Uveys-el KarÂnî hazretlerine; “Şuracıkta bir adam var. Otuz senedir, bir mezar kazdı, kefenini giydi, o kabrin başında oturmuş ağlar, gecesi gunduzu yok” dediler. “Beni oraya goturun.” buyurdu. Uveys-el KarÂnî’yi onun yanına goturduler. Sararmış, zayıflamış, kurumuş, gozleri ağlamaktan cukurlaşmış halde idi. “Ey kişi, bu kabir ve kefen, seni otuz senedir, Allah’dan alıkoydu. Sen Allah’ı duşunecek, zikredecek yerde, hep kefeni ve kabri duşundun.” buyurdu. O kişi, onun nûruyla o tehlikeyi kendinde gordu. FeryÂd ederek o kabre duşup can verdi.
__________________