamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, s. 454
"Hercu merc" kelimesinin sozluklerdeki karşılığı "darmadağınıklık, karmakarışıklık" anlamlarıdır ve hadiste bu durumun belirli bir bolge ile sınırlı kalmayıp, dunyanın her tarafına yayılacağı belirtilmektedir. Yolların kesilmesi ve bir kısım insanların diğerlerine saldırmaları da hadiste işaret edilen cağın belirtileri arasında sayılmaktadır.Kıyamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, s. 454
Başka bir hadiste de yukarıdaki olay benzer şekilde yer almaktadır. "kıyamet yaklaşır� herc coğalır" diyen Peygamberimiz (sav)'e "herc"in ne olduğu sorulmuş, O da "herc oldurmelerdir" yanıtını vermiştir. (Kur'an ve Sunnette Kıyamet ve Ahiret, s.172 )
Peygamberimiz (sav)'den bu konu hakkında bizlere ulaşan diğer hadisler de şunlardır:
Kıyametin hemen yakınında anarşi ve kargaşa gunleri vardır.
Suyuti, Cami'us Sagir, 3/211; Ahmed bin Hanbel, Musned, 2/492
Şu hadiseler meydana gelmedikce kıyamet kopmayacaktır� Olumler ve katliamlar yaygın hale gelecek�
Camiu's-Sagir, 3:211, Musned, 2:492, 4:391, 392 Yukarıdaki hadislerin incelenmesi bizleri onemli bir sonuca goturmektedir. Peygamberimiz (sav), sozunu ettiği carpışmalar, kargaşa ve katliamlar ile tum yeryuzunu kaplayan savaşları ve teror eylemlerini tasvir etmekte, bu olayların da bir kıyamet alameti olduğunu belirtmektedir.
Peygamberimiz (sav) hadislerinde yeryuzunu kaplayan savaşları ve teror eylemlerini tasvir etmekte ve bu olayların da kıyamet alameti olduğunu belirtmektedir. Nitekim dunyanın dort bir yanında catışmalar, bolgesel ve ic savaşlar durmak bilmeksizin devam etmektedir.
Cumhuriyet, 16 Temmuz 2001, Cumhuriyet, 9 Temmuz 2001, Milli Gazete, 14 Temmuz 2001, Cumhuriyet, 16 Temmuz 2001
Allah ayetlerinde insanların kendi ellerinin onden sundukları nedeniyle kotuluklerin cıktığını haber vermiştir. Bugun dunyanın icinde bulunduğu durum ayetin tecellisidir.
Geride kalan on dort asırlık doneme baktığımızda goruruz ki, 20. yuzyıldan onceki savaşlar bolgesel kalmışlardır. Tum dunya halklarını, siyasi mekanizmalarını, ekonomilerini, sosyal yapılarını etkileyen savaşlar ise yakın gecmişte yaşanan iki dunya savaşı olmuştur. I. Dunya Savaşı'nda 20 milyondan, II. Dunya Savaşı'nda da 50 milyondan fazla insan olmuştur. II. Dunya Savaşı'nın aynı zamanda, tarihin en kanlı, en buyuk ve en yıkıcı savaşı olduğu bilinen bir gercektir. Allah ayetlerinde insanların kendi ellerinin onden sundukları nedeniyle kotuluklerin cıktığını haber vermiştir. Bugun dunyanın icinde bulunduğu durum ayetin tecellisidir.
Cağımızın modern savaş teknolojisi, nukleer, biyolojik ve kimyasal silahları savaşların etkilerini tarihte gorulmemiş boyutlara taşımıştır. Hatta geliştirilen kitle imha silahları nedeniyle dunyanın ucuncu bir dunya savaşını kaldıramayacağı da genel kabul gormuştur.
II. Dunya Savaşı sonrasındaki Soğuk Savaş, Kore Savaşı, Vietnam Savaşı, Arap-İsrail Savaşları, İran-Irak Savaşı ve Korfez Savaşı cağımızın en onemli olayları arasındadır. Bolgesel savaşlar, catışmalar ve ic savaşlar aynı anda dunyanın bircok bolgesinde yıkıcı sonuclara neden olmaktadır. Bosna, Filistin, Cecenistan, Afganistan, Keşmir ve daha pek cok yerde yaşanan sorunlar insanlığı etkilemeye devam etmektedir.
Savaşlar kadar tum dunya insanlarını ilgilendiren diğer bir "kargaşa" konusu da uluslararası ve organize teror olaylarıdır. Boston Universitesi'nden Prof. Vojtech Mastny'nin belirttiği gibi, teror olayları 20. yuzyılın ortalarından sonra kat kat artmıştır.7 Gercekte terorizmin 20. yuzyıla has bir olgu olduğunu soylemek bile mumkundur. Irkcılık, komunizm ve benzeri ideolojik amaclarla ya da etnik iddialarla ortaya cıkan orgutler, gelişen teknolojinin de yardımıyla kanlı eylemler yapmışlardır.
Bir yanda dunyanın pek cok ulkesi kendi vatandaşlarının sebep olduğu teror ile uğraşıyor. Ote yanda Cecenistan'da olduğu gibi toplu mezarlar bulunuyor (yanda), yaşlılar, bebekler, cocuklar, kadınlar eziyet goruyor. Tum dunyayı ilgilendiren teror ve kargaşa ortamı her insanın duşunmesi gereken ve icinde bulunduğumuz cağda tam anlamıyla yaşanan kıyamet işaretlerindendir. Hadislerde haber verilen bu olaylar tum insanların duşunmesi ve ibret alması icin birer vesiledir.
Peygamber Efendimizin hadislerinde yer alan ve gunumuz icin işaret olan haberlerin gercekleşiyor olması, tum dunyada yaşanan bu gibi goruntuler insanların bir an once Kuran ahlakını yaşamaları icin yapılan onemli birer uyarıdır.

