Suleyman aleyhisselam, Beyt-ul-Makdis’in inşasını bitirince, Allahu teÂlÂdan, takdirine uygun hukum ile hukmetmeyi nasip etmesini istedi. Bu ona verildi. Kendisinden başka bir kimseye verilmeyen bir mulk ve saltanatın, kendisine verilmesini de istedi. Bu da ona verildi. Beyt-ul-Makdis’in inşasını bitirince, bu mescitte sırf namaz kılmak icin gelen kimsenin, buradan, anasından doğduğu gunku gibi gunahlarından temizlenmiş olarak cıkmasını diledi.
Resulullah efendimizin ummetine de, bu mescitte namaz kılmak cok sevap olmuştur. Nitekim hadis-i şerifte; (Mescid-i Haram’da kılınan namaz, yuz bin namaza; benim mescidimde kılınan namaz, bin namaza; Mescid-i Aksa’da kılınan namaz beş yuz namaza denktir) buyurulmuştur.
Ahit sandığını koydu
Suleyman aleyhisselam, Mescid-i Aksa’ya, Musa aleyhisselamdan beri nesilden nesile gecerek gelen Ahit sandığını koydu. Bu durum, Beyt-ul-Makdis’in Buhtunnasar tarafından yıkılmasına kadar devam etti. Buhtunnasar, Kudus’u alınca, şehri yakıp yıktı. Mescid-i Aksa’da bulunan altın, gumuş ve diğer mucevherleri alıp, Babil’e goturdu.
Suleyman aleyhisselamın, cinler tarafından dokunmuş olan bir yaygısı vardı. Kendisi ve ordusu bu yaygının uzerine cıkar, ruzgar onu emredilen yere gotururdu. Sabahtan oğleye kadar bir aylık, oğleden akşama kadar da bir aylık yol katederdi. Ayrıca ruzgar, duymak istediği sesleri de Suleyman aleyhisselama getirirdi.
Suleyman aleyhisselamın ordusundaki vazifeliler, yemek kaplarını ve malzemelerini de yanlarına alır, ihtiyac oldukca yemek yapar, ekmek cıkarırlardı. Bu şekilde havada seyahat ederlerdi. Yine bir gun emir verilip, Suleyman aleyhisselam ve ordusu, İran’daki İstahar şehrinden Yemen tarafına hareket etti.
Suleyman aleyhisselamın ordusu daha sonra Taif’te Sedir vadisine, sonra da karıncaların cok olduğu Neml vadisine ulaştı. Suleyman aleyhisselamın ordusunun, kendilerine doğru geldiğini goren karıncaların reisi durumundaki dişi bir karınca, arkadaşlarını ikaz edip dedi ki:
- Ey karıncalar! Suleyman aleyhisselam ve ordusu bize doğru geliyor. Cabuk yuvalarınıza girin! Bilmeden ustunuze basıp sizi oldurebilirler.
Bunun uzerine, karıncalar, reislerinin sozune uyarak yuvalarına girdiler.
Karıncanın verdiği ders
Karınca, Suleyman aleyhisselama itaat etmekle memurdu. Elbette itaat ettiği zatı, onun fazilet ve adaletini bilirdi. Karıncalarda, Allahu teÂlÂnın ihsan ettiği bir anlayış vardır. Cunku onlar, faydalarına olan şeyleri bilirler. Mesela, yuvalarına goturdukleri buğday tanesini, cimlenmemesi icin ikiye bolerler. Fakat, kişniş otunu dort parca yaparlar. Cunku kişniş otu, iki parca olursa tekrar bitip buyur.
Suleyman aleyhisselam, dişi karıncanın, Âyet-i kerimede beyan buyurulan sozunu, uzaktan duydu, tebessum etti. Bunun uzerine, karıncalar yuvalarına girinceye kadar, ordusunu vadiye bırakmadı. Hayvan bile reisi bulunduğu topluluğu korumaya calışıyordu. İnsan icin, karıncanın bu davranışında ibretler vardı. Zira insan da emri altındakileri korumalıydı. Coban, guttuğu suruyu her turlu tehlikeye karşı nasıl koruyorsa, cemiyetteki idareci olanlar da, idare ettikleri kimseleri korumalıydılar.
__________________
Hz. Suleyman ve karınca
Dini Bilgiler0 Mesaj
●36 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Dini Bilgiler
- Hz. Suleyman ve karınca