Suleymaniye Camiinin inşası tamamlanmış, ibadete acılacağı gun ilan edilmişti O gun gelince istanbul'un her yanından insanlar bu eşsiz eserin acılışında bulunmak icin şehrin bu noktasına akın etmişti Herkes hayranlıkla bu Turk mucizesini seyrediyordu Fakat bunlar arasında bulu nan bir cocuk, "Aaa şu minareye bakın nasıl eğri!" diye bağırıyordu Herkes de bakıyordu ama bir eğrilik gormuyordu Cocuğun minarelerden biri icin eğri dediği Mimar Sinan'a kadar ulaştı Koca mimar hemen cocuğun yanına geldi ve ona, "Yavrum hangi minare eğri goster bana" dedi Cocuk da "İşte şu" diye minarelerden birini gosterdi Mimar Sinan hemen adamlarını topladı Uzun halatları biribirine ekletip minareye bağlattı "Cekin yukarı doğru!" diye cektirmeye başladı Cocuğa da, "Oğlum, bak bu minareyi doğrultturuyorum, sen dikkat et, dosdoğru olunca haber ver"
dedi Adamlar gercekten duzeltiyormuş gibi cekiyorlardı Cocuk bir sure sonra, "Tamam, minare doğruldu" diye bağırdı İşciler cekme işini bırakıp halatları cozduler Başından beri olaya tanık olan Sinan'ın ustalarından biri herkesin kafasını kurcalayan soruyu Mimar Sinan'a yoneltti:
- Ulu mimarbaşımız, sen herkesten iyi biliyorsun ki, minarede eğrilik falan yok O halde nicin duzeltmeye kalkıştın?
Mimar Sinan'ın cevabı inceliğin, anlayışın, hoşgorunun simgesi idi:
- Ben bilmez miyim minarede eğrilik olmadığını Ama cocuğun kafasındaki "minare eğri" intibaını da oyle bırakamazdım Bu yonteme başvurdum ki cocuğun kafasındaki "eğri" kanaati silinsin Yoksa her yerde cocuk aklıyla minarenin eğri olduğunu soyler, sonra gercekten eğri olduğu şeklinde bir inanc yayılırdı
__________________
EĞrİ Mİnare
Dini Bilgiler0 Mesaj
●35 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- EĞrİ Mİnare