Tum insanların şu an dunyanın icinde bulunduğu durumu, yaşanan kargaşaları duşunmesi ve ibret alması hatalardan donulmesi icin onemli bir aşama olacaktır.
İnsanların kendi ellerinin kazandığı dolayısıyla, karada ve denizde fesad (karışıklık, kotuluk) ortaya cıktı. Umulur ki donerler diye (Allah) onlara yaptıklarının bir kısmını kendilerine taddırmaktadır. (Rum Suresi, 41)
Şunu da eklemek gerekir ki, ayette onemli bir hatırlatma yapılmaktadır. İnsanların yaptıkları yanlışlardan kaynaklanan acı ve uzuntuler, onları hatalarından dondurmesi icin birer fırsat mahiyetindedir.
Kısacası, "dunyanın hercu merc icinde kaldığı" donem icinde bulunduğumuz cağda tam anlamıyla yaşanmış ve neticede bir kıyamet işareti daha bu şekilde tecelli etmiştir. Aynı zamanda bu işaret, insanlara bir an once Kuran ahlakını yaşamaları icin yapılan onemli bir uyarı olmuştur.
Buyuk Şehirlerin Yok Olması: Savaşlar ve Afetler
Peygamberimiz (sav)'in Ahir Zaman'la ilgili verdiği haberlerden birisi de şu şekildedir:
Buyuk şehirler dun sanki yokmuş gibi helak olur.
Kitabul Burhan Fi Alametil Mehdiyyil Ahir Zaman, s. 38
Kitabul Burhan Fi Alametil Mehdiyyil Ahir Zaman, s. 38

Cumhuriyet, 11 Şubat 2001
20. yuzyıl icin en cok kullanılan tanımlama "felaketler yuzyılı"dır. Gerek depremler, kasırgalar ya da seller gibi doğal afetler, gerek ic savaşlar ve catışmalar, gerekse de buyuk deniz ya da ucak kazaları cok sayıda insanın olumune yol acmıştır. Yok olan şehirler, tarihten silinen halklar kıyametin hadislerde haber verilen alametlerindendir.
Meydana gelen tahribat Avrupa'nın buyuk bolumunu ayın yuzeyine donuşturmuştu: Şehirler bombardımanlar sonucunda harap oldu, sayfiye yerleri kavruldu ve simsiyah oldu, yollar bombaların actığı cukurlarla kaplandı, demiryolları kullanılamaz hale geldi, kopruler yıkıldı, limanlar batık gemilerle doldu. Savaş sonrası Almanya'nın Amerikan Bolgesi askeri valisi General Lucius D. Clay'in dediği gibi, "Berlin sanki olulerin şehri gibiydi."8

Hadislerde Ahir Zaman'da buyuk şehirlerin dun yokmuş gibi olacakları haber verilir. Gectiğimiz yuzyıl yok olan şehirlerle doludur. Atom bombasından sonra Hiroşima (ustte) ve Cecen şehirleri (yanda) buna sadece iki ornektir.

Sabah, 20 Şubat 2001
Gectiğimiz asır dunyaya sayısız felaket getirmiştir. Pek cok ulkede yıkıcı olaylar baş gostermiş, milyonlarca insan bu felaketlerde yaşamını yitirmiştir. Bu olaylar, hadislerde dikkat cekilen Ahir Zaman olaylarıyla buyuk bir paralellik gostermektedir. İnsanların artık bu durumdan ibret alarak Kuran ahlakına yonelmeleri şarttır.
"Şehirlerin yok olmasına" neden olan bir diğer etken de doğal afetlerdir. Doğal afetlerin icinde bulunduğumuz cağda hem sayısal hem de buyukluk olarak arttığı istatistiksel bir gercektir. Son on yılda baş gosteren iklim değişikliklerinin yol actığı felaketler bir donum noktası olarak kabul edilmektedir. Sanayi, zararlı ve istenmeyen bir yan urun olan kuresel ısınmaya sebep olmakta, giderek ısınan dunya atmosferindeki dengeler bozulmakta ve boylece iklim değişiklikleri meydana gelmektedir. 1998 yılı şimdiye kadar kaydedilen en sıcak yıl olmuştur.9 Amerika Ulusal İklimsel Veri Merkezi'nin kayıtlarına gore de en fazla iklimsel afet 1998'de meydana gelmiştir.10 Orneğin gozlemciler, 1998'deki Mitch Kasırgası'nın Orta Amerika'nın tarihinde meydana gelen en kotu felaket olduğunu belirtmişlerdir.11
Son yıllardaki kasırga, fırtına, tayfun ve hortum gibi felaketler başta Amerika kıtası olmak uzere dunyanın bircok yerinde yıkıcı zarara neden olmuştur. Bunlara ek olarak seller de bazı yerleşim merkezlerinin sular ve camur altında kalmasına yol acmıştır. Ayrıca depremler, volkanlar ve tsunami dalgalarının yaptığı buyuk tahribatlar da unutulmamıştır. Sonuc olarak, tum bu afetlerin "buyuk şehirlerde" sebep olduğu yıkımlar onemli birer işaret olmuşlardır.

Turkiye, 24 Temmuz 2001
Uzmanlar 1998'deki Mitch Kasırgası'nın Orta Amerika'da şimdiye kadar yaşanan en kotu felaket olduğunu belirtmişlerdir.
Teknolojik imkanlara ya da alınan tedbirlere rağmen engellenemeyen doğal afetler insanoğlunun gercekte ne kadar aciz olduğunu gostermektedir. Depremler, camur selleri, yanardağ patlamaları, sel felaketleri gibi afetlerin ozellikle buyuk şehirlerdeki yıkımları onemli birer işarettir.

1995 Kobe depremi

Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde Ahir Zaman'da vuku bulacak depremlerin cokluğuna da dikkat cekilmiştir. Son yıllarda sık sık meydana gelen depremler, dunya kamuoyunun gundeminde ilk sıralarda yer almaktadır.
Teknolojinin, kendilerine doğaya hukmetme olanağı sağlayacağı hayaline kapılan bazı insanlara ise 1995 Kobe depremi anlamlı bir ders vermiştir. Hatırlanacağı gibi, Japonya'nın buyuk endustri ve ulaşım merkezinde yaşanan deprem hic beklenmedik bir anda meydana gelmiştir. Bu deprem sadece 20 saniye surmesine rağmen, Time dergisinde belirtildiğine gore, 100 milyar dolar civarında zarara neden olmuştur.12
Son birkac yıl icinde meydana gelen buyuk ve surekli depremler, dunya kamuoyunun gundeminde devamlı olarak ilk sıralarda yer almaktadır. Amerikan Ulusal Deprem Enformasyon Merkezi verilerine bakılırsa 1999 yılında, yeryuzunde 20.832 deprem meydana gelmiştir. Bu depremlerde tahmini olarak 22.711 insan hayatını kaybetmiştir.13

Sabah, 25 Haziran 2001
Depremler -hadislerde haber verildiği uzere- onemli kıyamet alametlerindendir.
Şu hadiseler meydana gelmedikce kıyamet kopmayacaktır� depremler coğalacak�
Ramuz-El Ehadis, 476/11Kıyametten once iki buyuk hadise vardır� ve sonra da zelzeleli yıllar.Ramuz-El Ehadis, 187/2
Kuran'da da deprem ile kıyamet arasındaki ilişkiyi işaret eden ayetler bulunmaktadır. Kuran'ın 99. Suresi'nin adı Zelzele (buyuk sarsıntı, deprem) Suresi'dir. Sekiz ayetten oluşan bu surede yerin şiddetli sarsıntısı tasvir edilmekte, bunun ardından da kıyamet gunu insanların diriltilecekleri ve Allah'ın huzurunda hesap verecekleri, zerre ağırlığınca da olsa yaptıkları işlerin karşılığını alacakları anlatılmaktadır:Ramuz-El Ehadis, 476/11Kıyametten once iki buyuk hadise vardır� ve sonra da zelzeleli yıllar.Ramuz-El Ehadis, 187/2
Yer, o şiddetli sarsıntıyla sarsıldığı,
Yer, ağırlıklarını dışa atıp-cıkardığı,
Ve insan: "Buna ne oluyor?" dediği zaman,
O gun (yer) haberlerini anlatacaktır.
Cunku senin Rabbin ona vahyetmiştir.
O gun insanlar, amelleri kendilerine gosterilsin diye boluk boluk fırlayıp-cıkarlar.
Artık kim zerre ağırlığınca hayır işlerse, onu gorur. Artık kim zerre ağırlığınca bir şer (kotuluk) işlerse, onu gorur. (Zelzele Suresi, 1-8)


Sabah, 28 Ocak 2001
Felaketler tum dunyada etkili olmaktadır. Yapılması gereken ise ibret almak ve Allah'a yonelmektir.

Gunumuzde dunya genelinde fakirlik cok ciddi boyutlara ulaşmış durumdadır. UNICEF'in son raporları goz onunde tutulursa, dunya nufusunun dortte biri "tasavvur edilemez sıkıntı ve yokluk koşullarında" yaşamaktadır.14 Bir milyar uc yuz milyon kişi gunde 1 dolar, uc milyar kişi de gunde 2 dolar ile gecinmektedir.15 Yaklaşık bir milyar uc yuz milyon insan temiz sudan, iki milyar altı yuz milyon insan temel sağlık hizmetlerinden yoksundur.16

Gunumuzun ileri teknolojik olanaklarına rağmen fakirlik hala dunyanın en buyuk sorunlarından biridir. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Orgutu'nun (FAO) 2000 yılı raporuna gore, 826 milyon insan yetersiz beslenmektedir.
Gelir dağılımındaki adaletsizlik de son birkac on yıl icinde aşırı derecede, duşunulenin cok otesinde buyumuştur. Birleşmiş Milletler kaynakları gostermektedir ki 1960'da dunya nufusunun en fakir %20'si ile en zengin %20'si arasındaki gelir oranı 1'e 30 iken, 1995'te 1'e 82 olmuştur.18 Sosyal adaletteki cokuşe bir ornek de dunyanın en zengin 225 şahsının servetinin dunya nufusunun %47'sinin senelik gelirine eşit hale gelmesidir.19
İstatistiklerin ortaya koyduğu bu guncel veriler aynı zamanda, Peygamberimiz (sav)'in sozunu ettiği fakirliğin artacağı haberinin de gostergeleridir. Ahir Zaman'ın ilk doneminin belirtileri olan fakirlik ve aclık hadislerde şoyle bildirilmiştir:
Fakirler coğalacak.
Fakirler coğalacak
Olum-Kıyamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, s. 455
Aclık ve hayat pahalılığı alabildiğine yayılacak.
Olum-Kıyamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, s. 440
Peygamberimiz (sav)'in işaret ettiği donemin gunumuz koşullarını tasvir ettiği acıktır. Gecmiş yuzyıllara bakıldığında kuraklık, savaşlar veya felaketler gibi nedenlerle zorluk ve sıkıntılar yaşandığı fakat bunların gecici ve bolgesel boyutlarda kaldığı gorulmektedir. Oysa icinde bulunduğumuz cağda yaşanan fakirlik ve gecim zorlukları kalıcı, duzenli ve buyuk olcekli bir yapı taşımaktadır.Olum-Kıyamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, s. 455
Aclık ve hayat pahalılığı alabildiğine yayılacak.
Olum-Kıyamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, s. 440

Akit, 22 Şubat 2000, Ortadoğu, 12 Nisan 2001, Yeni Mesaj, 10 Kasım 2000, Yeni Binyıl, 21 Temmuz 2000, Yeni Binyıl, 23 Haziran 2000, Hurses, Sayı: 7810
Fakir-zengin ayrımına yol acan sosyal adaletsizliğin temel nedeni elbette Kuran ahlakının yaşanmamasıdır.
Sizden, faziletli ve varlıklı olanlar, yakınlara, yoksullara ve Allah yolunda hicret edenlere vermekte eksiltme yapmasınlar, affetsinler ve hoşgorsunler. Allah'ın sizi bağışlamasını sevmez misiniz? Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.
(Nur Suresi, 22)
Şuphesiz Rabbimiz sonsuz şefkat ve merhamet sahibidir; insanlara zulmedici değildir. Ancak insanlar yaptıkları kotuluk ve nankorlukler nedeniyle yoksulluk ve sıkıntılara zemin hazırlamaktadırlar. Elbette boyle haksız ve uzucu durumlar dini, ahlaki ve vicdani değerlerden yoksun, bencillik ve cıkar ilişkileri uzerine kurulu bir dunya duzeninin kacınılmaz sonucudur.Ahlaki Cokuş (Nur Suresi, 22)
İcinde bulunduğumuz zamanda dunya toplumlarının sosyal yapılarını tehdit eden cok buyuk bir tehlike soz konusudur. Bu tehlike insan bedenini olume goturen viruslere benzer şekilde sinsi bir faaliyet gostererek toplumu yıkıma suruklemektedir. İşte bu tehlike bir insan topluluğunu ayakta tutan ahlaki değerlerin yozlaşmasıdır. Eşcinselliğin, fuhuş ticaretinin, evlilik dışı cinselliğin, cinsel sucların, pornografinin, tecavuz vakalarının ve cinsel hastalıkların artışı ahlaki cokuşun bazı onemli gostergeleridir.
Bahsi gecen konular surekli olarak dunya kamuoyunun gundemindedir. Pek cok insan cevresinde olup bitenlerin, tehlikenin farkında değildir veya bu olayları sosyal hayatın bir parcası olarak değerlendirme gafletine duşmektedir. Ancak istatistikler tehlikenin boyutlarının gorulmemiş bir artışla her gecen gun buyuduğunu gostermektedir.

Akit, 2 Mart 2001, Akit, 1 Aralık 2000, Hurriyet, 26 Haziran 2001
Dini ve ahlaki değerlerden yoksun toplumlar icin AIDS hızla yayılan ve başa cıkılamayan bir bela olmuştur.
__________________